Malzeme ve Metalurji Mühendisi Erhan Mataracı, mühendislik eğitiminin kalitesi ve sektördeki nitelikli iş gücü yetersizliğinin Türkiye’nin sanayi ve inşaat sektörlerini olumsuz yönde etkilediğini ifade etti.
Malzeme ve Metalurji Mühendisi Erhan Mataracı, Türkiye’de mühendislik alanında yaşanan sorunları değerlendirdi.
İnsanlık tarihindeki önemli dönüm noktalarının mühendislik çalışmalarına dayandığını hatırlatan Türkiye’de mühendislik eğitiminin niteliğinde ciddi düşüş olduğunu söyleyen North Atlantic Treaty Organization (NATO) Mühendisi Mataracı, İstanbul’un Fethi ile Orta Çağ’ın sona erip Yeni Çağ’ın başlamasında, Fatih Sultan Mehmet’in döktürdüğü şahi toplarının kritik rol oynadığını belirterek, şunları söyledi:
“RAKİPLERİNİN ÇOK ALTINDA PARA KAZANIYOR”
“Her yıl yaklaşık 30 bin kişiyi mühendis olarak mezun ediyoruz. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) verilerine göre ülkemizde 170’e yakın mühendislik fakültesi var ancak bu fakültelerin büyük bir kısmından mezun olan mühendislerin kalitesi ne yazık ki yetersiz. Uluslararası projelerde Türk pasaportuna sahip mühendisler diğer ülkelerden rakiplerinin çok çok altında kazanç elde edebiliyorlar. Hatta yabancı işçilerden bile 3-4 kat daha düşük maaşla yurtdışı projelerinde çalışıyorlar.”
“SANAYİ VE İNŞAAT SEKTÖRÜ İÇİN BÜYÜK RİSK”
“Öncelikle bütün ülkenin üniversite mezunu olmasının gerekli olmadığı anlaşılmalı ve bu konularda meslek liselerine veya çıraklık modeliyle iş öğrenimine yönlendirilme yapılmalıdır. Bunun yanında bu yetişecek işçileri yönetecek olan yöneticilerin sayısı gerekli miktarda ama kaliteli olacak şekilde düzenlenmelidir. Böylelikle mühendisler asgari ücrete veya altı rakamlara çalışmak zorunda kalmayacaklar, ülkelerine, ailelerine ve kendilerine gerçekten fayda sağlayacak durumda olacaklardır.
TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNİ TEHDİT EDİYOR
Yeşilçam filmlerinde bile mühendisler hep saygı duyulan isimler arasındayken günümüzde halkın geri kalanının acıyacağı konuma düşmüşlerdir. İş hayatında yönetecekleri işçiler tarafından bile hor görülüyorlar. Bu çarpıklık düzeltilmedikçe Türkiye’nin ekonomik ve teknolojik anlamda kalkınması mümkün olmayacaktır. Bir ülkenin ekonomik başarısı, sadece para politikalarına değil, aynı zamanda bu parayı kazanacak iş gücünün niteliğine bağlıdır.