Patronlar özgürlüklerine düşkün, seçici ve otoriteye meydan okuyan görüşleri ile iş dünyasına damga vuran Y jenerasyonu ile çalışmaya alışa …
Patronlar özgürlüklerine düşkün, seçici ve otoriteye meydan okuyan görüşleri ile iş dünyasına damga vuran Y jenerasyonu ile çalışmaya alışa dursun, iktisat dünyası artık de Z jenerasyonu ile yeni bir periyoda girdi. Üyelerinin yüzde 40’ı Y ve Z neslinden oluşan EGİAD da “İş Hayatında Y ve Z Kuşağı” toplantısı ile Deloitte Private önderi Özgür Öney ve Deloitte İnsan İdaresi Hizmetleri başkanı Cem Sezgin’i ağırlayarak mevzuyu değerlendirmeye aldı.
Faal üyelerinin büyük çoğunluğunu Y ve Z jenerasyonunun oluşturduğu Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD), yeni kuşak üyelerinin beklenti ve taleplerini anlayabilmek için mevzuyu mercek altına aldı. İnsanların doğduğu ve büyüdüğü yıllara nazaran dünyaya bakış açısının değişiklik göstermesi sebebiyle nesiller ortasındaki farkları inceleyen EGİAD, iş dünyasını yeni jenerasyon iş beşerlerine hazırlamak üzere çalışma başlattı.
“Onlar için mümkün olmayan hiçbir şey yok”
Covid-19 salgını tesiri ile dünyanın birçok açıdan karşı karşıya kaldığı belirsizlik ortamının, Y ve Z neslini yakından etkileyerek, sorumluluk konusundaki şuurunu arttırdığına dikkat çeken EGİAD İdare Şurası Lideri Alp Avni Yelkenbiçer, “Y ve Z nesli kendilerini siyasal belirsizlikler, ayrımcılık ve iklim değişikliği nedeniyle sorumlu hissetmekteler. Bu nesillerin üyeleri uzun vakittir toplumsal değişim için bir şeyler yapılabileceğini savunuyor ve artık bunun için dünyanın kıymetli bir noktada olduğunu düşünüyor. Daha eşitlikçi ve sürdürülebilir bir dünyayla sonuçlanacak değişimi yönlendirmek için sorumluluğun kendilerinde olduğunu düşünüyor ve üzerilerine düşen misyonu yapmak istiyorlar. Z nesli ile ilgili genel telaffuzlar hepimizin malumudur; onlar bağımsızdırlar, özgürdürler, onlar için mümkün olmayan hiçbir şey yoktur” dedi.
“Z Jenerasyonu, aile şirketlerinde çalışmak yerine kendi girişimcilik kıssalarını yazmak istiyor”
Z jenerasyonunun çoğunluğunun hayalinde, aile şirketlerinin işlerini yapmak değil de kendi serüvenlerini çizmenin yattığına dikkat çeken Yelkenbiçer, bu nesilde girişimciliğin yükselen bir paha olarak ortaya çıktığını vurgulayarak, “Bu saptamalara eleştirel gözle bakmak yerine tahminen de girişimcilik, çeviklik, fevkalâde teknoloji hünerleri ve sahip oldukları etraf şuuru üzere pahalar üzerinden yaklaşmak yerinde olacaktır” sözlerini kullandı.
“Yeni jenerasyonları ve değişen iş yapma biçimlerini çok önemsiyoruz”
EGİAD’ın faal üyelerinin büyük çoğunluğunu Y ve Z neslinin oluşturduğunu lisana getiren Yelkenbiçer, derneğin gelişimi için yeni jenerasyon üyeleri anlamanın kıymetli olduğunu hatırlatarak, “EGİAD’da malum olduğu üzere 47 yaşından itibaren etkin üyelikten fahri üyeliğe geçilmekte. Fahri üyelerimiz her faaliyetimizde bizlerle birlikte oluyor ve bizlere yol gösteriyor olsalar da tüzük gereği 47 yaş sonrasında seçme ve seçilme hakkı sona ermekte. Bu durumda faal üyelerimizin küçük bir kısmı X neslinden; çoğunluğu Y neslinden ve süratle artan bir oranda da yeni üyelerimiz de Z jenerasyonundan. Yeni jenerasyonları ve değişen iş yapma biçimlerini çok önemsiyoruz. 10-15 yıl bandında benzeri bir EGİAD webinarında tüm faal üyelerimizin Z jenerasyonu olacağı şuuru ile sürdürülebilir bir dernek için fikir üretmemiz büyük ehemmiyet arz etmekte” diye konuştu.
Deloitte Private başkanı Özgür Öney ve Deloitte İnsan İdaresi Hizmetleri önderi Cem Sezgin ise, Deloitte olarak gerçekleştirilen Y ve Z nesli araştırmasını paylaştı. 2020’de iş hayatının yüzde 60’ını Y ve Z jenerasyonunun oluşturduğunun belirtildiği sunumda, işe veda edenlerin X jenerasyonu olduğu bundan sonra işe alınacakların ise Z nesli olunacağı vurgulandı. Şu anda iş hayatına hâkim olmaya başlayan Z jenerasyonunun asıl hedefinin para kazanmak değil geleceğe ve dünyaya katkı yapan şirketlerde çalışmak olduğu söz edildi. Pandeminin iş yapış biçimlerini etkilediğinin de belirtildiği sunumda, sıhhat problemlerinin başladığı tarih itibariyle 22 bin beyaz yakalının ülkeden ayrıldığı ve birinci gidenlerin X jenerasyonu olduğu kaydedildi. Türkiye’den Almanya’ya sığınma hakkı isteyenlerin oranının 2016’da yüzde 17 olduğu, 2018’de ise bu oranın yüzde 48’e çıktığı vurgulandı.
