C2FO Türkiye Direktörü Serden Keçecioğlu, 2025’te her gün 1 milyar dolar işletme sermayesi sağlayan bir platform olmayı hedeflediklerini …
C2FO Türkiye Direktörü Serden Keçecioğlu, 2025’te her gün 1 milyar dolar işletme sermayesi sağlayan bir platform olmayı hedeflediklerini belirterek, “Üretim yapan, istihdam sağlayan şirketlerin, işlerini büyütmek için ihtiyaç duydukları sermayeye en ucuz, en hızlı ve en kolay yoldan ulaşmalarını sağlayan bir finansal çözüm olmak istiyoruz. ” dedi.
Keçecioğlu, C2FO’nun çalışmaları kapsamında açıklamada bulundu.
Keçecioğlu, C2FO’nun global ölçekte faaliyet gösteren bir finansal teknoloji şirketi olduğunu ve şirketlerin nakit akışını kolaylaştırmaya yönelik çalışmalar yürüttüğünü söyledi.
Tedarik zinciri finansmanının odaklandıkları temel alan olduğunu belirten Keçecioğlu, “Özellikle büyük ölçekli şirketlere mal ve hizmet satan tedarikçilerin, alacak vadesini beklemeden ihtiyaç duydukları anda bu alacaklarını tahsil edebildikleri bir altyapı sunuyoruz. Bugüne kadar C2FO ekosistemi üzerinden dünyanın büyük ölçekli şirketleri tedarikçilerine 250 milyar doların üzerinde faturayı erken ödedi.” dedi.
Keçecioğlu, likiditenin orta ölçekli firmalara gitmesinde C2FO’nun önemli rol oynadığına işaret ederek, “Bankalar açısından bakıldığında KOBİ’lere doğrudan kredi kullandırmak daha karlı ancak öte yandan daha riskli. İstikrarlı bir şekilde KOBİ finansmanı yapmakla ilgili bazı zorluklar var.
Özellikle piyasa şartları kötüleştiğinde finansmana erişimi zorlaşan KOBİ’ler oluyor. Dolayısıyla, KOBİ’lerin kolaylıkla kullanabildiği bir teknoloji platformu olarak, KOBİ’leri herhangi bir kredi yükü altına sokmayan tedarik zinciri finansmanının, işletme sermayesine ulaşmadan en etkili yol olduğuna inanıyoruz.” şeklinde konuştu.
BU MODEL REEL EKONOMİNİN DESTEKLENMESİNE YARDIMCI OLUYOR
C2FO ile sadece banka kaynağının değil, şirketlerin kasalarındaki kısa vadeli atıl nakdin de tedarik zincirine aktarılabildiğini vurgulayan Keçecioğlu, “Örneğin, büyük bir şirketin hazine yöneticisi, kendi kasasındaki nakdi kısa vadeli finansal enstrumanlar ile değerlendirerek paranın değerini korumaya çalışıyor. Halbuki şirket parayı dijital bir platform üzerinden iskonto karşılığında tedarikçilerine dağıtmaya başladığında, kendi üretim ekosistemini desteklemeye başlıyor ve reel ekonominin desteklenmesine yardımcı oluyor.” dedi.
Keçecioğlu, büyük ölçekli şirketlerin kendilerini merkezi konuma alıp, tedarik zincirlerine kaynak aktarımının kolaylaştırılmaları gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
“Bu şirketler, nakit pozisyonlarının ve kredibilitelerinin gücü ile C2FO’yu kullanarak kendi tedarikçilerine kaynak aktarabiliyor ya da bankaların büyük şirketlerin kredi riskini alarak ticari borçları finanse etmelerini sağlıyoruz. Yani ticari borçların erken ödenmesi. Bu kurgu sayesinde herkes kazanıyor. Bu model ile alıcı firmaların işletme sermayesi güçleniyor. Tedarikçiler likidite elde ediyor. Ayrıca bu model reel ekonominin desteklenmesi için çok elverişli. Paranın spekülatif alanlara gitmesini engelliyor. Bunun en ideal alanlarından biri tedarik zinciri finansmanı çünkü her finansmanın arkasında fatura var. Bu işlemi uçtan uca dijital şekilde gerçekleştirebilen bir sisteme sahibiz.”
HIZLA PARA AKIŞI SAĞLAYAN MEKANİZMA HALİNE GELDİK
Salgının 1-2 ay öncesinde Çin’deki siparişlerde bir azalma, teslimatlarda gecikme, üretim durmaları ve finansman ihtiyacının artışını kendi sistemlerinde gördüklerini dile getiren Keçecioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz data serimizde bu durumu çok net gözlemledik. Bu noktada hükümetler finansman imkanlarını artırdılar. ABD ve Avrupa’daki firmaların tedarik noktalarını değiştirme eğilimi başladı. Bu durum Türkiye’ye büyük bir fırsat sundu. Bu noktada Türkiye’deki tedarikçilerin almış olduğu siparişleri teslimatını yapabilmeleri için finansman ihtiyacı doğdu. Çünkü ham madde alımı, daha çok istihdam ve kapasite artışı gerekti. Salgınla mücadelede tedarikçilere hızla para akışı sağlayan mekanizma haline geldik.
Otomotiv’den beyaz eşyaya, hazır giyimden gıda perakendesine, e-ticaretten lojistiğe çok çeşitli sektörlerde dünyanın en büyük işletmelerine tedarik zinciri finansmanı altyapısı kurup işletiyoruz. Sadece Türkiye’de C2FO’yu tedarikçilerine sunan firmalar, 2022 yılının ilk 9 ayında, çoğunluğu KOBİ statüsündeki tedarikçilere 2,3 milyar TL’yi aşan miktarda erken ödeme yaptılar. Bugüne kadar tahsilini hızlandırdığımız toplam alacak tutarı ise 3,7 milyar TL’yi aştı.”
Keçecioğlu, şu anda haftada 1,5 milyar dolarlık işletme sermayesi sağlarken, 2025’te her gün 1 milyar dolar tutarında erken ödemenin yapıldığı ve küresel tedarik zincirlerine can suyu niteliğinde kaynak aktaran bir platform olmayı hedeflediklerini aktararak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ancak rakamların ötesine geçersek, üretim yapan, istihdam sağlayan şirketlerin, işlerini büyütmek için ihtiyaç duydukları sermayeye en ucuz, en hızlı ve en kolay yoldan ulaşmalarını sağlayan bir finansal çözüm olmak istiyoruz. Bunun yolunun, her ülkedeki büyük ölçekli ve görece risksiz şirketlerin ticari borçlarını finanse ederek, hızla tedarik zincirine akıtmak olduğuna inanıyoruz. Ancak bu şekilde, şirketlerin, bankaların ve kamu otoritesinin güçlü ve herkes için kârlı bir finansal istikrara katkı sunabilecekleri kanaatindeyiz.
Türkiye’de ise, kamunun öncülüğünde bir işletme sermayesi platformu kurulmasına destek vermek istiyoruz. Ancak böyle bir platform sayesinde, üretim yapan KOBİ’lerin çok düşük maliyetle finansmana erişmesi sağlanabilir. Kamu otoritesinin hedeflediği gibi, ihracatı ve üretken alanları destekleyen fatura bazlı finansman modelinin temelinde, tedarik zinciri finansmanı olduğunu düşünüyoruz”