TBMM Amasra Maden Kazası Araştırma Komisyonu, yer altı madenlerinde çalışma yaşının yeniden değerlendirilmesi önerisinde bulundu.
Bartın’ın Amasra ilçesindeki Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesinde 14 Ekim 2022’de meydana gelen maden kazasının tüm yönleriyle araştırılarak benzer kazaların önlenmesine yönelik tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonunun taslak raporunda, maden kazalarının önlenmesine ve maden sektöründe iş sağlığı ve güvenliği ikliminin iyileştirilmesine yönelik öneriler yer aldı.
AK Parti Kayseri Milletvekili Taner Yıldız başkanlığındaki komisyonun hazırladığı taslak raporda yer alan toplam 120 maddelik öneriler arasında, maden çalışanlarının haklarına ve niteliklerine ilişkin ilave önerilere de değinildi.
Raporda, iş kazaları ya da meslek hastalıkları sebebiyle çalışma kabiliyetini kısmen ya da tamamen kaybeden çalışanların, zihinsel ve bedensel yetilerine uygun meslek edindirme rehabilitasyon merkezlerine sevkinin koordine edilmesi gerektiği belirtildi.
Türkiye’deki meslek hastalıkları sonucu iş akdi feshedilen çalışanların iş kaybetme korkusu ile tanı konulması yönünde direnç gösterebildiklerine işaret edilen raporda, “Meslek hastalığına yakalanan çalışanlar, tanı konulması sebebiyle sosyal haklarından mahrum olmamalıdır.” denildi.
TTK’de çalışan tüm mühendis ve teknikerlerin statü farklılıkları üzerinde çalışılması gerektiği kaydedilen raporda, “çalışanların nitelikleri” konusunda şu önerilere yer verildi:
“Maden Yönetmeliği’nde bulunan ‘istihdam durumu’ başlıklı madde 3.2’de ‘maden üretiminde çalışacak personel sayısı, çalışacakların vasıfları, ücret düzeyi ve üretime bağlı istihdamın yıllara göre temini konusunda bilgi verilmelidir’ hükmü yer almaktadır. Söz konusu hususlar, maden iş yeri açılmadan önce işletme izni verilmesi aşamasında olduğu gibi maden iş yerinin çalışma hayatı boyunca belirlenecek rutinlerde de kontrol edilmeli, çalışanlara ait nitel ve nicel gerekliliklerin sağlanmadığı durumlarda idari yaptırımlar uygulanmalıdır. Yer altı madeninde işe yeni başlayan bir personelin, tecrübeli çalışanların yanında yedek olarak çalışıp deneyim kazanması önem arz etmektedir. Tecrübeli çalışanların yanında yedek olarak çalışacaklar için asgari bir süre belirlenmelidir.”
Raporda, yer altı madenlerinde çalışma yaşının yeniden değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapılarak, “Yer altı madenciliğinin fiziksel ve psikolojik olarak zorlu koşullar gerektirdiği göz önüne alındığında yer altı madenlerinde çalışma yaşının yeniden değerlendirilmesi yerinde olacaktır.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Raporda ayrıca, madenlerde görev yapan ateşleyicilerin (barutçu) niteliklerinin (yaş, eğitim vb.) yeniden düzenlenmesi gerektiği dile getirildi.
ÜCRET DÜZENLEMESİ ÖNERİSİ
Raporda, madenlerde iş yeri disiplini ve çalışma düzeni konusunda da öneriler yer aldı.
Bazı madenlerde, işçilerin kendilerine verilen işleri bitirince ocak dışına çıkmaları uygulamasının yapıldığı anımsatılan raporda, “Bu çalışma düzeni, çalışanları bir an önce ve alelacele işlerini bitirip ocak dışına çıkmaya sevk ettiğinden iş güvenliği açısından son derece problemli bir çalışma sistemidir. Yer altı, riskli bir çalışma ortamı olduğundan, ocaktaki en son çalışan içeriden çıkıncaya kadar ocaktaki diğer tüm çalışanların yardımına ihtiyacı olabileceği unutulmamalıdır. Dolayısıyla söz konusu uygulama istisnasız olarak terk edilmeli, çalışma sürelerini düzenleyen İş Kanunu’na uygun mesai düzenine riayet edilmelidir.” ifadelerine yer verildi.
Raporda, yer altı kömür üretimi gibi hassas bir alanda teknik ve idari personelin terfi işlemlerinin doğrudan görevde yükselme sınavları ile yapılması ve üretim birimlerinde ara unvanların önceki dönem tecrübeleriyle karşılaştırılarak tekrar gözden geçirilmesinin yerinde olacağı aktarıldı.
Maden ocaklarında iki asgari ücret uygulamasının temel ücret olarak kabul edilmesinin, yer altında çalışan unvan grupları arasındaki ücret gelir makasını daralttığına dikkat çekilen raporda, “Bu husus çalışanların göreceli olarak daha hafif olan alt gruplarda çalışmayı talep etmelerine ve üretimde kalifiye unvanlardan kaçışa neden olmaktadır. Bu durumun iyileştirilebilmesi için Maden Kanunu’ndaki Ek Madde 9’da ifade edilen ‘ödenecek ücret miktarı’ ibaresinin ‘ödenecek ücret ve ek gelirleri miktarı’ şeklinde düzenlenmesi yerinde olacaktır.” görüşü paylaşıldı.