Kızıldeniz’deki silahlı çatışmalar ve buna bağlı olarak Ümit Burnu üzerinden Avrupa ve Asya arasındaki nakliye rotalarındaki kaymalar, küresel tedarik zincirinde aksamalara neden olurken alternatif rotaları gündeme taşıdı.
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları Kızıldeniz’deki gerginliği de büyüttü. Başta ABD olmak üzere bazı ülkelerin İsrail’in yanında yer alarak savaş ve uçak gemilerini bölgeye göndermesi üzerine Yemen’deki Husiler de Hamas’a destek verdiğini açıkladı.
Husilerin İsrail’e giden Kızıldeniz’deki ticari gemilere insansız hava araçları ve füzelerle saldırıda bulunmasıyla bölgedeki tansiyon yükseldi. Bunun üzerine çok sayıda ticari gemi rotasını Kızıldeniz yerine taşımanın daha uzun sürdüğü Süveyş Kanalı’na kırdı.
ABD ve İngiltere de Yemen’de Husilere ait hedefleri vurmaya başladı. Amerikan ve İngiliz savaş uçakları, son olarak Sana, Hudeyde ve Taiz kentlerindeki bazı noktalara hava saldırısı gerçekleştirdi.
Bu gelişmeler küresel nakliye firmalarının rotalarını yeniden çizmek zorunda kalmasına yol açarken bölge genelinden haber akışı ve gelişmeler devletlerin yanı sıra yatırımcıların da odağına yerleşti.
GELİŞMELER TEDARİK ZİNCİRİNİ ETKİLEDİ
Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Kuzey Afrika Uzmanı Dr. Kaan Devecioğlu, AA muhabirine, Kızıldeniz’de yaşanan gelişmelerin ticarete ve ulaşım rotalarına etkisine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Uluslararası Ticaret Odası (ICC) verilerine göre, dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 80’inin deniz taşımacılığıyla gerçekleştirildiğini belirten Devecioğlu, “Babülmendep Boğazı özelinde Kızıldeniz’in küresel ticaret açısından temel önemi, dünya ticaretinin en az yüzde 10’unun, Avrupa ticaretinin ise yüzde 40’ının geçtiği bir su yolu olmasından kaynaklı.” dedi.
Husilerin İsrail menşeli gemilere saldırı düzenlemesinin ardından ABD’nin bölgede operasyon başlattığını hatırlatan Devecioğlu, karşılıklı saldırılarla olayların büyüdüğünü dile getirdi.
Devecioğlu, mevcut durumda ABD ve İngiltere’nin Yemen’deki Husi hedeflerini vurduğunu hatırlatarak şunları ifade etti:
“Bu durum küresel ekonomideki krizi derinleştirecek. Bu iddianın temel nedeni ise ABD ve İngiltere operasyonunun ardından İran ve Hizbullah’ın kınama yayınlaması ve Rusya’nın BM Güvenlik Konseyini acil toplantıya çağırması. Dolayısıyla küresel ve alt bölgedeki aktörler arasında ciddi bir diplomatik ve askeri çatışma mevcut. Bu kriz tedarik zincirlerinin aksamasını ve küresel enflasyonun artmasını tetikleyecek. Alternatif rotanın ise Ümit Burnu’nu içermesi ve yaklaşık olarak 6 bin kilometre olması ekstra maliyetler yaratacak.”
DENİZCİLİK ŞİRKETLERİ ROTALARINI DEĞİŞTİRİYOR
Araştırmacı-yazar Dr. Hüseyin Korkmaz da Husilerin İsrail’in Gazze’deki saldırıları nedeniyle Kızıldeniz’de gemileri hedef almasının bir süredir bölgesel güvenliği tehdit ettiğini, bu durumun küresel tedarik zincirini aksatarak maliyetlerin artmasına da neden olacağını söyledi.
Korkmaz, Kızıldeniz’in, enerji nakli ve küresel deniz ticareti için kritik öneme sahip olduğuna dikkati çekerek, “Dolayısıyla burada meydana gelen çatışmalar küresel piyasaları etkilemekle beraber enerji geçişleri konusunda da sıkıntılara neden oluyor.” diye konuştu.
Denizcilik şirketlerinin güvenlik riskleri nedeniyle rotalarını değiştirmek zorunda kaldığına işaret eden Korkmaz, bu sebeple navlun maliyetlerinde artışlar yaşandığını bildirdi.
Korkmaz, ABD liderliğinde başlatılan operasyona değinerek şöyle konuştu:
“Bu kapsamda ABD ve İngiltere’nin Yemen’deki askeri unsurlara yaptığı hava saldırısı, küresel rekabet bağlamında yeni bir cephenin daha açılmasına neden olabilir. Bu aynı zamanda navlun maliyetlerindeki artışı hızlandırabilir. Çatışmanın derinleşmesi küresel ticaretin önemli bir kısmının geçtiği Kızıldeniz hattının tamamen kapanmasına gidecek olayları tetikleyebilir.”
“PETROL ARZI ETKİLENEBİLİR”
Kızıldeniz hattının kritik özelliklerinden birinin de küresel petrol ticaretindeki hayati rolü olduğunu vurgulayan Korkmaz, bölgede yaşanan istikrarsızlıklar ve çatışmaların küresel petrol arzında belirsizliklere yol açabileceğini dile getirdi.
Korkmaz, ABD ve Çin arasında devam eden küresel ölçekli rekabetin her alanda hissedildiğini belirterek şunları kaydetti:
“Çin, Kızıldeniz’de meydana gelen olaylarda nötr çizgide durmaya çalışsa da bölgede yapılacak askeri müdahalelere karşı bir pozisyonda bulunuyor. Kızıldeniz’de devam eden gelişmeler uluslararası arenada yeni çatışma alanlarının açılmasına ve böylece küresel çapta bir kaosun artmasına neden olabilir. Küresel jeopolitik alanın, artan çatışmalar ve belirsizliklerle şekillendiği bu dönem, uluslararası ilişkilerde daha fazla kutuplaşmayı ve bölgesel güçlerin daha aktif ve etkin roller üstlenmesini kaçınılmaz kılıyor.”