Dior ve Armani’nin İtalya’daki üretim operasyonlarına kayyum atanması milyar dolarlık pazarda taşları yerinden oynattı. Yeni üretim rotasında Türkiye piyasası ön plana çıkıyor.
Dünya moda devlerinden Dior ve Armani’ye çocuk-kaçak işçi çalıştırılması, işçilerin 24 saat ve sağlıksız ortamlarda çalıştırılması, düşük maliyet-yüksek fiyat sebepleriyle İtalya’daki üretim operasyonlarına geçtiğimiz günlerde kayyum atandı.
BOMBA ETKİSİ YARATTI
1.5 trilyon euro’luk pazarın en önemli markalarından olan Dior ve Armani hakkındaki iddialar sektörde bomba etkisi yarattı. Dior ve Armani için deri ürünler yapan atölyelerin, yüksek kaliteli ürünleri perakende fiyatlarının çok altında üretmek için düşük ücretle yabancı iş gücü kullandığı ortaya çıktı. Armani soruşturması ise, İtalya’daki Çinli üreticilerin işçi koruma yasalarını ihlal ettiğini ortaya çıkardı. Artık dünyada tüketiciler markalara sadece estetik ve ürün anlamı yüklemiyor. Alışveriş yaptıkları markanın toplumsal ve dünya için üstlenmiş olduğu değerlere de fiyat veriyorlar. Dolayısıyla o değerleri fiyatladıkları için markaların buna uygun davranması gerekiyor. Sektör temsilcileri, bilinçli tüketicilerin binlerce euro’ya aldıkları ürünlerin yapım aşamasında yaşanan olumsuzlukların gözler önüne serilmesiyle markalardan uzaklaştıklarını ve satışların aniden düşmeye başladığı ifade ediliyor. Ayrıca markaların üretimde gözlerini yeni rotalara çevirebileceğini, en uygun rotalardan birinin de Türkiye olduğu belirtiliyor. Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Sinan Öncel, “Türkiye’de dünya devlerine fason üretim yapan imalatçılar var. Aynı zamanda Türkiye’deki taklit ürün üreticileri de dünya devleriyle işbirliği yapmaya yönlendirilebilir. Hem ‘kayıt dışı ekonomi’ sisteme dahil edilir hem de taklit ürün sektöründe çalışanlar işsiz kalmaz” diye konuştu.
TAŞERON OLABİLİRLER
Çanta, ayakkabı ve hazır giyimde taklit ürünler yapan üreticilerin yasal bir çizgi altına toplanıp, dünya devlerine üretim yapar hale getirilebileceğini söyleyen Öncel, taklit ürün üreticilerine ağır cezaların gelmesi gerektiğini söyleyerek şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye’de taklit ürün üreten çok başarılı üreticiler var. Bu kadar iyi taklit ürün yapılacağına hepsi kayıt altına girsin ve kayıtlı olarak Dior’a, Armani’ye, dünya devlerine üretim yapsınlar. Dünyanın en lüks markalarının taşeron üreticiliğini yapabilirler. Böyle iyi taklit yapan yetenekli üreticiler, hayli hayli orijinal markaya da ürün yapar. Ayrıca ülkemizde üretim yapacaklar için yatırım teşviki, vergi muafiyeti, arsa tahsisi ve sigorta indirimi gibi birçok teşvik bulunuyor.”
Dior ve Armani’nin ayrı ayrı değerlendirilmemesi gerektiğini belirten Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Öncel, lüks ürün kategorisinde olan bu iki markanın üretim süreçlerinde; diğer markaların dikkat etmesi gereken unsurlardan çok daha fazla detay olduğunu söyledi.
DENETİMLER ÇOK İYİ
Tüm markaların çalışanlarının haklarını gözetmek zorunda olduğunu vurgulayan Öncel, şöyle konuştu: “Türkiye’de üretim yaptıran yabancı markaların pek çoğu sosyal denetimlerini de yaptırıyor. Yurtdışında üretim yaptıran Türk markaların da denetim mekanizmaları oldukça iyi. Kayyum atanması, markaları daha dikkatli olmaya davet ediyor.”
BORSADA 30 MİLYAR EURO’LUK KAYIP
Modanın devleri İtalya’da gerçekleşen kayyum haberiyle sarsılırken, hisse senedi piyasasında ise adeta bu operasyonun ayak seslerinin duyulduğu izlenimi doğdu. Dior’un mart ayı ortasında 832.5 euro hisse fiyatı, 2 Temmuz’da 661.5 euro’ya geriledi. Bu süreçte yaşanan kayıp yüzde 20.5 oldu. Şirketin piyasa değeri de 150.1 milyar euro’dan 211.7 milyar euro’ya indi.