Dolara savaş açan Çin, yuan ile ticaretle ABD’nin hegemonyasını kırmayı hedefliyor. Rusya’nın ardından Suudi Arabistan ve Brezilya hamlesiyle dikkati çekn Çin, gelişmekte olan ülkeleri borçlandırarak ticarette yuanın ağırlığını artırıyor.
Banka iflaslarıyla gündeme gelen ABD’de finansal sistem alarm verirken diğer yandan doların tahtı sallanıyor. ABD’nin küresel hegemonyasının arkasında hiç kuşkusuz doların rezerv para olması yatıyor. Ancak Çin yuan ile ticaretle dolarının hegemonyasını kırmayı hedefliyor. Bu alandaki hamlelerine yenilerini ekleyen Çin, Brezilya üzerinden ABD’nin arka bahçesine girdi. İki ülke arasında yapılan anlaşma ile 150 milyar dolarlık ticaret yuan ve real üzerinden gerçekleştirilecek.
Çin’in hamlelerini daha çok enerji üzerinden gerçekleştirdiği görülüyor. Bu alanda Pekin boş durmuyor. Çin, Avrupa ülkelerinde de atağa geçerek petrol şirketi CNOOC üzerinden Fransız TotalEnergies’e 65 bin ton LNG satışı gerçekleştirdi. Çin, hâlihazırda kapsamlı yaptırımların uygulandığı İran’dan aldığı petrol için yuan cinsinden ödeme yapıyor.
Diğer yandan Rusya, Batılı devletlerin yaptırımlarına maruz kaldığı bu dönemde yuan para birimine giderek daha fazla önem veriyor. Geçtiğimiz günlerde Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile Moskova’da görüşen Putin, Uluslararası ticarette Afrika, Asya ve Güney Amerika ülkelerinin “Çin Yuanı” kullanması yönünde çağrıda bulunmuştu. Rusya Merkez Bankasının yayınladığı verilere göre, Çin yuanı Rusya’nın dış ticaretinde önemli bir oyuncu hâline geldi. Çin para biriminin Rusya’nın ithalat anlaşmalarındaki payı Ocak 2022’de yalnızca yüzde 4’ten geçen yılın sonunda yüzde 23’e yükseldi. Yuan’ın ihracat anlaşmalarındaki payı da yüzde 0,5’ten yüzde 16’ya yükseldi.
SUUDİ ARABİSTAN’IN ŞİÖ HAMLESİ
Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS ülkeleri nezdinde devam eden “ticarette “dolarsızlaşma” süreci Suudi Arabistan ile hız kazandı. Suudi Arabistan, Çin’e yaptığı petrol satışlarının bir kısmını yuan cinsinden fiyatlandırmak için Pekin ile görüşüyor. Günde ortalama 7,5 milyon varil ile dünyanın en büyük petrol ihracatçısı konumundaki Suudi Arabistan’ın, petrolü dolar üzerinden fiyatlandırmayı bırakıp yuana dönmesi; Katar’ın da sıvılaştırılmış gazı için aynı adımı atması, doların uluslararası döviz piyasasındaki hegemonyasına yönelik bir darbe olarak değerlendiriliyor. Ayrıca ABD’nin güvenlik endişelerine rağmen Çin ile uzun vadeli bir ortaklık kuran Suudi Arabistan hükûmeti Şanghay İş Birliği Örgütüne katılma kararını onayladı.
Uzmanlar bütün bu gelişmelerin doların hegemonyasını tehdit ettiğini söylüyor. Geçmişte ABD’nin Ekonomi Politikalarından Sorumlu Hazine Bakan Yardımcılığını yapan Paul Craig Roberts, dünya enerji ticaretinde dolardan uzaklaştıkça ABD ekonomisinin çöküşe doğru ilerlediğini dikkat çekerken, ABD Kongre Üyesi Marjorie Taylor Green de Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte doların hâkimiyetinin sona erebileceği uyarısında bulunuyor.
DOLARIN PAYI YÜZDE 59’A GERİLEDİ
Doların tahtını sallayacak adım merkez bankalarının döviz rezervlerine de yansıyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından yayınlanan rapora göre, doların dünyadaki merkez bankalarının döviz rezervlerindeki payı 2021 sonu itibarıyla yüzde 70’ten yüzde 59’a gerilerken, bu oran kayıtlara son 25 yılın en düşük seviyesi olarak geçti. ABD’nin küresel ekonomideki payı da 1980’den bu yana yüzde 14’ten yüzde 11’e geriledi.
IMF’DEN DAHA ÇOK KREDİ VERDİ
Çin, son altı yılda gelişmekte olan ülkelere acil durum kredisi olarak büyük çoğunluğu yuan cinsinden olmak üzere 185 milyar dolar borç verdi. Bu, aynı dönemde IMF’nin verdiği 144 milyar dolar krediden daha fazla.