DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Hafif Kar Yağışlı
0°C
Ankara
0°C
Hafif Kar Yağışlı
Pazartesi Karla Karışık Yağmurlu
2°C
Salı Parçalı Bulutlu
2°C
Çarşamba Az Bulutlu
3°C
Perşembe Az Bulutlu
5°C

Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) Türk Telekom’u satın alması hakkında bilinmesi gerekenler

Aralık ayından bu yana süregelen görüşmeler neticesinde LYY ve Türkiye Varlık Fonu arasında 10 Mart 2022 tarihinde kazan – kazan ilkesi …

Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) Türk Telekom’u satın alması hakkında bilinmesi gerekenler
18.03.2022 22:00
0
A+
A-

Aralık ayından bu yana süregelen görüşmeler neticesinde LYY ve Türkiye Varlık Fonu arasında 10 Mart 2022 tarihinde kazan – kazan ilkesi çerçevesinde LYY’nin Türk Telekom’daki %55 hissesi için bir Pay Satın Alma anlaşması imzalandı.

LYY NEDEN SATMA İHTİYACI DUYDU?

LYY, pek çok bankanın bir araya gelmesi sonucu özel amaçlı olarak kurulmuş
bir Ortak Girişim Şirketi. Türk Telekom, her ne kadar LYY sahipliği altında son
derece başarılı bir dönem geçirmiş olsa da Telekom sektörünün bankaların ana iş odağı olmaması nedeniyle sahibi olduğu %55 Türk Telekom hissesini satma niyetini ortaya koydu.

NEDEN VARLIK FONU SATIN ALDI?

Varlık Fonu’nun amacı, bünyesindeki varlıkların değerini en üst seviyeye çıkarmak, yurt içindeki stratejik yatırımlara sermaye sağlamak, Türkiye’deki şirketlerden bölgesel ve küresel liderler çıkmasına destek olmak ve finansal piyasaların iyileşmesine katkıda bulunmaktır. Dolayısıyla, Varlık Fonu’nun Türk Telekom gibi cazip bir varlığa sahip olmak ve değerini büyütmek niyetini ortaya koyarak, zaten portföyünde var olan bir varlık içindeki hissesini artırması, Türkiye Varlık Fonu’nun vizyonu ile tümüyle örtüşüyor.

TÜRK TELEKOM’UN ÖZELLEŞTİRİLMESİ YANLIŞ MIYDI?

Türk Telekom’un özelleştirmesi ile ilgili uzun zamandır bilinçli bir karalama kampanyası yürütülüyor ve devletin bu konuda adeta dolandırıldığı iddia ediliyordu. Gerçekler ise çok farklı. 

15,6 MİLYAR USD GELİR ELDE EDİLDİ 

Türk Telekom’un özelleştirilme bedeli, halka arzı ve temettü gelirleri de hesaba katıldığında 2006-2021 tarihleri arasında Hazine’ye (Türkiye Varlık Fonu dahil) toplam 15,6 milyar USD gelir getirmiştir. Bir başarı hikaye denilebilecek özelleştirmeyle devlet büyük faydalar sağlamıştır. Burada kamunun zarar ettiğini söylemek yanlış bir yorumdur.

OTAŞ’IN ÖDEYEMEDİĞİ BORÇ VE SONRASINDA GERÇEKLEŞEN HİSSE DEVRİ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER

Ojer Telekomünikasyon A.Ş.’nin (OTAŞ) geçmiş dönemde kamuoyunda gündeme gelen temerrüde düşmüş 4,75 milyar dolar tutarındaki borç ne Türk Telekom’un ne de Hazine’nin borcu, tamamen OTAŞ’a ait. Bahsedilen kredi OTAŞ ile bankalar arasındaki ticari kredi anlaşmasının sonucu gerçekleşiyor..

OTAŞ’ın 2013’te çeşitli bankalardan kredi alıp taksitlerini ödeyemeyince kredi sağlayan bankalar bir ortak girişimle  şirketin hisselerini 2018 yılında devralıyor.

Türk Telekom veya Hazine bu borç için garantör olmadı, teminat veya kefalet de vermedi.

TÜRK TELEKOM’UN 2026’DA SONA ERECEK SABİT İMTİYAZ KONUSU

İmtiyazlar, Türkiye’de telekom sektörünün bir gerçeği durumunda. İmtiyaz sözleşmeleri
belirli bir süre için altyapının kurulup işletilmesini, imtiyaz süresinin sonunda sürenin
uzatılmasını veya uzatılmaz ise altyapının devlete teslim edilmesini gerektiriyor.

FİBERLEŞME ORANI %92’YE ÇIKARTILDI

Türk Telekom şu anda toptan satışta yaklaşık %80 ve perakende pazarında %60 pay ile sabit genişbant işinde açık ara lider durumda. Düzenleyici kuruluş tarafından 2005 yılında verilen sabit imtiyaz kapsamında Türkiye genelinde 366 bin km uzunluğunda bir fiber ağa sahip. Türkiye’nin zorlu coğrafi yapısı göz önüne alındığında yapılan bu yatırımlarla ülkenin altyapısındaki fiberleşme oranının %92’ye çıkarılmasında Türk Telekom’un büyük rolü var. Pandemi döneminde bağlantı talebindeki hızlı artış, Türk Telekom için önemli bir sınav oldu ve Türk Telekom, sabit şebeke operasyonlarını 80 milyonu aşkın bir nüfusa hizmet ederken, bu kadar büyük bir ölçekte kusursuz şekilde yürütebilecek tek oyuncu olduğunu kanıtladı.

2026 yılında Türk Telekom’a verilmiş sabit İmtiyaz sona erecek olsa da Türk Telekom,
özelleştirildiği 2005 yılındaki gibi yalnızca sabit imtiyaz konusu etrafında değerlendirilebilecek bir varlık değil. TVF’nin harekete geçme motivasyonu ve yapılan anlaşmanın fiyatına baz teşkil eden şirket değerlemesi de zaten bunu yansıtıyor.

SATIN ALMA İLE SABİT İMTİYAZ KONULARI ARASINDA BİR BAĞLANTI YOK

TVF ve LYY arasında yapılan Pay Satın Alım Sözleşmesi ile Türk Telekom’un sabit imtiyaz konuları arasında hiçbir ilgi yok. Çünkü şirket, yıllar içinde kendisini tek iş kolundan ibaret bir sabit ses oyuncusundan, güçlü ve esnek bir entegre telekom operatörüne dönüştü.

2022 ülkemizin 5G stratejisinin tohumlarının atılacağı bir yıl olacak. Bu süreç, Türk Telekom’un sabit imtiyazı tartışmasını da tetikleyebilir; zira fiber altyapı, 5G’ye geçişte oldukça önemli bir konu ve bütünün ayrılmaz bir parçası.

BANKALARLA (LYY) DEVLET KURUMUNUN (TVF) MASAYA OTURMASI VE  FİNANSMAN KONUSU

Dünyada ve ülkemizde pek çok şirket satın alma veya birleşme işlemi banka kredileri ile
finanse ediliyor. TVF de tabii ki bu alternatifleri değerlendirdi. Bankalar açısından
baktığınızda karşı taraf bir devlet kurumu. TVF açısından baktığınızda ise bu yatırımın bir finansman bacağında, bankalarla masaya oturmaktan daha doğal bir süreç olamaz.
Finansman sürecine LYY ortaklığı içindeki bazı bankaların da dahil olması TVF’ye ve Türk Telekom gibi bir değerli bir varlığa olan güvenin önemli bir işaretidir.

MEDYADAKİ ASILSIZ İDDİALARA CEVAPLAR

1 – OGER’IN TÜRK TELEKOM’U SATIN ALDIĞI SIRADA ŞİRKETIN KASASINDA NAKİT FAZLASI OLDUĞU BİLİNİYORDU, BU PARA OGER’E Mİ KALDI?

Türk Telekom’un özelleştirme tarihinde mevcut nakdinin günlük operasyonların yürütülebilmesi için yeterli kısım şirket içerisinde bırakılarak kalan tutar Hazine ve Maliye
Bakanlığı’na (o tarihteki adıyla Hazine Müsteşarlığı) (“Hazine”) aktarılmıştır. Bu tutarların
toplamı 3,8 milyar TL’dir. Dolayısıyla, yüklü miktarda nakdin şirketin kasasında kaldığı ve
OTAŞ’a geçtiği şeklinde sık sık tekrar edilen iddialar yanlıştır.

2 – 10 MİLYAR DOLAR DEĞERİNDEKİ 150 MİLYON METRE BAKIR KABLOYU KAP’A BİLDİRMEDEN SATIŞA ÇIKARDI. OTAŞ, KURUMUN ALTYAPISINI DA SATARAK, MILYARLARCA DOLAR KAZANÇ ELDE ETTİ İDDİASI

OTAŞ, Türk Telekom’un özelleştirilmesini müteakip Türk Telekom hisselerinin yüzde 55’inin maliki olmuş ve bu satıştan kaynaklanan borcunu Hazine’ye ödemiştir. Bu işlem bir kira değil, satış ve mülkiyetin devri işlemidir. Türkiye’deki tüm operatörler iletişim faaliyetlerini süreli imtiyaz sözleşmeleri kapsamında yürütmektedir. Bu kapsamda Türk Telekom da telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesi ve telekomünikasyon altyapısının yürürlükteki mevzuat çerçevesinde kurulması ve işletilmesi için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (“BTK”) ile imtiyaz sözleşmesi imzalamıştır. Söz konusu imtiyaz sözleşmesinin süresi 21 yıldır. 21 yıllığına BTK tarafından Türk Telekom’a verilen haklar ile Hisse Satış Sözleşmesi ile Hazine tarafından Türk Telekom’un hisselerinin mülkiyetinin OTAŞ’a devri birbirinden tamamen farklı konulardır. Türk Telekom’da özelleştirme kapsamında bir altyapı satışı yapılmamıştır. İmtiyaz sözleşmesinin 21 yıllık süreci Türk Telekom’un, sektörün ve teknolojik gelişmelerin gerektirdiği altyapı yatırımlarını güncellemesi söz konusudur. Bu kapsamda eski teknolojinin yeni teknoloji ile güncellenerek fiberleşme vizyonunun gerçekleştirilmesi doğrultusunda bakır kablo satışı finansmanlı projeler yürütülmektedir. Dolayısıyla, iddia edilenin aksine, bu satışlardan elde edilen bedeller OTAŞ’ın kasasına değil Türk Telekom’un kasasına girmekte ve yatırım için kullanılmaktadır. Türk Telekom’un özelleştirmeden bu yana 2021 yıl sonu itibariyle, gerçekleştirdiği yatırım miktarı 55,3 milyar TL (18,6 milyar dolar)’dir. ‘Üstelik OTAŞ, kurumun altyapısını da satarak, milyarlarca dolarlık kazanç elde etti’ ifadesi kesinlikle gerçeği yansıtmayan bir iddiadır. 

3- TÜRK TELEKOM’A AİT GAYRIMENKULLERİN SATILARAK İÇİNİN BOŞALTILDIĞI İDDİASI

Türk Telekom’un her türlü taşınmaz satışı kanunlara uygun bir şekilde, şirket ana sözleşmesi kapsamında ve yönetim kurulu kararı ile yapılıyor. Bu satışların detaylarına ve yapılan yatırım harcamalarına bakıldığında iddia edildiği gibi OTAŞ’ın Türk Telekom’un altyapısının satışından milyarlarca dolar kazanç elde etmesi söz konusu değil. OTAŞ, özelleştirme kapsamında Türk Telekom’un yüzde 55 hissesine karşılık Hazine’ye olan 6,55 milyar dolar olan borcunun tamamını faiziyle birlikte 7,06 milyar dolar olarak ödedi. OTAŞ’ın bankalardan aldığı kredi ise sadece OTAŞ’ı bağlayan bir durum.

4- HARİRİ AİLESİNİN TÜRK TELEKOM’U TÜRK BANKLARINDAN ALDIĞI KREDİLERLE SATIN ALDIĞI İDDİASI

Türk Telekom’un %55 hissesi, %20’si peşin ve kalanı 5 yıl vade (yıllık LIBOR + 2,5 faiz) olmak üzere 6,55 milyar USD bedel karşılığı özelleştirildi. Ojer Telekomünikasyon A.Ş. (OTAŞ) hisse satışına ait bakiyeyi erken ödeyerek borcunun tamamını kapatmış; bu işlem sonucu, 7,06 milyar USD 2005- 2007 döneminde devletin kasasına girmiştir. OTAŞ’ın borcunu ödeyememesi sonucu gerçekleşen hisse devrinin Türk Telekom ve Türk Telekom’un faaliyetleri ile bir ilgisi bulunmuyor. 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.