Merkez Bankası’nın 500 baz puanlık artışını değerlendiren Goldman Sachs, bunun enflasyondaki artışı ve Türk Lirası’ndaki değer kaybına yönelik tek seferlik bir ayarlama olduğunu ve bir faiz artırım döngüsünün başlangıcı olmadığını belirtti.
Yabancı yatırım kuruluşları, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) 500 baz puan ile beklentilerin üzerindeki faiz artırım kararını olumlu karşıladı.
PPK karar metninde, “Kurul, ayrıca, operasyonel çerçevede değişikliğe giderek Merkez Bankası gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 300 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar vermiştir.” denilmişti. Dünkü faiz kararı öncesi gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranları, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 150 baz puanlık bir marj ile belirleniyordu.
Uzmanlar gibi yabancı yatırım kuruluşları da TCMB’nin aldığı “sürpriz” faiz kararı ve PPK metninin, bankanın enflasyonla mücadelede ne kadar ciddi ve kararlı olduğunu gösterdiğini vurguladı.
“BUNUN BİR BAŞLANGIÇ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUZ”
ABD’li yatırım bankası Goldman Sachs’ın Türkiye raporunda, “TCMB’nin söz konusu faiz kararının, bankanın fiyat istikrarını sağlamaya dair kararlılığı ve geleneksel politikalara bütünüyle geçişe yönelik güvenilirliğini artırabileceğini düşünüyoruz. Faiz artırımının yerel seçimlere iki haftadan az bir süre kala yapılması sinyal etkisini daha da güçlendirdi.” denildi.
Raporda, TCMB’nin, sıkılaşma eğilimini koruduğu ve mevcut para politikası durumunun aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentilerinin öngörülen tahmin aralığına yakınsanana kadar korunacağını tekrarladığı kaydedildi.
TCMB’nin anketinde yılsonu enflasyon beklentisinde görülen artışın büyük ölçüde geriye dönük bakışı yansıttığı belirtilen raporda, “Enflasyon beklentilerinin yükselmediğini düşünüyoruz. Söz konusu kararın yeni bir sıkılaşma döngüsünün başlangıcı olduğunu düşünmüyoruz. Bu adım, TL’de değer kaybı beklentilerinin önüne geçebilmek ve enflasyon beklentilerini düşürmek amacıyla atıldı.” ifadeleri kullanıldı.
Raporda, enflasyonun yılın ikinci yarısında sert bir şekilde düşmeye başlamasıyla yıl sonunda yüzde 33’e gerilemesi ve TCMB’nin üçüncü çeyrekten itibaren faiz indirimlerine başlamasının beklendiği kaydedildi.
“TCMB’NİN FARKLI ARAÇLARINI KULLANMAYA DEVAM EDEBİLECEĞİNİ GÖSTERİYOR”
Merkezi İngiltere’de bulunan çok uluslu yatırım bankası HSBC de müşterilerine gönderdiği raporda, TCMB’nin beklenmeyen faiz artırım kararıyla ilgili, “Yaklaşan seçimlere rağmen para politikasının kararlılıkla sıkılaştırılması cesaret verici ve olumlu.” değerlendirmesinde bulundu.
Faiz koridorunun genişletilmesi kararının da gelecek dönemlerde TCMB’nin farklı önlemler ve/veya likidite yönetimi araçlarını kullanmaya devam edebileceğini gösterdiği kaydedilen raporda, TCMB’nin piyasa likidite koşullarını izleyeceği ve gerektiğinde sterilizasyon araçlarını kullanacağı bildirildi.
“TÜRKİYE’NİN DEZENFLASYON HEDEFLERİ GİTGİDE DAHA GERÇEKÇİ GÖRÜNÜYOR”
Alman bankası Deutsche Bank da Türkiye ile ilgili yayımladığı raporda, yaklaşık 10 gün önce uzun TL carry trade pozisyonlarını kar ile kapattıklarını anımsatarak, TCMB’nin dünkü faiz kararının ardından yeniden TL’de uzun pozisyon almaya ilişkin güvenli hissettiklerini aktardı.
Yapılan son faiz artışının rezervler üzerindeki baskıları gevşeteceği öngörülen raporda, Türkiye’nin dezenflasyon hedeflerinin gitgide daha gerçekçi göründüğünün altı çizildi.