DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Kar Yağışlı
0°C
Ankara
0°C
Kar Yağışlı
Pazartesi Çok Bulutlu
2°C
Salı Parçalı Bulutlu
2°C
Çarşamba Az Bulutlu
3°C
Perşembe Az Bulutlu
6°C

‘İlaç denemelerinde yapay organ dönemi başlıyor’

Amerika’daki Jackson Laboratuvarı Enstitüsü’nde ‘Baş Araştırmacı’ olarak immünoloji, enfeksiyon hastalıkları ve kanser tedavisi konularında …

‘İlaç denemelerinde yapay organ dönemi başlıyor’
08.06.2021 01:00
0
A+
A-

Amerika’daki Jackson Laboratuvarı Enstitüsü’nde ‘Baş Araştırmacı’ olarak immünoloji, enfeksiyon hastalıkları ve kanser tedavisi konularında önemli çalışmalar yürüten Prof. Dr. Derya Unutmaz, Demirören Haber Ajansı’na önemli açıklamalarda bulundu.

“BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN KOMUTA MERKEZİNİ KANSERE KARŞI EĞİTİYORUZ”

İmmünoloji araştırmalarında yeni ilaç geliştirebilmek ve vücut mekanizmalarını tam olarak anlayabilmek için yüksek teknoloji gerektiren yöntemler üzerinde de çalıştıklarını kaydeden Prof. Dr. Unutmaz, “Aslında kovid öncesinde bu çalışmalara başladık ancak salgınla beraber biraz yavaşladı. Ama bugünlerde yeniden o çalışmalara geri döndük. Benim ana konum bağışıklık sistemi. Bağışıklık sisteminin birçok konuya etkisi var. Örneğin son zamanlarda biz, kanser tedavisi üzerine çalışıyoruz. Yine bağışıklık sistemine, yani ‘içimizdeki orduya’, kanser hücrelerini nasıl tanıtabiliriz ve kansere karşı bu orduyu nasıl eğitebilir, nasıl programlayabiliriz diye bazı araştırmalarımız var. Buradaki stratejimiz, bağışıklık sisteminin ‘T hücrelerini’- komuta merkezi ya da keskin nişancılarda diyebiliriz bunlara- hastalardan alıyoruz, onları laboratuvar ortamında eğitip donatıyoruz, yani genetik olarak programlıyoruz ve bu hücreleri özellikle kanser hücrelerini tanıyacak hale getirip daha sonra bunları tekrar hastaya geri veriyoruz. Bu şekilde çok etkili bir tedavi yöntemi elde ediyoruz. Ama tabii ki çalışmanın çoğu şu an laboratuvar düzeyinde devam ediyor” dedi.

“İLAÇLARI ORGAN DÜZEYİNDE TEST EDEBİLECEĞİZ”

Teknolojik çalışmalarına da değinen Prof. Dr. Unutmaz, bilim ve tıp dünyasını artık üç boyutlu yazıcılarda basılan yapay organ devrinin beklediğini anlattı ve şu bilgileri verdi:

“Üç boyutlu basımla laboratuvarda organlar üretiyoruz. Bu çok önemli. Örneğin bir ilacı test edeceksiniz, bunu bir organ düzeyinde yapmanız lazım. Akciğerde ya da kalpte, tabi ki insanda yapamıyorsunuz bu deneyleri bazen. Yine Amerika’da bir Türk doktor arkadaşımla birlikte çalışıyoruz bu proje üzerinde. Günümüzde bir ilacın geliştirilmesi için fare deneyleri yapılıyor. Önce hayvanlarda deneniyor yani. Ama maalesef ilacın etkinliği ya da yan etkileri, insanda her zaman hayvanlarda olduğu gibi olmayabiliyor. Onun için Faz 1 çalışmaları yapılıyor. Hatta birçok ilaç da bu sebeple Faz 1 veya Faz 2 aşamasında başarısız oluyor. Çünkü insanda farklı bir sonuç çıkıyor. Eğer biz bunları organ düzeyinde test edebilirsek, çok çok daha hızlı ilerlemiş olacağız. Yeni ilaç geliştirme konusunda hız kazanacağız.”

“VİRÜSLERİN AKCİĞER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİ 3D ORGANLARLA İNCELİYORUZ”

Pandemi öncesi yapay organ modelleriyle meme kanseri ve bazı virütik akciğer hastalıkları hakkında çalışmalar yürüttüklerini de kaydeden Prof. Dr. Unutmaz, “Örneğin meme kanserinde dokunun içine hücreler nasıl girebiliyor, diğer doku hücreleriyle nasıl bir ilişki içindeler, bunları anlamamız gerekiyordu. Onun üzerine üç boyutlu basım yapıyorduk. Bu çalışmaların sonuçlarını da çok yakın bir tarihte yayınlayacağız. Onun dışında akciğerde virüsler akciğer dokusuna nasıl giriyor, bütün akciğerin nefes borusu kısımlarını vs, basarak test ediyorduk. Tabii Covid sürecinde biraz Covid için de çalıştık bu şekilde. Yine bağırsaklar çok önemli. Çünkü bağırsakların içinde bakteriler yaşıyor. O ortamı simüle etmeye çalışıyoruz, modellemeye çalışıyoruz laboratuvarda. Bayağı ilerledik bu konuda. Tabii ki çok kompleks mekanizmalar, şu anda geliştirme aşamasındayız ama kanserle alakalı olan çalışmamız, özellikle ilaç seçimi için çok yakında ilaç firmaları tarafından kullanılmaya başlanacak diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

İLAÇ MÜJDESİ

Türkiye’de insanların maske kullanımına Amerikalılardan çok daha fazla dikkat ettiğini gözlemlediğini söyleyen Prof. Dr. Unutmaz, Covid-19 ilacının yaz ortasında ya da en geç sonbaharda piyasaya çıkacağını düşündüğü belirtti. Aslında grip için geliştirilen ancak Covid-19 tedavisindeki etkinliği denenen molnupiravir adlı ilaca dair Faz 3 çalışmalarının bitmek üzere olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Unutmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Merck firması Faz 3 çalışmalarını Mayıs’ta bitirecekti ama biraz gecikme oldu galiba. Çok kısa sürede bu sonuçlar açıklanacaktır diye düşünüyorum. Hayvan deneyleri, Faz 1 ve Faz 2’de çok iyi sonuçlar çıktı. Çok hızlı bir şekilde durduruyor virüsü. Diğer büyük firmaların da böyle faz çalışmaları var. Maalesef uzun sürüyor bu çalışmalar ve bir de yanlış bir strateji yürüttük Covid pandemisinde. Çok büyük bir aciliyet vardı, var olan ilaçları test etmekle müthiş bir enerji harcadık. Örneğin hidroksiklorokin, hiç çalışmadığı belli olan bir ilacı defalarca test ettik, vakit kaybettik. Ben çok etkili ilaçlar çıkacağından eminim. Belki bu yaz, belki sonbahara doğru.”

“İNGİLTERE’DE HİNT VARYANTI BASKIN HALE GELDİ”

Prof. Dr. Derya Unutmaz, Dünya Sağlık Örgütü’nün artık Covid-19 varyantlarında yeni bir adlandırma sistemine gittiğini belirterek, “Bildiğiniz gibi şimdiye kadarki varyantların dünyada 4 çeşidi var. DSÖ bunlara İngiltere, Hindistan vs demek yerine artık ‘Alfa, Beta, Gama, Delta’ şeklinde bir adlandırma sistemine geçti. İngiltere’de çıkana Alfa varyantı deniyor artık. Brezilya’daki daha önce P1 denilen varyant Beta, Güney Afrika varyantı Gama, Hindistan’da çıkan varyant da Delta olarak adlandırıldı. İngiltere’de çıkan çok daha bulaşıcı bir varyanttı ve hızlı bir şekilde dünyayı ele geçirdi. Aslında virüsler birbirleriyle rekabet ediyorlar, daha çok bulaşıcı olan versiyonu bir avantaj sağlıyor ve hızlı bir şekilde yayılıyor. Brezilya ve Güney Afrika’da olanların biraz daha fazla tehlikesi var. Çünkü onlarda antikorlardan kaçış mutasyonları oluştu. Daha önce kovid geçirenlerin bir daha enfekte olma riski oluştu. Ya da aşı sonrası antikor düzeyi çok yüksek değilse, enfekte olabiliyorsunuz. Hindistan’da çıkan Delta varyantı ise hepsinin bu özelliklerini bir arada topladı, daha tehlikeli bir hale geldi. Hatta Alfa yani İngiltere’deki çıkandan çok daha bulaşıcı olduğu söyleniyor. Şu anda İngiltere’de bile Alfa’nın yerine geçmiş durumda Hindistan’dan gelen virüs. Bu bakımdan çok tehlikeli ve bir miktar antikorlardan da kaçıyor” dedi.

“ÇOK FAZLA ZAMANIMIZ KALMADI, VİRÜSLE YARIŞTA ÖNE GEÇMELİYİZ”

BioNTech gibi çok etkili antikor oluşturan aşıların, özellikle iki dozdan sonra bu varyanta karşı da tamamen koruyucu olduğuna değinen Prof. Dr. Unutmaz, sözlerini şöyle noktaladı:

“Bizim kendi yaptığımız bazı çalışmalar da var buna dair. Yani antikorların etkisi 5-6 kat düşebiliyor ama bu aşılarla o kadar çok antikor üretiyorsunuz ki fark etmiyor. Yine de durdurabiliyorsunuz bunu. Şu anda müthiş bir yarış var virüsle aşılanma arasında. Bizim de önümüzde çok fazla zamanımız kalmadı. Çünkü bu Delta varyantı çok hızlı yayılıyor. Onun için aşılanma ile onun önüne geçmemiz lazım. Geçemezsek, gerçekten önümüzdeki bir iki ayı yine çok zor geçirebiliriz.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.