Sigortacılar, 6 Şubat’taki depremlerin ardından artçı sarsıntıların sürdüğüne ve yeni depremlerin meydana gelebildiğine dikkati çekerek, az hasarlı konutlarda tespit için acele edilmemesi uyarısı yaptı.
11 ilde büyük yıkıma neden olan depremlerin ardından, evlerini ve araçlarını sigortalatan depremzedeler, acil nakit ihtiyaçlarını karşılamak adına sigorta şirketlerine başvurarak hasar tespiti yaptırıyor.
Başkent Sigorta Acenteleri Derneği (BASİAD) Başkanı Hacı Ali Yücel, depremlerin ardından şu anda yaklaşık 45 bin kişinin hayatını kaybettiğini, milyarlarca lira maddi zararın meydana geldiğini söyledi.
Sigortacılık sektörünün, telafisi imkansız bu kayıpların ardından elini taşın altına sokan sektörlerin başında geldiğini anlatan Yücel, poliçesi olan araçlar, konutlar, iş yerleri ve can kayıplarında poliçe limitleri kapsamında ödeme yapıldığını dile getirdi.
Yücel, şunları kaydetti:
“Artçı sarsıntılar ve bağımsız depremler o bölgede hala devam ettiği için depremzede vatandaşlarımız hasar başvuruları için çok acele etmesin. Çünkü sigortalılar ‘kısmi sigorta şirketi’ ile anlaşıp tazminatı aldıktan sonra da hasar meydana gelebilir. Vatandaşlarımız yeni hasar konusunda sigorta eksperlerini ve şirketlerini 2. hasara ikna etmekte zorlanabilirler. Örneğin eviniz kısmi hasarlı ve zararınız 150 bin lira. Anlaşıp tazminatı aldınız. 5 saat sonra bir sarsıntı daha oldu, bu sefer çatlaklar büyüdü hatta eşyalarınızdan da zarar görenler oldu, zararınız büyüdü, bu farkı anlatmak zor ve yetersiz kalabilir.”
“KREDİLERDE DOSYA MASRAFININ İÇERİSİNDE SİGORTA DA VAR”
Hacı Ali Yücel, deprem bölgesinde bankalardan konut, iş yeri, tüketici ve araç gibi herhangi bir sebeple kredi çeken vatandaşların mutlaka bilmesi gereken bir konu daha olduğuna dikkati çekti.
Vatandaşlardan “dosya masrafı” adı altında alınan bedelin içinde mutlaka sigorta poliçesi de bulunduğunu anlatan Yücel, kullanılan kredi türü ile ilişkili hayat, konut, DASK, ferdi kaza, araç kasko ve trafik gibi sigortaları bankanın zorunlu olarak ya kendisinin ya da başka bir aracıya bunu yaptırdığını ifade etti.
İlgili poliçelerin aslı veya aslı yerine geçen sureti olmadan kredinin onaylanmadığını belirten Yücel, şu bilgileri paylaştı:
“Bu poliçelere ulaşmak önemli çünkü zaten mağdur olan insanlarımıza bir nebze de olsa yaralarına merhem olacak bu meblağ. Mesela, 200 bin lira konut kredisi kullandınız, krediyi veren banka ‘dosya masrafı’ adı altında belirli bir tutarı size DASK, konut, hayat veya ferdi kaza poliçeleri olarak yansıtıyor. Eğer kredi kullanan kişi poliçeyi kendisi yaptıracağını belirtirse, poliçe gelmeden kredi açılmıyor. Yani poliçe her halükarda zorunlu olarak yapılmış oluyor. Söz konusu 200 bin liralık krediyi aldınız. Konutunuz depremde hasar gördü. İlgili DASK poliçenizin bedelinin yanı sıra konut poliçenizdeki 200 bin lira limiti de sigorta şirketinden tazmin etme imkanına sahipsiniz. Ayrıca hayat sigortası da yapılmış ise banka borcu da buradan kapanıyor. Yani vatandaşlar toplamda DASK, poliçede verilen sigorta bedeli ve poliçede belirtilen enflasyon oranı kadar tazminat alma imkanına sahipler.”
Kredi kullanan vatandaşların bu konudaki haklarını bilmesinin önemini vurgulayan Yücel, asıl önemli konunun vatandaşların bu poliçeleri bankalardan zamanında temin edebilmesi olduğunu belirterek, “Geçen yıl bankaların yaptığı ancak sigortalı vatandaşların haberlerinin olmadığı 60-70 bin poliçe olduğu duyumunu aldık.” dedi.
Vatandaşların poliçeleri e-Devlet üzerinden de kontrol edebileceğini aktaran Yücel, sözlerini, “Öncelikle kredi sahibi yaşıyor ise e-Devlet Kapısı’ndan ‘Poliçelerim’ bölümünden bulunabilmektedir. Eğer kişi vefat etmiş ise e-Devlet otomatik olarak silindiği için yasal varislerden bir kişi Sigorta Bilgi Merkezine (SBM) başvurabilir. Bu poliçeler acenteler vasıtasıyla düzenlenmiş ise genelde sorun yaşanmıyor ancak bankalar tarafından düzenlenmişse poliçeye ulaşmak güçleşiyor. Çünkü bankalar etik davranmıyor. Özellikle özel bankalar gerek pandemi sürecinde gerek deprem sürecinde hiç etik davranmadıkları konusunda duyumlar alıyoruz.” diye tamamladı.