Türk Eximbank Genel Müdürü Güney,”Katılım Bankaları Aracılığıyla İhracat Destek Finansmanı Programı’nın katılım finans ilkelerine uygun yapısıyla, Türkiye’nin ihracat merkezli kalkınma hedeflerine güçlü katkı sağlayacağına inanıyoruz.”dedi.
Türk Eximbanktan yapılan açıklamaya göre, 2025’in ilk üç ayında katılım bankaları, 14 milyar 612 milyon dolarlık ihracat hacmine ulaşarak toplam ihracatın yüzde 9,5’ini oluşturdu.
Katılım finans sistemi, istikrarlı büyümesinin yanında dijitalleşme ve teknoloji transferi gibi stratejik alanlara sunduğu katkılarla Türkiye’nin küresel ticaretteki konumunu güçlendiren önemli aktör haline geldi.
Bu ivmeyi desteklemek, katılım bankalarının ihracattaki payını kalıcı şekilde artırmak, Türkiye’nin ihracat hamlesine katkı sağlamak, döviz kazandırıcı hizmetleri desteklemek ve reel sektörün küresel pazarlarda daha güçlü şekilde yer almasını sağlamak amacıyla Türk Eximbank tarafından yürütülen “Katılım Bankaları Aracılığıyla İhracat Destek Finansmanı Programı” uygulamaya alındı.
Türk Eximbankın, TKBB işbirliğiyle hayata geçirdiği program, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından gerçekleştirilen mevzuat güncellemesini müteakip uygulamaya alındı.
Program, katılım finans ilkelerine uygun şekilde kurgulanmış yapısı, kapsamlı uygulama çerçevesi ve güçlü kurumsal işbirliği modeliyle, Türkiye ekonomisinin itici gücü olan ihracatçı firmalara Türk lirası cinsinden finansman sunuyor.
Ayrıca Banka, katılım finans sisteminin reel sektördeki etkinliğini artırmayı ve ihracatçının finansmana erişimini kolaylaştırmayı da hedeflerken ihracatçılara stratejik bir büyüme perspektifi sunuyor.
FİNANSMAN DESTEĞİ, KATILIM FİNANS İLKELERİ DOĞRULTUSUNDA SAĞLANIYOR
Yeni düzenlemeyle, Türkiye’de yerleşik ihracatçılar, imalatçı-ihracatçılar, dış ticaret sermaye şirketleri ve sektörel dış ticaret şirketleri ile serbest bölgelerde faaliyet gösteren üretici ve satıcı firmalar, programdan doğrudan yararlanma imkanı buluyor. Turizm, taşımacılık, mühendislik, sağlık ve yazılım gibi döviz kazandırıcı hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren şirketler de program kapsamında finansmana erişebilecek.
İhracat potansiyeli taşıyan tüm sektörlere yönelik tasarlanan programla, ihtiyaç duyulan finansman desteği katılım finans ilkeleri doğrultusunda ve katılım bankaları aracılığıyla sağlanıyor. Böylece hem üretim hem hizmet odaklı işletmelerin yurt dışı pazarlara açılması ve sürdürülebilir büyüme sağlaması hedefleniyor.
“İHRACAT KALKINMA HEDEFLERİNE KATKI SAĞLAYACAK”
Açıklamada görüşlerine yer verilen Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney, sağladıkları finansmanla ihracatçıların güçlü adımlarla ilerlemesine ve Türkiye’nin ihracat odaklı büyüme modeline katkı sunmaya devam ettiklerini belirtti.
Murabaha (kar beyanı ile satım), eser (istisna) ve Katılım Esaslı Alacak Sigortası (KEAS) gibi katılım finans ilkelerine yönelik enstrümanlarının olduğunu ifade eden Güney, şunları kaydetti:
“Mevcut ürünlerimizin faizsiz bankacılık ilke ve standartlarıyla uyumlu hale getirilmesi faaliyetleri kapsamında Faizsiz Sevk Öncesi İhracatın Finansmanı Programı ve Faizsiz Finansal Kiralama Programı ürünleriyle ihracatçılarımıza sunulan finansman imkanlarını genişlettik. Şimdi de Katılım Bankaları Aracılığıyla İhracat Destek Finansmanı Programı’nı uygulamaya aldık. İhracat odaklı büyümenin önünü açmayı hedefleyen bu kapsamlı programın, katılım finans ilkelerine uygun yapısıyla, Türkiye’nin ihracat merkezli kalkınma hedeflerine güçlü katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bu vesileyle TCMB, TKBB ve her bir katılım bankamızla ayrı ayrı olarak ihracatımızın ve ihracatçımızın desteklenmesi noktasında yıllara dayanan işbirliğimizin artarak devam etmesinden dolayı memnuniyetimizi dile getirmek istiyorum. Türk Eximbank olarak gerek vade gerekse maliyet açısından sağladığımız uygun finansman desteğiyle Türk ihracatçısının uluslararası alanda rekabet gücüne katkı sağlamaya devam edeceğiz.”
“KATILIM FİNANSIN SORUMLU BANKACILIK ANLAYIŞIYLA ÖRTÜŞÜYOR”
TKBB Genel Sekreteri İsmail Vural da ihracatın finansmanında katılım finans sisteminin daha etkin rol almasını hedefleyen programın, kaynakların Türk Eximbank aracılığıyla katılım bankalarına ve reel sektörde faaliyet gösteren ihracatçı ve döviz kazandırıcı hizmet sunan firmalara yönlendirilmesini mümkün kıldığını kaydetti.
Bu sayede, Türkiye’nin ihracat potansiyelinin artırılmasına katkı sağlanırken aynı zamanda katılım finans ilke ve standartlarına uyumlu finansman mimarisinin oluşturulduğunu belirten Vural, “Programın tasarımı ve uygulanma sürecinde esas alınan şeffaflık, uyum, risk paylaşımı ve ilke temelli yaklaşım, katılım finans sektörünün etik ve sorumlu bankacılık anlayışıyla ne denli örtüştüğünü bir kez daha ortaya koymaktadır. Ürün kapsamında işlemlerin elektronik ortamda yürütülmesi planlanmakta olup web servis entegrasyonunun tamamlanmasına kadar geçici başvuru süreçleri de tanımlanmıştır.” bilgisini paylaştı.
“TÜRKİYE’NİN İHRACAT VİZYONUNA YÖN VEREN YAPISAL ADIM”
Türkiye’nin dış ticaret kapasitesini artırmayı, reel sektörde üretim ve hizmet odaklı firmaların küresel pazarlara erişimini kolaylaştırmayı ve katılım finans sisteminin reel ekonomiyle bağını daha da güçlendirmeyi amaçlayan bu yaklaşım, Türkiye’nin ihracat vizyonuna yön veren yapısal adımlardan biri olarak öne çıkıyor.
Türk Eximbank’ın kamu gücüyle sağladığı kaynak yönetimi becerisi ile katılım bankalarının yaygın hizmet ağı ve sektörel uzmanlığı birleşerek ihracatçılara erişilebilir, etik ve sürdürülebilir finansman modeli sunuluyor. Bu sinerji, sadece bugünün ticari ihtiyaçlarını karşılamayı değil aynı zamanda Türkiye’nin ihracatta uzun vadeli rekabet gücünü artırmayı da hedefliyor.