PCR testi zorunlu tutulabilir mi?

ANAYASAYA KARŞIT

Hürriyet’ten Fulya Soybaş’ın haberine nazaran: İstanbul Üniversitesi Anayasa Hukuku Ana Bilim kısmı öğretim üyesi Dr. Volkan Aslan, mecburî PCR ya da zarurî aşı uygulamalarının makul, anlaşılır ve hatta mukayeseli örneklere uygun olduğunu lakin anayasaya karşıt olduğunu söylüyor. Dr. Aslan “ABD ve Avrupa’da tıpkı önlemler uygulanmakta. Hatta biz geç bile kaldık! Naçizane, çok daha sert önlemler alınması gerektiğini düşünüyorum fakat bir hukukçu olarak önlemlerin hukuka alışılmamış olduğunu söylemeliyim. Mart 2020’den yani pandeminin başından beri alınan sokağa çıkma, maske zaruriliği, restoranların kapanması üzere her çeşit kısıtlama anayasaya tersti. ‘Zorunlu’ PCR testi uygulaması da tıpkı nedenden anayasaya aykırıdır” diyor.

HUKUKTAN ÖDÜN VERİLMEMELİ

Nedir o nedenler? İç işleri Bakanlığı ‘zorunlu’ PCR testi uygulaması için bir genelge yayınladı. Kâfi değil mi? Dr. Aslan şöyle açıklıyor: “Hayır, değil. Dert prosedürde. 1982 anayasası ‘Temel hak ve özgürlükler yalnızca harika devirlerde, kanun ile kısıtlanabilir’ diyor. Bu şu demek; pandemi üzere fevkalâde bir durumda ‘zorunlu’ uygulamalar lakin OHAL ya da TBMM’nin bir pandemi yasası çıkarması ile mümkün. ‘Ha genelge ile uygulanmış ha kanun. Ne fark eder?’ diyenler var. Çok fark var. Yasal yere oturmayan her kısıtlama hak ihlallerini yasallaştırır, aşı zıtlığını kuvvetlendirir. İç İşleri Bakanlığı genelgenin desteği olarak Vilayet Yönetimi Kanunu ve Genel Hıfzıssıhha Kanunu gösteriyor lakin bu kâfi değil zira o kanunlarda (kolera- tifüs üzere hastalıklardan bahsediliyor) bu türlü bir hastalıktan bahsedilmiyor. İtalya, Fransa, Belçika üzere ülkelerde de emsal uygulamalar var. Lakin bu ülkeler OHAL ya da pandemi yasası ile durumu yasal bir yere oturttu. Bizde ise parlamento yasallık meselesini umursamıyor, yüksek mahkemeler de önlemlerle ilgili tatmin edici kararlar vermiyor. Unutulmamalı ki hukuk devletinden verilen her ödün salgın hastalıklar kadar tehlikeli olabilir.”

TOPLUM SIHHATİ DEĞERLİDİR

Avukat Yetenekli Işıkay: “Birçok hususta olduğu üzere işin türel boyutunu sonradan tartışıyoruz. Kamu sıhhatini korumak için elbet her türlü tedbir alınabilir. Elbette toplum sıhhati çok değerlidir lakin bunu yaparken bireyin beden bütünlüğünün ihlalini nasıl engelleyeceğiz? Hak ihlallerinin önlenmesi, tıbbi önlemler ve de zarurî uygulamalar ile sonuçları bakımından daha açık, öngörülebilir, anlaşılabilir yasal desteğe muhtaçlık vardır. Eğitim hakkı, sıhhat hakkı üzere kamusal hizmetlerde aşılı- aşısız vatandaş ayrımı yapılamaz ve kişinin PCR testi olup, olmayacağı ‘zorunlu’ kılınamaz. Çünkü bu mevzuda bir yasal düzenleme bugüne kadar yapılmamıştır.”

KANUN İLE MÜMKÜN

Hukukçu, Dr. Rezan Epözdemir, ‘zorunlu’ PCR testi uygulamasının beden bütünlüğüne bir müdahale olduğunu belirterek, “Bir mecburilik varsa bunu kanun ile yapmak lazım. Genelge ile ‘zorunluluk’ olmaz. Hakikaten anayasanın 19. hususu ‘Tıbbi zorluklar ve kanunda yazılı haller dışında kişinin beden bütünlüğüne dokunulamaz, isteği olmadan bilimsel- tıbbi deneylere doğal tutulamaz’ der. Şayet bu unsura dokunmayı düşünüyorsanız o vakit 13. maddeyi hatırlayacaksınız; ‘Temel hak ve özgürlüklerin sonlandırılması hakkın özüne dokunmayacak, ölçülülük unsuru ile demokratik toplum tertibinin gereklilerine uygun biçimde kanun ile sınırlanabilir’ der. Anayasa mahkemesi de Avrupa İnsan Hakları mahkemesi de mecburî PCR ve mecburî aşı uygulamalarına lakin kanun ile yapılması halinde müsaade veriyor. Tüzük, yönetmelik, genel düzenleme ile yapılamaz. Bu nedenle mecburî PCR yaptırmak istemeyenler yönetim mahkemesine iptal davası açacaklardır” ikazında bulunuyor. O halde parlamento neyi bekliyor? Kapsamlı bir kanun çıkarmak sıkıntı mu? Dr. Epözdemir ‘Neden bekliyorlar bilemiyorum lakin yapılabilir, çok sıkıntı değil. Sonuçta siyaset üstü bir problem. Parlamentoda çabucak hemen tüm partiler, kamu sıhhati ile alakalı olduğundan, ortak karar verecektir diye düşünüyorum” diyor.

TOPLUMSAL MEDYA BÖLÜNDÜ

Aşı olanlar da hasta oluyor, virüsü bulaştırabiliyorsa 85 milyon haftada 2 kere PCR testi olsun.

‘Haftada 2 defa test yaptıracaksın’ demek bir müddet sonra hayatı çekilmez hale getirecek ve sonunda ‘Aşı olayım da kurtulayım’ diyeceksin. Bu dolaylı da olsa aşıya zorlamaktır.

Hasta olmayan, hastalık belirtisi taşımayan birine ‘zorunlu’ PCR testi uygulaması yapılamaz.

Kısıtlamalar geldiğinde ‘Vah’ okullar kapandığında ‘Of’ diyorsunuz. Bizlerin, çocukların hayat ve eğitim hakkı için ben de ‘zorunlu’ PCR’ testine evet diyorum.

Şuurlu ve sorumlu vatandaşlık gereği bizler 3 doz aşımızı yaptırıyor ve bu pandeminin bitmesi için elimizi taşın altına koyuyorsak kimler aşılı, kimler değil bilmek de hakkımız.

Sizin sorumsuzluğunuz, bilim dışı, hiçbir evrak ve araştırmaya dayanmayan, temelsiz komplo teorileriniz yüzünden ben ya da çocuğuma bir şey olursa hesabını kim verecek? Madem aşı olmuyorsun o vakit PCR yaptırmak zorundasın.

‘Zorunlu’ PCR testi uygulaması bizi değil aşısızları korumak içindir.