Balıkesir’den, Manisa’dan, İzmir’den, Bayburt’tan, Giresun’dan bütün çocuklara gittiğini kaydeden Büyüm, “Benim için çocuk ayrımı yok. Yeter ki ulaşılmayan köy olsun. Köyden getirdiğim eşyaları peynir olsun, tereyağı olsun, onları da takas niyetine veriyorum. 2014 yılında Tarım ve Orman Bakanlığında atlarla ilgileniyordum. Bakanlıkta çalışan insanlarla köylere gidip havanlara küpe takıyorduk. Köylere giderken farklı bir sendrom oluşuyordu bende. Çocukların hepsi farklı bir zuhurda. Kimi çamurla oynuyordu, kimi demirden araba yapmıştı. Ben bu durumu gördüğümde, bir de akşam kaldığımızda benim oyuncaklarımı alıyorlardı. O durum yok olsun diye buna karar verdim, ayrıca mesailer bana uymuyordu. O çocukları da gördükten sonra çalışmamaya karar verdim. Ondan sonra antikacılık yapmaya başladım. Tespih, bileklik, kolye yapma yeteneğim vardı. Onu da daha iyi değerlendirmeye karar verdim. Bugün gelen kargolarla beraber evde şu an yaklaşık bine yakın oyuncak var, dağıtılmayı bekliyor. Hem yasaklar hem de hava muhalefetinden dolayı erteledim. Bir hafta sonra yine dağıtıma başlayacağım.