Sıhhat Bakanlığı Bilim Şurası Üyesi, Hacettepe Ünivesitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Kolu Lideri ve …
Sıhhat Bakanlığı Bilim Şurası Üyesi, Hacettepe Ünivesitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Kolu Lideri ve Aşı Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Serhat Ünal, Çin’in geliştirdiği koronavirüs aşısında sıhhat çalışanlarının aşınlanmasının sona erdiğini, bu çalışmaların bağımsız bilgi denetleme güvenlik izleme komitesi tarafından değerlendirildiğini ve gereğince güvenlikli olduğu için ikinci basamak olan vatandaşların aşılanmasına başlandığını belirtti. Prof. Dr. Ünal, 21 bini aşkın kişinin istekli olmak için başvurduğunu hatırlatarak, “Beklediğimizden fazla müracaat oldu, 21 binden fazla aşı yaptırmak isteyen var. Yanlış anlaşılmasın; lakin her gelen kişi aşılanacak değil bu. Faz 3 çalışma bu. İkisi gerçek aşı birisi boş aşı olacak. Ve bunları önümüzdeki günlerde takip edeceğiz” diye konuştu.
‘AŞININ BAŞARISI BEDENİN VERECEĞİ YANITLA İLİŞKİLİ’
Bu şahıslardan belirli sayıdaki vatandaşta hastalık meydana geleceğine dikkat çeken Prof. Dr. Ünal, “Hasta olanlar muhakkak sayıya ulaştığında kod kırılacak. Kod kırılması ne demek pekala? Kime boş ya da olağan aşıyı verdiğimizi bilmiyoruz. Açıp bakacağız ve 100 bireye baktık kaçı aşı kolunda, kaçı aşı verilmeyen kolda. Pfizer üzerinden örnek verelim; aşının yüzde 90 gözetici olduğu açıklandı. Kod kırıldığı vakit hasta olmuş 100 kişinin 90’ı aşı olmayan kolda, 10’u aşı olan kolda. Yani aşı 100 bireye yapıldığı vakit 90’ında hastalığa mani oluyor manasına geliyor. Niçin 100’de 100 değil? Aşının başarısı yalnızca verdiğimiz aşının kompozisyonuna bağlı değil, temel bedenin ne karşılık verdiği, immün sisteminin, savunma sisteminin ne kadar âlâ yanıt verdiğiyle alakalı. Yüzde 90 müdafaa düzgün bir rakam” sözlerini kullandı.
‘BREZİLYA’DAN ÇİN AŞISININ AKTİFLİK SONUCUNU BEKLİYORUZ’
Dünya Sıhhat Örgütü’nün “Yüzde 60 ve üzerinde gözetici bir aşı olursa, bunu biz yaygın kullanırsak salgını durdurabiliriz” diye açıklama yaptığını hatırlatan Prof. Dr. Ünal, “Bizde de vakti geldiğinde kod kırılıp, Çin’den gelen aşının yüzde kaç hami olduğu ortaya çıkacak. Yalnızca Türkiye’de değil, birebir vakitte Brezilya ve Endonezya’da da çalışmalar devam ediyor. Brezilya’da bizden çok daha fazla kişi aşılanmış durumda, 10 bini geçti. Oradan her an kodun kırılıp, aktiflik çalışması sonuçlarının gelmesini bekliyoruz” diye konuştu.
‘AMACIMIZ TESİRLİ BİR AŞI OLDUĞUNU GÖSTERMEK’
Prof. Dr. Serhat Ünal, gönüllülerin internet sitesi ve açıklanan telefon çizgisinden başvurduğunu bildirerek “Müracaatlar bir ön kıymetlendirme kümesi tarafından mesleklerine nazaran ve bilgilerine nazaran risk kümelerine nazaran bedellendiriliyor. Burada öncelik tanınan bireyler 24 merkezimize bildirilecekler. O merkezler kendi programlarına nazaran aşılamalarını yapacaklar. Meslek kısıtlaması yok; lakin müracaatta bir ön kıymetlendirme yapılıyor risk açısından. Tamamının aşılanmasına gerek olacak mı bilmiyorum. Kod kırmaya kadar masraf bu iş. Temel maksadımız bu aşının Faz 3’te yan tesirini kabul edilebilir emniyetli ve tesirli bir aşı olduğu göstermek. Emniyetinden zati bir kuşkumuz yok. Aktifliği için de belirli sayıda kişinin hasta olmasını takip ediyoruz. Aşikâr bir sayıya ulaşınca hangisi evvel olursa, 13 bin bireye kadar aşılayacak kapasitemiz var. Ya bu sayıya ulaşacağız ya da ondan evvel yeteri sayıda hasta meydana gelmişse kodu kırıp çalışmayı sonlandıracağız” dedi.
‘TOPLUMUN YÜZDE 60’I AŞILANDIĞINDA DURACAK’
Prof. Dr. Serhat Ünal, koronavirüsün tüm dünyada tesirli olmaya devam ettiğine dikkat çekerek, şöyle konuştu:
“Koronavirüs şu anda dünyayı yakmaya devam ediyor. 50 milyonu geçmiş hadise sayısı, 1 milyonu geçmiş mevt sayısından bahsediyoruz. Bu nerede sonlanacak, nereye gidecek? Daima söylediğimiz üzere ya bir mutasyon beklentisi var; fakat çok da geçerli değil üzere, ya o denli mucizevi bir ilacınız olur, önden verirsiniz hastalık meydana gelmez, ya da hasta olanlara verirsiniz bütün ölümlere mani olur; bununla ilgili çalışmalar var fakat daha o denli bir ilaç bulunmadı, ya da aşıya güveneceğiz. Önlemlerle bir arada toplumun yüzde 60’ı aşılandığında bu salgın duracak. Evvel biz neyi yapabiliyoruz, o sorumluluğumuzu yerine getirelim. Maske, ara, el hijyeni ve yayınlanmış olan kısıtlamalara harfiyen uymak. Şu anda en büyük sorumluluğumuz maske, uzaklık, el hijyeni, kısıtlamalara uymak, salgını yavaşlatmak ve ileride aşının da yardımıyla durmasını beklemek.”
