DOLAR
34,5884
EURO
36,1931
ALTIN
2.969,24
BIST
9.631,98
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Karla Karışık Yağmurlu
1°C
Ankara
1°C
Karla Karışık Yağmurlu
Salı Az Bulutlu
2°C
Çarşamba Az Bulutlu
3°C
Perşembe Az Bulutlu
5°C
Cuma Parçalı Bulutlu
6°C

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: “Geçmişimiz bir, gönlümüz bir, kaderimiz bir, geleceğimiz bir”

Kütahya’nın Domaniç ilçesinde düzenlenen 740. Hayme Ana’yı Anma ve Göç Şenlikleri’ne katılan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı …

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: “Geçmişimiz bir, gönlümüz bir, kaderimiz bir, geleceğimiz bir”
05.09.2021 20:00
0
A+
A-

Kütahya’nın Domaniç ilçesinde düzenlenen 740. Hayme Ana’yı Anma ve Göç Şenlikleri’ne katılan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Geçmişimiz bir, gönlümüz bir, kaderimiz bir, geleceğimiz bir” dedi.

Domaniç ilçesine bağlı Çarşamba köyünde gerçekleştirilen Hayme Ana’yı Anma ve Göç Şenlikleri, protokol üyelerinin Hayme Ana’nın türbesini ziyaret edip, dua okuması ve anı defterini imzalamasıyla başladı. Protokol üyeleri, daha sonra tören alanındaki halkı selamladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan tören, Kur’an-ı Kerim tilaveti ile devam etti. Hayme Ana’nın mezarının üzerindeki puşidenin de değiştirildiği şenlikte Hayme Ana’nın kabri başında dua eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, daha sonra Yörük çadırlarını ziyaret etti.

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar yaptığı konuşmada, ”Kıbrıs Türk halkının cumhurbaşkanı olarak bu anlamlı günde sizlerle beraber olmaktan büyük bir mutluluk duymaktayım. Böyle bir karşılama, böyle bir duygu seli, böyle bir anlamlı yürek birliği beni ziyadesiyle mutlu etmiştir. Sizlere Kıbrıs Türk halkının sevgi, saygı ve hürmetlerini sunuyorum. Osmanlıların, Ertuğrul Gazilerin, Osman Gazilerin bize olan hatırası Hayme Ana’yı buradan hürmet, saygı ve sevgiyle anıyorum. O büyük kadın, o devlet anası gerçekten kıyı boyunun temsilcisi, kıyı boyunun ta Türkmenistan’dan, Orta Asya’dan çıkmış ve Anadolu’ya, buralara gelmiş, Türkiye’nin kuruluşuna kadar olan süreçte verilen büyük mücadele. Tarihimize baktığımızda 1071’de Malazgirt Savaşları Selçukluların Anadolu’ya girişi ve bilahare verilen mücadele. 1453 İstanbul’un fethi, 1571 Osmanlıların ikinci senede Kıbrıs’ı fethi. Baktığımızda bu coğrafyanın büyüklüğüne, değerine tüm Anadolu ve Doğu Akdeniz’de Mustafa Kemal, ’Ordular ileri ilk hedefiniz Akdeniz’ demiştir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak sizlere sesleniyorum. Geçmişimiz bir, gönlümüz bir, kaderimiz bir, geleceğimiz bir ve dolayısıyla aynı duygularla milletimizin bekası için, milletimizin geleceği için, büyük milletin fertleri olarak bu mücadelede dosta, düşmana birlik beraberliğimizi koruyabilmek ve ona göre mücadelemizi sürdürmek suretiyle vatanımıza, milletimize, bayrağımıza ve gelecek nesillere sahip çıkmak hepimizin gönlünden geçendir, temennimizdir. Bu duygularla bir kez daha sizlere şükranlarımı sunuyorum” dedi.

“Kıbrıs’ta 1571 yılından beri mücadele veriyoruz”

Tatar, “Kıbrıs’ta 1571 yılından beri verdiğimiz mücadele, İngiliz sömürge döneminde varlığımızı sürdürmek için ana vatanımız Türkiye ile birlik verdiğimiz mücadele ve sonraki süreçte yaşananlar, ama 1974’de Türk askerinin adaya basmasıyla artık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bir bakıma kalıcı olarak egemenlik temelinde Kıbrıs Türk halkının varlığının bir teminatı olarak ortaya çıkmış ve o günden bu güne bütün dünyaya karşı verdiğimiz bir mücadele vardır. Benim cumhurbaşkanı seçilmemden sonra artık Kıbrıs’ta yan yana yaşayan iki ayrı egemen devlet anlayışı ve siyasetin yerleştirilmesi için bir mücadele verilmektedir. Çünkü yıllardır benim cumhurbaşkanı seçilmeden önce federasyon temelinde yapılan müzakerelerde çatısı altında oynanan oyunun ne olduğu ortaya çıkmıştır. O da federasyon çatısı altında çoğunluğun azınlığı yöneteceği ve Avrupa Birliği içerisinde olacak Kıbrıs Federal Cumhuriyeti’ndeki Kıbrıs Türkleri ve Anadolu’nun, Türkiye’nin bağlarının kopartılması ve dolayısıyla bin yıllık tarihimizde verdiğimiz mücadelenin Doğu Akdeniz boyutuyla bizleri arasının kapatılmasıyla Türkiye ve Türk ulusunun da Doğu Akdeniz’deki hakları, çıkarları, dolayısıyla tüm Akdeniz’e hakimiyetinin bir bakıma anlamsızlaştırılması. Böyle oyuna gelmeyeceğiz. Egemenlik ve eşitliğe dayalı yan yana yaşayan iki devletin işbirliği ile ancak bir anlaşma olabileceği, dolayısıyla bugün bu anlamlı törende Hayme Ana’mızı anarken geçmişimize baktığımızda büyük ulusumuzun mücadelesine verilen gerçekten yürekli uğraşlara ve çabalara, bir millet olarak geleceğimiz için, bu coğrafyada refahımız için, gelecek nesillerin bekası için, büyük milletin geleceği için hep birlikte birlik beraberliğimizi koruyabilmek. Sizlerle bugün Kütahya bölgesinde Domaniç’te buluşmanın büyük bir huzurunu yaşıyorum” diye konuştu.

Törende konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan ise, Hayme Ana’yı Anma ve Göç Şenlikleri 740. yıl dönümü etkinliklerinde olmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Demircan, “Bizler kadın ve erkek omuzdaşlığıyla bugünlere gelen bir neslin evlatlarıyız. Böylesi bir nesle mensup olmanın kıymeti de sorumluluğu da elbette çok büyük. Türk milleti olarak damarlarımızda dolaşan kanın asaletinin kaynağını bilerek yürüdüğümüz yollar şahittir ki ecdadımızın kıymetli mirasını daima gururla yarınlara taşıdık ve taşımaya da devam edeceğiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade etmiş olduğu gibi ’Geçmişini bilmeyen geleceğine yön veremez.’ Bugün burada ecdadımızın değerlerini birlik ve beraberlikle anmamızın sebebi de işte bu duygudur. Ömrü at üstünde cenk etmekle geçmiş yiğit atalarımız, cesur analarımız ve kahraman bacılarımızın vatan ve millet sevdasıyla verdikleri asırları aşkın bağımsızlık mücadelesinin izleri bugün her birimizin yüreğindedir. Bizim hikayemiz Hayme Anamızın niyazlarıyla, dualarıyla, cesaretiyle abideleşen bir tarihin hikayesidir. Gönlü ve dimağı onun ocağında pişmiş nesillerden esen medeniyet rüzgarının hikayesidir. O rüzgar öğretmiştir bizlere zalimin zulmü karşısında gözüpekliğin kıymetini, bayrak uğruna içilen şehadet şerbetinin değerini, hakkaniyet, eşitlik ve kardeşliğin ilelebet barış, birlik ve refah getireceğini. Başta kadim Osmanlımızın en büyük atası Ertuğrul Gazi olmak üzere Hayme Ana ocağında yetişen, irfanında pişen atalarımızın Söğüt’te yaktıkları bağımsızlık ateşi şanlı tarihimizde eşi benzeri görülmemiş zaferlerin mihenk taşı olmuştur. Hayme Anamız aynı zamanda devletin bekası adına verilen emeğin de en yüce örneklerinden biridir. Eşinin vefatının acısı bir yanda dururken, dağılma noktasında olan Kayı Boyu’nu ayağa kaldırarak Domaniç’e kadar selametle getirmesi, bir boyun sancılı kaderini soylu bir tarihe çevirmiştir. Onun hamiyet ve hidayetle Oğuz yurduna verdiği can suyu üç kıtada yedi cihana hükmetmiş Osmanlı Devletimizin temelini atmış, ardından Malazgirt’te toprağı Türk’e vatan kılmış ve bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına ilham olmuştur. Mazimizin böylesine kudretli olmasında da, Türk’ün hakimiyetini ebede armağan eden o cengaver ruhta da Hayme Anamızın obaya sığmayan ufkunun, mübarek duasının, cefakar, bilge ve asil gönlünün izleri saklıdır. Onun obasına ettiği liderlikle Domaniç’in Çarşamba Ovası’na doğru başlatmış olduğu yolculuk yalnızca bir göç hareketi değil iman, ideal ve inançla kurulmuş bir utkunun seyrüseferidir. O seyrüsefer ki nice savaşa gebe olmuş, alnı açık nice zaferle şad olmuş, geriye nice öğüt doğurmuştur. Onun fedakar duruşu Türk kadınının ruhuna da ilham olmuş, asırlar sonra cephelerden cephelere yankı olup duyulmuştur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözünü daha sizlerle paylaşmak istiyorum, ’Büyük devletler kuran ecdadımız büyük ve şümullü medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek, Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için bir borçtur. Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.’ Bu duygu ve düşüncelerle Hayme Anamızın tavsiyelerini kendimize ilke edinerek yürüdüğümüz yolun daim, yolumuzun yareninin bol olmasını temenni ediyorum. Aziz hatıraları, bize bıraktıkları kutlu mirasın izinde ebede kadar yaşayacak olan ecdadımızı bir kez daha saygı ve rahmetle anıyor; bu anlamlı buluşmaya emeği geçen herkesi sevgiyle selamlıyorum” şeklinde konuştu.

Etkinlikler, folklor gösterileri, mehteran gösterileri, kılıç kalkan gösterileri, atlı okçuluk gösterileri sonrası temsili göç yürüyüşü ile sona erdi. Hayme Ana’yı Anma ve Göç Şenlikleri’ne KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, AK Parti Kütahya Milletvekilleri Ceyda Çetin Erenler, Ahmet Tan, İshak Gazel, Milliyetçi Hareket Partisi Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş, Cumhuriyet Halk Partisi Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap, AK Parti Kütahya İl Başkanı Sebahattin Ceyhun, Kütahya Valisi Ali Çelik, Kütahya Belediye Başkanı Ali Işık, Domaniç Kaymakamı Muhammed Enes İpek, Domaniç Belediye Başkanı Sahvet Ertürk ve vatandaşlar katıldı.

Hayme Ana kimdir?

Hayme Ana, Ertuğrul Gazi’nin annesi, Osman Gazi’nin ninesi, Gündüz Alp’ in ise hanımıdır. Türbesi Domaniç ilçesine bağlı Çarşamba köyündedir. Hayme Ana, Oğuzların Bozok kolunun (Gün Han’ın oğullarından) Kayı Boyu’na mensup bir Türkmen (Yörük) kızıdır. Kayı Boyu önce Ankara’nın batısındaki Karacadağ yöresine yerleşmiştir. (Ankara’nın batısındaki Haymana ilçesi adını bu hanımdan almıştır.) Osmanlı Obası’nın Söğüt ve Domaniç’e yerleşmesiyle belli bir dönem devlet idaresini eline aldığından ve devletin kuruluşunda oynadığı hayati rol sebebiyle “Devlet Ana” olarak anılmıştır. 1250’li yıllarda aşiret reisliğinin Hayme Ana’ya ait olduğu söylenmektedir. Yine bir yayla mevsiminde (muhtemelen eylül ayında) Hayme Ana hakkın rahmetine kavuşmuş, Çarşamba köyünde tepenin üstündeki yaylayı gören kısmına gömülmüştür. Hayme Ana’nın vefatından sonra gömüldüğü yerin etrafı duvarlarla çevrilmiştir. II. Abdülhamit devrinde Çarşambalı bir köylü evinde sakladığı dedesinden kalma deri üzerine yazılmış bir vesikayı köye gelen birine okutur. Vesikanın Hayme Ana’ya ait olduğu ortaya çıkar. Görevli İstanbul’a giderek Yıldız Sarayı’na varır ve vesikayı padişaha ulaştırır. II. Abdülhamit vesikayı inceletip bir heyeti buraya gönderir. Büyük ninesi Hayme Ana’nın kabrini buldurarak üzerine bir türbe ve külliye yaptırır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.