Dünyanın ve bölgemizin değişmez gündemi Filistin… İsrail, 2-3 yılda bir provokasyona imza atıyor, insanları katlediyor, sistematik soykırım …
Dünyanın ve bölgemizin değişmez gündemi Filistin… İsrail, 2-3 yılda bir provokasyona imza atıyor, insanları katlediyor, sistematik soykırım uyguluyor. İç siyaset, seçim periyodu, siyonist maksatlar, vs… Birçok sebep sayılabilir. Lakin daima suçsuz insanların üzerine bombalar yağmasına, Mescid-i Aksa üzere bir mabedde ibadet edenlere saldırmasına karşın İsrail’e dünyanın sessiz kalmasının sebebi nedir? Elbette siyonist lobiler güçlü. Fekat bunun yanında, Hollywood’un nizamlı olarak holokost sineması yapması da dünyanın İsrail’e karşı sessizliğine taban hazırlıyor. Çünkü Hollywood eliyle Musevilerin tarih boyunca zulme uğradığı anlatılıyor ve hala bu mağduriyetin giderilemediği argüman ediliyor. Dahası, insanlık ne yaparsa yapsın Musevilere karşı işlenmiş cürümlerin telafi edilemeyeceği dikte ediliyor. Dünyanın en kıymetli sinema sanayisi olan Hollywood’da çabucak her yıl İkinci Dünya Savaşı’nı husus alan sinemalar yapılması ve bu sinemaların büyük oranda Yahudi Soykırımı sıkıntısı etrafında dönmesi tesadüf olamaz.
Pekala, Hollywood’un siyonizm aşkı nereden geliyor? Neden her yıl yüz milyonlarca dolar harcanarak sinemalar yapılıyor? Ve bu sinemalar hakikaten de dünya halklarının kanaatini manipüle ediyor mu?
HOLLYWOOD’UN KURUCULARI VE YÖNETİCİLERİ YAHUDİ
Öncelikle kısaca Hollywood tarihine bakmak gerek…
1895 sinemanın doğumu. Sonrasındaki 20 yıl dünyada sinemanın iki merkezi var. Biri Paris, biri ABD… Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında Avrupa’nın yerle yeksan olması, ekonomik olarak ABD’yi tek başına merkez kıldığı kadar, sanatkarların büyük oranda buraya akın etmesi de görüntüyü değiştirir. Avrupa’da katliama maruz kalan Musevilerin de iki adresi vardır. Bugünkü Filistin topraklarında işgal uygulamasının kesimi olarak Kudüs ve civarına gidenler dışında bilhassa ekonomik açıdan ABD’ye gidenler kelam mevzusudur. Çağdaş dünyanın ekonomik sistemini oluşturan ve yönlendirenlerin Museviler olduğunu düşündüğümüzde, ABD’ye göçün, dünyanın yeni harika gücünün bölge problemlerine bakışını nasıl etkileyeceğini iddia edersiniz. İkinci Dünya Savaşı sonrası artık hiçbir şey eskisi üzere olmaz. 1920’lerde olgunlaşan Hollywood, siyonist sermaye ve bakış açısı ile yoluna devam edecektir.
Yahudi Lobisi’nin dünyanın en tesirli kliklerinden biri olduğunu bilmeyen yoktur. Hollywood’daki siyonist etkiyi yalnızca Yahudi Lobisi ile açıklamak eksik kalır. Çünkü Hollywood’da yerleşmiş bir siyonist bakış var. Üretilen sinemaların tertipli aralıklarla Yahudi Soykırımı sorununu ele alması boşuna değil. Fakat Hollywood’daki stüdyoların kurucu ve yöneticilerinin önemli kısmının Yahudi olması da görüntüyü belirleyen ögelerden.
Yalnızca birkaç örnek verelim…
Warner Bros. Lideri Barry Meyer, CBS Corp. İcra Lideri Leslie Moonves (amcası İsrail Başbakanlarından), News Corp. Yöneticisi Peter Chernin, Paramount Pictures Lideri Brad Grey, Walt Disney Co. İcra Lideri Robert Iger, Sony Pictures Lideri Michael Lynton (Alman Yahudisi), MGM Lideri Harry Sloan, NBC Universal İcra Lideri Jeff Zucker. Hepsi Musevi’dir. Yalnızca Yahudi değil, siyonisttir. Haliyle, Hollywood’da sistematik formda sinemaların üretilmesi daha da anlaşılır hale geliyor.
YÜZ MİLYONLARCA DOLARLIK SİNEMALAR VE FONKSİYONLARI
Yahudi Soykırımı sorunu bağlamında bugüne kadar dünya çapında onlarca sinema yapılmasına karşın, bir asra yakın vakittir Filistin’de devam eden işgal ve Siyonist İsrail’in katliam uygulamasına yönelik sinemalar yapılmamasının sebebi ne ile izah edilebilir?
Örnekler üzerinden gidelim…
Hollywood’da üretilen Yahudi sinemalarının ortak noktası, İkinci Dünya Savaşı sırasında mağdur edilmiş olan Musevilerin o tarihten beri dünyanın mazlum halkları olduğu tezidir. İnsani ögeler etrafında örülen öykülerde yarım asır öncesi ve sonrası anlatılırken de yaşanan trajedinin eşsiz olduğu ve insanlık tarihi boyunca bu türlü bir şey yaşanmadığı da bilhassa vurgulanır.
Schindler’in Listesi sinemasını izlemeyen yoktur. Hollywood’un yakın tarihinin en değerli yapımlarındandır. Steven Spielberg (kendisi de Yahudidir) imzalı sinema, bir Alman işadamının 2. Dünya Savaşı vaktinde Polonya’da yüzlerce Yahudi emekçiyi katliamdan nasıl kurtardığı anlatılır. 1993 imali olan ve Oscar’da 7 ödül alan sinema Altın Küre, BAFTA ve Grammy üzere büyük gösterilerde da gövde gösterisi yapar. Dünyada on milyonlarca kişi sineması izler.
Spielberg’ün bir öbür sineması Münih de (2005) bu bahis ile alakalıdır. Fakat sinema İkinci Dünya Savaşı sırasında değil 1972 Olimpiyatları’nda Filistinli hareketçilerin İsrailli atletleri rehin alması olayını ele alıyor. Elbette Filistinliler terörist ve İsrailliler mağdur. Nispeten İsrail eleştirisi yapılsa da sinemanın tesiri malum çerçevede oluyor.
Spielberg’ün iki sineması ortasında iki sinema daha dikkat çeker. Birincisi 1999 İtalya üretimi Hayat Hoştur sineması. Yabancı Lisanda En Âlâ Sinema Ödülü’nün yanında Oscar’da öbür mükafatlar de alır. O devir önemli ses getirir. Mizahi üslubu ve baba-çocuk ortasındaki duygusal vurgusu ile Hayat Hoştur, Yahudi Soykırımı temasını işleyen en tesirli filmlerdendir.
2002’de de Roman Polanski idaresinde bir sinema perdeye çıkar. İkinci Dünya Savaşı sırasında Polonya’daki toplama kampından kaçan Yahudi bir piyanistin yaşadıklarını anlatan The Pianist, Oscar’da 7 kolda aday olup 3 ödül alır. Sinema tarihinin en kıymetli sinemaları ortasında gösterilen imal, başkalarının bıraktığı ‘Yahudi Soykırımı’ tesirini perçinler elbette.
SİYONİZMİN MAKYÖZÜ HOLLYWOOD
Bu sinemaların en son örnekleri ise Soul’un Oğlu (2015), Tavşan Jojo (2019) filmleridir. Bilhassa Tavşan Jojo, mizahi yaklaşımı ve ironik işleyişini çocuk karakterlerin hayal dünyaları üzerine kurduğu için oldukça tesirli olur. Çocuklar da izler ve Yahudi Soykırımı problemi üzerinden ‘her daim mağdur İsrailli’ imajı tazelenir.
Temelinde problem tam olarak budur. İsrail’i oluşturan Siyonist zihniyetin 2-3 yılda bir tazelenmesi gereken makyajı vardır. Çağdaş periyodun en usta makyözü olan Hollywood ise dünya kamuoyunu İsrail’in yeni zulümlerine hazırlar.
