DOLAR
34,4860
EURO
36,4985
ALTIN
2.945,74
BIST
9.031,82
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Hafif Yağmurlu
17°C
Ankara
17°C
Hafif Yağmurlu
Cuma Hafif Yağmurlu
17°C
Cumartesi Az Bulutlu
2°C
Pazar Karla Karışık Yağmurlu
1°C
Pazartesi Az Bulutlu
2°C

Yerli kuduz aşısında yeni aşamaya geçildi

Türk bilim insanları, hayvanlara yönelik üretilen kuduz aşısının ihraç edildiğini, insana yönelik yerli kuduz aşısı üretiminde ise klinik öncesi aşamaya geçildiğini bildirdi.

Yerli kuduz aşısında yeni aşamaya geçildi
19.10.2024 15:00
0
A+
A-

Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Viroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kadir Yeşilbağ, insana yönelik yerli kuduz aşısına ilişkin preklinik (klinik öncesi) çalışmalara geçildiğini söyledi.

Erciyes Üniversitesinin ev sahipliğinde düzenlenen 5. Uluslararası Aşı Bilimi Kongresi’ne katılmak için Kayseri’de bulunan Yeşilbağ, kuduz hastalığının insanlık tarihinde bilinen en eski zoonoz (hayvanlarla insanlar arasında geçiş yapabilen hastalıklar) bir hastalık olduğunu belirtti.

Kuduz hastalığına yakalanan insanların hemen hemen tamamının hayatını kaybettiğinin görüldüğüne değinen Yeşilbağ, bu nedenle mutlaka tedavi uygulanması gerektiğini ifade etti.

Yeşilbağ, Türkiye’nin yüksek kuduz riski altındaki ülkelerden olduğuna dikkati çekerek, kuduzun taşıyıcısı çok sayıda hayvan türü bulunduğunu bildirdi.

Yarasalar, vahşi hayattaki etçil hayvanlar, kedi ve köpeklerin bu sınıfa girdiğini dile getiren Yeşilbağ, “Bunlar içindeki en önemli rolü köpekler üstleniyor. İnsanlardaki vakaların yüzde 99’dan fazlası köpeklerle ilişkilidir. Ülkemizde yılda 450 bin civarında kuduz riskli temas vakası ortaya çıkıyor. Bu sayı her geçen gün artmaktadır, düzenli artış göstermektedir. Buradaki temel etkenlerden biri de doğal olarak insan, hayvan temaslarının artmış olmasıdır. Genel olarak köpek popülasyonunun da bunu etkilediğini değerlendirebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.

HAYVANA YÖNELİK ÜRETİLEN KUDUZ AŞISI İHRAÇ EDİLİYOR

Yeşilbağ, Türkiye’de kuduz hastalığına yakalanmış insanlara, dünyada bilimsel olarak en son tedavi yöntemi neyse onun uygulandığını söyledi.

Kuduz hastalığında kullanılacak aşının yerlileştirilmesinin önemine dikkati çeken Yeşilbağ, şunları kaydetti:

“Türkiye aslında kuduz aşısını üretmeye başlayan ilk ülkelerden birisi. Çok geçmişe dayalı bir tarihimiz var fakat zamanla teknolojik gelişmelere ayak uydurulamadığı için Türkiye’de kuduz aşısı üretimi sekteye uğramış. Güncel olarak özel sektör ve üniversite işbirliğiyle yaptığımız çalışmalarla Türkiye’de hayvanlar için kuduz aşısının geliştirilmesi ve üretimine yönelik araştırma, geliştirme, altyapı ve üretim faaliyetlerini yeniden başlattık. Şu anda bu aşı yurt dışına gönderiliyor. Türkiye’de de lisanslanması için birtakım çalışmalar tamamlanmak üzere.”

İnsana yönelik kuduz aşısında klinik öncesi çalışmalara başlandı

Yeşilbağ, hayvanlarda kullanım için yılda yaklaşık 2 milyon doz, insanlarda kullanım için yaklaşık 1,5 milyondan fazla kuduz aşısının ithal edildiğine işaret etti.

İnsana yönelik yerli kuduz aşısıyla ilgili çalışmaların sürdüğünü belirten Yeşilbağ, şu bilgileri verdi:

“Farklı özel sektör kuruluşlarının yaptığı çalışmalar var. Adıyaman’da kurulu hayvan sağlığına yönelik daha önceden faaliyetler gösteren ama insan sağlığına yönelik çalışmaları da olan hatta Covid-19 sürecinde projeler yürütmüş bir özel sektör kuruluşuyla yerli insan kuduz aşısının geliştirilmesiyle ilgili proje gerçekleştirdik. Şu anda tamamlanma aşamasında. Buradaki temel amacımız, bu aşının araştırma, geliştirme aşamalarını yani preklinik aşamalarını gerçekleştirmekti. Bununla ilgili mevcut insan kaynağımızla ve altyapımızla bunu başarabileceğimizi göstermiş bulunuyoruz. Şu anda preklinik aşamada.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.