kahve yerine süt ve süt eserleri tüketilmesi gerektiğini söyledi. 11 ayın sultanı Ramazan ayının gelmesiyle birlikte beslenme hali değişti …
kahve yerine süt ve süt eserleri tüketilmesi gerektiğini söyledi.
11 ayın sultanı Ramazan ayının gelmesiyle birlikte beslenme hali değişti. Birtakım vatandaşlar açlığa bağlı olarak ağız kokusu ve ağız kuruluğu hissi yaşamaya başladı. Bu 2 sorun maske kullanımıyla birlikte birçok bireyde mide bulantısına da neden olurken, Dt. Alper Dilek, ağız kokusu ve kuruluğunun önüne geçebilecek metotlar hakkında açıklamada bulundu.
“İftar ve sahur ortasında 3 litre su tüketilmeli”
Ağız kokusu ve kuruluğuna neden olan etmenleri açıklayan Dt. Alper Dilek, “Ramazan ayı ile birlikte yeme saatleri ve yeme alışkanlıklarımızla ilgili değişiklikler oldu. Uzun mühlet açlık ve yorgunluk nedeniyle maalesef iftarda karbonhidrat ve şeker yüklü beslenmeye kayıyoruz. Bu da genel sıhhatimizi ve ağız sağlımızı etkiliyor. Bunların sonucu olarak oruç tutarken ağız kurluğu ve ağız kokusu meydana gelebiliyor. Bunu önlemenin ipuçları var. Birinci olarak su kaybını engellememiz gerekiyor. Bunu yapabilmek için de bilhassa iftar ve sahur ortasında bol su tüketmek gerekiyor. 3 litreye kadar su tüketmemiz gerekiyor. Mutlak suretle sahura kalkmak gerekiyor. Tek öğün ile geçmemek gerekiyor. Gün içerisinde ağızdaki tükürük oranının azalması bizim istemediğimiz bir durum. O da ağız kokusuna sebep olabiliyor. Açlık nedeniyle mide asit oranı da artıyor. Bu da insanların ağzında makûs bir tat ve kokuya sebebiyet verebilir. İftardan sonra bol ölçüde çay ve kahve tüketimi, asitli içecekler tüketimi de su kaybına sebep olabilir. Bunların tüketiminin en aza indirmek gerekir. İçeceklerin yanı sıra tuzlu, baharatlı yiyecekler, karbonhidrat ve şeker bazlı yiyecekler su kaybına sebep olur” dedi.
“Bazı diş macunlarındaki (SLS) hususu ağız kuruluğuna yol açıyor”
Şu anda kullanılan diş macunlarından kimilerinde sodyum lauryl sülfat (SLS) hususunun tesirine değinen Alper Dilek, “İftarda zerzevat yüklü beslenmek, lifli besinler kullanmak sonraki gün için daha uygun olacaktır. Mide asidinin artmamasına sebep olacaktır. Her iftar ve sahurdan sonra dişlerin kesinlikle fırçalanması gerekiyor. Diş ipi de kesinlikle kaide. Ayrıyeten lisan üzeri de temizlenmeli. Bunun için ağız gargaraları kullanılabilir. Yalnız kimi gargaralar alkol bazlı. Alkol bazlı gargaraları önermiyorum. Onlar da ağız kuruluğuna neden olabilir. Gargarası olmayanlar tuzlu su ile ağızlarını çalkalayabilirler. Kimi insanlarda sabit ve hareketli protezler var. Bunlar kesinlikle temizlenmeli. Zira sonraki gün ağız kokusuna neden olabilir. Şu anda kullanılan macunların birçoklarında sodyum lauryl sülfat denen bir unsur var. Bu da ağız kuruluğuna sebep olabiliyor. Hasebiyle dişleri fırçaladıktan sonra bol ölçüde suyla temizlemek gerekir. İftar ve sahur ortasında peynir ve öteki süt eserleri şekli şeyler yemek sizleri sonraki gün için rahat ettirecektir. Bunlar ağız kokusunun ve kuruluğunun önüne geçecektir” diye konuştu.
“Geçen Ramazan ayına nazaran daha hareketliyiz”
İşlerinin geçen seneye oranla daha da arttığını söz eden Lider Dilek, “Kovid-19 başlangıcındaki müddette bizler ve kamu vazifelileri çalışmıyorduk. Bakanlık ve birliğin belirttiği kriterlerde olan acil olaylara baktık. Esasen kamudaki diş tabiplerinin birden fazla da filyasyonda görevlendirildiler. Hasebiyle ağız ve diş merkezlerinde hasta kabulünde bir aksaklık yaşandı. Geçen sene Ramazan’dan sonra hastaların birikmesiyle özeldeki yük uygunca arttı. Geçen yaz çok sayıda hasta talebiyle karşılaştık. Bu kasım-aralıktaki 2. dalgada azaldı. Yeni yılla birlikte tekrar hasta yoğunluğu ile karşı karşıyayız. Ramazan başlamasıyla bizim dalda azalma olur. Lakin bu sene salgınla bir arada azalma yok. Kamunun az hizmet vermesi vatandaşların özele gelmesine sebep oldu. Bu devirde beslenme kaynaklı ağız ve diş sorunları de yaşanmaya başladı. Bu meseleleri özelde çözmeye çalışıyorlar. Şu anda öteki Ramazan aylarına nazaran daha hareketliyiz” halinde konuştu.
“Filyasyondaki arkadaşların mali açıdan ziyan gördü”
Filyasyon gruplarında çalışan diş doktorlarının döner sermaye alamadıkları için gelir düzeylerinin düştüğünü belirten Dilek, şunları söyledi:
“Kamudaki meslektaşlarımızın filyasyonda çalışması döner sermaye manasında birtakım kayıplara neden oldu. Gelir düzeyleri yarı yarıya düştü. Samsun hadise sayısında dorukta bulunuyor. Bu devirde filyasyon grupları çok efor sarf etti. Mali açıdan büyük ezalar yaşadılar. Bu aksilikleri bakanlığa da bildiriyoruz. İnşallah taleplerimiz karşılaşır. Bundan sonra ağız ve diş sıhhati merkezlerinde nasıl bir performans uygulaması olur, onun da bakanlık tarafından gözden geçirilmesi gerekiyor. Zira bu bizim için test oldu. Artık evvelki üzere hasta aralığının 15 dakika değil, biraz daha arttırılması gerektiği ortaya çıkmıştır. 2 hasta ortasındaki bekleme müddetinin artması gerekiyor. Bu da arkadaşlarımızın döner sermeye performansını etkileyecektir. Ya döner sermaye performans sisteminin kaldırılması ya da tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor.”
