Anadolu Ajansının (AA) global iletişim ortağı olduğu TEKNOFEST Adana, T3 Vakfı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının ana yürütücülüğünde, kamu kuruluşları, teknoloji devleri, üniversiteler ve medya kuruluşlarının da aralarında olduğu 128 kurumun katılımıyla Adana Havalimanı’nda gerçekleştiriliyor.

TEKNOFEST’in paydaşları arasında yer alan ASPİLSAN, geliştirdiği milli pil ve batarya sistemlerini ziyaretçilere tanıtıyor.

AA muhabirine açıklamalarda bulunan Özdemir, ASPİLSAN Enerji’nin,1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda telsiz bataryalarına uygulanan ambargolar neticesinde Kayserili hayırseverlerin inisiyatifiyle kurulduğunu hatırlatarak, 1983 yılından beri batarya ve pil üretimini sağlayarak ordu ihtiyaçlarını karşıladıklarını söyledi.

Özdemir, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı çatısı altında, Savunma Sanayii Başkanlığı destekleri ile 2022’de tekrar şarj edilebilir silindirik pili Kayseri’de üreterek, yeni nesil teknoloji trenlerini kaçırmadan enerji teknolojilerini takip edip üretimine devam ettiklerine dikkati çekerek, tesislerinde yüksek kalitede 18650 silindirik lityum iyon piller üretildiğini anlattı.

Bu tesisin önemine değinen Özdemir, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Biliyorsunuz artık harp koşulları çok değişti. Bugün cihazlar gerek güvenlik açıkları gerekse tedarik zinciri dahil pek çok kademede bu zafiyetlerden faydalanabiliyor. O yüzden ülkemizde telsizinden, elektroniğine, donanımından, yazılımına ve bataryasına kadar bütün sürecin bizde olması güvenlik risklerini minimize etmek için çok önemli. Hep şunu söylerim; ‘En iyi düşmanımız bize tedarik ettiği piline ihtiyaç duyduğumuzda çalıştırmaz ama bu platform üzerinde tutuşabilir, operasyonlar sırasında sahip olduğunuz platforma dahi zarar verebilir’. O yüzden bu süreçlerin bizim gözetimimiz altında, kendi bilgi birikimimizde daha iyisini de yapacak şekilde kendi mühendislerimizle, kendi fabrikalarımızda, kendi işçilerimizle üretilmesi çok kıymetli. Tam bağımsız Türkiye’de enerji ve teknolojide bağımsızlık en önemli noktalar. ASPİLSAN Enerji de bu noktada hem teknoloji hem enerji çözümleri sunmaktadır.”

“PEK ÇOK TEKNOLOJİNİN ENERJİ VE GÜÇ SİSTEMLERİ ASPİLSAN TARAFINDAN YAPILIYOR”

ASPİLSAN Enerji Genel Müdürü Prof. Dr. Özdemir, askerlerin kullandığı telsiz bataryalarıyla başlayan sürecin bugün Türkiye’de raylı sistemlerin batarya üreticisine, KAAN’la birlikte TUSAŞ platformlarının neredeyse tamamının enerjilendirilmesini gerek lityum iyon çözümleri gerek nikel kadmiyum çözümlerle birlikte sağladıklarını dile getirdi.

Özdemir, “Yine deniz platformlarından, savunma sistemlerine, harp sistemlerine kadar pek çok teknolojinin enerji ve güç sistemleri ASPİLSAN tarafından tasarlanıyor ve yapılıyor. Havada, karada, denizde kahraman ordumuzun ihtiyaçlarını çözmek üzere hizmetler sunuyor.” diye konuştu.

TUSAŞ’la birlikte imzaladıkları son çerçeve sözleşmesiyle ASPİLSAN Enerji’nin imzasının uzay sistemlerinde de olacağını kaydeden Özdemir, Vakıf şirketleriyle deniz altından, yakın uzaya kadar pek çok alanda çalışan özel bataryaların tasarımlarını halihazırda geliştirdiklerini belirtti.

Özdemir, “Bu tasarımlar, üretimler ürüne dönüştü ve envanterimize girdi. Biz de bunları öncelikli kendi ihtiyaçlarımızı sonra da dünyada bir oyuncu olmak üzere hem mühendislik hem de altyapı imkanlarımızı geliştirecek şekilde değerlendireceğiz.” dedi.

“YERLİ BİR SİSTEM GÜVENLİK ALGISINI EN ÜST DÜZEYE TAŞIYOR”

Özdemir, ASPİLSAN’ın dünyadaki teknolojisi ve sahip olduğu imkanlar ve yaptığı işlerle çok özel bir yerde olduğunu aktararak, kendileri gibi dünyada birkaç tane şirket olduğunu ifade etti.

Özdemir, “Toz malzemenin fabrikamıza giriş yapıp sonucunda pil olarak çıktığı, kendi elektronik devre tasarımlarımızın elektronik devre kartlarına dönüştürülüp, donanımlarıyla, yazılımlarıyla birlikte bataryaya dönüştüğü ve bunlar da gerek R100 sertifikasyonu gibi otomotiv, IRIS sertifikasyonu gibi raylı sistemler, EASA gibi havacılık ve AS9100 gibi askeri sistemlere uygun batarya çözümlerini fabrikamızda yapıyoruz. Bu noktada hücresinden donanımına, yazılımına kadar yerli bir sistem güvenlik algısını en üst düzeye taşıyor.” şeklinde konuştu.

ASPİLSAN teknolojilerinin ve hizmetlerinin daima milli çözümler içerisinde değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Özdemir, bu bakımdan güven veren, güvenle kullanılan enerji çözümlerini ASPİLSAN enerji çatısı altında tasarlayıp ürettiklerine işaret etti.

Özdemir, TEKNOFEST’in paydaşı olarak üstlendiklerini role de değinerek, bu yıl TEKNOFEST’le birlikte gelecek dönemde Saha EXPO’da da benzer şekilde katılımcıların telefonlarını, tabletlerini ve taşıdıkları cihazları şarj edebilmeleri için istasyonlar oluşturduklarını söyledi.

Bu istasyonlarda alan içerisinde bu hizmetten faydalanan pek çok kişinin olmasının kendilerini memnun ettiğini dile getiren Özdemir şunlara dikkati çekti:

“Böyle bir ihtiyacı karşılamış olmaktan memnunuz. Bunun dışında bu yıl pil kapatma etkinliği yaptık çocuklarla birlikte, gördük ki çocuklar da çok merak ediyor. Oyuncaklarından, elektrikli ev aletlerine, süpürgeye kadar pek çok yerde pil olduğunu biliyorlar. O pil nasıl çalışıyor burada görüp tecrübe ediyorlar ve onlara birer pil sertifikası vererek burada aldıkları eğitimleri de kalıcı hale getiriyoruz. Çocukların ilgisi çok yüksekti. Bu etkinliklerimizi de daha geniş çerçeveye burada başlayarak yayacağız.”

The post ASPİLSAN milli batarya ve pil ürünlerini TEKNOFEST’te sergiliyor appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

“Savunma sanayisi odaklı teknoloji şirketi” olma stratejisi doğrultusunda uzaktan komutalı silah sistemleri alanında yüksek mühendislik ve entegrasyon kabiliyetine sahip Best Grup “silah kuleleri” birimini bünyesine katarak “Best Defence” adıyla yeni bir şirket kuran Sarsılmaz, Düzce tesislerinde ürünlerini tanıttı.

Best Defence, kara ve deniz unsurlarına yönelik 7,62, 12,7, 20, 25 ve 30 milimetre yüksek ateş gücüne sahip silah sistemlerini uzaktan komutalı silah kulelerine entegre ederek savunma sanayisinde önemli bir boşluğu doldurmayı hedefliyor.

Sarsılmaz Yönetim Kurulu Başkanı Latif Aral Aliş, savunma sanayisinde haziran ayı itibarıyla son 1 yıllık ihracat rakamının yüzde 70 arttığına işaret ederek, bu ivmeyle sektörün Türkiye’nin en önemli ihracat kalemlerinden biri olacağını söyledi.

Sarsılmaz’ın 5 nesildir silah imal ettiğini, son 20 yıldır da kendini teknoloji şirketi olarak evrimleştirdiğini vurgulayan Aliş, şöyle konuştu:

“Sarsılmaz olarak silah, mühimmat, patlayıcı, robot mermi gibi bütün alanlarda varız. Savunma sanayisini tamamlayıcı tesislerde büyük bir ivmeyle dünyadaki teknolojiyi yakalamış durumdayız. Son olarak mühimmatla, mermiyle platformu birleştirdik. Teknolojisiyle Türkiye’de ve yurt dışında kendisini kanıtlamış uzaktan kumandalı kulelere sahip Best’i ailemize kattık. Sarsılmaz olarak sektörün her segmentinde var olduk ve teknolojiyi yakından takip ediyoruz. Yurt dışından ithal edilen bütün ürünleri Türkiye’de yaparak, ihracata büyük katkı sağlayarak, teknolojimizi artırarak önemli bir savunma şirketi olduk. Dünyadaki birçok önemli şirketi de rahatsız etmeye başladık.”

İLK HEDEF PASTANIN YÜZDE 5’İ

Best Defence Teknolojileri Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Derebaşı da KORALP ürün ailesinin muadilleri ile kıyaslanmayacak özelliklere sahip olduğunu söyledi.

Envanterde olup yapay zekayı aktif olarak kullanabilen dünyadaki tek sistemi hayata geçirdiklerini dile getiren Derebaşı, KORALP ile 5,56’dan 30 milimetreye kadar hizmet verebilir hale geldiklerini bildirdi.

Teknolojilerini geliştirerek, yapay zekayı daha aktif kullanarak, bunu dokunmatik ekranla birleştirerek, kullanıcı dostu arayüzle ürünlerini sahada daha yaygın göreceklerini düşündüklerini dile getiren Derebaşı, şunları kaydetti:

“KORALP ürün ailesi yaklaşık 7 yıldır envanterde. Sahaya getirmiş olduğu yenilikler var. Bunların en başında yapay zeka geliyor. Yapay zeka sayesinde insan, dron ve aracı birbirinden ayırabiliyor. Herhangi bir kullanıcı müdahalesine gerek kalmadan hedef tanımlaması yapabiliyoruz. Dokunmatik ekranla kullanıcıları 15 dakikalık eğitimle neredeyse sniper ayarında atış yapabilecek bir hassasiyetteki sistemi kullanabilir hale getiriyoruz. Bu sistemi mühimmatından silahına, silahından platformuna kadar tümleşik bir yapı haline getirdiğimizde bütün ihtiyaçları karşılayabilecek bir duruma geldik. Bu da bizi yıllık 15 milyar dolarlık bir sektörde ilk 3 yılımızda pazar payının yüzde 5’ine talip olabilir noktaya getiriyor. Yatırım planlarımıza bu şekilde ilerliyoruz. Önümüzdeki sene nereye geldiğimizi kutluyor olacağız, bundan eminiz.”

YENİ ÜRENLER YOLDA

Sarsılmaz Genel Müdür Yardımcısı Öner Özyılmaz da teknolojiye yatırıp yapıp ihtiyaçları görerek Best Defence ile çok değerli bir açılım yaptıklarını dile getirdi..

Grup şirketlerinden TR Mekatronik’in ürettiği 25 milimetre zincir mekanizmalı kara topu, 30 ve 20 milimetrelik top gibi ürünlerin bu uzaktan kumandalı sistemlerle farklı platformlara çoklanabileceğine değinen Özyılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu seviyeye çıkıyor olmak demek gerek ülkemiz adına gerek şirketimiz adına dünyadaki bir elin parmaklarını geçmeyen üreticiler kategorisinde bulunmak demek. Bu gücü mühimmatla da birleştirirseniz son kullanıcının ihtiyacı olan kendisini, vatanını korumak adına ihtiyacı olan mühimmatı, silahı ve uzaktan kumandalı sistemleri birleştirmiş oluyorsunuz. Bu vizyonla ilerlemeye devam edeceğiz. Yakın sürede mühimmatta, platformda, silahta yeni ürünlerimizi lanse edeceğiz.”

YAPAY ZEKA İLE SAHADA FARK OLUŞTURUYOR

Best Grup Genel Müdürü Caner Buğday, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yapay zeka destekli kule sistemlerine ilişkin bilgiler verdi.

Sahadaki ihtiyaçları ekipleriyle değerlendirerek çözümler ürettiklerini anlatan Buğday, yapay zekanın da bu noktada devreye girdiğini söyledi.

Bu silah kuleleri ya da uzaktan komutalı silah sistemlerinin atış destek sistemleri olduğunu anlatan Buğday, şöyle konuştu:

“Bunlar operatörün daha başarılı atış yapması için kullanılıyorlar. Burada en önemli şey çevresel verileri, aracın verilerini, silahın verilerini doğru şekilde analiz etmek ve sistemin mümkün olan en yüksek veriyi işleyerek, en başarı şekilde operatöre yardımcı olmasını sağlamak. Yapay zeka sayesinde sistemleriniz hedefleri öğreniyor ve takip ediyor. Sistem siz hedefi tanımladıktan sonra ortadan kaybolsa da tekrar ortaya çıktığında takip edebiliyor. Çevresel koşullar, rüzgar, hava sıcaklığı, aracın kabiliyetleri gibi pek çok datayı giriyorsunuz. Bunları işliyor ve atıcıya en ideal atış imkanını sunuyor. Yapay zeka sürekli gelişen bir teknoloji, biz de sürekli geliştiriyoruz, yeni veriler dahil ediyoruz. Yapay zeka ile mekanik üretimimizi birleştirip böyle bir ürün ortaya çıkarıyoruz.”

Sistemin telefon ekranı gibi bir arayüz üzerinden çalıştığını ifade eden Buğday, “Bu ekrandan hedefi, hedef olabilecek görselleri gösteriyor, daha önceden öğretilmiş bir hedef varsa sizi uyarıyor: Bu bir hedeftir, bunu takip etmek istiyor musun? İkincisi yeni öğretmek istediğiniz hedef varsa ekranda hedef olabilecek unsurları size gösteriyor, insan, araç, dron olabilir. Siz bunlardan birini seçiyorsunuz, diyorsunuz ki ‘bu hedeftir, bunu takip et.’ Sistem onu takip etmeye devam ediyor.” dedi.

YAPAY ZEKA KULLANIMINDA REKABETÇİ ÇÖZÜMLER

Yurt içinde ve dışında sahada aktif olarak kullanılan ürünlerinde yapay zeka yazılımının bulunduğu bilgisini paylaşan Buğday, sistemlerin güvenlik güçlerine etkin şekilde destek olduğunu vurguladı.

Caner Buğday, güncel teknolojileri yakından takip ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:

“Dünyadaki rakiplerimizle yapay zeka açısından en azından aynı ya da daha öndeyiz, rahatlıkla diyebiliriz. Çözümümüz bizi pek çok açıdan öne taşıyor: Yenilikçi, daha başarılı atış performansı, bize ait, özgün yazılımlar. Dolayısıyla herhangi bir regülasyona tabi değiliz. Tüm ürünler özgün ürünler. Mekanik tasarımdan yapay zekaya özgün üretiliyor. Devletimizin müsaadesiyle isteğiniz ülkeye satabilirsiniz ya da orada geliştirebilirsiniz, istediğiniz bölgede, operasyonda kullanabilirsiniz. Bir ürünü sadece üretmekle tatmin olmuyoruz. Bu ürünü özgün şekilde, güncel teknolojiyle üretmeyi, istenildiği şekilde kullanılabilir olmasını amaçlıyoruz.”

Konuşmaların ardından Best Defence tarafından geliştirilen bazı silah kuleleriyle test atışları gerçekleştirildi.

The post Yapay zeka silah sistemlerinin etkinliğini artırıyor appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Yerli ve milli gururumuz ASELSAN, 2023 yılı ilk 9 aylık dönemine ilişkin finansal sonuçları açıkladı. ASELSAN’ın cirosu geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 81 büyüyerek, 32,1 milyar TL’ye ulaştı.

Şirketin brüt kârı yüzde 75 artarken, Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kâr (FAVÖK) yüzde 74 artış gösterdi. ASELSAN’ın net kârı ise yüzde 72 oranında artarak 9,8 milyar TL seviyesine ulaştı.

TARİHTEKİ EN BÜYÜK SİPARİŞ TUTARI

Açıklamada görüşlerine yer verilen ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, Cumhuriyetin 100’ncü yılında şirketin Türk milletine ilkleri yaşattığını belirtti.

Akyol, “ASELSAN olarak, Cumhuriyetimizin birinci yüzyılında savunma sanayinde ülkemizin bayraktarı olduk. Bu çalışmaların meyvesini ilk dokuz aylık finansal sonuçlarımızla gösterdik. 2023 yılının ilk dokuz ayında kârlı büyümemizi sürdürürken aldığımız işlerin toplamıyla tarihimizin en büyük bakiye sipariş tutarı olan 10,8 milyar dolara ulaştık. Başta dost ve kardeş ülkeler olmak üzere paydaşlarımızla imzaladığımız yeni sözleşmelerle Türkiye Yüzyılına emin adımlarla girdik.” diye konuştu.

“MİLLİ SİSTEMLERİMİZİ ARMAĞAN ETTİK”

Akyol, 2023 yılının ilk dokuz ayında güvenlik güçlerine sahada yeni yetenekler kazandıracak olan bazı milli sistemleri ilk kez vitrine çıkardıklarını vurgulayarak şunları aktardı:

“Türkiye’nin ilk otonom su altı aracı DERİNGÖZ’ü Mavi Vatanımız için geliştirdik. Milli mühendislik gücümüz ile geliştirdiğimiz ALBATROS Kamikaze İnsansız Deniz Aracı sürüsü de Mersin’de yapılan testlerde hedef gemiyi etkisiz hale getirerek günümüz insansız sistemlerinde de yeni bir çağ açtı. İleri teknolojimizle imzamızı attığımız ilk dokuz ayda gök vatanın savunmasına güç katacak GÜRZ Hibrit Hava Savunma Sistemini, GÖKSUR Yakın Hava Savunma Füze Sistemini, GÖKDEMİR Füze Fırlatma Sistemini ve GÖKBERK Mobil Lazer Silah Sistemlerinde önemli aşamaları başardık. Bu sistemlerimiz, yurt dışı bağımlılığımızı ortadan kaldırırken, muadil sistemlerden çok daha üstün performans ortaya koyuyor. EJDERHA, ERTUNGA, SÖKMEN ve TUNGA’dan oluşan yeni elektronik harp ve insansız sistemlerimizle de geleceğin savaş ortamındaki olası tehditleri bertaraf etmeyi hedefliyoruz.

ASELSAN için oldukça verimli geçen ilk dokuz ayda GÖZDE güdüm kitini, SADAK milli salan sistemimizi, KARAKURT Keşif ve Hedefleme Sistemlerimizi, YARASA HF Elektronik Destek Sistemimizi ve AYI HF Elektronik Taarruz Sistemini ülkemize kazandırdık. Günümüz muharebe sahasının çeşitlenen tehditlerine karşı ASELSAN teknolojileriyle kalkan oluyoruz.”

“YATIRIMLARIMIZ ARTIYOR”

ASELSAN olarak, bütün bu teknolojileri geliştirmek ve üretmek amacıyla ciddi yatırımları hayata geçirmeye devam ettiklerine dikkati çeken Akyol, “Yeni Aviyonik Üretim Tesisimizi kısa bir süre önce devreye aldık. AESA Radar Entegrasyon ve Üretim Binamızı tamamladık. Güdümlü Mühimmat ilave üretim tesisimizin yatırımına başladık. Hava savunma, radar, elektronik harp ve mikroelektronik sistemlere ilişkin stratejik yatırımların çalışmalarını da başlatmış durumdayız. Bütün bu yatırımlar, ASELSAN’ın büyük bir özgüvenle geleceğe yürüdüğünün açık bir ifadesidir.” değerlendirmesinde bulundu.

ASELSAN’IN TÜRKİYE YÜZYILI HEDEFLERİ

Akyol, ASELSAN olarak cumhuriyetin birinci yüzyılında yerli ve milli sistemleri geliştirme hedeflerini büyük oranda başardıklarına değinerek, “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında ise kendimize üç ana hedef belirledik. Birincisi alanında en iyi ürünleri yapmak, ikincisi dünyada ilkleri yapmak ve üçüncüsü daha yüksek teknolojide ihracat odaklı büyümek. Küresel pazarda yarattığımız değerlerle yeni rotalara açılacağız. Çeşitli iş birliği modellerini kullanarak, dost ve müttefik ülkelerin güvenliğine katkı sunacağız. Bağımsız, milli, ileri teknolojilerimizi daha büyük azimle cumhuriyetimizin yeni yüzyılına armağan etmeyi sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.

The post ASELSAN’dan yeni rekor: Tarihimizin en büyük bakiye sipariş tutarı appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, İstanbul programı tamamlanan TCG Anadolu’nun 3 Mayıs’ta İzmir’de olacağı belirtildi.

TCG Anadolu, üzerine iniş-kalkış yapacak SİHA’larla dünyanın “ilk SİHA gemisi” olacak. Bunun için de Baykar tarafından kanatları katlanabilen Bayraktar TB3 SİHA geliştiriliyor.

Ayrıca gemiye yine Baykar tarafından geliştirilen muharip insansız uçak sistemi Bayraktar KIZILELMA ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayii tarafından geliştirilen HÜRJET Hafif Taarruz Uçağı’nın iniş-kalkış yapabilmesi için çeşitli çalışmalar devam ediyor.

TCG Anadolu; Ege, Akdeniz ve Karadeniz’de asgari 1 tabur büyüklüğündeki bir kuvveti ana üs desteği gerektirmeksizin, kendi lojistik desteği ile kriz bölgesine intikal ettirebilecek kapasitede bulunuyor.

Gemideki silah sistemleri, savaş yönetim sistemi, elektronik harp sistemleri, kızılötesi arama ve takip sistemi, elektro-optik arama sistemi, lazer ikaz sistemi, torpido savunma sistemi, radarlar, muhabere sistemleri, seyir sistemleri, bilgi dağıtım sistemleri yerli ve milli imkanlarla geliştirildi.

Gemi, gerektiğinde, doğal afet yardım görevleri çerçevesinde de kullanılabilecek. Bünyesinde yer alan tam teşekküllü hastane ve ameliyathane imkanları sayesinde doğal afet yardımı, insani yardım ve mülteci tahliye harekatlarında tıbbi destek sunabilecek.

Beraberinde 94 araç taşıyabilecek

TCG Anadolu, 231 metre uzunluğa ve 32 metre genişliğe sahip bulunuyor. Tam yük deplasmanı en fazla 27 bin 436 ton olan gemi, bu haliyle en az 20,5 knot azami sürat ve 16 knot ekonomik süratle görev yapabiliyor.

Ekonomik sürati ile tam yükte en az 9 bin deniz mili seyir siasına sahip TCG Anadolu’nun içindeki su alabilen havuza her biri 1 tank taşıyan 4 mekanize çıkarma gemisi girebiliyor.

Gemi, araç güvertelerinde 13 tank, 27 zırhlı amfibi hücum aracı (ZAHA), 6 zırhlı personel taşıyıcı, 33 muhtelif araç, 15 römork olmak üzere toplamda 94 araç taşıyabiliyor.

Geminin uçuş güvertesinde 10 helikopter veya 11 adet SİHA konuşlandırılabilecek, hangarda ise 19 helikopter veya 30 SİHA taşınabilecek. Gemi, 1223 personele ev sahipliği yapacak. Gemide, tam teşekküllü hastane imkanı ve 2 ameliyathane de bulunuyor.

3 yeni milli fırkateynin sac kesimi yapılacak

TCG Anadolu teslim töreninin ardından 3 yeni MİLGEM fırkateyninin sac kesimi yapılacak.

STM-TAİS iş ortaklığında yürütülecek projede, Anadolu, Sedef, ve Sefine tersanelerinin her birinin eş zamanlı olarak 1 adet İSTİF sınıfı fırkateyni 36 ayda inşa etmesi planlanıyor.

Tüm sensör ve silah sistemi milli olarak geliştirilen İSTİF sınıfı fırkateynler, milli hava savunma kabiliyetleri ile donatılacak. Ek olarak baş top, helikopter yakalama sistemi ve ana tahrik sisteminin muhtelif bileşenleri gibi birçok alanda da millileştirme faaliyetleri sürdürülecek.

The post İstanbul’da TCG Anadolu’yu 140 binden fazla kişi ziyaret etti appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Sayı ve çeşitleri son dönemde hızla artar mini/mikro İHA’lar, kötü niyetli kullanıcıların elinde sivil ve askeri stratejik tesisler için ciddi bir tehlike oluşturuyor. Bu tehdidin ortadan kaldırılması amacıyla çeşitli karşı tedbir sistemleri geliştiriliyor.

ASELSAN, bu ihtiyaçtan yola çıkarak İnsansız Hava Araçlarını Önleyen Hava Savunma Sistemi’ni (İHTAR) geliştirdi.

İHTAR, kamuya ait alanlar ile ticari bölgelerin mikro ve mini boyutlardaki İHA’ların yasal olmayan faaliyetlerine karşı korunmasına olanak sağlıyor.

Zorlu çalışma koşullarında güvenilir şekilde faaliyetlerini gerçekleştirecek şekilde tasarımı yapılan İHTAR Mini/Mikro İHA Önleme Sistemi, güvenlik güçlerinin, kamu ve ticari alanların güvenliğini sağlayan unsurların hizmetine sunuldu.

İHA’ların tespit edilmesi, otomatik olarak takibe alınması, tehdit olarak işaretlenmesi ve yasal olmayan faaliyetlerinin en uygun karşı tedbir ile engellenmesi İHTAR Sistemi’nin temel fonksiyonlarını oluşturuyor. Etkin ve güvenlik açısından en uygun karşı tedbirin kullanılması için İHTAR Sistemi, radar, kamera ve önleyicilerin entegre ve koordineli bir şekilde çalışmasını komuta kontrol yetenekleri ile sağlıyor.

İHTAR Sistemi, tehdidin tespit, takip ve teşhisi için radar ve kameralar, tehdidin önlenmesi için elektronik karıştırma ve aldatma sistemleri ile tüm bu sistemlerin entegre bir şekilde çalışmasını sağlayan komuta kontrol sistemlerinden oluşuyor.

Sistemdeki radar birden fazla tehdidin tespit ve takip edilmesini sağlıyor. İHTAR Sistemi, tehditlerin önlenmesine yönelik olarak, karıştırma ve aldatma sistemlerinden yararlanıyor. Radar ve kameralar her türlü ortamda ve hava şartlarında kullanılabiliyor.

Bombaatar ve lazerle silahları çeşitlendi

ASELSAN, etkinliğini artırmak için sisteme sinyal karıştırma ve aldatma çözümleri yanında fiziki imha yöntemleri de ekledi.

40 milimetre bombaatar entegre edilen İHTAR, gelişmiş elektro-optik kameralarla otomatik hedef tespiti sonrasında yüksek hızlı akıllı mühimmatla hedeflerin etkisiz hale getirmesine imkan veriyor.

İHTAR’ın bir diğer fiziksel imha yöntemi de lazer silah sistemi oldu. Lazer silah sistemiyle hedef üzerinde oluşturulan ısı sayesinde İHA’ların dış yüzeyinde, elektronik parçalarında, batarya kısmında erime, yanma oluşuyor. Hedef üzerinde patlayıcı madde bulunması durumunda ise patlayıcı maddenin imha edilmesiyle daha hızlı etkinlik sağlanabiliyor.

Kritik tesislerin muhafızı

İHTAR, sahip olduğu bu yeteneklerle şehir ve kırsal ortamda kritik tesislerin emniyeti, yasa dışı sızmalara karşı sınır güvenliği ve kalabalık organizasyonların korunmasında kullanılıyor.

Yurt içinde ve dışında ilgi gören İHTAR için Cumhurbaşkanlığının mini/mikro İHA tehditlerine karşı korunması ihtiyacını karşılamak üzere geçen yıl 2 sözleşme imzalandı. Kısa sürede 6 araca entegre İHTAR Sistemi ile Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar bünyesindeki yerleşkelere konuşlandırılan İHTAR sistemleri göreve başladı.

Stratejik öneme sahip TÜPRAŞ ve TPAO rafinerileri ile Akkuyu Nükleer Santrali’ni mini/mikro İHA tehditlerine karşı korumaya yönelik de 3 sözleşme imzalandı. Enerji sektöründe hizmet veren şirketlere teslimatlar bu yıl tamamlanacak.

Jandarma Genel Komutanlığının ihtiyacı doğrultusunda TÜBİTAK BİLGEM ile geliştirilen JARMOL Yüksek Güçlü Lazer Silah Sistemi de göreve hazır hale getirildi.

İHTAR Sistemi ile entegre çalışabilen ŞAHİN 40 milimetre Fiziksel İmha Sistemi Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girerken, ilk ihracat sözleşmesi de 2022 yılı ikinci yarısında imzalandı.

Yurt dışında da ilgi gören İHTAR için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Kırgızistan, Nijer ve Angola gibi ülkelerle sözleşme yapıldı.

The post Kritik tesislerin muhafızının ihracatına başlandı appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Uşak Üniversitesi’nde öğrencilerle bir araya gelen HAVELSAN Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ali Mantar, HAVELSAN’ın yürüttüğü projelerle ilgili açıklamalarda bulundu.

HAVELSAN’ın komuta kontrol sistemleriyle gemilerin ve diğer platformların savaş yönetim sistemleri konusunda dünyada sayılı şirketler arasında olduğunu belirten Mantar, özellikle gemilerin komuta kontrol sistemleri konusunda ciddi çalışmalar yürüttüklerini aktardı.

Mantar, milli gemilerin komuta kontrol ve savaş yönetim sistemlerinin HAVELSAN tarafından yapıldığını, bu alanda yurt dışına da açıldıklarını dile getirerek, “Yurt dışında da Azerbaycan, Ukrayna ve Pakistan ile sözleşmeler imzaladık. Malezya ile görüşmelerimiz devam ediyor. Endonezya’da 4-5 tane anlaşma yaptık, birkaç anlaşma daha geliyor. Katar’la anlaşmaları yaptık, oraya da vermeye çalışıyoruz. Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne gidiyoruz. Bunların hepsi deniz platformlarında savaş yönetim sistemi ve komuta kontrol sistemleri konusunda.” dedi.

3-4 YILA KALMAZ MİLLİ DENİZALTI OLUR

Denizaltıların modernizasyonu konusunda da ASELSAN, BİLGEM, STM ile birlikte önemli başarılara imza attıklarını kaydeden Mantar, kullanımda olan denizaltıların savaş yönetim ve komuta kontrol sistemlerini değiştirdiklerini, sensörlerini ve elektronik aksamlarını yenilediklerini ifade etti.

Mantar, Türkiye’nin artık kendi denizaltısını inşa edebilecek yetkinliğe ulaştığına dikkati çekerek bu konuda hızla mesafe katedileceğini söyledi.

HAVELSAN’ın, Barkan ile insansız kara aracında da yetkinliğini ispat ettiğini belirten Mantar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türk Silahlı Kuvvetleri’ne birkaç tane Barkan verdik. Yurt dışında Malezya, Endonezya, Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan, Pakistan, Ukrayna ve Azerbaycan’da Barkan’ın satışı konusunda girişimlerimiz devam ediyor. Barkan, 5-6 ay önce sahaya çıktı, şimdi Türkiye’de kullanılmaya başlandı, yurt dışına da satışı için görüşmelerimiz devam ediyor.”

TÜRKİYE’NİN KRİTİK BİLGİSİ TÜRKİYE’DE KALIYOR 

Mantar, HAVELSAN’ın parmak izi tanıma sistemlerinde de önemli bir gelişim kaydettiğine değinerek, nitelikli parmak izi tanıma ürününün İçişleri Bakanlığı tarafından yaygın olarak kullanıldığını bildirdi.

Nitelikli parmak izi tanıma ürünü geliştirmek için harcanan paranın 2-3 katının geçmişte ithal ürünlere lisans bedeli olarak ödendiğine dikkati çeken Mantar, “En önemlisi de Türkiye’nin kritik bilgisi Türkiye’de kalıyor. İçişleri Bakanlığının elinde kalıyor.” dedi.

TÜRKİYE’NİN PAZARI BİZE YETMİYOR 

Mantar, Türkiye’de AR-GE altyapısının ciddi bir şekilde geliştiğini, devlet eliyle yapılan projelerin yanında özel şirketlerin de artık emekleme, yürüme aşamasını tamamladığını, koşma aşamasına geldiklerini kaydederek, şöyle devam etti:

“Bizim bundan sonra AR-GE, know-how sıkıntımız yok, ciddi bir mesafe katettik. Biraz daha ilerletmemiz gereken durum, bunların artık ticarileşmesi, rekabet etmesi ve yurt dışına pazarlanması. Şu anda bu kadar şirket, bu kadar AR-GE, bu kadar mühendislik çalışması Türkiye’ye fazla geliyor. Türkiye’nin pazarı bize yetmiyor. Onun için başta vakıf şirketleri HAVELSAN, ASELSAN, TUSAŞ olmak üzere diğer tüm şirketler ihracat yapmak için ellerinden geleni yapıyorlar. İhracat konusunda önümüzdeki engeller kaldırıldığı zaman Türkiye’deki sanayi, Türkiye’deki teknoloji daha ciddi bir mesafe kaydeder diye düşünüyorum.”

The post İnsansız kara aracı Barkan’ın ihracatı için görüşmeler başladı appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) Genel Müdürü İzzet Alagöz, Uluslararası Büyük Güç Sistemleri Konseyi (CIGRE) Türkiye Ulusal Komitesi tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Güç Sistemleri Konferansı sonrasında değerlendirmelerde bulundu.

EÜAŞ’ın 64 elektrik santralini kamu adına işlettiğini aktaran Alagöz, bu santrallerdeki otomasyon sistemlerinde yurt dışına bağımlı olunduğunu söyledi.

Alagöz, dünyada bu otomasyon sistemlerini üreten beş ülke olduğuna işaret ederek, “Bu beş ülkeden biri değilseniz bu otomasyon sistemlerine göbekten bağlısınız demektir. Bu sistemleri geliştirmek teknoloji noktasında ülkemizin özgürlüğünü kazanma mücadelesidir. Bu yüzden biz yerli otomasyon sistemi geliştirmek zorundaydık. EÜAŞ olarak muhteşem bir kontrol sistemi geliştirdik. Dünyanın en hızlı mikroişlemcisini kullanıyoruz. Şu anda dünyanın en iyisi olma iddiasındayız.” ifadelerini kullandı.

Yerli otomasyon sistemini ilk olarak 2,5 yıl önce Antalya’da Kepez hidroelektrik santralinde uygulamaya aldıklarına dikkati çeken Alagöz, söyle devam etti:

“Şu anda 20. hidroelektrik santralimize uyguluyoruz. Hidroelektrik santraller bizim nihai hedefimiz değil, otomasyon sisteminde dünyanın en iyisi isek biz bunları endüstrinin her sahasına uygulamak zorundayız. Demir çelik sektöründe, çimento sektöründe, nükleer santralde ve rafinerilerde kullanabileceğimiz bir sistem geliştirdik ve kendimiz şu anda seri üretimle de 2023 yılında termik santral uygulamalarımızı başlatıyoruz. Dolayısıyla ürün uygulama alanındaki çeşitliliği de sağlayacağız. Şu anda kendini ispatlama noktasında yeter seviyenin çok çok ötesine geçti.”

YEDİNCİ JENERATÖR ÜRETİLİYOR 

Alagöz, ilk yerli jeneratörün 4 yılda, ikinci jeneratörün ise 4 ayda üretildiğini belirterek, şunları kaydetti:

“Artan bilgi birikimimizle jeneratör teknolojisinin üzerinde gelişmeler yakaladık ve kendi jeneratörlerimizin verimliliğini artırarak 150 megavatlık jeneratörü 180 megavata çıkarmayı başardık. Dolayısıyla artık biz jeneratör konusunda tecrübesini ortaya koymuş kendi standartlarını belirlemiş bir ekibiz. Şu anda yedinci jeneratörümüzü üretiyoruz. Ancak 1-2 jeneratör üretmek bizi tatmin etmiyor. Bizim yükselen enerjimizle seri üretime geçmemiz gerekir. 2023’ün ilk çeyreğinde Ankara’da seri üretime geçmek için fabrikayı kuruyoruz.”

Alagöz, yerli türbin üretimiyle ilgili çalışmaların son aşamasına gelindiğine dikkati çekerek, “Tasarımımızı bitirdik, model türbinini ürettik. Şu anda türbin üretim aşamasında ve adı Hasan Polatkan olan rahmetli Adnan Menderes’in açılışını yaptığı 62 yaşında bir hidroelektrik santralimiz var. Artık değişmesi gerekiyor, yenilenmesi gerekiyor. İsmini yenilemeyeceğiz. Adnan Menderes’in kurduğu santralde onun hatırasına saygı duyacağız ama Sakarya nehrinin üzerinde Türk mühendisin ayağa kalkışını göreceğimiz yerli türbin, yerli jeneratör ve yerli kontrol sistemiyle yerli santral kuracağız inşallah. Onu da 2023’ün hemen ikinci çeyreğinde başarmayı ümit ediyoruz.” diye konuştu.

The post Yerli jeneratör seri üretimi 2023’ün ilk çeyreğinde başlayacak appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

İnsansız hava araçları teknolojilerinin gelişmesiyle beraberinde savunma sistemleri de gelişti. Sınır güvenliği ve terör saldırılarından korunmak için üretilen cihazların şehir merkezlerinde kullanılmaya başlanmasıyla büyük sorunlar oluşmaya başladı.

DÜŞÜYOR, KAYBOLUYOR YA DA ANKARA’YA DOĞRU GİDİYORLAR
İstanbul’da İHA savuma sistemleri nedeniyle her gün bir çok drone düşüyor, kayboluyor veya cihazlar Anakara’ya doğru gidiyor. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden izin alınarak yapılan uçuşlarda bile İHA savuma sistemleri kapatılmıyor. Bu nedenle sinema sektöründe çalışan birçok firmanın kullandığı drone’lar sahte konum müdahalesi yapılması nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanı’na doğru uçuyor.

Bu sırada kontrol edilmesi mümkün olmayan cihazlar pilleri bitene kadar uçuyor. Sinema sektöründe çalışan ve drone’ları müdahale sonucunda kaybolan kişiler ise sadece maddi kayıplardan endişe etmediklerini drone’ların bir insana ciddi zarar verebileceğini söyledi.

Sadece drone’ların değil gemilerin de navigasyon sistemleri bozuluyor veya konum Ankara Esenboğa Havalimanı olarak gözüküyor. Gemilerin konumunda bakılan sistemler, araç takip sistemleri yanlış bilgi verebiliyor. Konum saptırma müdahalesi nedeniyle kamu kurumlarının drone’ları da etkilenerek düşüyor.

“CİHAZLAR DEVLET KURUMLARINI DA ETKİLİYOR”

“GPS SİNYALİNE ERİŞİMİ ENGELLEMEK SUÇTUR”
Geliştirilen GPS müdahalesi yapan savunma sistemler yüzünden sinema sektörünün olumsuz etkilendiğini dile getiren drone pilotu Mehmet Öztekin ise, “Sistem dost düşman ayrımı yapmaksızın çalışıyor. Sistem kablosuz haberleşen sistemleri tespit ediyor ve GPS sinyallerini bozup kesiyor. Bizim kullandığımız cihazlar kontrolsüz bir şekilde uçuyor. Kaybolan cihazlarımız var bu sistem yüzünden. Kontrolsüz kalan bir cihaz gidip birisinin üzerine düşebilir. Hava araçlarının GPS kesildiğine dair Türkiye üzerinde raporlar var. Bir vatandaşın GPS sinyaline erişmesini engellemek suçtur. Sektör olarak bizde artık dava açmak için hazırlık yapıyoruz” dedi.

“CİHAZLARIMIZ HAVADA KAYBOLDU”
Sinema sektöründe drone pilotu olarak çalışan Janberk Kızılkaya, “Drone ile yaptığımız her uçuş Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından izin alınarak yapılıyor. Son geliştirilen drone savunma sistemleri nedeniyle bir çok kaza yaşadık. Yaşadığımız kazalar hem maddi hem de manevi olarak bir çok zarar vermektedir. Geçen ay 2 adet cihazımız izinli uçmamıza rağmen bizle olan bağlantısı kesildi. Daha sonra cihazlarımızın uydu ile haberleşmesi kesildi. Cihazlarımız havada kayboldu, nereye gittiğini bilmiyoruz. Bu durumdan kamu kurumlarının cihazları da etkileniyor” ifadelerini kullandı.

GPS NEDİR?
GPS (Global Positioning System) dünyanın çevresinde bulunan uyduların yardımı ile dünya üzerindeki konumu bulmaya yarayan sistemlerdir. Bu sistemler tüm dünya genelinde ücretsiz bir şekilde kullanılabiliyor. Bazı bölgelerde yerel otoritelerin kararı veya savunma sistemleri nedeniyle erişim sorunu yaşanabiliyor. Ancak herhangi bir müdahale olmadığı taktirde herkes bu sistemleri kullanabilme hakkı bulunuyor.

The post İstanbul’da GPS blokesi karmaşası: Drone’lar düşüyor ya da Ankara’ya doğru gidiyorlar appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.