yapay zeka destekli arama motorlarının artmasıyla dijital dünyada şu ana kadarki en büyük dönüşümlerden biri yaşanıyor. Başta, Google AI Overviews, ChatGPT ve Perplexity.ai gibi yapay zeka destekli özet sonuçlar veren yapay zekalar, kişilerin web sitelerine direkt girmesine gerek duymadan aradığını bulmasını sağlıyor.

SİTELERİN TIKLANMA ORANLARI DÜŞÜYOR

Bu sebeple son aylarda, özellikle haber-medya ve bilgi siteleri başta olmak üzere pek çok sektörde organik web trafiğinde belirgin düşüşler gözleniyor.

SimilarWeb verilerine göre ABD’de 2024–2025 döneminde seyahat ve turizm sitelerinin yıllık arama kaynaklı trafiği yüzde 20, haber ve medya trafiği yüzde 17, e-ticaret trafiği yüzde 9, finans yüzde 7, yemek yüzde 7 ve yaşam-stil yüzde 5 oranında geriledi.

Yeni teknolojiyle bilgi temelli internet siteleri de trafik kaybı yaşıyor. Dünyanın en çok ziyaret edilen sitelerinden biri olan Wikipedia’nın günlük ziyaret sayısı ChatGPT’nin çıkış tarihlerine denk gelen Mart 2022’de 165 milyon iken bu rakam Mart 2025’te 128 milyona inerek yaklaşık yüzde 23 düşüş gösterdi.

BrightEdge’de yer alan verilere göre yaklaşık 1 yıldır kullanımda olan Google AI Overviews nedeniyle yapay zeka aramaları büyük oranda artarken, doğrudan siteye tıklamalar yüzde 30 oranında azaldı.

HABER SORGULAMALARINDA CHATGPT KULLANIMI YÜZDE 212 ARTTI

Yapay zeka arama özetleri kişilerin habere ulaşım yöntemlerini de değiştiriyor. The Decoder’de yer alan habere göre, haber sorgularında ChatGPT kullanım oranı 2024 ve 2025 yılları arasında yüzde 212 artarken, haber için geleneksel Google aramaları ancak yüzde 5 arttı.

CHATGPT KENDİ WEB TARAYICISINI GELİŞTİRİYOR

Öte yandan ChatGPT’nin geliştiricisi OpenAI şirketi, yapay zeka destekli internet tarayıcısını çıkarmayı planladığını duyurdu. Google Chrome’a rakip olması beklenen web tarayıcısının yapay zekayı kullanarak internette gezinme biçimini kökten değiştirmesi bekleniyor.

Şirket bu hamleyle Google’ın başarısının en temel unsuru olan kullanıcı verilerine doğrudan erişim konusunda büyük bir avantaj sağlamayı hedefliyor. OpenAI şirketinin yapay zeka destekli web tarayıcısı geliştirmesinin, gelirlerinin 4’te 3’ünü reklamdan elde eden Google’ı bu anlamda da zora sokacağı düşünülüyor.

The post Yapay zeka, sitelerin trafiğini düşürmeye başladı! appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Rekabet Kurumu, daha önce taahhütte bulunduğu yükümlülükleri ihlal ettiği gerekçesiyle Google’a yaklaşık 355 milyon TL idari para cezası kesti.

REKABETİ ENGELLEMEYECEK YENİ BİR TASARIM İSTENMİŞTİ

2021 yılında alınan kararda, Google’ın genel arama sonuçlarında kendi yerel arama ve konaklama fiyatı karşılaştırma hizmetlerini rakiplerine kıyasla avantajlı şekilde öne çıkardığı tespit edilmiş ve 296 milyon TL para cezası uygulanmıştı. Ayrıca Google’dan rakip hizmetleri dezavantajlı duruma düşürmeyecek yeni bir tasarım sunması istenmişti.

Süreç devam ederken, bu kez Google’ın “İşletme Reklamları” adıyla devreye aldığı yeni bir tasarımın, daha önce soruşturma konusu olan uygulamalarla aynı nitelik ve işlevlere sahip olduğu belirlendi.

TASARIMIN UYGULAMADA KALDIĞI SÜRE BOYUNCA CEZA

Söz konusu tasarım Google tarafından bir süre sonra geri çekilse de Rekabet Kurumu, tasarımın uygulamada kaldığı süre boyunca şirkete günlük idari para cezası verilmesine karar verildi. Uygulanan para cezasının toplamda 355 milyon TL’ye ulaştığı öğrenildi.

The post Rekabet Kurulu’ndan Google’a 355,1 milyon lira ceza appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

İbrahim, teknoloji firmalarının İsrail’in katliamına nasıl destek verdiklerini, buna karşı çıkan personele nasıl baskı uyguladıklarını ve işinden kovulmasının ardından sürdürdüğü mücadeleyi AA muhabirine anlattı.

Eski Google çalışanı olan ve Filistin yanlısı eyleme katıldığı için iş akdi feshedilen Hasan İbrahim, protestolar nedeniyle işsiz kalan yüzlerce mühendisten yalnızca biri.

Google’da 2022 yılında yazılım mühendisi olarak işe başladığını, 16 Nisan 2024’te “No Tech for Apartheid” oluşumunun düzenlediği oturma eylemine katıldığı gerekçesiyle işine son verildiğini belirten İbrahim, kendisi gibi o gösteriler sebebiyle “davranış ihlali” gerekçesiyle yaklaşık 50 kişinin işten kovulduğunu, bazılarının ise tutuklandığını dile getirdi.

Bunun yalnızca Google ile sınırlı olmadığını, adı İsrail ile anılan ve İsrail ordusuna yapay zeka desteği veren bazı firmalarda da bu işten çıkarmaların yaşandığını anlatan İbrahim, “Bunu diğer şirketlerde de görüyorsunuz, birkaç ay önce Microsoft’un 50. yıl dönümü etkinliğini bozdukları için kovulan iki Microsoft çalışanında da bunu gördünüz.” dedi.

“ARTIK ABD’DE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ DİYE BİR ŞEY KALMADI”

Özellikle bilişim ve teknoloji sektörlerinde faaliyet gösteren firmalarda bireylerin yalnızca internette yaptıkları yorumlar, beğendikleri gönderiler veya bağlantılar nedeniyle kovulmaya başladıklarına, bunun açıkça ifade özgürlüğünün diktatoryal şekilde engellendiği anlamına geldiğine dikkati çeken İbrahim, sosyal medya veya çeşitli iletişim kanallarıyla benzer şekilde işsiz kalanların kendisine ulaştıklarını söyledi.

İbrahim, bugün yaşananların en büyük sorumluluğunun mevcut hükümet olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“ABD’de artık konuşma ya da ifade özgürlüğümüzün olmadığını söyleyebiliriz. Mevcut faşist hükümete karşı herhangi bir şey söylediğiniz anda yeşil kartınızı, vize statünüzü kaybetme ve yakında muhtemelen vatandaşlığa kabul edilmiş kişilerin bile vatandaşlıklarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacaksınız çünkü mevcut yönetimin inanmamızı istediği şeylere aykırı bir şey söylersek o zaman peşimize düşeceklerdir. Bunu sınır dışı edilen tüm öğrencilerde, Amerika Birleşik Devletleri Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) yetkilileri tarafından kelimenin tam anlamıyla kaçırılan Türk öğrencide görüyoruz, bunlar olmaya devam ediyor. Bu da mevcut yönetimin ne kadar faşist olduğunu gösteriyor. Artık ABD’de ifade özgürlüğü diye bir şey kalmadı.”

ABD yönetiminin bu tutum ve politikaları kadar, Amerikan teknoloji şirketlerinin de İsrail’in Gazze’ye yönelik katliamlarına karşı çıkan personeline yaptırım uygulamasını da “çıldırmışlık hali” olarak yorumlayan İbrahim, “İşimi kaybetmekten korkmuyorum. Neyse ki Google’a karşı yaptığım eylemlerin arkasında duran bir şirkete katıldım. Bunu sadece ifade özgürlüğü olarak adlandırdılar ancak her an kovulabileceğim bir şirkette çalışıyor olsaydım da şu anda Gazze’de yaşananlarla kıyaslandığında bu, yine de bir hiç olurdu. ABD’de başımıza bomba yağmaması gibi bir avantajımız var.” dedi.

“GAZZE’DE YAŞANANLAR, YAPAY ZEKA DESTEKLİ İLK SOYKIRIMDIR”

Pek çok insanın, ABD veya dünyanın herhangi bir yerinde kendisi gibi düşündüğünü hissettiğine dikkati çeken İbrahim, mühendis veya farklı meslek gruplarındaki kişilerin de gerek çalıştıkları şirketlerde gerekse hükümetlerinin İsrail ile ilişkisinin ne düzeyde olduğunu sorguladıklarını dile getirdi ve bu noktada duyarlı bireylerin işlerini kaybetmek ya da birileri tarafından hedefe alınmak gibi bir korkularının bulunmadığını vurguladı.

Özellikle Gazze’de yaşanan insanlık dışı vahşetin bu tutumda etkili olduğunu, teknoloji şirketlerinin bu kadar çok protesto edilmesinin ardında İsrail’in Gazze’yi yapay zeka şirketlerinin sağladığı sistemlerle vurmasının bulunduğuna dikkati çeken İbrahim, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İsrail ordusu, bombardıman hedef listeleri oluşturmak için yapay zeka modelleri kullanıyor ve bu modelleri oluşturmak için teknolojiyi nereden aldıklarını merak etmeniz gerekiyor. İsrail ordusunun aslında bu çok hassas verileri çalıştırmak için kullandıkları kendi özel sunucu kurulumları var ama aynı zamanda Google, Amazon ve Microsoft, ChatGPT AI’yi de kullanıyorlar, Google’ın Gemini yapay zekasını kullanıyorlar. Tüm bu şirketler bir araya geldiğinde İsrail’in Filistinlilere yönelik soykırımının devam etmesine izin veriliyor. Sadece Raytheon, Boeing ve diğer tüm silah üreticileri değil İsrail hükümeti ve ordusu ile doğrudan sözleşmesi olan her şirket bu soykırımdan sorumludur çünkü Gazze’de yaşananlar yapay zeka destekli ilk soykırımdır ve bu da yapay zekanın artık bir silah olduğu anlamına gelmektedir. Yapay zeka artık sadece kullandığınız küçük bir araç değil.”

Silah sanayisi kadar teknoloji firmalarının da bu soykırımda payının bulunduğuna işaret eden İbrahim, “Bu soykırımı destekleyen şirketlerin uzun bir listesi var çünkü Filistinlileri öldürmeye gidenler sadece bomba üreticileri ve silah üreticileri değil. Bu soykırımdan sorumlu olanlar, sadece silahları üretenler değil aynı zamanda İsrail hükümeti ve ordusuna donanım ve yazılım sağlayanlardır.” ifadelerini kullandı.

İsrail’e sağlanan teknolojik imkanlarla yapılabileceklerin herhangi bir sınırının bulunmadığını ve şimdiye kadar bu sistemlerin nasıl kullanıldığını tamamıyla anlatabilmenin bir mühendis açısından bile zor olduğuna dikkati çeken İbrahim, İsrail ordusu ile hayata geçirilen Nimbus Projesi’nin bu alanda bilinen en önemli örneklerden biri olduğunu, bunun yanı sıra yapay zeka destekli pek çok uygulamanın yine bu katliamda kullanıldığını söyledi.

“GOOGLE’IN İZİN VERDİĞİ PLATFORMLAR, HERHANGİ BİR ORDUNUN KULLANABİLECEĞİ ŞEYLER DEĞİL”

Bugün dünyadaki milyarlarca insan tarafından bilgi edinmek veya araştırma yapmak için tamamen sivil amaçlarla kullanılan Google’ın arama motorunda kullanılan fotoğraf bulma uygulamasının, İsrail ordusu tarafından fişleme ve hedef bulma amacıyla kullanıldığına dikkati çeken İbrahim, sivil kullanım için üretilen bu sistemlerin askeri amaçlarla kullanılmasının tamamen hukuka aykırı olduğunu, şirketlerin ise buna sessiz kalmayı tercih ettiklerini söyledi.

Google’ın fotoğraf bulma uygulamasının nasıl kullanıldığıyla ilgili bilgi veren İbrahim, şöyle konuştu:

“İsrail ordusunun her bir aracı nasıl kullandığına dair kesin kullanım örneklerine sahip değiliz ancak aklıma gelenlerden biri, İsrail ordusunun Google fotoğraflarını nasıl kullandığına dair yeni bir makale var ki bu, bir askeri uygulama değil tamamen sivil kullanıma uygun. İsrail ordusunun kullandığı ve Google’ın izin verdiği platformlar, herhangi bir ordunun kullanabileceği şeyler değil. Yüz tanıma teknolojisi nedeniyle Google fotoğraflarını kullanıyorlar ve yaptıkları şey, Filistinlilerin çekilmiş çok sayıda fotoğrafını Google fotoğraflarına yüklemek. İçlerinden birini bu kişi terörist ya da her neyse o şekilde işaretliyorlar. Ardından Google bu kişinin de dahil olduğu diğer tüm resimleri buluyor ve sonra Google Görseller gibi basit bir uygulama, bir silah gibi yanlış ellerde yıkım için kullanılabilir. Google, İsrail ordusunun Google Görselleri bu amaçla kullandığını biliyor ki bu da hizmet şartlarına aykırı ancak bunu kullanmalarını engellemeyi reddediyorlar.”

Bu ikiyüzlü tutumun her geçen gün daha fazla tepki çektiğini ve özellikle bilişim teknolojileri alanında faaliyet gösteren mühendislerin bu konuda duyarlılık gösterdiklerine belirten İbrahim, bu mücadeleyi sürdürmek için her şeyi yapacaklarını ve özellikle yeni mezun olan mühendis adaylarının da bilinçlendirilmesi konusunda faaliyet göstereceklerini dile getirdi.

Tıpkı kendisi gibi pek çok kişinin gösterdikleri tepki nedeniyle işsiz kaldıklarını ancak bu durumun geçici olacağına inandığını kaydeden İbrahim, şu anda çalıştığı şirket gibilerin de sektörde olduğunu ve bu firmalarda çalışmanın katliama destek vermekten daha önemli ve onurlu bir davranış olacağını vurguladı.

Google, Microsoft ve Amazon gibi pek çok şirketin bu katliama ortak olduklarını, bu şirketlerde çalışan mühendislerin de sorumlu davranmaları gerektiğine dikkati çeken İbrahim, sözlerini şöyle tamamladı:

“Google, Microsoft ve Amazon’da çalışanlara yönelik bir mektup yazdım. Temel olarak onlara soykırımın suç ortağı olan bu şirketlerde çalışırken hepimizin Filistin’i desteklemek için elimizden gelen her şeyi yapma sorumluluğumuzun olduğunu söylüyorum. Eğer şirkette artık hiçbir şey yapamayacağımızı fark edersek o zaman o şirketten ayrılmak zorundayız. Filistin’i desteklemek için hiçbir şey yapmıyorsanız o zaman zulmü destekliyorsunuz demektir. Eğer şirketinizin soykırımı desteklediğini biliyorsanız ve buna sessiz kalırsanız yine zulmü destekliyorsunuz demektir. Bu hepimizin derinden anlaması gereken bir şey çünkü bazı insanlar bu şirketlerde çalışmanın sorun olmadığını düşünüyor ama öyle değil. Elinizden gelen her şeyi yapmanız gerekir. Bu, herkesin gerçekten anlamasını istediğim bir şey.”

The post Eski Google çalışanı: ‘Gazze’de teknoloji şirketleri silah şirketleri kadar suçlu’ appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Google’ın genellikle bir “sır” olarak nitelendirdiği arama sıralama algoritmaları ve son dönemde özellikle Discover’da yoğunlaşan haber siteleri trafiklerinde yeni bir dev dalgalanma yaşanıyor. Sıralamalarda etkili olan yapay zekanın daha fazla devreye girmesiyle sıklığı çok fazla artan algoritma güncellemeleri bütün dünyadaki web siteleri ve haber siteleri için bir kabusa dönmüş durumda.

Son büyük core updat’ini (çekirdek algoritma güncellemesi) 2024’te iki ayrı hamleyle gerçekleştiren Google, Ağustos 2024 çekirdek algoritma güncellemesinin ardından çakılan arama ve Discover (keşfet) trafikleriyle ilgili 4 günden uzun süren sorunları kabul etmiş ve ardından sorunun çözüldüğünü 20 Ağustos 2024’te sorunun çözüldüğünü iddia etmişti. Fakat 2024 yılının Kasım ayında ve Aralık ayında ayrı ayrı yeni core update’ler yayınlamış ve yeniden toparlanmaya başlayan trafikler, bu algoritma güncellemesiyle birlikte altüst olmuştu. ABD Başkanlık seçimlerinin tamamlanmasına kadar devam eden bu dev dalgalanma (Bazı haber siteleri için yüzde 90’lara varan düşüşler) Avrupa’nın en büyük haber siteleri için bile büyük bir muaammaya dönüşmüş ve haberlere de konu olmuştu.

Daha sonrasında kalite güncellemesi olarak lanse edilen bu algoritma değişiklikleri, Ocak ayında Aralık ayında yeniden yerine oturmaya başlamış, 2025 Ocak ayının son haftalarına kadar da trafikler eski seviyesinin de üzerine çıkmıştı. Fakat Ocak ayının son haftasından itibaren yeniden başlayan büyük dalgalanma bütün dünyada “Duyurulmayan bir çekirdek algoritma güncellemesi mi geldi” sorularını da beraberinde getirdi.

Çünkü Almanya, İngiltere ve Türkiye başta olmak üzere tüm dünyadaki yayıncılardan özellikle son 10 gündür yeniden çok sert trafik düşüşleri uyarıları geliyor. Eleştirilerin çok büyük bir bölümü de özellikle algoritma değişikliklerinin neredeyse ortalama üç ayda bire hatta artık ayda bire dönüşen sıklığı ve Google’ın bu politikasının özellikle yayıncıların ve web sitelerinin trafik bazlı reklam gelirlerinde yarattığı çok büyük kayıplarda yoğunlaşıyor.

TÜRK MEDYASINDAN GOOGLE’A BÜYÜK BİR DAVA HAZIRLIĞI

8 Mart 2025 güncelleme: Türkiye’de haber sitelerinin Google Discover ve News sekmesinden gelen trafiklerinde 3-4 Mart 2025’te yaşanan hafif kıpırdanmanın ardından 5 Mart itibariyle yeniden trafikler dibe vurdu. Google Sıralama Algoritmaları Listesi’nin yayınlandığı sayfada halen son algoritma güncellemesi olarak Aralık 2024’teki güncelleme ve bu güncellemenin de 7 gün 2 saat sürdüğü bilgisi yer alıyor. Yani Google hala bu trafik dalgalanmasına yol açan bir algoritma duyurusu yapmış değil. Bu arada Türkiye’deki internet haber sitelerinin bir bölümü Google’a dava açma hazırlığında. Milliyet gazetesinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu ile yapılan röportajda Bakan Uraloğlu’nun Türk medyasına “Google’a dava açın, arkanızdayız” mesajını vermesi sonrasında bir kısım haber medyasının Google’a ortak bir dava için hazırlıklarını son aşamaya getirdiği belirtiliyor. Bu davanın öncesinde de ortak bir basın duyurusu yapılacağı belirtiliyor. Google yetkililerinin geçtiğimiz haftalarda hangi kriterle seçildiği açıklanmayan bazı medya kuruluşlarıyla yaşanan bu sorunlarla ilgili görüşmeler yaptığı da iddialar arasında.

The post Türkiye, Google’la dava hazırlığında! Almanya ve İngiltere sırada bekliyor appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Son dakika haberi… Rekabet Kurulu; Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd. Şti., Google International LLC, Google LLC, Google Ireland Limited ve Alphabet Inc.ten oluşan ekonomik bütünlük (Google) ile ilgili yürüttüğü rekabet ihlali soruşturmasını tamamladı.

Şirkete Rekabet Kanunu’nun 6’ncı maddesi ihlal ettiği gerekçesiyle 2.6 milyar lira idari para cezası verildi.

Kurul’dan yapılan açıklamada şirketin talep taraflı platform (DSP) hizmetleri pazarında hakim durumda olduğu belirtilirken, “DSP hizmetleri pazarında hakimiyetine dayanarak kendi DSP’lerinden gelen envanter satın alma taleplerini kendi arz tarafı platform (SSP) hizmetine ilettiği iddiası bakımından 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 6. maddesi kapsamında ihlal tespit edilemediğine, dolayısıyla söz konusu ihlal türü açısından idari para cezası verilmesine gerek olmadığına karar verilmiştir” denildi.

Buna karşılık, reklam sunucusu hizmetleri pazarındaki hakimiyetine dayanarak kendi arz tarafı platform hizmetlerine haksız avantaj sağlandığına karar verilen Google’a2 milyar 607 milyon 563 bin 963 lira idari para cezası verildi.

Etkin rekabet koşullarını sağlaması için şirkete 6 ay süre verilirken, bunların yerine getirilmemesi durumunda ise günlük idari para cezası uygulanacağına hükmedildi.

The post Rekabet Kurulu’ndan Google’a 2.6 milyar TL ceza appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Teknoloji devi Google, kuantum bilişim alanında bilim dünyasını şaşkına çeviren yeni bir çip geliştirdi. Yalnızca 4 cm² boyutundaki bu çip, modern dünyanın en hızlı bilgisayarlarının 10,000,000,000,000,000,000,000,000 yıl sürecek işlemleri yalnızca beş dakikada tamamlayabiliyor. Bu süre, bilinen evrenin yaşını bile katbekat aşıyor. Bilim insanları bu olağanüstü gelişmeyi “akıl almaz” olarak nitelendiriyor.

‘İNSANLIK İÇİN YENİ BİR ÇIĞIR

“Willow” adı verilen bu çip, Santa Barbara’da geliştirildi. Bir nane şekeri büyüklüğünde olmasına rağmen, performansı kuantum bilişimde yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Willow, özellikle yeni ilaçların geliştirilme sürecini hızlandırarak deney aşamalarında yıllar süren işlemleri dakikalara indiriyor.

Bu çığır açıcı performans, yalnızca kuantum bilişimin temel prensipleri sayesinde mümkün oluyor. Maddenin aynı anda birden fazla durumda bulunabilmesi prensibini kullanan teknoloji, bir işlemi aynı anda birçok evrende çözüyormuş gibi çalışıyor. Google Quantum AI kurucusu Hartmut Neven, “Bu hız, kuantum hesaplamanın paralel evrenlerde gerçekleştiği fikrini destekliyor” dedi.

10 SEPTİLYON YIL 5 DAKİKADA

Willow’un hızının ölçümü, kuantum bilişimdeki potansiyeli anlamak açısından büyük bir dönüm noktası. Modern bilgisayarların asla başaramayacağı büyüklükte işlemleri bu kadar kısa sürede çözebilmesi, tıpta ve malzeme biliminde devrim yaratma potansiyeline sahip.

Google’a göre, çipin sunduğu bu inanılmaz hız, özellikle yapay zeka algoritmalarını geliştirmede, nükleer füzyon gibi enerji çözümleri üretmede ve tıbbi görüntüleme sistemlerinde kullanılabilir. Örneğin, MR taramaları atom düzeyinde okunabilecek ve insan vücudu hakkında yeni veri setleri oluşturulabilecek.

GÜVENLİK ENDİŞESİ

Ancak bu gelişmenin riskleri de var. Kuantum bilgisayarlar, günümüzün en sofistike şifreleme yöntemlerini dahi kolayca çözebilme potansiyeline sahip. Bu nedenle, uzmanlar güvenlik standartlarının yeniden tanımlanması gerektiğini vurguluyor. Google Quantum AI Direktörü Charina Chou, “Post-kuantum şifreleme standartları üzerinde yıllardır çalışıyoruz ve bu alanda büyük şirketler ve akademisyenlerle iş birliği yapıyoruz” açıklamasını yaptı.

HATA DÜZELTME PROBLEMİ ÇÖZÜLÜYOR

Google’ın çipi, kuantum bilgisayarlardaki en büyük sorunlardan biri olan hata düzeltme konusunda da önemli bir ilerleme sağladı. Nature dergisinde yayımlanan test sonuçlarına göre, Willow önceki çiplere kıyasla çok daha az hata yapıyor ve bu da kuantum bilgisayarların güvenilirliğini artırıyor.

Oxford Üniversitesi’nden Dr. Peter Leek, “Bu gelişme, kuantum bilişimde kaydedilen hızlı ilerlemenin bir göstergesi. Önümüzdeki beş yıl içinde kuantum bilgisayarların gerçek dünya problemlerini çözdüğünü göreceğimize inanıyorum” dedi.

GELECEK KUANTUM İLE ŞEKİLLENİYOR

Google’ın Willow çipi, kuantum bilişimdeki devrim niteliğindeki potansiyeli gözler önüne seriyor. 10 septilyon yıllık işlemleri dakikalara indirgeyen bu teknoloji, insanlık için yepyeni ufuklar açabilir. Yapay zeka, ilaç geliştirme, nükleer enerji ve güvenlik gibi alanlarda daha hızlı ve etkili çözümler sunarak, teknolojik devrimin temel taşı olmaya aday.

The post Google tanıttı: İnsanlık için yeni bir çığır appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Bloomberg’in konu hakkında bilgi sahibi olan isimsiz kaynaklara dayandırdığı haberine göre, bakanlık, ağustos ayında Google’ın arama pazarında yasa dışı olarak tekelleştiğine hükmeden yargıçtan yapay zeka ve Android akıllı telefon işletim sistemiyle ilgili önlemler almasını isteyecek.

ABD Adalet Bakanlığı’nın antitröst yetkilileri, Google’ı Chrome tarayıcısını satmaya zorlamak için yargıçtan talepte bulunacak.

ABD’de federal yargıç Amit Mehta, ağustos ayında Google’ın internet araması ve arama reklamcılığı konusunda “yasa dışı tekel” oluşturduğuna hükmederek internet teknolojileri alanında önemli bir karara imza atmıştı.

Yargıç Mehta, kararında, “Mahkeme, tanıklar ve kanıtlar üzerindeki detaylı incelemesinin sonucunda şu karara ulaştı: Google bir tekeldir ve bu tekelini korumak üzere hareket etmiştir. Bu da Sherman Yasası’nın 2. maddesini ihlal etmektedir.” ifadelerini kullanmıştı.

GOOGLE’A “ANTİTRÖST” DAVASI

ABD Adalet Bakanlığından 24 Ocak 2023’te yapılan açıklamada, Kaliforniya, Colorado, Connecticut, New Jersey, New York, Rhode Island, Tennessee ve Virginia eyaletlerinin başsavcılarıyla Google’a Virginia Doğu Bölgesi Bölge Mahkemesi’nde “antitröst” davası açıldığı bildirilmişti.

Şirketin çok sayıda dijital reklam teknolojisi ürününü tekeline aldığı belirtilen açıklamada, Google’ın sektördeki hakimiyetine yönelik her türlü tehdidi ortadan kaldırmak veya ciddi şekilde azaltmak için rekabete aykırı, dışlayıcı ve yasa dışı yöntemler kullandığı iddia edilmişti.

Son 15 yılda Google’ın, satın almalar yoluyla reklam teknolojisi rakiplerini etkisiz hale getirdiği veya ortadan kaldırdığı anlatılan açıklamada, şirketin daha fazla yayıncıyı ve reklamcıyı ürünlerini kullanmaya zorlamak için dijital reklam pazarındaki hakimiyetini kullandığı ve rakip ürünlerin kullanılmasını engellediği aktarılmıştı.

Açıklamada, bu sayede Google’ın sektördeki hakimiyetini pekiştirdiği belirtilerek, şirketin rekabete aykırı davranışının içeriğine de yer verilmişti.

ABD Adalet Bakanlığı, 2020’de de arama ve arama reklamcılığını tekelleştirdiği için Google’a antitröst davası açmıştı.

The post ABD Adalet Bakanlığı harekete geçti: Google Chrome satılabilir! appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

BBC’nin haberine göre, ABD Adalet Bakanlığı (DOJ), ağustos ayında tekelleşme ve çevrim içi aramada rekabeti ihlal ettiği yönünde karar verilen Google’a dair bazı “sert çözüm yollarını” değerlendiriyor.

Adalet Bakanlığı, bu kapsamda “Google’ın web tarayıcısı Chrome, uygulama mağazası Play ve Android gibi ürünlerini Google arama ve Google arama ile ilgili ürünlere avantaj sağlamak için kullanmasını engelleyecek çözümleri” teklif edecek.

Adalet Bakanlığının 20 Kasım’a kadar daha ayrıntılı bir dizi teklif açıklaması beklenirken bu tekliflerin “Google’ın bir kısmının satılmaya zorlanması, şirketlerle özel anlaşmalara varmasının engellenmesi” ve “yapay zeka destekli arama özellikleri için kullandığı verileri ve modelleri de rakiplerine açması” gibi sonuçlar doğurabileceği kaydedildi.

Google ise 20 Aralık’a kadar kendi çözüm önerilerini sunabilecek.

GOOGLE, TEKLİFLERİN “TÜKETİCİLERE DAHA DA ZARAR VERME RİSKİ TAŞIDIĞINI” İDDİA ETTİ

Google’ın mevzuat işlerinden sorumlu başkan yardımcısı Lee-Anne Mulholland ise bu gelişmenin ardından yaptığı açıklamada, önerileri “hükümetin aşırılığı” olarak yorumlayarak bunun, “tüketicilere daha da zarar verme riski taşıdığını” belirtti.

Mulholland, Google’ın Chrome tarayıcısını ve Android işletim sistemini ücretsiz yaptığını çünkü bunların “insanların internete erişmesine ve ürünlerini kullanmasına yardımcı olan” ağ geçitleri olduğunu da kabul ettiğini kaydetti.

ABD’DE GOOGLE’A TEKELLEŞME DAVASI

Dünyadaki tüm çevrim içi aramaların yaklaşık yüzde 90’ı Google üzerinden yapılıyor.

ABD Adalet Bakanlığı, şirketi, Chrome tarayıcı ve Android işletim sistemi dahil bazı ürünlerini, kullanıcıları reklam satarak para kazandığı arama motoruna yönlendirmek için kullanarak tekelleşmek ve çevrim içi aramada rekabeti ihlal etmekle suçlayarak mahkemeye başvurmuştu.

Bakanlık, “Google’ın hukuka aykırı davranışının on yılı aşkın süredir devam ettiğini ve şirketi güçlendiren bir dizi taktik içerdiğini” ileri sürmüştü.

Mahkeme ise 5 Ağustos’taki kararında Google’ın internet aramalarında ve ilgili reklamlardaki tekelini korumak için “yasaları ihlal ettiğine” hükmetmişti.

The post ABD’de Google krizi: Zorla sattıracaklar! appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Merkezi Lüksemburg’da bulunan, AB’nin en yüksek mahkemesi Avrupa Adalet Divanı yapısı içinde yer alan Genel Mahkeme, Alphabet çatısı altında yer alan Google’ın AB Komisyonunun kestiği para cezasına karşı açtığı davada kararını açıkladı.

Mahkeme, Google’a, internet reklamlarıyla ilgili hizmeti AdSense’de piyasa hakimiyetini kötüye kullandığı için AB Komisyonu tarafından 5 yıl önce kesilen 1,49 milyar avro para cezasını yürürlükten kaldırdı.

Kararda, “Genel Mahkeme, Komisyonun Google AdSense ile ilgili kararını iptal etti.” ifadesi kullanıldı.

Mahkeme, Komisyonun Google’a yaklaşık 1,5 milyar avro para cezası verdiği kararda yer alan sözleşme maddelerinin süresinin değerlendirilmesinde hatalar yapıldığına hükmetti.

AB Komisyonu, 2019’da Google’a, internet reklamlarıyla ilgili hizmeti AdSense’de piyasa hakimiyetini kötüye kullandığı için 1,49 milyar avro para cezası kesmişti.

Google AdSense, internet sitesi sahipleri ile reklam verenler arasında aracılık yapıyor.

The post Google’a kesilen 1,49 milyar avroluk ceza iptal edildi appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Bloomberg’te yer alan haberde, geçen hafta antitröst davasında Alphabet’in aleyhine karar verilmesinin ardından DOJ’un Google’ı bölme planını değerlendirdiği kaydedildi.

Haberde, DOJ’un bölme planını hayata geçirmesi halinde Android işletim sistemi ve Google Chrome en olası ayrılacak birimler olarak görüldüğü belirtildi.

Ayrıca Google’ın arama reklamcılığı programı AdWords’ün zorla satılması ve Chrome web tarayıcısının elden çıkarılmasının da düşünülen diğer seçenekler arasında olduğu söyleniyor.

Bloomberg’e konuşan ve isimlerinin açıklanmasını istemeyen kişiler, “Daha az ciddi seçenekler arasında Google’ı rakipleriyle daha fazla veri paylaşmaya zorlamak ve yapay zeka ürünlerinde haksız avantaj elde etmesini önleyecek tedbirler yer alıyor” dedi

ANDROID MOBİL İŞLETİM SİSTEMİNİN AYRILMA İHTİMALİ

Parçalanmanın henüz değerlendirme aşamasında olduğu ve ayrılığın gerçekleşmeyebileceğine de değinilirken, parçalanmanın gerçekleşmesi halinde Android mobil işletim sisteminin ayrılma ihtimalinin daha yüksek olduğu değerlendiriliyor. 

Bloomberg’in haberine göre, dünya çapında yaklaşık 2,5 milyar cihazda kullanılan Android işletim sistemini elden çıkarmak, Adalet Bakanlığı avukatları tarafından en sık tartışılan çözümlerden biri olarak öne çıkıyor.

Google Ads konusunda ise, “Adalet Bakanlığı Google’ın AdWords’ü satmasını talep etmezse, diğer arama motorlarında sorunsuz çalışmasını sağlayacak birlikte çalışabilirlik şartları isteyebilir” ifadeleri yer aldı.

Haberde veri paylaşımı konusunda ise, “Bir diğer seçenek de Google’ın verilerini Microsoft’un Bing veya DuckDuckGo gibi rakiplerine satması veya lisanslaması olabilir” dendi.

SHERMAN YASASI’NIN 2. MADDESİ İHLAL EDİLDİ

ABD Adalet Bakanlığından 24 Ocak 2023’te yapılan açıklamada, Kaliforniya, Colorado, Connecticut, New Jersey, New York, Rhode Island, Tennessee ve Virginia eyaletlerinin başsavcılarıyla Google’a Virginia Doğu Bölgesi Bölge Mahkemesinde “antitröst” davası açıldığı bildirilmişti.

Şirketin çok sayıda dijital reklam teknolojisi ürününü tekeline aldığı belirtilen açıklamada, Google’ın sektördeki hakimiyetine yönelik her türlü tehdidi ortadan kaldırmak veya ciddi şekilde azaltmak için rekabete aykırı, dışlayıcı ve yasa dışı yöntemler kullandığı iddia edilmişti.

ABD Adalet Bakanlığı ile Google’ı karşı karşıya getiren davaya ilişkin uzun zamandır beklenen karar geçen hafta açıklanmıştı.

ABD’de federal yargıç Amit Mehta,kararında, “Mahkeme, tanıklar ve kanıtlar üzerindeki detaylı incelemesinin sonucunda şu karara ulaştı: Google bir tekeldir ve bu tekelini korumak üzere hareket etmiştir. Bu da Sherman Yasası’nın 2. maddesini ihlal etmektedir” ifadelerine yer vermişti.

Bu kararla ABD Adalet Bakanlığı, bugüne kadar açtığı antitröst davalarında ilk kez bu boyutta bir dava kazanmış oldu.

İnternet araması konusunda ilk kez büyük bir davayı kaybeden Google’ın bugün kaybettiği davanın ardından süreci temyize götüreceği belirtilmişti.

The post ABD, Google’ı parçalamak istiyor! appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.