Gel – Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi https://memur70.com Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi Sat, 23 Mar 2024 18:00:08 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.6.2 https://memur70.com/wp-content/uploads/2020/11/cropped-favicon-32x32.png Gel – Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi https://memur70.com 32 32 185966257 Bakan Özhaseki: 110 bin kişilik orduyla çalışıyoruz https://memur70.com/bakan-ozhaseki-110-bin-kisilik-orduyla-calisiyoruz.html https://memur70.com/bakan-ozhaseki-110-bin-kisilik-orduyla-calisiyoruz.html#respond Sat, 23 Mar 2024 18:00:08 +0000 https://memur70.com/?p=63290

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 6 Şubat depremlerinden sonra dağıttıkları konut sayısının 76 bini bulduğunu söyledi.

The post Bakan Özhaseki: 110 bin kişilik orduyla çalışıyoruz appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>

Yomra ilçesinde düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap eden Özhaseki, Anadolu’nun son dönemde mazlumların sığınma coğrafyası olduğunu söyledi.

Balkanlar’da, Karadeniz’de, doğuda ve güneyde ne kadar kardeşleri varsa hep bu coğrafyaya geldiklerini belirten Özhaseki, “Allah’a hamdolsun, etle tırnak gibi olduk. Bir olduk, beraber olduk. Bayrağımız dalgalanıyor, ezanımız okunuyor. Gittikçe büyüyoruz. Düşmana korku salıyor, gönül coğrafyamıza da huzur veriyoruz” diye konuştu.

Özhaseki, “Her güzelin kusuru olduğu gibi, bu coğrafyanın da iki kusuru var. Birisi fitne örgütleri. Türkiye’yi bölmek, parçalamak isteyen, yurt dışından destekli bu hainler hiç bitmek bilmiyor. İkincisi de depremsellik. Deprem de başımızın belası. Onu bilerek hareket etmek durumundayız” dedi.

Hacettepe Üniversitesine 1975’te girdiğinde duvarda terör örgütlerinin yazılarını gördüğünü anlatan Özhaseki, şöyle devam etti:

“‘Bunlar ne istiyorlar?’ dedim, neredeyse 50 sene önce. Nereyi bölmek istiyorlar, bu ülkenin içerisinde yeni bir devlet mi kurmak istiyorlar? Ne yazık ki zaman içerisinde çukur eylemleriyle birlikte paçavralarını bayrak diye çekerek ‘Öz yönetim ilan ettik.’ demek gafletinde bulundular. Ben o dönemde yine aynı makamda bakandım, o bölgelere ömrümde ilk defa gittim. Şırnak’a, Cizre’ye, Silopi’ye, Nusaybin’e, Yüksekova’ya, her tarafa gittim. Orada karşımdaki muhataplarımızın büyük bir çoğunluğu da PKK’nın siyasi uzantılarıydı. Bir gün açılışta buradan daha kalabalık bir ekip olarak onlar karşımdayken emin olun şunları aynen yüzlerine söyledim. Dedim ki: ‘Dün gece Cizre’ye geldim, size hizmet ediyorum Cizre’de, suları getirdim, kanalizasyonunuzu yapıyorum, binlerce PKK’lının yıktığı evleri yapıyorum ama bana sabaha kadar küfrettiniz. PKK’lılar sabaha kadar ‘Kayserili faşist bakan ne işin var burada?’ diye bağırdınız durdunuz bana. Evet, ben Kayseriliyim doğru, Sünni’yim, Türkmen çocuğuyum ama size hizmet ediyorum. Siz, bana ‘Faşist bakan burada ne işin var?’ derken birkaç kilometre ötede okyanus ötesinden gelmiş Coniler var. On bin kilometreden gelmişler. O Conilere sorsanıza ‘Ne işiniz var?’ diye. Amerikalılara sorsanıza ‘Ne işiniz var burada?’ diye. Milyarlarca dolar harcıyorlar. Çocuklarınızın eline veriyorlar, dağa gönderiyorlar. Sonra da o kurşunlar bize dönüyor, kardeşliğimizi bombalıyorlar. Asıl o kitapsızlara sorun ‘Ne işiniz var burada?’ diye. Bunlar size eşitlik mi getirecek, özgürlük mü getirecek? Nereye gittiler de insanlık götürdüler? Nereye gittiler de özgürlük götürdüler? Her gittikleri yere kan götürdüler, bela götürdüler, şer götürdüler. Cenabıhakk’a şükürler olsun, PKK’yı da bitirdik, FETÖ’yü de bitirdik, DHKP-C’sini de IŞİD’i de toprağa gömdük, bir daha çıkamayacaklar inşallah.”

Türkiye’de bir taraftan da yerin altında depremselliğin olduğuna dikkati çeken Özhaseki, “Ne yazık ki kural böyle konmuş, biz ona kafa tutamayız. Onu bilerek hareket edip uygun şekilde hal almaktan başka çaremiz yok” dedi.

En son 6 Şubat’ta iki depremden 18 ilin etkilendiğine, 14 milyon insanın zarar gördüğüne, 680 bin evin yıkıldığına, 170 bin iş yerinin yerle bir olduğuna dikkati çeken Özhaseki, şöyle konuştu:

“Maddi hasar çok büyük, 100 milyar doların üzerinde. Toprağa verdiğimiz kardeşlerimizin sayısı 53 bin 500. Çok büyük bir acı ama o günden beri çalışıyoruz. O asrın felaketini, asrın dayanışmasına döndürdük. Yüz binlerce ev yapıyoruz. Köylerimize çelikten evler yapıyoruz. Şehirlerimizin merkezini yapıyoruz. Aynı zamanda altyapıları yapıyoruz. Şu ana kadar dağıttığımız konut sayısı 76 bini buldu. Her ay da 10 bin, 15 bin ev vermeye devam edeceğiz. Tam bin tane şantiyede 110 bin kişilik orduyla çalışıyoruz şimdi. 4 bin 333 köyümüzde çelikten evler yapıyoruz fakat bizim muhalefet çıkmışlar diyorlar ki: ‘Hani nerede evler? Kime verdiniz? Herhalde akrabalarınıza veriyorsunuz.’ Allah ıslah etsin bunları. Biz, gece gündüz çalışıyoruz. Nasreddin Hoca’ya demişler ki: ‘Hocam, adam olmanın yolu nedir?’ Demiş ki: ‘Evladım kulaktır, kulak.’ ‘Ya nasıl oluyor Hocam?’ demişler. Demiş ki: ‘Karşınızdaki konuşurken can kulağıyla dinleyeceksiniz ki ne diyor anlayabilesiniz, bir de ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun ki adam olmayı öğrenin buradan.’

Allah bizim muhalefete de kulak versin ne diyelim ama biz yolumuzdan şaşmayacağız, gece gündüz çalışacağız. Bizim işimiz hizmet, hizmetten başka bir şey bilmeyiz biz. Hizmet edeceğiz Allah’ın izniyle.”

“Bizim bu vatanın bölünmez bütünlüğü diye bir derdimiz var”

Özhaseki, Cumhurbaşkanı Seçimi’nde Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı’nın olduğunu anımsatarak, “Cumhur İttifakı tarafında bizim ortaklığımız net. Özümüz bir, sözümüz bir. Biz yerliyiz, biz milliyiz. Bizim bayrak diye bir derdimiz var, bizim ezan diye bir derdimiz var. Bizim bu vatanın bölünmez bütünlüğü diye bir derdimiz var. Ne söylüyorsak özümüzdekini söylüyoruz” diye konuştu.

Millet İttifakı’na ilişkin de Özhaseki, “Fakat karşı tarafta da bir ittifak vardı. Önce ‘Altılıyız’ diyorlardı, biz de diyorduk ki: ‘Bak, masanın altından PKK kafasını gösteriyor. Saklamayın, hilekarlık yapmayın, millete yalan söylemeyin, onu da söyleyin.’ Sonra Kılıçdaroğlu herkesi kandırmış, Anadolu lisanıyla keklemiş, adamın birine İçişleri Bakanlığını da vermiş, MİT’i de vermiş. Sekiz oldu ortaklık. Sonra da dünyanın iki tane en başarısız belediye başkanını da ortak aldılar, on oldu” ifadelerini kullandı.

Özhaseki, on grubun da görüşlerinin birbirine benzemediğini belirterek, şunları dile getirdi:

“Sosyal olaylara bakışları aynı değil, siyasi meselelere bakışları aynı değil, askeri noktalardaki görüşleri aynı değil. Benzemezler çetesi gibiler fakat bir araya gelmişler. İstedikleri tek şey şu, ‘Cumhur İttifakı gitsin, ne olursa olsun’, ‘Recep Tayyip Erdoğan gitsin, ne olursa olsun.’ Bunun dışında bir şey duyabildiniz mi? Hayır. Söyledikleri hiçbir şey yoktu. Sadece söyledikleri buydu. Aslında birbirlerini de sevmezler. Birisi bir gün olsun diğerini özleyip yanına çay içmeye bile gitmemiştir fakat dertleri Recep Tayyip Erdoğan gitsin de ne olursa olsun. Hani şair diyor ya: ‘Hadi gel şu Süleymaniye’yi yıkalım desen, iki kazma kürek, iki de ırgat gerek. Hadi gel yeniden yapalım desen, önce bir Sinan, sonra da Süleyman gerek.’ Yapmak zor, iş yapmak gerçekten zor.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde gece gündüz demeden çalıştıklarını vurgulayan Özhaseki, “Hizmet bizim işimiz, biz hizmet ederiz. ‘Eser siyaseti’ diyoruz. İlk çıktığımız günden itibaren hep, ‘Biz çalışacağız, hizmet edeceğiz.’ dedik. Sözümüzde durduk, bugüne kadar hizmet ettik. Bundan sonra da Allah’ın izniyle edeceğiz” dedi.

Özhaseki, hizmet etmenin kolay olmadığını anlatarak, “Yomra’mızda da Abdulkadir kardeşimle, Büyükşehirde Ahmet Metin Genç kardeşimle, milletvekillerimizle, AK Parti’mizle, MHP ile kol kola gireceğiz, Allah’ın izniyle hizmet edeceğiz. Biz iş yapmak, çalışmak istiyoruz. Biz, deli gibi gece gündüz demeden çalıştık, bundan sonra da çalışmak istiyoruz. Medeniyetimize karşı, insanımıza karşı sorumluğumuz var. Hep birlikte çalışmamıza izin verin, biz de size hizmet edelim, duanızı alalım” diye konuştu.

Çarşıbaşı ilçesinde düzenlenen yürüyüşte de yer alan Bakan Özhaseki, daha sonra Büyükdere Sahil Camisi’nde Fatma Koç’un cenaze namazına katıldı, yakınlarına başsağlığı diledi.

The post Bakan Özhaseki: 110 bin kişilik orduyla çalışıyoruz appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>
https://memur70.com/bakan-ozhaseki-110-bin-kisilik-orduyla-calisiyoruz.html/feed 0 63290
Bakan Nebati’den dolar kuru ve enflasyon açıklaması https://memur70.com/bakan-nebatiden-dolar-kuru-ve-enflasyon-aciklamasi.html https://memur70.com/bakan-nebatiden-dolar-kuru-ve-enflasyon-aciklamasi.html#respond Sun, 22 Jan 2023 14:00:08 +0000 https://memur70.com/?p=46370

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet'in sunduğu Başkent Kulisi programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

The post Bakan Nebati’den dolar kuru ve enflasyon açıklaması appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>

Başkent Kulisi gündemin önemli olaylarını siyasi isimlerle birlikte ele almaya devam ediyor. Mehmet Acet’in hazırlayıp sunduğu, siyaset dünyasındaki önemli gelişmelerin yer aldığı Başkent Kulisi programının bu haftaki konuğu olan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati gündeki gelişmelere ilişkin soruları yanıtladı.

Bakan Nebati’nin açıklamalarından öne çıkanlar;

YAPTIKLARI BİR BARBARLIKTIR

Şimdi bu özgürlük adı altında İslam düşmanlığı çok açık bir şekilde ortaya konan bir hareketin tam bir sembolü Aslında böyle alçakça namussuzca ve Çağdaş Barbarlık adı altında yapılan Bu hareketler sadece İslam dünyasında değil insanlığa karşıda yapılmış bir hareket en önemlisi de bunların geçmişte kaynaklanan her türlü travmalarının asıl sebebinin de kendilerinden kaynaklandığını her türlü sıkıntıyı kendilerini yaptığını ve insanlığın düşmanlığının da onlar tarafından üretildiğini göstermesi açısından çok önemli Kur’an-ı Kerim bizim kutsal kitabımız ve bu kitap Allah tarafından insanlığa indirildi ve tüm insanlığa hitap ediyor. Tüm insanlığa hitap eden bu kitap sadece Müslümanların kitabı değil dünyanın kitabıdır. Böylesine bir yakma hadisesi özellikle de Türkiye Büyükelçiliği’nin önünde yapma cesareti sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına değil tüm İslam alemine ve insanlık alemine karşı yapılmış bir operasyondur. Yaptıkları bir açıkça bir barbarlıktır.

Bu zamana kadar hükümetlerimizin Maliye Bakanları aynı konuda aynı hassasiyeti gösterdiler, bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz. Biz 3,5 hedefi ortaya koyduğumuz zaman dünyadaki olumsuz şartlar, ülke içerisinde çok ciddi bir şekilde sübvansiyonların verilmesi ve vergilerden vazgeçmiş olmamıza rağmen temkinli bir bütçe yaptık. Bu bütçe yapılırken Avrupa başta olmak üzere dünyada salgın ve sonrasında savaştan dolayı bütçe açıklarının %5-6-7’lerin konuşulduğu ve bu şekilde de çıkan sonuçların olduğu bir dönemdi.

Aldığımız önlemler bir tarafta, gelir artırarak da her türlü sübvansiyon ve desteklemelere rağmen giderleri azaltıcı tedbirlerimiz bütçe içerisindeki performansın artmış olması ile bütçe açığının %3,5 değil değil %1 hatta altında bir şekilde yüzde 1’in de altında 0,9 gibi bir olağanüstü başarılı. 

Memur ve emekliler ile ilgili toplu sözleşmeden kaynaklanan yılın ikinci yarısında bir gelir artışı daha olacak. Ayrıca enflasyon farklı oluşursa o fark da verilecek. Bunlar düşünülerek bütçe oluşturduk. 

RESESYON RİSKİ ORTADAN KALKIYOR

Dünyada resesyon riski ortadan kalkıyor. Emtia fiyatları daha ılımlı hale geldi. Özellikle enerji fiyatlarının aşağı gelmiş olması bizler için büyük bir avantaj oldu. Bütçe performansı beklenenden daha iyi gelecek.

Cumhurbaşkanımızın önderliğinde o kadar önemli altyapı hizmetleri yapıldı ki, şu anda altyapı ile ilgili ulaşımdan eğitime, sanayiden tarıma ve savunma sanayiine kadar aklınıza gelebilecek her alanlarda yatırımlar çok hızlı bir şekilde gerçekleştirildi.
Bu programdan sonra Kağıthane- İstanbul havaalanı metrosunun açılışına gideceğiz. Yatırımların durmadığı ve her türlü ihtiyacın karşılandığı bir dönemin göstergeleri ile biz hareket ediyoruz.

Şimdi bu güçlü göstergelerin bize katkısına ek, Türkiye Cumhuriyeti’nin bulunduğu jeopolitik ve coğrafi ortam da eklenince inanılmaz bir ivme kazanıyoruz.

27 TRİLYON DOLARLIK BİR PAZAR…

Şunu demeye çalışıyorum; Bakın Türkiye şu anda İstanbul’dayız… İstanbul’u merkez aldığınız da 1,3 milyarlık bir insan kitlesine ulaşabiliyorsunuz ve bu pazar 26-27 trilyon dolarlık bir ticaret hacmine sahip.

Salgın yakın ülkelerden ihtiyaçlarını karşılanmasının gerçekliğini açıkça ortaya koydu. Savaş ise bu gerçekliği pekiştirdi.

Türkiye tam bir üretim merkezi haline dönüştü ve üretim merkezi haline dönüşürken bulunduğu yerin avantajlarını da kullanıyor. Şimdi biz Türkiye Cumhuriyeti olarak Osmanlı’dan tevarüs eden bir medeniyetin Cumhuriyet halindeki temsilcileriyiz. Türkiye, Afrika ile çok özel ilişkilere sahip. Sayın Cumhurbaşkanımız gittiği zaman şarkılarla türkülerle halaylarla karşılanıyor. Ama Batılı ülkelerinden birisi mesela Macron gittiğinde yuhalanarak yerine gönderilmeye çalışılıyor. Tüm bunlar ekonomiye de yansıyor… Cumhurbaşkanımızın 20 yıllık liderliği tüm dünya tarafından da kabul edilen bir liderlik haline dönüşmüş durumda Türkiye Cumhuriyeti’nin liderliği kabul ediliyor.

DOLAR KURU AÇIKLAMASI

2021 yılında son 3 ayda bir kur atağı yaşadı.  Türkiye’de kur dediğiniz zaman dolardır. Sokaktaki vatandaştan köylüsüne ev kadınından iş adamına politikacısına  kadar herkesin baktığı yer dolardır.

Dolayısıyla dolar kurundaki herhangi bir aşağı yukarı yönlü hareket toplumun her ferdi tarafından dikkatli bir şekilde takip ediliyor. Ve bu takip o kadar hassas bir noktadadır ki dünya şartları içerisinde meydana gelen bu oynamalar normal karşılanırken Türkiye’den niçin bir oynama oluyor diye sorgulanıyor.

Şöyle bir alışkanlık da oluşmuş sizin sorularınızdan da bunu anlıyorum tutmak için ne yapıyorsunuz. Şimdi 2017’den itibaren dolar karşısında Türk Lirası sürekli değer yitirmiş yani reel değer açısından bakmak lazım. Türkiye Türk lirasıyla dolar arasındaki karşılaştırma yaptığınız zaman 2013’lerde Türk Lirası en değerli noktasına gelmiş yani TÜFE endeksi üzerinden %110 oranının üzerine çıkmış bir güce erişmiş. Bu ne demektir Türkçesi şudur Türk lirası ne kadar çok değerli olursa siz yurt dışına o kadar çok ithalatta bulunursunuz. Türkiye’de üretim yapmanıza ihtiyaç kalmaz, çünkü paranız çok değerli getirir satarsınız. Sanayi yavaşlatır durdurur ve zaman içerisinde işsizlik gibi bir sonucu ortaya çıkarır. Türk lirasını çok değersiz hale getirirseniz ise bunun tam tersi olur. Ama bunun bir optimal noktası olması lazım. 2021’in sonunda Türk lirasının değeri TÜFE bazında %47’lere kadar düşmüş yani çok değersiz hale gelmiş. Bu optimal nokta tüm bu dışsal ve içsel etkenlerin bir araya geldiği kur seviyesidir…

ENFLASYON TÜM DÜNYANIN BELASI OLDU

Enflasyon tüm dünyanın belası haline gelmişti. Bizdeki yükseliş beklenenin çok çok ötesine gitti. Bunun sebebi kur ataklarıydı. Kur Türkiye’deki enflasyonu belirleyen en önemli etkenlerden biri. Emtia fiyatlarının artmış olması da bunu etkiledi. 

Enflasyon yavaş yavaş aşağı inmeye başladı. Enflasyon düşmeye devam edecek. Bütün artışlarla beraber piyasada enflasyon artışı olacak algısı vardı ancak Doğal gaz fiyatları indirildi, mazot benzin düştü… Enflasyonun çok düşük seviyede geleceğini görüyoruz. Başta perakendeciler olmak üzere bir kampanya başlatıldı.  Kimse kârından vazgeçmez. Devletin görevi fahiş noktaya gittiğinde müdahale eder.  Giyim ve ayakkabı sektörü de indirimi erkene çekti. 

Faizi yükseltsek enflasyonu baskılardır ama işsizlik patlardı. Şuan piyasa çalışıyor, istihdam daha da artacak. Bu model Türkiye’nin gerçekleriyle örtüşmüş bir model, bundan dolayı da sonuçlarını hızlı alıyoruz. 

Sayın Cumhurbaşkanımız olduğu sürece Türkiye ekonomi modeli bu performansını göstermeye devam eder. Faiz artımı ve bütçe disiplininden taviz verilmez. 
 

RAKAMLARLA KONŞUYORUZ CEVAP VEREMİYORLAR

Ekonomi ışıktır dedik canlılıktır dedik. Sen çık rakamlardan konuş dediler, şimdi o rakamları ilan ediyoruz. Hadi buyurun rakamlar… Gel bir değerlendirme yap diyoruz, rakamları görünce değerlendirme yapmıyorlar. Söyledikleri şey şu; 500 Milyar liraya çıkmış… 500 milyar liraya çıkmış da geçen yılın bütçesi ek bütçede yapılmış ek bütçeye rağmen faiz giderleri oransal olarak düşmüş… 

 

The post Bakan Nebati’den dolar kuru ve enflasyon açıklaması appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>
https://memur70.com/bakan-nebatiden-dolar-kuru-ve-enflasyon-aciklamasi.html/feed 0 46370
Mehmet Cengiz’den açıklama: Sanayi yönümle anılmak istiyorum https://memur70.com/mehmet-cengizden-aciklama-sanayi-yonumle-anilmak-istiyorum.html https://memur70.com/mehmet-cengizden-aciklama-sanayi-yonumle-anilmak-istiyorum.html#respond Thu, 05 May 2022 03:00:07 +0000 https://memur70.com/?p=34393

Mehmet Cengiz, aldığı ihalelerden, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yaptığı davete, İstanbul Havalimanı’ndaki yatırımlardan, 5’li çete ...

The post Mehmet Cengiz’den açıklama: Sanayi yönümle anılmak istiyorum appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>

Mehmet Cengiz, aldığı ihalelerden, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yaptığı davete, İstanbul Havalimanı’ndaki yatırımlardan, 5’li çete yakıştırmalarına, millete küfür etti iddialarından, siyasete bakışına kadar tüm merak edilenlere yanıt verdi.

Tv100’de yayınlanan Cengiz ile Ahtapot programında Ertuğrul Özkök ve Cengiz Semercioğlu’na konuşan Mehmet Cengiz şunları söyledi:

4 BİN KİŞİYE İSTİHDAM

Burada 5 fabrika var, bu fabrika dünyada az olan belki ilk ya da 3 tanesinden birisi. Atık olan malzemeyi de ekonomiye kazandırmanın heyecanının yaşadık burada. Bunu da başardık. Burası inşaat halindeyken 5 bin kişi çalıştı. Dünyanın çeşitli bölgelerinden 130 yabancı mühendisimiz görev yaptı. Dünyanın en büyük proje firmaları ile birlikte çalıştık. Şu anda en az 4 bin çalışanımız var. Her hafta Mazıdağı’na 50 milyon lira geliyor. Bu ekonomiyi görüyorsunuz, Mazıdağı ilk geldiğimizde çok kötü bir yerleşim yeriydi, şimdi burası gelişiyor. Bizim özelliğimiz fabrika bölgelerimizde oradaki esnaftan alışveriş yapıyoruz. Oranın ekonomisini kalkındırmaya çok dikkat ediyoruz. O yörenin insanını eğitiyoruz, yetiştiriyoruz. Burada çok güzel tesisler kurduk. Ben doğudan çok memnunum. Diyarbakır’da Siirt’te Adıyaman’da… Ben buraya PKK zamanında girdim, arkadaşlarım ‘Deli misin? orada yatırım yapılır mı?’ diyordu. Herkesi davet ediyorum Güneydoğu’ya burası Türkiye’nin kalbidir.

HAVALİMANINA 25 MİLYON EURO

Bizim işlerimizde inşaatın payı yüzde 8 ila 6 arasında değişiyor ciromuzda. İstanbul Havalimanı 5 ortak aldık. 10 milyar 200 milyon Euro’luk yatırım yapacağız. Yine 2 milyar Euro kira ödeyeceğiz. Bunu topluyorlar 32 milyar Euro yapıyorlar hem bana yazıyorlar hem diğer ortaklarıma yazıyorlar. Yahu kardeşim bizim burada aldığımız iş adamı başı 2 milyar Euro ve bunu başardık. Toplam 8 milyar Euro para harcadık. İstanbul Yeşilköy Havalimanı bizden önce kaç para kira ödüyordu? 130 Milyon Euro. Ben ne ödeyeceğim devlete 1 milyar Euro. 22 milyar Euro’yu 25 yıl ödeyeceğim. KDV ile beraber 25 Milyar Euro ediyor bu. Bunu nasıl algılamıyorlar. Bunu alıyorlar diyarlar ki 32 milyar Euro sen aldın… Ulaştırma Bakanlığı 38 adet yap işlet devret ihale yaptı. Ben yalnız 2’sinden iş almışım. Birisi Kuzey Marmara Otoyolu, yüzde 20 ortağım orada. 800 milyon Dolar düşer bana, ikincisi havalimanıdır. Başka yok.

SANAYİ YÖNÜMLE ANILMAK İSTİYORUM

Ben Türkiye’de olmayan sanayi yaptım. Ben sanayi yönümle anılmak istiyorum. Siirt’te, Adıyaman’da Elazığ’da, Kastamonu’da, Konya’da Samsun’da… Dünyanın her yerinde sanayi tesisimiz var. İngiltere, Romanya, Azerbaycan, Kırgızistan, Polonya’da da varız… Tutturmuşlar bir çete, çete çete… Ne çetesi kardeşim? Buna isyan ediyorum. Benim üzerimden kimse siyaset yapmasın kardeşim. Bir insanın bir insanı sevmesiyle arkadaş olmasıyla yorum yapmaya hakkın yok. Yorum delillerle, belgelerle yapılır. Bunların sonuna kadar gidersin buna da varım! Ben siyaset yapmıyorum, ben iş insanıyım. Ben siyasi gözlükle konuşamam. Ben siyasetçi değilim, anlatmak istediğim bu.

“MİLLETİME KÜFRETMEDİM”

Ben milletime aşığım, aşık! Beni tanıyanlar bilir, ben millete küfretmedim, polis tapelerinde yazıyor, rakibimi kastetmiştim, o rakibim de kendisini biliyor… Ama bunu ille de milletin gözüne sokmaya çalışıyorlar. Tapelerde diyor ki rakibini kastediyor. Ama siz bunu illa da alıp bunu millete göstermeye çalışıyorsunuz. Bu millet beni seviyor kardeşim! Ben Seydişehir’i 2005 yılında aldım, 2004 yılında Eti Bakır’ı aldım. 2007 yılında 500 milyon dolara otel sattım ben bu ülkede. O zaman bölünme var mıydı da bu kadar saldırılar ‘o fabrika kapanacak’ bunu inandırdılar halka. Allah aşkına kapandı mı?

BAYKAL’IN TEŞEKKÜRÜ

Avrupa’nın en modern fabrikasını yaptım, kalk özür dile! Benim Konya’daki CHP’lilerle en ufak bir sıkıntım yok. Ama Deniz Baykal heyet kurdu sağ olsun. Heyet kurdu geldi fabrikamı inceletti. Aradı beni teşekkür etti. Dostluğumuz hala devam ediyor. Allah ona şifa versin. Hepimiz gideceğiz, bunlar kalacak bu ülkenin malı bunlar.

KILIÇDAROĞLU’NA DAVET

Sayın Deniz Baykal’a biz gittik. Sağ olsun heyet kurdu geldi anlattık sonrasında dostluğumuz devam etti. Keşke… Sayın Kılıçdaroğlu inanıyorum ki yanlış bilgilerle konuşuyor. Yanlış belgeler var elinde. Biz ona kendisine de haber gönderdik gel kardeşim gezdirelim, yaptığımız işleri gör ondan sonra çete yakıştırmasını yap. Ama öyle bir imkan olmadı. Keşke olsa davet ettik kendisini bekliyoruz da… Kendisi Güneydoğulu ben Güneydoğu’nun en büyük yatırımcısıyım. Ben siyasete girmem ama girsem buradan gireceğim, ya gel bir yaptıklarımızı görün anlatalım derdimizi. İnşallah başarılı oluruz…

The post Mehmet Cengiz’den açıklama: Sanayi yönümle anılmak istiyorum appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>
https://memur70.com/mehmet-cengizden-aciklama-sanayi-yonumle-anilmak-istiyorum.html/feed 0 34393
Cumhurbaşkanı Erdoğan Akıncı TİHA’ya ilk imzayı attı https://memur70.com/cumhurbaskani-erdogan-akinci-tihaya-ilk-imzayi-atti.html https://memur70.com/cumhurbaskani-erdogan-akinci-tihaya-ilk-imzayi-atti.html#respond Sun, 29 Aug 2021 20:00:13 +0000 https://memur70.com/?p=20063

Türk savunma sanayisinin güvenlik güçlerinin envanterine kazandırdığı insansız hava araçlarına bir yenisi daha eklendi. Baykar Akıncı Taarruzi ...

The post Cumhurbaşkanı Erdoğan Akıncı TİHA’ya ilk imzayı attı appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>

Türk savunma sanayisinin güvenlik güçlerinin envanterine kazandırdığı insansız hava araçlarına bir yenisi daha eklendi.

Baykar Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA) Teslimat ve Kurs Bitirme Töreni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Çorlu Hava Meydan Komutanlığı Akıncı Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde yapıldı. İlk eğitim dönemini birincilikle tamamlayan İHA pilotu Tuncer Yaman, Baykar Teknoloji lideri Selçuk Bayraktar, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar konuşma gerçekleştirdi.

Çorlu Hava Meydan Komutanlığı’nda düzenlenen törende konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün burada Türkiye’nin mühendislik kabiliyetlerinin yeni sembolü, bağımsızlığımızın gökyüzündeki yeni temsilcisi taarruzi insansız hava aracı Akıncı’nın teslimatı vesilesi ile bir arada bulunuyoruz. Ağustos bizim tarihimizde aynı zamanda zaferler ayıdır. Perşembe günü 950. seneyi devriyesini kutladığımız Malazgirt zaferinden yarın 99. yıl dönümüne kavuşacağımız İstiklal Harbimizin zirvesi olan 30 Ağustos zaferimize kadar pek çok dönüm noktasını bu ay içerisinde yaşadık” dedi.

“Bugünkü programımızla tarihi zaferler halkımıza bir yenisini daha eklemiş oluyoruz” diyen Erdoğan, “Türkiye’mizin son 19 yılda yaşadığı başarı hikayesinin en ön safında hiç şüphesiz savunma sanayisi var. Bilhassa insansız hava araçları konusunda ulaştığımız seviye, savunma sanayiindeki kabiliyetlerimizin tüm dünya tarafından kabul edilen başarısının ifadesidir. Çok değil bundan 10 yıl önce bize bu araçları parası ile bile satmayan bakımlarını yaptırmak istediğimizde bugün git yarın gel diyenler vardı. Aynı çevreler bugün sahada oyunu değiştiren Türk İHA’larını ve onların açtığı çığırı konuşuyor. Bu başarının gerisinde Nuri Demirağ, Nuri Killigil ve Vecihi Hürkuş gibi vatanseverlerin akim kalmış mücadelelerini yeniden ayağa kaldıran Türk mühendisleri, teknisyenleri ve teknikerleri bulunuyor. Bu başarının arkasında yapamayız, beceremeyiz diyen mandacı kafalara inat en iyisini en ilerisini biz yaparız diyen inanmış yürekler var. Bu adanmışlığın meyvesini sınıfında bugün dünyanın en gelişmiş İHA’larından biri olan Akıncı’yı TSK envanterine katarak alıyoruz” şeklinde konuştu.

“TİHA Akıncı ile Türkiye bu teknolojinin en ileri 3 ülkesinden biri olmuştur” diyen Erdoğan, “Bu başarının mimarları olan Bayraktar ailesini, başta baba Bayraktar Özdemir beyi, eşini ve evlatlarını, Baykar’ın fedakar mühendislerini teknikerlerini, çalışanlarını, Akıncı’nın tasarım, geliştirme ve üretim safhalarında emeği geçen herkesi şahsım, ailem, milletim adına yürekten tebrik ediyorum. Rabbim’den Akıncı’nın bölgesinde ve dünyada huzurun, güvenin, barışın ve adaletin tesisi için samimi gayret gösteren Türkiye’nin gücüne güç katmasını niyaz ediyorum. Türkiye’nin savunma sanayii konusundaki hassasiyeti gözünü kan bürümesinden değil dünyanın son bir asırdaki serencamından kaynaklanıyor. Son 100 yılda iki büyük savaş yaşayan dünyamız istikrar ve düzene kavuşmak şöyle dursun, daha çetin sınamalarla karşı karşıya kaldı. Dünyanın çeşitli yerlerindeki çatışmalar, kargaşalar, sosyal düzensizlikler giderek derinleşiyor. Göç, salgın, özellikle salgın hastalıklar açlık, kıtlık gibi felaketler dünya nüfusunun en önemli gündem maddesi olmayı sürdürüyor. Uluslararası kuruluşlar sadece dünyanın üç – beş ülkenin çıkarlarına hizmet eden, çarpık yapılarıyla bu büyük sorunlara çözüm bulmakta aciz kalıyorlar. Batı son birkaç yüzyılda ilim, fen ve teknolojide elde ettiği üstünlüğü fırsat bilerek hak, hukuk, adalet, insan onuru gibi evrensel kavramları kendi güvenlik ve refah düzenini korumak için suistimal ediyor” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi soruyorum sizlere Afganistan’da anneler çocuklarını dikenli tellerin ardındaki yabancı askerlere teslim etmek zorunda kalıyorsa, vicdanlar buna nasıl suskun kalabilir. Filistin’de uçurtma uçurması gereken çocukların bomba seslerinden korkan kardeşlerini teskin etmek için çırpındıkları bir dünyada başlar nasıl huzurla yastığa değebilir. Suriye’nin yerle bir olan şehirlerinde anne babalar enkaz yığınları arasında evlatlarının cansız bedenlerini ararken dünyanın geri kalanı kendi evlatlarının geleceğine nasıl güvenle bakabilir. Umut yolculuğuna çıkan mültecilerin bedenleri Akdeniz’in ve Okyanusların karanlık sularında kaybolurken insanlık buna nasıl bigane kalabilir. Dünyanın dört bir yanında benzer zulümler farklı sebeplerle yaşanıyorsa hangimiz sırtımızı mazlumlara ve mağdurlara dönerek yaşamaya devam edebiliriz. Tüm bu acı tablolar insan onuruna yaraşır bir hayatı sadece kendilerine reva görenlerin eseridir. Elbette bu sorunlar çözümsüz değildir. Tarihin hiçbir döneminde adı soykırımla, sömürgeyle, katliamla, işgalle anılmamış, umudu, vicdanız, huzuru temsil eden bir medeniyet tasavvurunu yeniden ihya ederek bu karanlık tabloyu tersine çevirebiliriz ama önce buna niyetlenmek gerekiyor. En acısı da karşımızda böyle bir niyetin olmamasıdır. Dünyada olup bitenlere baktığımızda kimi ülkelerin teknolojideki üstünlüklerini krizden çıkarmak, yeni kaynaklar ele geçirmek, sınırları değiştirmek için kullandıklarını görüyoruz. Halbuki teknoloji, huzuru getirmek, savaşları bitirmek, soykırımları engellemek, refahı sağlamak için kullanıldığında tüm insanlığa hizmet edecektir” ifadelerini kullandı.

“Türkiye olarak prensibimiz geliştirdiğimiz her teknolojiyi, ülkemizle birlikte insanlığın tamamına sunmak, hayrına kullanmaktır” diyen Erdoğan, “Savunma sanayiinde de aynı hissiyatla hareket ediyoruz. Bugün Suriye’de, Libya’da Azerbaycan’da önüne geçtiğimiz insanlık dramları işte bu anlayışın bir sonucudur. Türk askerinin adım attığı her toprak, Türk İHA ve SİHA’larının havalandığı her sema işte bu sebeple huzur buluyor. Güney Asya’dan, Kuzey Afrika’ya, Orta Doğu’dan Balkanlara kadar gittikleri coğrafyaların insanları ile göz hizasında konuşmaya bile özellikle tenezzül etmeyenler elbette bu durumdan memnun değildir. Hayatları boyunca hep karşısındakinden bir şeyler çalmanın, hep kendine çalışmanın derdinde olanlar elbette bu tabloyu iyi karşılamıyorlar. İşte bu sebeple bölgemizdeki ateş çemberini Türkiye’yi de içine alacak şekilde genişletmeye çalışıyorlar.

’Bölgemizde istikrar, huzur ve güven sağlanacaksa bunun Türkiye’siz gerçekleştirilmesi düşünülemez’

Çeşitli zamanlarda PKK’yı, FETÖ’yü, DEAŞ’ı, YPG’yi öne sürüp ülkemizi türlü badirelerin içine çekmek gayretlerinin gerisinde hep bu strateji vardır. Terör örgütlerinin işe yaramadığı durumlarda gizli açık ambargolarla, ekonomik tuzaklarla, diplomatik sinsiliklerle netice almaya yöneldiler. Allah’ın yardımı ve milletimizin beraberliğine, beraberliğine, kardeşliğine sahip çıkması sayesinde hem sahada hem masada tüm bu oyunların üstesinden geldik. Türkiye’nin geçtiğimiz 19 yılda elde ettiği netice 84 milyon insanımızın tamamının ortak başarısıdır. Bu başarıda dünyanın dört bir yanında kalbi bizimle çarpan yüz milyonlarca kardeşimizin de büyük payı vardır. Dünyada örneklerini sıkça görmeye başladığımız, geçmişte milletçe acı şekilde yaşadığımız tecrübeler Türkiye’nin her alanda mutlaka gücünü arttırması gerektiğine işaret ediyor. Dün Bosna Hersek’te bunu gördük, Karadağ’da bunu gördük. Türkiye’nin, bu milletin ne olduğunu çok farklı milletlerden orada baş çarşıda olanlar bile hissediyor ve bu şekilde yaklaşım gösteriyorlardı. Eğer ülke millet de devlet olarak yeterince güçlü olmazsak bin yıllık vatanımız bu coğrafyadan bizi adeta bıçakla kazır gibi kısa sürede tasfiye edeceklerinden şüpheniz olmasın. Bizim başka vatanımız yok. Bizim gidecek başka bir yerimiz de yok. Onun için ülkemize, vatanımıza, devletimize sıkı sıkıya sahip çıkacağız. Üstelik bizim sorumluklarımız sadece 780 bin kilometrekare ile de değil. Eğer bölgemizde istikrar, huzur ve güven sağlanacaksa bunun Türkiye’siz gerçekleştirilmesi düşünülemez. Büyük başarılar için, bireysel gayretlerin ötesinde takım oyunu gerekiyor. Üzerinde yerli ve milli mühimmatlarımız olmasaydı, Akıncı’yı belki uçurabilirdik ama asıl vazifesini yerine getirebilmesi sağlayamazdık. Çünkü bu mühimmatların hiçbirini satın alamayacaktık. Almaya çalıştığın zaman bugün git yarın gel diyecekler. İşte bu yüzden kamu, üniversite ve özel sektörün işbirliğinde ülkemizin savunma sanayi üssü olma yolunda tüm kurumlarımızla beraber çalışıyoruz. TÜBİTAK, SAGİ ile havadan havaya füze sistemleri olan Gökdoğan ve Bozdoğan 100 km’ye kadar menzili olan hassas güdüm kitleri 250 kmye kadar menzilli ilk seyir füzemiz SOM’u geliştirdik. Roketsan ve ASELSAN ile Hisar, Atmaca, Cirit, Korkut gibi birçok kritik yerli ürünü kullanıma sunduk. Yeniden yapılandırdığımız makine ve kimya endüstrisi silah, mühimmat, patlayıcı ve ekipman üretiminde hızla kendini geliştiriyor. Makine kimya endüstrisi son savunma sanayi fuarında görücüye çıkardığı elektrikli fırtına obüsünden deniz topuna kadar bir dizi yeni ürünü de fuarcılara sunmuştur. Özel sektörümüzün ülkemizi bu alanda yurtdışına tamamen bağımlılıktan kurtaracak yeni nesil patlayıcıların üretiminden tüm unsurlarını üretecek yatırımları var. İnşallah bu üretimi yapacak bir fabrika yakında Gerede’de faaliyete geçiyor. Kendi tasarlayıp ürettiğimiz Lazer dedektörler SİHA’larımızdan Helikopterlerimizden Uçaklarımızdan atılan güdümlü füzelerimiz de kullanılıyor. Yine İHA’larımız için Kalecik’te kurduğumuz test ve değerlendirme merkezi ile bu sektördeki milli üretim etkinliklerimizi bir üst seviyeye çıkaracağız. Bütün bu yatırımlar sayesinde savunma sanayimiz giderek büyümeye devam edecek. Ama artık savunma sanayi projeleri başta olmak üzere, geleceğin teknolojilerinde vites yükseltme zamanı. İnşallah savunma sanayisinde elde ettiğimiz bu tecrübeyi teknolojinin tüm sivil alanlarına taşıyacak çok daha büyük başarılara imza atacağız. Yazılımda ülkemiz parmakla gösterilen bir ülke olacak. Yapay zekada, insansız ve otonom teknolojilerde istikamet belirleyen bir ülke olacağız. Bugün İHA liginde Türkiye’ye basamak yükselten Akıncı TİHA’yı güvenlik güçlerimizin envanterine kazandırmanın yanında Akıncı’yı kullanacak personelimizin de aldıkları kurslardan mezun ediyoruz. 125 mezunumuz Akıncı’nın kritik görevlerinde yer alacaklar. Bu önemli yükü omuzlayacak, her bir kardeşime şimdiden başarılı görevler diliyorum. Sınırlarımızın içerisinde ve sınır ötesinde görev yapan güvenlik güçlerimiz ile ülke güvenliğimiz için çalışan savunma sanayi projelerinde tüm fedakar kardeşlerimize de buradan seslenmek istiyorum. Unutmayın sizin geçirdiğiniz her uykusuz gece milletimizin huzur içerisinde geçirdiği gece demektir. Selçuk hafta sonları İstanbul’a geldiğinde kendisini arardım. Aldığım cevap, ’Akıncı için fabrikada çalışıyordum’ gece saat 12.00-01.00 fabrikada çalışıyor. ’Durmak yok yola devam’ diyor. Abi kardeş ailece fabrikada bu çalışmalarını sürdürdüler. Sonunda şu eserlere kavuştuk” diye konuştu.

“Türkiye, geliştirdiği milli İHA ve SİHA’lar ile küresel rekabette ‘Ben de varım’ demektedir”

Akıncı TİHA mezuniyet ve teslim töreninde konuşan Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, “Başkanlığımız rehberliğinde savunma sanayiimizin tüm paydaşlarıyla yerli ve milli teknolojinin geliştirilmesi, üretilmesi ve ihracatı konusunda çalışmalarımıza tüm gayretimizle devam ediyoruz. Geri dönüp baktığımızda başarılı bir süreç geçirdiğimizden bahsetmek mümkün, ancak bizler bunu yeterli görmüyor, daha iyisini yapabileceğimiz inancıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi. Askeri sistemlerin teknoloji odaklı hızlı gelişimi ve sivil alandaki teknolojilerin askeri sistemlerde kullanımının giderek artmasıyla, savunma sanayiinin ana ekseni teknoloji ve bilgi üstünlüğü üzerine yoğunlaşmıştır diyen Prof. Dr. Demir, “Başkanlığımız koordinasyonunda yerli İHA geliştirme ve üretim çalışmaları, her alanda bir milat olarak gördüğümüz 2002 yılından sonra hız kazanmıştır. Dünyadaki gelişmelerle eş zamanlı olarak Türkiye’de İHA teknolojisi, bazı konularda öncülük de ederek hızlı bir şekilde ilerlemektedir. Son dönemde yaptığı atakla dünyada Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) geliştirme ve üretim kabiliyetine sahip ilk 5 ülke arasında bulunan Türkiye, geliştirdiği milli İHA ve SİHA’lar ile küresel rekabette ‘Ben de varım’ demektedir. Savunma Sanayii Başkanlığı olarak, güvenlik güçlerimizi ileri teknolojiye haiz ürünlerle donatmak amacıyla, kritik alt sistem ve teknolojilerin azami ölçüde milli imkânlarla karşılanmasına yönelik çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmekteyiz. Güvenlik güçlerimizin keşif, gözetleme ve tespit edilen hedeflerin imha edilmesi ihtiyaçlarını, artık milli ve yerli üretim insansız sistemlerle karşılamaktayız” diye konuştu.

Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir ayrıca, “Başkanlığımızca yürütülmekte olan İnsansız Hava Aracı Projeleri çerçevesinde Mini, Taktik, Operatif ve Stratejik sınıftaki sistemler Kullanıcı ihtiyaçları dikkate alınarak tasarlanmakta, geliştirilmekte ve üretilmektedir. İHA’larımız yakın zamanda gerçekleştirilen yurt içi ve yurt dışı operasyonlarda kuvvet çarpanı etkisi oluşturmuş ve görev etkinliğini artırmıştır. 2007 yılında TSK envanterine giren Bayraktar Mini İHA, yurt dışına ilk ihracatı yapılan hava aracı olarak da savunma sanayinde ayrıca önemli bir yere sahiptir.

Sahadan alınan geri bildirimlere istinaden yapılan çalışmalar neticesinde ortaya çıkan Geliştirilmiş Mini İHA Sistemlerimizin de kısa bir süre içerisinde Kullanıcı Makamların hizmetine sunulmasını planlıyoruz. Türkiye’nin yerli İHA üretimi serüveninde en büyük yapıtaşlarından biri olan Bayraktar TB2’lerimiz sadece güvenlik güçlerimizin değil, dost ve müttefik ülkelerimizin de en önemli silah sistemlerinden biri haline gelmiştir. İHA/SİHA’larımızın harp sahasındaki başarısı artık ihracat başarısına da dönüşmüş, ülkemiz bu sistemleri artık NATO ve Avrupa Birliği üyesi ülkelere de ihraç eder konuma gelmiştir” şeklinde konuştu.

Son dönemin ses getiren ve Başkanlığımızın vizyon projelerinden birisi olan AKINCI Taarruzi İnsansız Hava Aracı Projesi sayesinde, dünyada sadece birkaç ülkenin sahip olduğu kabiliyetlerin kazanılmasıyla Türkiye, İHA sistemleri alanında lider ülkelerden birisi haline gelecektir diyen Prof. Dr. Demir, “AKINCI’dan sonraki adım olan ve daha gelişmiş teknolojilerle donatılacak Muharip İnsansız Savaş Uçağı (Jet İHA) geliştirilmesi için de çalışmalara başladık. Bütün bu İHA çalışmaları sırasında, bu sistemlerin kullandığı mühimmatlardan elektronik sistemlerine, radarından kamerasına kadar alt sistem ve bileşenlerinin de yerli ve milli olmasına özen gösteriyoruz. SİHA’larımızın harp sahasındaki başarılarından sonra gizli veya açık ambargoların bizi yıldırmadığını, aksine ateşlediğini bu vesileyle bir kez daha ifade etmek isterim. İHA ve SİHA’ların geliştirilmesi sırasında elde ettiğimiz tecrübe ve kabiliyetlerimizi, İnsansız Kara Araçları (İKA) ve İnsansız Deniz Araçları (İDA) alanlarına aktarmak için çalışmalarımızı hızlandırdık. Birçok sistemi güvenlik güçlerimizin kullanımına sunduk, yenilerini de sunmaya hazırlanıyoruz. İnanıyorum ki sektörümüz bu alanlarda da dünyayla rekabet edebilecek seviyeye gelecektir. Sadece 5 yıl öncesine kadar hiçbir seviyede hava savunma sistemimiz yokken, bugün KORKUT, SUNGUR, HİSAR A+, HİSAR O+ sistemlerimiz hizmete sunulmuştur. 150 kilometre menzilli TRLG füzemiz yani, lazer işaretleyici kabiliyetli yüksek hassasiyete sahip füzemiz var artık. Öte yandan, son birkaç yıl içinde 200 KM menzilli ilk deniz seyir füzemiz ATMACA geliştirildi ve bunlar sahada çarpan etkisi oluşturacak ürünlerimiz oldu” dedi.

“ŞİMŞEK isimli hedef dronumuzu havadan yere seyir füzesi görevi üstlenecek şekilde yeni bir silah haline getirdik” diyen Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, “Bu, Savunma Sanayii Başkanlığımızın mevcut kapasiteyi dönüştürmeyi esas alarak, yeni bir silah haline getirme politikamıza önemli bir örnektir. Yeni Nesil KORAL, Karakulak, Sancak gibi sistemlerle elektronik harpte yeni silahlar geliştirdik. MAM-C ve MAM-L’nin yanı sıra TEBER, MAM-T, Bozok, KGK gibi eklenen yeni mühimmatlarla SİHA’larımızı daha etkili hale getirdik. Sadece dron sistemlerinde değil, anti-dron teknolojisinde de önemli mesafe kat ederek, terörle mücadelede güvenlik güçlerimize yeni unsurlarla destek olduk. Tüm bunları bilhassa Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle sağlanan hızlı karar alma, net yol haritasına sahip olma ve kararlı bir iradeyle harekete geçme gücüyle başardık. Bunun yanında, savunma sanayiimizde kalıplaşmış alışkanlıklardan uzaklaşıp BAYKAR örneğinde olduğu gibi özel ve sivil girişimlerin de çok kısa süre içerisinde büyük başarılara imza attığını gördük. Bahsettiğim bütün bu çalışmalarımız, Sayın Cumhurbaşkanımız Liderliğinde hız kesmeden, kararlılıkla ve bugüne kadar olduğu gibi azimle, inançla, istiklal ve istikbalimiz için devam edecektir. AKINCI TİHA’mızın ülkemize ve güvenlik güçlerimize hayırlı olmasını diliyorum. İHA eğitimlerini başarıyla tamamlayıp bugün mezun olan güvenlik güçlerimizin kıymetli personellerini tebrik ediyor, hayırlı görevler temenni ediyorum” diye konuştu.

The post Cumhurbaşkanı Erdoğan Akıncı TİHA’ya ilk imzayı attı appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>
https://memur70.com/cumhurbaskani-erdogan-akinci-tihaya-ilk-imzayi-atti.html/feed 0 20063
İmamoğlu’na ‘oy vermem ama kete yaparım’ dedi, siyasilerin gözdesi oldu https://memur70.com/imamogluna-oy-vermem-ama-kete-yaparim-dedi-siyasilerin-gozdesi-oldu.html https://memur70.com/imamogluna-oy-vermem-ama-kete-yaparim-dedi-siyasilerin-gozdesi-oldu.html#respond Mon, 03 May 2021 08:00:12 +0000 https://memur70.com/?p=11704

Hürriyet'ten Fatma Aksu'da Mahruze Teyze'nin konutuna konuk oldu. Mahruze Keleş yaşadığı Sultanbeyli'de o kadar tanınan ki, siyasi önderlerin ...

The post İmamoğlu’na ‘oy vermem ama kete yaparım’ dedi, siyasilerin gözdesi oldu appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>

Hürriyet’ten Fatma Aksu’da Mahruze Teyze’nin konutuna konuk oldu. Mahruze Keleş yaşadığı Sultanbeyli’de o kadar tanınan ki, siyasi önderlerin uğrak yeri olan meskenini ilçede kime sorsanız gösteriyor. Orta sokaktaki iki katlı konutunun kapısını çalıyorum. Beni hiç tanımamasına karşın, 40 yıllık dostuymuşum üzere açıyor kapıyı. Gazeteci olduğumu, kendisini ziyarete geldiğimi söylüyorum. “Hoş geldin kızım, gel buyur diyor” deyip başköşeye oturtuyor. Evvel oruçlu olup olmadığımı soruyor. Yılın her günü ketesi ve yaz aylarında ayran çorbasını eksik etmediğini anlatıyor. Yiyemeyeceğimi söyleyince, yanıma bir tane kete vereceğimi söylüyor. Bana verdiği keteler, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la birlikte Emine Erdoğan’a gönderdiklerindenmiş.

16 YAŞINDA GURBET ELDE

Mahruze Teyze aslen Erzincan, Refahiyeli. İnşaat personeli eşi Hasan Keleş’le 16 yaşında evlendikten sonra, gurbete diye çıkıp gelmiş İstanbul’a. Konutlarını eşinin kendi elleriyle yaptığını gururla anlatıyor. 6 çocukları ve 10 torunları var fakat konutta 37 yaşındaki zihinsel engelli kızı, eşi ve kendisi kalıyor.

Mahruze Teyze’ye nasıl meşhur olduğunu, İmamoğlu ile müsabakasını soruyorum. O gün pazara ıspanak almak için çıkmış. “9 liraya ıspanak mı olur” diye söylenirken, İmamoğlu arttan omuzuna dokunmuş. Mahruze Teyze sonrasını ise şivesiyle şöyle anlatıyor: “Bana ‘Ben İstanbul’a adayım. Bana oy verir misin’ diye sordu. Ben onu Tayyip’in partisinden sanıyordum. Sordum ‘Tayyip’ten misin sen’ diye. ‘Yok. CHP’denim ben’ dedi. Ben de ona ‘Yok anam oy moy vermem. Vaktinde çok çektik. O partilerden gelenleri gördüm fakat sana kete yaparım’ dedim. Seçimleri kazandıktan sonra da benim yanıma geldi.”

Mahruze Teyze’ye meskenine gelen politikleri soruyorum ancak o daima Tayyip Erdoğan’ı anlatıyor. Bu sefer isimlerini tek tek söyleyerek soruyorum. Lafını hiç esirgemediğini onu ziyaret eden siyasilerden biliyorduk, o denli olduğunu test etmiş oluyorum. İmamoğlu’nu sevdiğini, onun sayesinde Tayyip Erdoğan’la görüştüğünü söylüyor.

KONUKLARI İÇİN NELER DEDİ?
HAYALİMDE GÖRDÜM

Erdoğan: “Tayyip’im zati bir diğer. Onun peşinden ayrılmasınlar. 30 yıl evvel düşümde gördüm onu. Ay camdan içeri girdi, gerisinden güneş, yıldızlar da peşinden geldi. Yıldızlar Tayyip’i çağırıyordu ‘Sen de gel’ diye. Ben havalara uçuyordum hayalimde. ‘Bu ay ve yıldızlarla gelen adam boş bir adam değil, ben bunu takip edeceğim’ dedim. 30 yıldır da takip ede ede geldi başımıza çok şükür. Son seçimde gece istihareye yattım. Erdoğan, beyaz bir taksiye bindi, bir dağa, göklere çıkıyordu. Onu dağın zirvesinde gördüm. Binali Yıldırım da beyaz bir taksideydi, o yarı yoldan döndü.”

KARDEŞİM OLSUN…

Kılıçdaroğlu: “Kılıçdaroğlu da dünya ahiret kardeşim olsun. Allah razı olsun, geleni geri gönderemem. Ben kimseyi ayırt edemem. Allah onlara da hoş çalışmalar nasip etsin. Devlete millete yararı olsun. Yabancılar da buraya çalışmaya gelecek. O denli günler gelecek ki, taksiler havada uçacak (Teknolojiyi bu türlü anlatıyor).”

O BENİM SEBEBİM

İmamoğlu: “Allah İmamoğlu’ndan razı olsun. O benim sebebim oldu. Onunla pazarda karşılaşmasaydım, Tayyibime ulaşamayacaktım. Allah’ım İmamoğlu’na da güzel işler versin. Biliyor kendisine oy vermeyeceğimi esasen.”

KETELERİMİ BEĞENDİLER Mİ

Mahruze Keleş, “Tayyip Beyefendi çok sıcakkanlı, samimi. Telefon etmişti artık gelmek nasip oldu. Boş adam değil. Çalışan adam. Lakin nasip oldu” diyor: “Ben uçuyorum benim konutuma geldi diye. Şayet benim ketelerimi beğendiyse, Emine Hanım’la telefon etsin bana. Cımcık mantı da gönderdim. Öz kardeşimi davet etsem gelmez. Cumhurbaşkanımız bana Kuran-ı Kerim ikram etti. Her gün okuyup ona dua edeceğim.”

YILDIRIM VE SOYLU DA GELECEK

Birebir memleketlim, hemşehrim Binali Yıldırım’ı da konutuma bekliyorum, İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’yu da. Yıldırım da gelecek, Soylu’mda. Annesi vefat etmiş, üzüldüm. Allah rahmet eylesin.

The post İmamoğlu’na ‘oy vermem ama kete yaparım’ dedi, siyasilerin gözdesi oldu appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>
https://memur70.com/imamogluna-oy-vermem-ama-kete-yaparim-dedi-siyasilerin-gozdesi-oldu.html/feed 0 11704
22 saat sonra bulunan çocuk hastanede müşahede altına alındı https://memur70.com/22-saat-sonra-bulunan-cocuk-hastanede-musahede-altina-alindi.html https://memur70.com/22-saat-sonra-bulunan-cocuk-hastanede-musahede-altina-alindi.html#respond Thu, 29 Apr 2021 20:00:11 +0000 https://memur70.com/?p=11437

Tokat’ta kaybolduktan 22 saat sonra bulunan 1,5 yaşındaki Süleyman Asaf Yıldırım hastanede müşahede altına alındı. Tokat merkeze bağlı Çat ...

The post 22 saat sonra bulunan çocuk hastanede müşahede altına alındı appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>

Tokat’ta kaybolduktan 22 saat sonra bulunan 1,5 yaşındaki Süleyman Asaf Yıldırım hastanede müşahede altına alındı.

Tokat merkeze bağlı Çat beldesinde ağıllarının önünde oyun oynarken kaybolan 1,5 yaşındaki Süleyman Yıldırım 22 saat sonra bulundu. Tarlada çalışırken yanlarına gelen çocuğu fark eden aile tarafından bulunan çocuk ambulansla kontrol amaçlı olarak Tokat Gaziosmanpaşa Üniversite Hastanesine getirildi. Elinde yüzünde ve vücudunun çeşitli yerlerinde çizikler oluşan çocuk tedaviye alındı. 24 saat boyunca hastanesinde kontrol altında tutulacak olan çocuğun genel sağlık durumunun iyi olduğu kaydedildi.

Ümidini kesmişken çocuğuna kavuştu

Anne Sema Yıldırım, 6 çocuğundan en küçüğü olan Süleyman Asaf’ın bulunmasından duyduğu sevinci dile getirerek, “Evladını bulan bir annene hisseder. Çok mutluyum. Çok şükür Rabbime. Elhamdülillah ki sağ salim evladımıza kavuştuk. Ne diyeyim ki?. Sürpriz oldu tabii ki. Yani artık ümidi kesmiştim. Seviniyoruz? Dünyalar benim oldu. Çok sevindik babasıyla birlikte. Yolda gelirken uyudu ambulansta. Gece uyumamışlar herhalde. Bayağı bir uzun yolu kat ettiği için uyumamış. Daha şu an yeni sakinleşti. Hiçbir şey istemiyor” dedi.

Sağlık durumu iyi

Radyoloji Ana Bilim Dalı Dr. Ece Buday, çocuğun genel sağlık durumunun iyi olduğunu belirterek, “Bize hasta radyolojik muayenesi için geldi. Geldiğinden beri hani şu ana kadar konuşmadı. Şimdi bir şeyler yemek istediğini söylemiş annesine. Yüzünde çiziklere var ama kalan bilgileri diğer branş doktorları vereceklerdir” diye konuştu.

Beldenin girişindeki tarlada bulundu

Olaydan 22 saat sonra küçük çocuk kaybolduğu yerden yaklaşık 10 kilometre uzakta bir tarlada bulundu. Çocuğu tarlada çalışırken kocası ile birlikte bulan Zeynep Gümüş (61) o anları dile getirdi. Tarlada ilaçlama yaparken çocuğun kendilerine doğru geldiğini fark ettiğini beliren Gümüş, ”Tarlanın üstünden aşağı çocuk yanımıza geldi. Dedim bu kaybolan çocuk, arıyorlar. Bu iş burada dursun, biz bunu yetiştirelim dedim. Sakindi, biraz sersemlemişti. Kıyafetleri üstünde idi, ayakkabıları yoktu. Elinde tek çorabı vardı. Gel annene götüreyim, babana götüreyim deyince yanımıza geldi. Daha bırakır mı bizi? Acıktın mı dedim susadın mı dedim annem adı ne babanın adı ne? İsmin ney dedim? Hiçbir cevap alamadım. Aldık, ailesine kavuşturduk” ifadelerini kullandı.

The post 22 saat sonra bulunan çocuk hastanede müşahede altına alındı appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>
https://memur70.com/22-saat-sonra-bulunan-cocuk-hastanede-musahede-altina-alindi.html/feed 0 11437
10 aylıkken çektirdiği fotoğraftan güç alıyor, yetkililerden yardım istiyor https://memur70.com/10-aylikken-cektirdigi-fotograftan-guc-aliyor-yetkililerden-yardim-istiyor.html https://memur70.com/10-aylikken-cektirdigi-fotograftan-guc-aliyor-yetkililerden-yardim-istiyor.html#respond Wed, 31 Mar 2021 23:00:08 +0000 https://memur70.com/?p=9366

Sivas’ta yaşayan SMA hastası 35 yaşındaki Ebru Ekin, kimseden yardım almadan ayakta durabildiği tek fotoğrafına bakarak güç alıyor. Ekin, Sivas’a ...

The post 10 aylıkken çektirdiği fotoğraftan güç alıyor, yetkililerden yardım istiyor appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>

Sivas’ta yaşayan SMA hastası 35 yaşındaki Ebru Ekin, kimseden yardım almadan ayakta durabildiği tek fotoğrafına bakarak güç alıyor. Ekin, Sivas’a tedavi merkezinin açılması için yetkililerden destek bekliyor.

Sivas kent merkezinde yaşayan Zeki ve Reşide Ekin çiftinin 3 çocuğundan biri olan 35 yaşındaki Ebru Ekin’e 2 yaşındayken SMA hastalığı tanısı konuldu. SMA hastalığına karşı uzun yıllar mücadele veren Ebru Ekin’in en büyük destekçisiyse ailesi oldu. Ekin’in tüm ihtiyaçlarını üstlenen anne ve babası yaşlarının ilerlemesiyle seyahat etmekte ve hastaneye gidip gelmekte güçlük çekmeye başladı. Ekin, SMA hastalığı tedavisi için çevre illere gidip geldiği bu günlerde zor anlar yaşıyor. Ebru Ekin, Sivas’ta tedavi merkezinin açılması için yetkililerden destek bekliyor. Öte yandan SMA hastası Ekin, 10 aylıkken ailesi tarafından çekilen ve kimseden yardım almadan ayakta durabildiği tek fotoğrafına ise gözü gibi bakıyor. Ebru Ekin, fotoğrafı için hayatımın bütün anlamı bu fotoğraf diyor.

“Tedavi için başka şehirlere gitmek zorunda kalıyorlar’’

SMA hastası Ebru Ekin, tedavi olmak için şehir dışına gitmek zorunda kaldıklarını belirterek, “Tip 2 hastasıyım. 30 seneden sonra ülkemize gelen bir tedaviye başladık. İlk 4 dozumu Kayseri Erciyes Üniversitesi’nde aldım son 2 dozumu da Malatya İnönü Üniversitesi’nde aldım. Biz bu 4 dozdan sonra 4 ayda bir bu ilacımızı almak zorundayız ve aynı gününde almamız gerekiyor. Sivas’ta merkez hastanemiz olmadığı için başka şehirlere gitmek zorunda kalıyoruz. Sivas’ta 12’den fazla SMA hastası var ve birçoğu Kayseri’ye gitmek zorunda kalıyor, Malatya’ya giden arkadaşlarımız var. Sivas’ımızın bir an önce merkez hastanesi olması için birçok il yöneticimizle irtibata geçtik. Geçtiğimiz cuma günü Sağlık bakanlığı bir liste hazırladı ve maalesef bu listede Sivas yok’’ şeklinde konuştu.

Birçok zorluk yaşıyorlar

Ekin, anne ve babasının da rahatsız olduğunu ve tedavi için şehir dışına gittiklerinde çok zorluk yaşadıklarını söyleyerek, “Ben 35 yaşındayım ailem 60 üzeri annem ve babamın birçok rahatsızlığı var. Biz şehirlerarası gidip gelirken çok zorluk yaşıyoruz, hastanelerde çok zorluk yaşıyoruz. Onlar zaten hastalar bir de bana refakatçi olmak zorunda kalıyorlar hastalıkları bu yüzden daha da artıyor. Biz buna bir çözüm bulmak istiyoruz. Sivas’a tedavinin gelmesini istiyoruz, benim ailem beni ne zamana kadar farklı illere götürebilecek. Bazı arkadaşlarımızdan sırf bu yüzden tedaviyi bırakmak zorunda kalanlar oldu. Maddi durumu olmayanlar var. Kayseri’ye giden bir arkadaşım var bin liradan fazla yol parası ödüyor bir doz için beş defa gidip gelmek zorunda kalıyor ve ailenin durumu yok. Biz ne zamana kadar gidip geleceğiz maddi ve manevi olarak bizim için şehirlerarası gidip gelmek çok büyük külfet. Ayakta ilk ve tek resmim 10 aylıkken ki halim hayatımın bütün anlamı bu resim’’ ifadelerini kullandı.

Anne Reşide Ekin ise, “Baya bir maddi manevi sıkıntılar yaşadık taşıyamıyoruz biz de rahatsızlandık şehirlerarası 30 senedir git gel yorulduk bu tedavinin Sivas’a gelmesini istiyoruz. Biz Antalya yaşıyorduk oradan Ankara’ya Hacettepe’ye götürdük tedaviye sonucu orada koydular orada tedavi oldu. Tedavimizin Sivas’a gelmesini istiyoruz’’ dedi.

The post 10 aylıkken çektirdiği fotoğraftan güç alıyor, yetkililerden yardım istiyor appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>
https://memur70.com/10-aylikken-cektirdigi-fotograftan-guc-aliyor-yetkililerden-yardim-istiyor.html/feed 0 9366
HDP önündeki evlat nöbeti eylemi, kararlılıkla sürüyor https://memur70.com/hdp-onundeki-evlat-nobeti-eylemi-kararlilikla-suruyor.html https://memur70.com/hdp-onundeki-evlat-nobeti-eylemi-kararlilikla-suruyor.html#respond Thu, 18 Feb 2021 12:00:06 +0000 https://memur70.com/?p=6446

Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı teziyle HDP Diyarbakır Vilayet Başkanlığı önünde oturma aksiyonu yapan ...

The post HDP önündeki evlat nöbeti eylemi, kararlılıkla sürüyor appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>

Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı teziyle HDP Diyarbakır Vilayet Başkanlığı önünde oturma aksiyonu yapan ailelerin nöbeti 535’inci gününe girdi.

Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı teziyle 3 Eylül 2019’dan bu yana farklı kentlerden Diyarbakır’a gelerek HDP vilayet binası önünde oturma aksiyonu yapan ailelerin umutlu bekleyişi PKK vahşetine karşın 535’inci gününde devam ediyor. Diyarbakır’ın Hani ilçesinde fırında çalışan oğlu Fatih Demir’in (24), 2015 yılında terör örgütünce dağa kaçırıldığını tabir eden anne Sevdet Demir (55), 2 yıla yakın bir müddettir oturma aksiyonunda olduğunu söyledi. Demir, “2 yıldır burada oğlumu bekliyorum, çok özledim onu. Gece gündüz uykum gelmiyor, meskende dayanamıyorum, bir umutla burada bekliyorum. Biz hepimiz perişan olduk, biz ne yaptık ta bunlar bu eziyeti bize veriyor, çocuklarımızı bıraksınlar gelsinler. Oğlum sen gelmeyene kadar senin peşini bırakmıyorum, dön gel konutuna biz seni çok özledik. Ağlaya ağlaya gözüm kör oldu bizi hiç düşünmüyor musun, makus yoldasın bırak gel evine” dedi.

The post HDP önündeki evlat nöbeti eylemi, kararlılıkla sürüyor appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>
https://memur70.com/hdp-onundeki-evlat-nobeti-eylemi-kararlilikla-suruyor.html/feed 0 6446
Kargocu ‘Kırılacak’ yazan paketi yerde sürükleyip böyle fırlattı https://memur70.com/kargocu-kirilacak-yazan-paketi-yerde-surukleyip-boyle-firlatti.html https://memur70.com/kargocu-kirilacak-yazan-paketi-yerde-surukleyip-boyle-firlatti.html#respond Wed, 25 Nov 2020 03:00:05 +0000 https://memur70.com/?p=1498

Esenyurt'ta kargo vazifelisi, üzerinde "kırılacak" ibaresi bulunan ve içerisinde çinilerle seramiklerin olduğu koliyi merdivenlerden yuvarlayıp ...

The post Kargocu ‘Kırılacak’ yazan paketi yerde sürükleyip böyle fırlattı appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>

Esenyurt’ta kargo vazifelisi, üzerinde “kırılacak” ibaresi bulunan ve içerisinde çinilerle seramiklerin olduğu koliyi merdivenlerden yuvarlayıp yerde sürükledikten sonra kucaklayarak fırlattı. O anlar güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı. Manzaraları izleyip, geri çağırdığı koliyi bırakan vazifeliler, kargonun sahibi Gökçe İ.T.’yi, “vururum seni” formunda tehdit ederek hakaretlerde bulundu.

Olay, evvelki gün saat 22.00 sıralarında Ardıçlı Mahallesi’nde bulunan bir sitede yaşandı. Birebir vakitte çini ve seramik işleriyle de uğraşan müellif G.İ.T, çini ve çeşitli seramik siparişleri verdi. Kargo vazifelisi, çini ve seramiklerin olduğu koliyi binanın önüne getirdi. Gürültüler duyan ve hareket algılayıcı sensörleri bulunan güvenlik kamerasından telefonuna gelen manzaraları eşiyle birlikte izleyen Turan ile eşi, kargocunun koliyi özensizce bıraktığını fark etti.

MERDİVENLERDEN YUVARLADI, SÜRÜKLEYİP ATTI

Turan ile eşi, üzerinde “kırılacak” ibaresi de bulunan kolinin kargo vazifelisi tarafından merdivenlerden yuvarlandığı, yerde sürüklenip akabinde kucaklanıp yere atıldığını gördü. Müellif bayanın eşi site güvenliğini arayarak, kargo vazifelilerinin çıkışına müsaade verilmemesini ve geri gönderilmesini söyledi. Bunun üzerine kargo vazifelileri tekrar meskene geldi.

“VURURUM SENİ”

Turan ve eşi, kolinin bırakılma hali nedeniyle kargo görevlileriyle tartıştı. Yaşadığı olayı anlatan Gökçe İspi Turan, kar ziyan hesabı içinde olmadığını, kolide rastgele bir ziyan da meydana gelmediğini söyleyerek, “Her türlü hareket etmelerini anlayabiliyorum lakin “vururum” raddesine gelmelerini anlayamıyorum. Sizin ruhsatlı ruhsatsız silahınız mı var ki çabucak bu cümleyi kuruyorsunuz bu çok acayip geliyor bana. Özürle kapanacak bir bahisti. İmgelerde zati paldır küldür iterek içeri giriyor. Adam zevk alıyor onları atmaktan. İtmek yerden kaldırıp fırlatmaktan daha kolay bir şey. Eliyle kaldırıp bir daha atıyor. Evvel gürültüleri duyduk kapıyı çıktık baktık kargo gelmiş. Eşim dedi ‘bak gel kargo nasıl gelmiş’ diye imgeleri izletti. Tehdidi ‘seni vururum’ gerisi küfür” diye konuştu. Turan olay sırasında çocuklarının da korktuklarını lisana getirerek, kargo görevlilerinden şikayetçi olduklarını belirtti.

O ANLAR KAMERADA

Yaşanan olay bahçede bulunan ve sesli kayıt alan güvenlik kamerasına yansıdı. Manzaralarda kargo vazifelisi koliyi merdivenlerden aşağı ittiriyor, daha sonra sürükleyerek kapıya götürüyor. Akabinde koliyi binanın önüne atıyor. Elinde bulunan bir öteki kargo paketini de vazifeli yere atıyor. Meskenin önüne tekrar gelen görevlilerle Turan ve eşi kısa bir tartışma yaşıyor. Meskenin önünden ayrılan kargo vazifelilerden birinin “vururum seni” diye bağırdığı duyuluyor.

The post Kargocu ‘Kırılacak’ yazan paketi yerde sürükleyip böyle fırlattı appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>
https://memur70.com/kargocu-kirilacak-yazan-paketi-yerde-surukleyip-boyle-firlatti.html/feed 0 1498