Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türk Eximbank’ın 2024’te yaklaşık 49 milyar dolar destek ile tarihindeki en yüksek destek hacmine ulaştığını belirterek, 2025’te ise ihracatçılara yönelik destek mekanizmalarını daha da genişletmeyi ve yıl sonunda 52 milyar dolarlık destek hacmine ulaşmayı planladıklarını bildirdi.

Bolat, sosyal medya hesabından Türk Eximbank’ın Yüksek Danışma ve Kredileri Yönlendirme Kurulu toplantısına ilişkin paylaşımda bulundu.

Türk Eximbank’ın ihracat finansmanı alanındaki stratejik yönelimlerini ve uygulamalarını değerlendirmek açısından önem taşıyan söz konusu toplantıyı İstanbul’da gerçekleştirdiklerini vurgulayan Bolat, “2024’te yaklaşık 49 milyar dolar destek ile tarihindeki en yüksek destek hacmine ulaşan Türk Eximbank, 2025 yılında ise kapsamlı bir stratejik dönüşüm süreci yürüterek ihracatçılarımıza yönelik destek mekanizmalarını daha da genişletmeyi ve yıl sonunda 52 milyar dolarlık destek hacmine ulaşmayı hedeflemektedir.” ifadesini kullandı.

“İLERİ TEKNOLOJİLİ İHRACATIN DESTEKLENMESİ ÖNCELİKLİ ALANLAR ARASINDA”

Bolat, bu kapsamda, alıcı kredileri ve uluslararası proje finansmanında etkinliğin artırılmasının, yatırım kredilerinin ihracattaki payının yükseltilmesinin ve yüksek katma değerli, ileri teknolojili ihracatın desteklenmesinin öncelikli alanlar arasında yer aldığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Ayrıca, tedarik zinciri yatırımları, sigorta ve faizsiz finans uygulamalarında etkinliğin artırılması ile e-ihracat ve hizmet ihracatına özel finansal çözümler geliştirilmesine yönelik çalışmalar yürütülecektir. Sürdürülebilir ihracat artışını sağlamak adına üretim ve pazarlama süreçlerinin en kritik sacayaklarından biri olan ‘finansman altyapısını’ güçlendirmek ve ihracatçılarımızın finansmana erişimini kolaylaştırmak için Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankamız başta olmak üzere, tüm kurum ve kuruluşlarımızla tam bir koordinasyon halinde çalışmaya devam edeceğiz.”

“TÜRK EXİMBANK’IN 2025 YILI İŞ PROGRAMI GÖRÜŞÜLEREK KARARA BAĞLANDI”

Ticaret Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Bakan Bolat başkanlığında gerçekleştirilen Yüksek Danışma ve Kredileri Yönlendirme Kurulu toplantısının, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik, Ticaret Bakan Yardımcısı Volkan Ağar, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Coştu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkan Yardımcısı Kutluhan Taşkın ve Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney’in katılımıyla gerçekleştirildiği belirtildi.

Türk Eximbank’ın 2025 yılı iş programının görüşülerek karara bağlandığına dikkat çekilen açıklamada, söz konusu hedefler doğrultusunda paydaş kurum ve kuruluşlar ile ihracatçılardan gelen taleplerin ve yurtdışı ihracat kredi ajanslarındaki yeni eğilimlerin göz önünde bulundurulduğu ve bu kapsamda Türk Eximbank’ın stratejik gelişim alanlarının Kurul tarafından belirlendiği ifade edildi.

The post Türk Eximbank, bu yıl 52 milyar dolarlık destek hacmine ulaşmayı hedefliyor appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Finans uygulaması Turan, Azerbaycan’da dijital cüzdan faaliyetlerine başladığını duyurdu.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, bu gelişme, Turan’ın ‘Türk dünyasında finansal entegrasyonu güçlendirme’ vizyonunun önemli bir adımı olacak.

Uygulama Azerbaycan pazarına adım atarak bölgesel bir Türk finans ekosistemi inşa etmeye hazırlanıyor.

Turan, yakın dönemde Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan gibi diğer Türk devletlerinde de lisanslı dijital cüzdan uygulamalarını hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Türk Devletleri arasında para transferi koridorları oluşturmayı hedefleyen Turan, Azerbaycan, Kazakistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kırgızistan ve Özbekistan’a çok hızlı para transferi imkanı sunuyor.

Uygulama sunduğu hizmetlerle, Türk dünyasındaki milyonlarca insanın sınır ötesi işlemleri daha erişilebilir ve hızlı hale getiriyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Turan kurucusu ve Üst Yöneticisi (CEO) Özgür Bayraktar, Azerbaycan’da lisanslı olarak faaliyet göstermeye başlamalarının, Türk dünyasında finansal entegrasyonu güçlendirme yolunda çok büyük bir adım olduğunu belirtti.

Turan’ın, cüzdanlar arası para transferi altyapısını güçlendirerek, hedef ülkeler arasında para transferi koridorlarını tamamen değiştireceğini aktaran Bayraktar, ‘Geleneksel bankacılık sistemlerine kıyasla daha hızlı ve düşük maliyetli çözümler sunan Turan, Türk dünyasında finansal sınırları ortadan kaldırarak milyonlarca kişiye kolay erişilebilir finansal hizmetler sunacak.’ ifadelerini kullandı.

The post Turan, Azerbaycan’da dijital cüzdan faaliyetlerine başladı appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İngiltere’de yatırımcılarla bir araya gelecek.

Ziyaret kapsamında, küresel finans çevreleriyle temaslarda bulunacak olan Yılmaz, İngiltere’nin başkenti Londra’da fon yöneticileri ve yatırımcılarla kritik görüşmeler gerçekleştirecek.

Türkiye’ye yönelik doğrudan yabancı yatırımların artırılması ve finansal işbirliklerinin güçlendirilmesi amacıyla yatırımcılarla buluşacak olan Yılmaz, Londra Borsası’nda düzenlenecek yuvarlak masa toplantısında finans çevreleriyle bir araya gelecek.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Global Türk Capital’in düzenlediği “Türkiye ve Çevresinde Özel Sermaye Yatırımları 2025 Görünümü Konferansında’’nda Türkiye’nin 2025 Yılına ilişkin ekonomik görünüm ve makro politikaları hakkında bir sunum gerçekleştirecek.

Burada iş ve finans dünyasından temsilcilere Türkiye’nin yatırım potansiyelini anlatacak. Ayrıca, Dünya Türk İş Konseyi Birleşik Krallık üyeleriyle buluşacak olan Yılmaz, programın ikinci gününde uluslararası fonların yöneticileri ile özel bir toplantı yapacak.

Ziyaret kapsamında Türkiye ekonomisinin yatırımcılara sunduğu fırsatlar ve küresel finans çevreleriyle işbirliğinin derinleştirilmesine yönelik önemli mesajlar verilmesi bekleniyor.

The post Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, İngiltere’de yatırımcılarla buluşacak appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

ABD Başkanı Donald Trump’ın finansal paya sahip olduğu yeni kripto platformu World Liberty Financial (WLF), Bitcoin, Ethereum ve diğer kripto paraları güçlendirecek şekilde tasarlanmış stratejik bir token rezervi duyurdu. Şirket, bu kripto paraların ‘küresel finansı yeniden şekillendirmede öncü’ olduğunu belirtti.

WLF, X platformunda yayımladığı açıklamada, yeni token rezervinin piyasa volatilitesini azaltmasına, şirketin merkeziyetsiz finans alanında yenilikçi projelere yatırım yapmasına olanak tanıyacağını ve güçlü bir sermaye rezervi geliştireceğini belirtti. Ayrıca, finansal kuruluşlarla stratejik ortaklıklar kurarak tokenleştirilmiş varlıkları WLF rezervine dahil etmeyi planladığını da ekledi.

Bu açıklama, Trump ve ailesine ait işlerin giderek daha fazla kripto dünyasından para kazanmaya yöneldiği bir dönemde geldi. WLF dışında, Trump ailesinin hisseleri, 29 Ocak’ta kripto ile bağlantılı finansal hizmetlere yöneldiğini duyuran Trump Media & Technology Group’un çoğunluk hissesini de içeriyor.

WLF, 500 MİLYON DOLARLIK SATIŞ GERÇEKLEŞTİRDİ

Başkan, görevine başlamadan üç gün önce, Trump memecoini de piyasaya sürmüştü. Milyonlarca dolar, yalnızca memecoin den elde edilen 100 milyon dolar ücretle birlikte, başkanın yeni kripto şirketlerine bağlı kuruluşlara akmış durumda. Yapılan hesaplamalara göre, WLF şimdiden 500 milyon dolarlık token satışı gerçekleştirdi.

Ocak ayında Trump, geri alınabilir bir güvenceye konulan varlıklarının, görevi süresince çocukları tarafından yönetileceğini açıklamıştı. World Liberty Financial, ABD başkanlık seçimlerinden iki ay önce faaliyete geçti. Şirketin internet sitesine göre Trump ve bağlı kuruluşları, şirketin holdinginde yüzde 60 hisseye ve şirkete ait 22,5 milyar token ile yüzde 75 gelir hakkına sahip.

“KRİPTO, FİNANSIN VE AMERİKAN HEGEMONİSİNİN GELECEĞİ”

Haber, Başkan’ın en büyük oğlu Donald Trump Jr.’ın, Wall Street 2.0 olarak tanıtılan New York’taki Ondo Zirvesi’nde sürpriz bir şekilde konuşma yapmasının hemen ardından geldi. Donald Trump Jr. konuşmasında, çoğu geleneksel finans sektöründen olan katılımcılara, WLF’nin amacının kripto dünyası ile öğretmenler, itfaiyeciler ve diş hekimleri gibi geleneksel perakende yatırımcıları arasında köprü kurmak olduğunu söyledi.

Donald Trump Jr., “kriptonun gelişmesini” sağlayacak bir düzenleyici çerçeveye duyulan ihtiyacı vurguladı ve “Kripto, finansın ve Amerikan hegemonisinin geleceği” açıklamasında bulundu.

The post Trump ailesinden kripto dünyasında yeni yatırım hamlesi appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Dünya Bankası Grubu, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen yaklaşık 95 bin KOBİ’ye, bugüne kadar farklı projelerle destek verdi.

Dünya Bankası Grubun bünyesindeki Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Türkiye ve Orta Asya Ülke Direktörü Wiebke Schloemer, Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Humberto Lopez ve Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı (MIGA) Sanayiler Direktörü Muhamet Bamba Fall, Türkiye’ye 6 Şubat 2023 tarihli depremlerden sonra sağlanan desteklere yönelik ortak bir makale kaleme aldı.

Dünya Bankası Grubu, iki yıl önce yaşanan depremin ardından Türkiye’nin iyileştirme çabalarını desteklemek için kaynaklarını hızlı şekilde harekete geçirdi.

Grup, bu süreçte altyapıyı yeniden inşa etmeye ve küçük işletmelere odaklandı. Bu kapsamda girişimlerle 3 milyar dolardan fazla destek sağlandı. Banka, bu çabalarla, yaşanan tahribatın onarılmasının yanında Türkiye’nin geleceği için güçlü bir temel oluşturmayı da hedefledi.

Dünya Bankası tarafından finanse edilen 1,45 milyar dolarlık iki girişimle de hasar gören altyapı yeniden inşa edilirken, kırsal nüfus için 7 bin konut sağlaması öngörülüyor.

Dünya Bankası Grubu bünyesindeki Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı (MIGA), Şubat 2023 depremlerinin merkez üssüne yakın bir konumda bulunan Gaziantep’te bin 875 yataklı bir tesis de dahil olmak üzere, altı yeni ultra modern hastanenin finansmanı için 952 milyon dolarlık garanti sağladı. Bu tesisler, olası depremlere dayanacak şekilde tasarlandı.

ÖZEL SEKTÖR DE DESTEKLENİYOR

Depremden etkilenen 11 ilde yaklaşık yarım milyon özel şirketin toparlanmasını desteklemek için krediye erişim, iş sürekliliği planlaması ve dijital dönüşüm gibi konularda finansal yardım ve teknik destek verildi. IFC, küçük işletmelere yönelik 530 milyon dolarlık fon ve yaklaşık 430 milyon dolarlık finansmanla krediye erişimi artırdı. Böylece, 55 binden fazla KOBİ için finansmana erişim imkanı oluşturuldu. IFC, özellikle deprem bölgesinde toplumsal cinsiyet kapsayıcılığını geliştirmek ve iş yaratmak için Türkiye Sınai Kalkınma Bankasına 100 milyon dolarlık yeni kredi sağladı.

Depremden etkilenen işletmelere yönelik Mikro, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Canlanması Destek Projesi de Eylül 2023’te başlatıldı. Projeyle 39 bin 680 KOBİ’ye finansal destek verildi. Böylece, Dünya Bankası Grubu tarafından desteklenen KOBİ sayısı yaklaşık 95 bini buldu.

Ayrıca, Türkiye Küçük Sanayi Sitelerinin Yeniden İnşası ve Bölgesel Ekonomik İyileşme Projesi ile 1600 mikro işletmeye ev sahipliği yapacak afete dirençli 7 küçük sanayi sitesinin kurulması için 600 milyon dolarlık finansman imkanı oluşturuldu.

BÜYÜK ŞİRKETLERE DESTEK

Deprem bölgesindeki büyük şirketlerin dirençliliğini artırmak için yeşil kredi de sağlandı. Buna göre IFC, Sanko Holdinge Kahramanmaraş, Adıyaman ve Gaziantep’te yeni yeşil sertifikalı üretim tesislerinin yapımı da dahil olmak üzere depremden zarar gören altyapının yeniden inşası ve faaliyetlerinin canlandırılması için 150 milyon dolarlık yeşil kredi desteği verdi.

IFC, Ülker’in sürdürülebilirlik, kaynak verimliliği ve sera gazı emisyonlarının azaltılması hedeflerini kapsayan çok yıllık yatırım programını da destekledi. Yatırım, Ülker’in Türkiye’deki tesislerinde yapısal iyileştirmeler yapılmasını, Topkapı ve Gebze’deki fabrikalarının depreme karşı daha dayanıklı hale getirilmesini içeriyor.

Makaleye göre, Türk halkının deprem sonrası toparlanma çabalarına destek olmak için yaklaşık 1 milyar dolarlık yeni paketler de devreye alınacak.

The post Dünya Bankasından deprem bölgesindeki yaklaşık 95 bin KOBİ’ye destek appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Thia, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı’nda (COP29) AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Türkiye ile AIIB arasında üç alanda işbirliği potansiyeli gördüklerini aktaran Thia, “İlk alan hükümetle yakın bir şekilde işbirliği yapmaktır. Örneğin, yenilenebilir enerji, iklim değişikliği türü reformları ilerletmek ve ardından hükümete bunu yapması için finansman sağlamak.” diye konuştu.

“DAHA ÖNCE ULAŞAMADIĞIMIZ MÜŞTERİLERE ULAŞTIK”

İkinci alanın ise finans kurumlarıyla yakın bir şekilde çalışmak olduğunu belirten Thia, “Türkiye çok yönlü bir finans sektörüne sahip. Bu da AIIB’in daha önce ulaşamadığı çok sayıda müşteriye ulaşmasını sağlıyor.” ifadelerini kullandı.

Thia, Türkiye ile işbirliğinde üçüncü alanı ise “mühendislik, tedarik ve inşaat sektörleri” şeklinde tanımlayarak, “Türk şirketleri sadece Türkiye’de değil Orta Asya ve çok sayıda bölgede projelere sahip. Bu projelerin inşaatında sürdürülebilirliğin öncelenmesi bölgeye ve iklim değişikliğine olumlu katkılar sağlayacaktır. AIIB’ın Türkiye ile yakın işbirliğine yönelik çok sayıda fırsat görüyorum.” değerlendirmesini yaptı.

“TÜRKİYE, ÜST DÜZEY BİR GELİŞMEKTE OLAN EKONOMİDİR”

Kalkınma Yatırım Bankası, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası ve Akbank gibi kuruluşlarla Türkiye’deki projelere yönelik görüşmeler yürüttüklerini vurgulayan Thia, “Bunun gibi çok sayıda finans kuruluşu aslında sürekli müşterimiz ve AIIB’e gelerek kredi temin ediyorlar.” dedi.

Thia, AIIB’in yatırımlarda yeşil ve sürdürülebilir enerji, bölgeler üstü ve bölgeler arası bağlantılar, özel sermaye seferberliği, teknolojilerin gibi unsurların bulunduğu projeleri önceliklendirdiğinin altını çizerek, “Türkiye Doğu ile Batı’nın kavşağında duruyor. Sanırım herkes bunu takdir ediyor.” ifadesini kullandı.

Kuzey Koridoru, Orta Koridor veya Doğu ile Batı arasındaki Güney Koridoru ticaretinin Türkiye’yi birbirine bağlamak zorunda olduğunun altını çizen Thia, “Türkiye, Gürcistan veya Azerbaycan’la iyi bir bağlantıya sahipse, bu Avrupa ile Asya arasındaki ticareti gerçekten kolaylaştırır.” dedi.

Bu konudaki projeleri desteklemek istediklerine işaret eden Thia, “Dolayısıyla AIIB Türkiye’de bir demiryolu hattını desteklediğinde bile, aslında konumunuz nedeniyle bölgesel bağlantıya katkıda bulunuyor. Bu nedenle bu tür konuların öne çıkması, iyi kullanılması, bölgeye yardımcı olmak için bu tür projelerden daha fazla yapılması gerekiyor.” diye konuştu.

Türkiye’nin son 2 yılda ekonomide yaşadığı gelişmelerin tersine döndüğünü görmekten memnuniyet duyduklarını kaydeden Thia, “Türkiye’nin şirketleri ve finans sektörleri, riski yönetmede çok gelişmiş durumdalar. Dalgalanmaların yaşandığı tüm dönem boyunca, oynak dönem boyunca, Türkiye finans kuruluşları piyasaya erişimini sürdürmeye devam etti. Bu gerçekten sektörün gücünü gösteriyor. Türkiye temelde çok sağlam bir ekonomiye sahip.” ifadelerini kullandı.

Thia, ekonomide atılacak adımlarla Türkiye’nin potansiyelini gerçekleştirebileceğini belirterek, “Türkiye, gerçekten üst düzey bir gelişen ekonomidir.” dedi.

The post Janping Thia: ‘Türkiye sayesinde başardık’ appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), “Küresel Borç Monitörü” raporunu yayımladı.

Rapora göre, küresel borç tutarı yılın ilk çeyreğinde 1,3 trilyon dolar artarak 315 trilyon dolara yükseldi. Bu dönemde rekor tazeleyen küresel borç tutarı, geçen yılın aynı döneminde 307 trilyon dolar olarak hesaplanmıştı.

Art arda ikinci çeyrekte kaydedilen küresel borç tutarındaki artış, temel olarak gelişmekte olan piyasalardan kaynaklandı. Gelişmekte olan ülkelerdeki borç birikiminin büyük kısmı söz konusu dönemde Çin, Hindistan ve Meksika’da yoğunlaştı.

Gelişmiş ekonomilerde ise borç tutarında genel olarak artış öncelikle ABD ve Japonya’da yoğunlaştı, bu ülkeleri İrlanda ve Kanada izledi. Borç tutarındaki en önemli düşüşler ise İsviçre ve Almanya’da görüldü.

Gelişmiş ekonomilerin toplam borcu yılın ilk çeyreğinde 209,7 trilyon dolar olarak hesaplanırken, gelişmekte olan piyasalardaki borç 105,4 trilyon dolar olarak kaydedildi.

Küresel borcun dağılımına bakıldığında, hane halkına ait borçlar bu yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla 59,1 trilyon dolara, finansal olmayan şirketlere ait borçlar 94,1 trilyon dolara, kamu borçları 91,4 trilyon dolara ve banka gibi finansal şirketlere ait borçlar 70,4 trilyon dolara yükseldi.

Küresel borcun GSYH’ye oranı yükselişe geçti

Küresel borcun gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranı, art arda üç çeyrekte yaşanan düşüşün ardından 2024’ün ilk çeyreğinde yükselişine devam etti.

Yılın ilk çeyreğinde küresel borcun ülkelerin toplam GSYH’sine oranı yüzde 333 oldu.

Toplam GSYH’ye oranları dikkate alındığında, hane halkına ait borçlar ilk çeyrekte geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 62,3’ten 61,1’e ve finansal olmayan şirketlere ait borçlar yüzde 96,2’den 95’e geriledi. Aynı dönemde kamuya ait borçlar yüzde 95,9’dan 98,1’e çıkarken, finansal sektöre ait borçlar yüzde 79,6’dan 78,4’e indi.

Türkiye’de ise borçların GSYH’ye oranları dikkate alındığında, yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla hane halkına ait borçlar yüzde 11,8’den 11,4’e, finansal olmayan şirketlere ait borçlar yüzde 52,1’den 47,4’e, kamu borçları yüzde 34,6’dan 34,2’ye ve finansal sektörüne ait borçlar yüzde 18,3’ten 16,1’e geriledi.

Ayrıca raporda, ABD’deki “yapışkan” enflasyon ve ABD Merkez Bankasının (Fed) beklenen faiz indirimlerindeki gecikme göz önüne alındığında Avrupa Merkez Bankasının (ECB) gevşemeye başlamasıyla birlikte ABD dolarındaki bir yükselişin özellikle gelişmekte olan ülkeler için kamu borç sıkıntılarını bir kez daha ön plana çıkarabileceği uyarısında bulunuldu.

Artan ticari uyuşmazlıklar ve derinleşen jeoekonomik ayrışmanın, gelişmekte olan piyasaların dış borç ödeme kapasitesini azaltabileceği kaydedildi.

The post Küresel borçlar ilk çeyrekte 315 trilyon dolara ulaştı appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Avrupa’nın en yoğun havalimanı olarak en fazla uçuşa ev sahipliği yapan İstanbul Havalimanı hem işletme anlamında hem de kurumsal olarak çalışmalarını sürdürüyor. Daha önce İGA Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı (CFO) olarak görev yapan Bilgen, Kadri Samsunlu’nun görevi bırakmasının ardından geçtiğimiz Eylül alında CEO’luğa vekaleten atanmıştı. Eylül ayından bu yana CEO’luk görevini vekaleten yürüten Bilgen’in, bu göreve bugün itibariyle asaleten atandığı duyuruldu.

SELAHATTİN BİLGEN KİMDİR?

İstanbul Havalimanı İşletmecisi İGA CEO’luğuna asaleten atanan Selahattin Bilgen, 2003’te Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü’nde lisans eğitimini tamamlamış, Boğaziçi Üniversitesi’nde İşletme yüksek lisansı yaptı. Evli ve iki çocuk babası olan Bilgen, Eylül 2023 tarihi itibariyle vekaleten İGA İstanbul Havalimanı CEO’su olarak atanmıştı. Ocak 2018’de İGA İstanbul Havalimanı bünyesinde kurulan şirketlerin Mali İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı (CFO) görevinde bulunmuştu. 2003 – 2018 yılları arasında Kurumsal Bankacılık, Kurumsal Finansman ve Proje Finansmanı gibi alanlarda çalışmış, Cengiz Holding Finans Koordinatörlüğü, Unicredit Türkiye Finansal Danışmanlık Yönetici Direktörlüğü, Yapı ve Kredi Bankası Kurumsal Proje Finansmanı Direktörlüğü görevlerinde bulundu.

The post İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen oldu appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Katılım finans esasları doğrultusunda geliştirdiği yenilikçi ürün ve hizmetleriyle 35 yıldır müşterilerine hizmet veren Kuveyt Türk, 2023 yılına ilişkin finansal sonuçlarını kamuoyuna açıkladı. Kuveyt Türk’ün toplanan fon büyüklüğü 2022 yılına göre yüzde 68 artışla 508 milyar TL olurken, kullandırılan fon büyüklüğü de yüzde 70 artış göstererek 335 milyar TL’ye yükseldi. Kuveyt Türk’ün dış ticaret finansmanı yüzde %32 artışla 2.4 milyar USD ’yi aşarken, 2023 yılında dış ticaret işlem hacmi 22 milyar USD’ı geçti. Kuveyt Türk, 2023 yılının net kârını ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 89 artırarak 27 milyar TL’ye çıkardı. Öz varlıklarını 47 milyar TL’ye, aktif büyüklüğünü ise 668 milyar TL’ye ulaştıran Kuveyt Türk, aktif büyüklük açısından bankacılık sektöründe 10. sıradaki yerini korurken, katılım finans kuruluşları arasında ilk sıradaki yerini sağlamlaştırdı.

“Reel ekonomiyi ve ihracatı desteklemeye artan ivmeyle devam ediyoruz”

2023 yılının finansal sonuçlarına yönelik görüşlerini açıklayan Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan, “Seçimler, makro ihtiyati tedbirler ve regülasyonların belirleyici olduğu bir yılı geride bıraktık. Kuveyt Türk olarak ‘rotamız dijital, odağımız insan’ yaklaşımımızla yenilikçi ve ilham veren çalışmalar yaparak, değişen ve dönüşen dünyada hem ülkemizin hem de katılım finansın gelişimine verdiğimiz katkıyı bu zorlu dönemde de sürdürmeye devam ettik. Üretime, ihracata ve yatırıma öncelik vererek reel ekonomiyi desteklemeyi artan bir ivmeyle sürdürüyoruz. En önemli stratejik odaklarımızdan biri olan dış ticaretin finansmanında göstererek yüzde %32 oranında bir büyüme sergiledik. Yıl sonu itibarıyla 22 milyar USD dış ticaret işlem hacmine ulaştık. İhracat finansmanımızla hem ülkemizin kalkınmasına ve büyümesine katkıda bulunuyor hem de yabancı para kaynağımızı etkin biçimde değerlendirerek bilanço risklerimizi azaltıyoruz” dedi.

“Müşterilerimizin finansal çözüm ortağıyız”

Müşterileri tüm faaliyetlerinin ana odağına aldıklarını vurgulayan Ufuk Uyan, “Müşterilerimizin ilk tercih ettikleri finansal çözüm ortağı olmayı önemsiyoruz. Daha katılımcı ve kapsayıcı olan yeni stratejilerimiz doğrultusunda kurumumuzun 2025 yılı hedeflerine daha sağlam adımlarla ilerliyoruz. Sağlam sermaye ve likidite yapımızla, yüksek aktif kalitemizle, dinamik kurumsal yönetim anlayışımızla, sürekli gelişim odaklı müşteri hizmet modelimizle, teknoloji alanında devam eden yatırımlarımızla, insanı merkeze alan dijital dönüşüm çalışmalarımızla, yurt içi ve yurt dışındaki güçlü iştirak ağımızla 2024 yılında da Türkiye’de örnek ve öncü adımlar atmaya ve tüm paydaşlarımıza değer katmaya devam etmekteyiz” ifadelerini kullandı.

2023 yıl sonu rakamlarıyla Kuveyt Türk

• Reel ekonomiye nakdi ve gayrinakdi fon kullandırımlar aracılığıyla 397 milyar TL destek sağladı.

• 2023 yılında kullandırılan fon büyümesi yüzde 70 düzeyinde gerçekleşti.

• Dış ticaret finansmanında 2023 yılında yüzde 32 oranında büyüme performansı göstererek 2.4 milyar USD hacme ulaştı.

• Yüksek aktif kalitesi odağıyla donuk alacaklar oranı yüzde 1.07 düzeyinde gerçekleşti.

• 2023 yılında toplanan fon büyümesi yüzde 68 oranında gerçekleşerek toplamda 508 milyar TL toplanan fon hacmine ulaşıldı.

• Yılbaşından bu yana yüzde 69 Türk Lirası toplanan fon büyümesiyle fonlama tabanı içerisindeki TP’nin payı artırıldı.

• Cari hesabın, toplanan fonlar içerisindeki payı yüzde 48 seviyesine geldi.

• Yıllıklandırılmış ortalama öz kaynak kârlılığı yüzde 69 düzeyinde gerçekleşti.

• Yasal limiti yüzde 12 olan sermaye yeterlilik oranı yüzde 25 seviyesine ulaştı.

The post Kuveyt Türk’ün aktif büyüklüğü 668 milyar TL’ye ulaştı appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

TSKB Enerji Çalışma Grubu Başkanı Can Hakyemez, enerji sektöründe temiz enerji dönüşümüne yönelik yatırımların devam edeceğinin öngörüldüğünü aktararak, geçen yıl devreye giren santrallerin yüzde 85,6’sını rüzgar ve güneş enerjisi santrallerinin oluşturduğunu belirtti.

Bu verinin Türkiye’de temiz enerjinin mevcut durumu ve geleceği için oldukça sevindirici olduğunu ifade eden Hakyemez, “Ülkemizin Ulusal Enerji Planı kapsamındaki hedeflerini de göz önünde bulundurduğumuzda, temiz enerji yatırımlarının devam edeceğini söyleyebiliriz.” şeklinde konuştu.

Geçen yıl sonu itibarıyla, rüzgar enerjisi santrallerinin kapasitesinin 11,7 gigavata (GW) ulaştığının altını çizen Hakyemez, şöyle devam etti:

“2024’te yatırımları devam eden Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) projelerinin, hibrit santrallerin ve elektrik depolama başvurularından gelen ek yatırımların bir kısmının 2024’te devreye girmesi bekleniyor. Aynı şekilde, güneş enerjisi santrallerinin de maliyet avantajı sebebiyle devreye girmeye devam edeceği tahmin ediliyor. Yenilenebilir enerji santrallerinin toplam kapasitedeki payı arttıkça elektrik üretiminde dışa bağımlılığın azalma eğiliminde olduğunu görüyoruz. Türkiye’deki yenilenebilir enerji potansiyelinin önümüzdeki süreçte de temiz enerji dönüşümünde kaldıraç olma özelliğini devam ettirmesini bekliyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik sistemine entegrasyonu konusunda, elektrik depolama sistemlerinin de faydalı olacağını düşünüyoruz. Bu sistemlerin bir kısmının 2024’te devreye girebileceğini düşünüyoruz.”

Karbonsuzlaşma çalışmalarının maliyetleri nispeten yüksek olan yenilenemez enerji yatırımlarının azalmasını sağlayabileceğine de değinen Hakyemez, “Hem enerji arz güvenliği kaygısı hem de maliyet avantajı nedeniyle yenilenebilir enerji finansmanının ve dolayısıyla temiz enerji dönüşümünün bu çerçevede pozitif bir şekilde ayrışabileceği tahmin ediliyor. Sistemde bu yatırımları destekleyen Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) ve YEKA gibi mekanizmaların, öngörülebilirliği artırması nedeniyle yenilenebilir enerji finansmanını destekleyeceğini söyleyebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.

YATIRIMLAR OLABİLİR

Hakyemez, enerji sektöründeki kredilendirmelere de değinerek, “Yenilenebilir enerji alanında ağırlıklı kredi kullanımının yabancı para cinsi olması dolayısıyla yurt dışı ve yurt içi finansal koşulların 2024’te destekleyici olması durumunda yatırım iştahında artış yaşanabilir. TL cinsi yenilenebilir enerji kaynakları için kredi kullanımının ağırlıklı olarak iç tüketime yönelik güneş enerjisi santrallerinde olması çeşitli teşvik mekanizmaları ile destekleniyor. Uzun dönemde hem yurt içi hem de yurt dışı ekonomi politikalarında yapılan düzenlemeler sonrasında faizlerde yaşanacak düşüşe paralel yatırım iştahının artması beklenebilir.” ifadelerini kullandı.

HEDEF 400 MİLYON DOLARI AŞMAK

Son yıllardaki kapasite artış rakamlarına bakıldığında rüzgar ve güneş enerjisi santrallerinin ön plana çıktığını sözlerine ekleyen Hakyemez, şunları kaydetti:

“Son beş yıldaki toplam kapasite artışının ortalama %63’ü rüzgar ve güneş enerjisi santrallerinden oluştu ve son yılda bu oran %85’in de üzerine çıktı. TSKB olarak, yenilenebilir enerji konusu uzun yıllardır gündemimizde yer alıyor. Orta ve uzun vadeli kaynaklarımızla 2002 yılından beri ülkemizde yenilenebilir enerji alanında gerçekleştirilen projeleri destekliyoruz. Kaynak ayırdığımız enerji projeleri, hidroelektrik santrallerinden güneş, rüzgar, biyokütle ve jeotermal enerji santrallerine kadar çeşitlilik gösteriyor. TSKB olarak kaynak aktardığımız enerji projeleri, Türkiye’nin toplam kurulu yenilenebilir enerji gücünün %15’ini temsil ediyor.”

Hakyemez, ayrıca 2022 sonunda yayınlanan Türkiye Ulusal Enerji Planı’nda da önemli hedefler çizildiğini aktararak, 2035 itibarıyla yenilenebilir enerji kapasitesinin 60 gigavata yükselmesinin iç ve dış yatırımlarla mümkün olduğunu ifade etti.

Bu yatırımların yanı sıra elektrik alt yapısının restorasyonunun önemine işaret eden Hakyemez, “Yenilenebilir enerji kaynaklarının artışı elektrik alt yapısında da bazı değişiklikler gerektiriyor. Bununla birlikte, 2023 yılında yaşadığımız deprem felaketi ve aşırı hava olayları kaynaklı sel felaketleri elektrik alt yapısının önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu kapsamdaki hedeflerin göz ardı edilmemesi gerekiyor. 2053 yılı net sıfır hedefi doğrultusunda belirlenen yatırım hedeflerinin finansmanı için makroekonomik şartların da destekleyici olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu çerçevede tüm paydaşlara çok iş düşüyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Son dönemde dış borçlanma maliyetlerinde önemli düşüşler yaşandığını dile getiren Hakyemez, “Bunun dışında uluslararası finans kuruluşlarının bankamız başta olmak üzere finans kuruluşlarına yenilenebilir enerji temalı kredi sözleşmeleri yaptığı görülüyor. 2024’te bu finansman kaynağının devam edeceği ve bunun etkisiyle rüzgar ve güneş enerjisi santralleri başta olmak üzere yenilenebilir enerji alanında yatırım iştahının artması bekleniyor.” diye konuştu.

TSKB olarak, Hazine ve Maliye Bakanlığı garantisi ve Dünya Bankası kredisi ile finanse edilen ilk girişim sermayesi yatırım fonu olan Türkiye Yeşil Fonu’nu kurmak için 155 milyon dolarlık 24 yıl vadeli kredi sözleşmesini 2023 sonunda imzaladıklarını hatırlatan Hakyemez, şöyle konuştu:

“Türkiye Yeşil Fonu kapsamında, firmalara sermaye yatırımı sağlanırken özel sektör sermayesi de harekete geçirilecek. Türkiye Yeşil Fonu’nun 155 milyon dolar tutarındaki Dünya Bankası kredisinin yanı sıra 100 milyon dolarlık kısmı fon seviyesinde, 150 milyon dolarlık kısmı da firma seviyesinde olmak üzere toplamda 400 milyon doların üzerinde özkaynak tutarına ulaşması hedefleniyor.”

Bu fonun odak noktasının özkaynak finansmanı ve özel sermayenin harekete geçirilmesiyle firmaların yeşil dönüşüm süreçlerini desteklemek olduğunu belirten Hakyemez, “Türkiye Yeşil Fonu sayesinde, firmaların yeşil dönüşüm süreçlerine katkıda bulunarak ülkemizin 2053 Net Sıfır hedefini desteklemek de planlanıyor.” ifadesini kullandı.

The post 2024 rüzgar ve yenilenebilir enerjide ‘yatırım yılı’ olabilir appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.