Dersler – Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi https://memur70.com Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi Sat, 16 Sep 2023 18:00:08 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.6.4 https://memur70.com/wp-content/uploads/2020/11/cropped-favicon-32x32.png Dersler – Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi https://memur70.com 32 32 185966257 Milli Eğitim Bakanı Tekin’den sınavsız eğitim ve kayıt ücreti açıklaması https://memur70.com/milli-egitim-bakani-tekinden-sinavsiz-egitim-ve-kayit-ucreti-aciklamasi.html https://memur70.com/milli-egitim-bakani-tekinden-sinavsiz-egitim-ve-kayit-ucreti-aciklamasi.html#respond Sat, 16 Sep 2023 18:00:08 +0000 https://memur70.com/?p=56072

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, okullardaki eğitim süreciyle ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu. Sınavsız eğitimin mümkün olup olmadığıyla ilgili demeçler veren Tekin, okullarda kayıt ücretinin kesinlikle alınmayacağını söyledi.

The post Milli Eğitim Bakanı Tekin’den sınavsız eğitim ve kayıt ücreti açıklaması appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, liselerde sınıfta kalma, sınavsız eğitim sistemi, okullardaki kayıt ücreti konusu, seçmeli dersler ve ingilizce öğrenimi hakkında son dakika açıklamalarında bulundu.

SINIFTA KALMA

Liselerde sınıfta kalmanın yeniden uygulamaya konduğunun hatırlatılması üzerine Tekin, “Sınıfta kalmayla ilgili mevzu, öğretmenler odasındaki arkadaşlarımızın ortak kanaati olarak gündeme geldi. Bütün öğretmenler istisnasız, öğrencilerin herhangi bir bariyere takılmaksızın sınıf geçmelerinin kendi akademik birikimleri, itibarları açısından soruna sebebiyet olduğunu, öğrenci üzerine bu anlamda herhangi bir rehberlik yapamadıklarını söylediler. Bizatihi öğretmenler odasındaki bu talep, zaten kısa vadede almayı düşündüğümüz tedbirlerden bir tanesiydi.” diye konuştu.

SINAVSIZ EĞİTİM MÜMKÜN MÜ?

Eğitimcilerin sınav baskısından kurtulmanın yararlı olduğunu değerlendirdiğini söyleyen Hakan Çelik’in “Bu sınavlar ne zaman bitecek?” sorusuna Bakan Tekin, bu değerlendirmeye katıldıklarını, nihayetinde doğru olanın kademeler arası geçiş de dahil olmak üzere öğrencinin üzerinde sınav baskısını kaldıracak bir mekanizmanın kurulması olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dün 2023-2024 Eğitim Öğretim Yılı Açılış Töreni’nde bu konunun altını çizdiğini aktaran Tekin, “Sınav baskısından artık çocuklarımızı kurtarmamız gerekiyor.” dedi.

Bakan Tekin, “Nasıl yapacaksınız?” sorusu üzerine, şöyle konuştu:

“Sınav baskısından kurtulmanın yararlı olduğunu değerlendiriyoruz. Daha önceki kurgumuzda öğrencilerimiz kendi yeteneklerini uygun yaşlarda tespit edip bu kabiliyetlerine göre çocuklarımızı ortaöğretime yönlendirme şeklindeydi. Kabaca çerçevemiz bu olacak. Hatırlarsanız daha önce TEOG sürecini bu sebepten dolayı hayata geçirmiştik. Sonrasında onu çeşitli nedenlerle kaldırdık ama kademeler arası geçiş dahil olmak üzereöğrencinin üzerinden sınav baskısını kaldırmamız gerekiyor. Detaylı hazırlıklarımız bitince kamuoyuyla paylaşacağız. Erzurum’da şu anda kış sporları lisesi yapıyoruz. Çocukların yeteneklerini küçük yaşta keşfedelim, alanına göre eğitici olmalı. Futbol lisesi, güzel sanatlar lisesi. Bunların hepsini tematik hale getiriyoruz.Çocukların becerilerine göre eğitim vermeliyiz. Veliler kendi hayallerini çocuklarına dayatmasın. Velilerimiz mahalle baskısıyla çocuğum bu mesleği yapsın diyor.

 “OKULLARIMIZDA KAYIT ÜCRETİ, BAĞIŞ, BUNLARIN HİÇBİRİSİ YOK”

Milli Eğitim Bakanı Tekin, “Ödenekler ihtiyaçları karşılayacak seviyede olmadığı için mi okul kayıt paraları alınıyor?” sorusu üzerine, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Şimdi burada iki konuyu belirtmek lazım. Bunlardan bir tanesi doğrudur, okul bazlı olarak gönderdiğimiz bütçe, okullarımızın ihtiyaçlarını belki asgari düzeyde karşılıyor. Yani oradaki eleştirilere katılabilirim. Okullarımızın, yani 74 bin kurumun asgari ihtiyaçlarını gideriyoruz ama her okulda farklı ihtiyaçlar ortaya çıkabilir. Onlarda da elimizden geldiğince destek oluyoruz. Biz bunu kesinlikle tasvip etmiyoruz. İkinci boyutu da çocuk adrese dayalı nüfus kayıt sitemine göre yani coğrafi bilgi sisteminin tanımladığı verilere bir okula kayıt yapma hakkı yokken okula baskı yapıp okul idaresine bu anlamda bağış teklifinde bulunan var. Velilerimizin çok yoğun baskısı var. Tüm bunlar beraberinde bu tartışmaları getiriyor. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Okullarımızda kayıt ücreti, bağış, bunların hiçbirisi yok. Böyle bir talepte bulunma hakları yok arkadaşlarımızın.”

Okullarda iki farklı idare olduğunu, birincinin bakanlığın görevlendirdiği okul yönetimi, ikincisinin de okul aile birliklerinin olduğunu aktaran Tekin, “Bazen velilerimizin aile birliği başkanı olduğu okulda aradığımız standartların üzerinde iyileştirme talepleri var. Bunu da yer yer kamuoyuna intikal ettiği şekliyle alıyorlar. Bunun denetimi, hani rutin veli denetimi gibi denetim yapma imkanımız yok ama burada şunu gayet iyi yapıyoruz. Bakanlık müfettişlerimiz bu konularda bize gelen şikayetleri hassasiyetle değerlendiriyor ve üzerine gidiyoruz bu konunun.” diye konuştu.

“SEÇMELİ DERSLERİ AZALTMADIK, KALDIRMADIK AMA KATEGORİZE ETTİK”

Bakan Tekin, “Seçmeli derslerde sanat ve dil alanındaki derslerin sayısının azaltıldığı din derslerinin süresinin arttırıldığı” iddiasının yöneltilmesi ve “Sanat tarihi dersleri duruyor mu?” sorusu üzerine, şunları kaydetti:

“Siz bir veli olarak seçmeli dersin müfredatta neden olduğu konusunda fikir yürütebilirsiniz. Yani seçmeli dersten kastettiğimiz şeyin acaba çocuğun akademik derslerinin aynısının devamı niteliğinde dersler alması mıdır yoksa çocuğumuzun sanatsal, sportif ya da benzeri konularda nefes alabileceği, kendi çocukluğunu yaşayabileceği, farklı ilgi alanlarına yönlenebileceği dersleri alması mıdır? Seçmeli derslerin mantığı burası. Fakat çocuğumuzun seçtiği seçmeli dersin üçünü de matematik, fizik, kimya diye seçmek, çocuğun pedagojik gelişimi açısından da problemli, okuldan soğumasına da sebebiyet veriyor. Biz dedik ki hani tamamen kaldırmayalım ama en azından bu derslerden sadece bir tanesini diğer derslerin takviyesi haline dönüştürelim. Yani seçmeli dersleri azaltmadık, kaldırmadık ama kategorize ettik. Dedik ki çocuğumuz yani matematik, fizik, kimyayı değil de seçmeli ders olarak bunlardan sadece bir tanesini seçsin. Geriye kalan iki seçmeli ders hakkını da başka alanlarda kullansın. İki kategoriye ayırdık. Bir tanesi, bu toplumun temel değerlerini yansıtacak derslerimiz var. Bir de kültür, sanat ve spor derslerimiz var. Bu derslerden de birer tane alsın dedik. Dolayısıyla seçmeli derslerden herhangi bir dersi sistemin dışına atmadık.”

Tekin, adabımuaşeret, Türk sosyal hayatında aile, spor eğitimi, sanat eğitimi gibi ilave seçmeli dersler koyduklarını ama bunların herhangi bir dersin yerine ikame edilmediğini söyledi.

Sadece seçmeli dersler havuzunu kategorize ederek akademik dersleri, toplumsal değerlerle ilgili derslerle sanatsal ve sportif etkinliklerle ilgili dersleri ayırdıklarını dile getiren Tekin, öğrencilerin her kategoriden birer ders seçmelerini istediklerini anlattı.

 “YABANCI DİL KONUSU BİZİM YARAMIZ, BU KONU ÇÖZÜLECEK”

Milli Eğitim Bakanı Tekin, “Yabancı dili bir türlü niye öğretemiyoruz?” sorusuna, “Bu konu bizim yaramız. Ben iddialıyım, bu konu çözülecek.” şeklinde karşılık verdi.

Bu problemin kaynağının ne olabileceğine ilişkin yaptıkları araştırma ve hazırladıkları raporlara değinen Tekin, bir öğrencinin eğitim öğretim hayatı boyunca aldığı toplam yabancı dil dersi süresi olarak OECD ortalamasının üstünde, iki katına yakın bir yerde olduklarını, materyal konusunda da problem olmadığını belirtti.

Tekin, yabancı dil öğrenmenin birinci koşulunun iyi bir ana dil eğitimi olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Çocuk önce 4 beceri üzerinden ana dilini öğrenecek, sonra yabancı dille ilgili kısma geçeceğiz. Bizim projeksiyonumuz ilkokullarda ana dil eğitimi üzerine odaklanmak. En son yayınladığımız Ölçme Değerlendirme Yönetmeliğimiz de tamamen bunun üzerine odaklanmıştı. Test sınavlarının kaldırılıp yazılı sınavlara dönüşmesi vesaire… Akademik çalışmalarda eksik olduğumuzu düşündüğümüz hususlardan bir tanesi, yabancı dil eğitimini doğru yaş grubunda sunuyor muyuz? Ortaöğretim kurumlarına geldikçe yoğunlaşıyoruz. Bu da bir eksiklik. Bir de süre geçtikte çocuk merkezi sınavlara yani kademeler arası geçişteki sınavlara yaklaştıkça sınav stresiyle yabancı dil öğrenme baskısıyla hareket ediyor.”

Bakan Yusuf Tekin, Eris varyantı nedeniyle Kovid vakaları görülmeye başlarsa, okulların kapanmasının ve çevrim içi eğitime geçilmesinin söz konusu olup olmayacağına yönelik soru üzerine, “Artık okullarımızın kapanması, online sisteme dönmesi dediğimiz bir süreci yaşayacağımız bir dönem olacağına ihtimal vermiyorum. Biz bakanlık olarak okullarımızı sürekli açık tutacak ama bir taraftan sağlıkla ilgili tedbirleri alacak bir politika geliştireceğiz.” şeklinde konuştu.

The post Milli Eğitim Bakanı Tekin’den sınavsız eğitim ve kayıt ücreti açıklaması appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>
https://memur70.com/milli-egitim-bakani-tekinden-sinavsiz-egitim-ve-kayit-ucreti-aciklamasi.html/feed 0 56072
Eğitim-İş’e MEB’in önünde müdahale: İfade özgürlüğüne kimse engel olamaz https://memur70.com/egitim-ise-mebin-onunde-mudahale-ifade-ozgurlugune-kimse-engel-olamaz.html https://memur70.com/egitim-ise-mebin-onunde-mudahale-ifade-ozgurlugune-kimse-engel-olamaz.html#respond Wed, 13 Jan 2021 13:00:06 +0000 https://memur70.com/?p=4045

Eğitim-İş sendikası Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylem yaptı. İşte detaylar.
Eğitim-İş bugün, Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması ...

The post Eğitim-İş’e MEB’in önünde müdahale: İfade özgürlüğüne kimse engel olamaz appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>

Eğitim-İş sendikası Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylem yaptı. İşte detaylar. 

Eğitim-İş bugün, Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapmak için toplandı. Seçmeli derslere ilişkin açıklama yapan Eğitim-İş’e özel güvenlik görevlileri müdahalede bulundu. Sendika üyelerinin pankartları alınmak istendi. Açıklamada Eğitim-İş, geçtiğimiz günlerde öğretmenlere yönelik sarf ettiği sözler nedeniyle Nagehan Alçı’ya da tepki gösterdi.

Açıklamada, “Eğitim-İş olarak uyarıyoruz: Çocukların zihinsel yönelim ve becerilerine göre bir eğitimden geçmelerini sağlayacak sistem” lafını dilinden düşürmeyen Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, başında oturduğu Bakanlıkta kendi söylemiyle bu kadar çelişen bir uygulamanın nasıl olduğunu kamuoyuna açıklamalıdır. Altını çiziyoruz: Seçmeli dersi belirleme süreci, velinin bilgisi dahilinde, öğrenci tarafından yapılır. Buradaki asıl amaç, öğrencinin kendini keşfetmesi, kendisinin ilgili ve yetenekli olduğu alanda donanımlı hale gelmesidir. Ülkenin geleceğini direkt olarak ilgilendiren bu konu, iki tane partizan müdürün koltuğunu sağlamlaştırmak için yapacağı hamlelere kurban edilemez, ettirmedik, ettirmeyeceğiz!” ifadeleri kullanıldı.

Eğitim-İş’in açıklaması:

“SEÇMELİ DERSLERLE İLGİLİ DAYATMAYA GEÇİT VERMEYECEĞİZ!

Bugün burada eğitimi dinselleştirme faaliyetlerini afet var, salgın var demeden sürdürenlerin, bu kez gözünü seçmeli derslere çevirmesi nedeniyle toplandık.

Bilindiği üzere 4-11 arası tüm sınıflarda okuyan öğrencilerin alacağı derslerin 4-22 Ocak tarihleri arasında belirlenmesi gerekmektedir. Sendikamızın ulaştığı MEB’in iç yazışmaları ise öğrencilere pozitif bilimlerle/sanatla/sporla/yabancı dillerle ilgili dersleri seçtirmeyip dini içerikli derslerin dayatılacağını ortaya koymuştur.

İl Milli Eğitim Müdürlüklerinden İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine gönderilen talimatta dini içerikli dersler olan “Kuran’ı Kerim, Peygamberimizin Hayatı ve Temel Dini Bilgiler derslerinin seçilmesi için ilçe müdürlerine büyük rol düştüğünün altı çizilmektedir. İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin de bu talimatı görev kabul edip, okul müdürlerine seçmeli derslerde nasıl dayatma yapacaklarına dair sunum hazırlamış olduğu da sendikamızın eline geçen belgelerden anlaşılmaktadır.

Yani daha önceki senelerden de bildiğimiz, kamuoyuna ifşa ederek ve yargıya taşıyarak mücadele ettiğimiz bu yönetmeliğe aykırı uygulama için belli ki bu yıl daha çok uğraşılmaktadır. Talimatnamelerde bu 3 ders öğrencilere zorla dayatıldıktan sonra ilgili STK’ların da sürece katılmasının sağlanması gerektiğine dair not düşülmesi de, dernek/vakıf maskesi takmış tarikatların eğitime yine arka bahçeden sokulmaya çalışıldığının göstergesidir.

Belli ki dayatılan 3 dersten başka dersleri almayı talep edecek çocuklarımıza yine “bu dersi verecek öğretmen yok” yalanı, tozlu raflardan çıkarılıp hazırda bekletilmektedir. Bilinsin ki biz bu oyunu daha önce izledik ve mücadelemizle bu oyunu bozduk! Aynı oyunun sahnelenmesine izin vermeyeceğiz!

Daha önce de anlattığımız üzere seçmeli derslerdeki bu dayatma, zincirleme bir mağduriyet, büyüyen bir tahribat yaratmaktadır:

  • Birçok öğrenci okul yönetimiyle ters düşmemek için bu dayatmalara boyun eğmek zorunda kalmaktadır. Öğrencilerimiz kendilerine hayati derecede fayda sağlayacak dersleri alamamaktadır.
  • Velilere sadece müşteri gözüyle bakan zihniyet, seçmeli derslerin belirlenme sürecinde de velileri ekarte etmektedir.
  • Normalde okulların önünden bile geçmesine izin verilmemesi gereken, sicilleri ağza alınmayacak suçlarla kabarmış, Cumhuriyet alerjisi, söylemlerinden taşan yobaz topluluklar, STK adı altında okullara enjekte edilmektedir.
  • Bu dayatmalar, okullardaki norm dengesini alt üst ederek eğitim emekçilerini de mağdur etmektedir. Örneğin sınıfları 50 kişilik koca liselerde ancak 1 tane fizik, kimya ya da biyoloji öğretmeni istihdam edilirken, bu dayatmalar sonucunda onlarca din dersi öğretmeni bulunmaktadır. Bu haksız durum, başka branşlardan mezun öğretmenlerimizi de haklı bir tedirginliğe sürüklemektedir. Oysa ki artan ders sayısı, Din Kültürü Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin yönetici yapılmasına bağlı olarak din içerikli dersleri verecek öğretmen bulunamamakta, din görevlerinin derslere girmesi sağlanmaktadır.

Sendika olarak bu hukuksuz talimatlara ilk ulaştığımız andan itibaren gösterdiğimiz yüksek tepkiyle, Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne geri adım attırmış bulunmaktayız. Şimdi sıra tüm Türkiye’de!

Eğitim-İş olarak uyarıyoruz: Çocukların zihinsel yönelim ve becerilerine göre bir eğitimden geçmelerini sağlayacak sistem” lafını dilinden düşürmeyen Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, başında oturduğu Bakanlıkta kendi söylemiyle bu kadar çelişen bir uygulamanın nasıl olduğunu kamuoyuna açıklamalıdır. Eğer konuşmalarındaki “çağdaşlık” vurgusu “takiyye” değilse, derhal harekete geçmeli, seçmeli dersleri tüm okulları imam hatipleştirmenin bir aracı olarak kullanmaya çalışan bu yöneticilere yönelik idari soruşturma başlatmalıdır.

Altını çiziyoruz: Seçmeli dersi belirleme süreci, velinin bilgisi dahilinde, öğrenci tarafından yapılır. Buradaki asıl amaç, öğrencinin kendini keşfetmesi, kendisinin ilgili ve yetenekli olduğu alanda donanımlı hale gelmesidir. Ülkenin geleceğini direkt olarak ilgilendiren bu konu, iki tane partizan müdürün koltuğunu sağlamlaştırmak için yapacağı hamlelere kurban edilemez, ettirmedik, ettirmeyeceğiz!

Konunun Türkiye’nin her ilinde takipçisi olduğumuzu, dayatmanın devreye sokulduğu her yerde mücadele edip, hukuki yollara başvuracağımızı ilan ediyoruz.” ifadesini kullandı. 

The post Eğitim-İş’e MEB’in önünde müdahale: İfade özgürlüğüne kimse engel olamaz appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>
https://memur70.com/egitim-ise-mebin-onunde-mudahale-ifade-ozgurlugune-kimse-engel-olamaz.html/feed 0 4045