Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün Twitter üzerinden yaptığı bir paylaşımla bugün Bilim Kurulu’nun bir araya geleceğini ve toplantıda ‘maske zorunluluğu’ gibi Covid-19 tedbirlerinin ele alınacağını belirtmiş; bunun üzerine herkesin aklına “Covid-19 tedbirleri kalkıyor mu? “ sorusu gelmişti. Bugün gerçekleşen toplantının ardından sonunda beklenen oldu ve Koca, toplantı sonrasında yaptığı basın açıklamasıyla bütün zorunlu Covid-19 kısıtlamalarının kalktığını duyurdu. Koca’nın Covid-19 ile mücadelede son aşama olarak tanımladığı karar, sosyal medyayı adeta ikiye böldü.

Covid-19 kısıtlamaları kaldırıldı, sosyal medya ikiye bölündü
Bugün düzenlenen Bilim Kurulu toplantısının ardından bütün zorunlu Covid-19 tedbirleri kaldırıldığı bildirilmiş; buna göre artık açık veya kapalı mekan fark etmeksizin maske kullanımı ve HES kodu gibi tedbirlerin ‘zorunlu’ olmadığı, belirti göstermeyen kişilerden test alınmayacağı ve bir sınıfta iki kişide Covid-19 çıkması halinde sınıfın karantinaya alınmayacağı ifade edilmişti.

Öte yandan Koca, artık kişilerin kendi korumalarından sorumlu olduğunu ve kişilerin yanlarında maske taşımaya devam etmesi gerektiğini kaydetmişti.

Alınan bu karar kısa sürede sosyal medyanın gündemine oturdu.

İki yıldır maskeye bağımlı yaşamaktan bunalanlar alınan bu kararı memnuniyetle karşılarken, çoğunluk tedbirlerin kaldırılmasıyla vakaların daha da artacağı düşüncesinden duyduğu korku ve tedirginliği dile getirdi.

Buna ek olarak gece 12’den sonra müzik yasağının kaldırılmaması da tepki çeken bir diğer konu oldu.

İşte Covid-19 tedbirlerinin kaldırılmasına gelen tepkiler

The post Kaldırılan yasaklar sosyal medyayı ikiye böldü appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Sağlıklı ciğerlere ve bağışıklık sistemine sahip olan insanların virüs karşısında daha şanslı olduğu uzun zamandır bilinen bir gerçek. Bu anlamda Covid-19 virüsünün tutunduğu, yayıldığı ve en çok yıprattığı akciğerlerin önemi pandemi süreci sonrası sağlık açısından daha da arttı. Kendisi de Covid atlatan ve bu süreci yapmış olduğu nefes egzersizleri ile daha da rahat atlattığını ifade eden Fizyoterapist Çağıl Ertürk, doğru nefes alımının sadece ciğerleri değil aynı zamanda bağışıklık sistemini de güçlendirdiğinin altını çizdi.

VİRÜS GEÇİREN KİŞİLERDE CİĞER KAPASİTESİ DÜŞÜYOR

İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Görevlisi Çağıl Ertürk, virüs geçiren kişilerde ciğer kapasitesinin düştüğünü hatırlatarak, “Covid geçiren ya da geçirmekte olan bireylerde akciğer kapasitesi düşmekte ve sitokin fırtınası dediğimiz inflamasyona bağlı olarak nefes alış verişimizi olumsuz yönde etkilemektedir. Covid süresince, geçirdikten sonra ya da öncesinde ciğerlerimizin fonksiyonel kapasitesini ne kadar kuvvetlendirirsek ona karşı elimizde donanımlı bir silah barındırmış oluyoruz” dedi. 
 
1 YILA KADAR DEVAM EDİYOR 

Covid sonrası 6 aydan 1 yıla kadar ciğerlerdeki problemlerin devam edebileceğini aktaran Çağıl Ertürk bu anlamda yapılacak olan nefes egzersizlerinin bu süreci daha da kısaltabileceğini aktardı. Ertürk, “Covid sonrası dönemde aslında bu komplikasyonlar en az 6 aylık bir süreç içerisinde kendini hatırlatıyor. Yani 6 aylık süre sonrasında bir yıla kadar bu komplikasyonlar yavaş yavaş azalarak yok oluyor. Ben de covidden sonra altı ay boyunca etkilerini hissetmiştim. Fakat Covid geçirdiğim zaman ve sonrasında egzersizlerimi tekrar ettim ve bu süreci biraz daha kolay atlatmama sebep oldu” şeklinde konuştu. 
 
DOĞRU NEFES ALMAK ÖNEMLİ 

Son zamanlarda yapılan araştırmalara göre sadece nefes almanın değil doğru nefes almanın daha önemli olduğunu da söyleyen Ertürk, “Bilimsel çalışmalar sonucu ikisi için de ortak bir sonuca varılmış; sadece nefes almak yetmiyor, nasıl nefes alacağımız konusu da bağışıklık sistemimiz açısından bir o kadar önemli. Sıradan bir nefes almak yerine yavaş ve derin solunum yapabilirsek bizim vagus isimli, son dönemlerin bilimsel açıdan da çok fazla araştırılan sinirimizi uyarabiliriz. Bu sinir sistemimiz vücudumuzu sakinleştirir ve savaş mekanizmamızı kuvvetlendirir” ifadelerini kullandı. 
 
HEM AKCİĞERLERİ HEM BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİRİYOR

Son olarak hem akciğerleri hem de bağışıklık sistemini güçlendiren egzersizleri anlatan Ertürk, “Solunum esnasında nefesimizi alış süremizin iki katı sürede vermemiz gerekiyor. 2 çeşit nefes egzersiz çeşidi var. İlki göğüs solunumu, ikincisi diyafragmatik solunum. Öncesinde hangi bölgeye nefes almak istiyorsak o bölgenin üzerine elimizi koyuyoruz. Yaklaşık 3 saniyede nefes alışı tamamlayıp sonrasında 7 saniyede nefesimizi veriyoruz. Hem göğüs için hem de diyafram için bu egzersizleri gün içerisinde 10’ar kez yaparsak eğer Covid’e karşı bağışıklık sistemimize destek olacaktır. Sadece egzersiz esnasında değil her zaman solunum için nefes alışı burnumuzdan verişi ise ağzımızdan yapmalıyız. Bazı kişilerde birkaç solunum sonrasında baş dönmesi mide bulantısı gibi semptomlar ortaya çıkmakta. Eğer böyle bir durumla karşılaşırsak egzersizleri yapmayı sonlandıralım. Dinlenme haline geçelim” diyerek sözlerini sonlandırdı.

The post Koronavirüsten yıpranan akciğerleri ve bağışıklığı güçlendirme yolları appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Covid-19 virüsü münasebetiyle en çok yıpranan akciğerler için güçlendirici nefes antrenmanlarını aktaran fizyoterapist Çağıl Ertürk, “Doğru nefes antrenmanları sonrasında güçlenen ciğerlerimizle Covid virüsüne karşı daha hazırlıklı hale geliriz. Ayrıyeten güçlü ciğerler sizin mümkün hastalık sürecinizi daha rahat atlatmanızı sağlar” dedi.

Sağlıklı ciğerlere ve bağışıklık sistemine sahip olan insanların virüs karşısında daha şanslı olduğu uzun vakittir bilinen bir gerçek. Bu manada Covid-19 virüsünün tutunduğu, yayıldığı ve en çok yıprattığı akciğerlerin kıymeti pandemi süreci sonrası sıhhat açısından daha da arttı. Kendisi de Covid atlatan ve bu süreci yapmış olduğu nefes antrenmanları ile daha da rahat atlattığını tabir eden Fizyoterapist Çağıl Ertürk, yanlışsız nefes alımının yalnızca ciğerleri değil tıpkı vakitte bağışıklık sistemini de güçlendirdiğinin altını çizdi.

“Ciğerlerimizi hazır hale getirirsek covide karşı donanımlı bir silahımız olur”

İstanbul Gelişim Üniversitesi Sıhhat Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Kısmı Öğretim Vazifelisi Çağıl Ertürk, virüs geçiren şahıslarda ciğer kapasitesinin düştüğünü hatırlatarak, “Covid geçiren ya da geçirmekte olan bireylerde akciğer kapasitesi düşmekte ve sitokin fırtınası dediğimiz inflamasyona bağlı olarak nefes alış verişimizi olumsuz tarafta etkilemektedir. Covid müddetince, geçirdikten sonra ya da öncesinde ciğerlerimizin işlevsel kapasitesini ne kadar kuvvetlendirirsek ona karşı elimizde donanımlı bir silah barındırmış oluyoruz” dedi.

“Komplikasyonlar 1 yıla kadar devam ediyor”

Covid sonrası 6 aydan 1 yıla kadar ciğerlerdeki sorunların devam edebileceğini aktaran Çağıl Ertürk bu manada yapılacak olan nefes idmanlarının bu süreci daha da kısaltabileceğini aktardı. Ertürk, “Covid sonrası devirde aslında bu komplikasyonlar en az 6 aylık bir süreç içerisinde kendini hatırlatıyor. Yani 6 aylık mühlet sonrasında bir yıla kadar bu komplikasyonlar yavaş yavaş azalarak yok oluyor. Ben de covidten sonra altı ay boyunca tesirlerini hissetmiştim. Ama Covid geçirdiğim vakit ve sonrasında idmanlarımı tekrar ettim ve bu süreci biraz daha kolay atlatmama sebep oldu” formunda konuştu.

“Nefes almak değil ‘doğru’ nefes almak önemli”

Son vakitlerde yapılan araştırmalara nazaran yalnızca nefes almanın değil gerçek nefes almanın daha kıymetli olduğunu da söyleyen Ertürk, “Bilimsel çalışmalar sonucu ikisi için de ortak bir sonuca varılmış; yalnızca nefes almak yetmiyor, nasıl nefes alacağımız konusu da bağışıklık sistemimiz açısından bir o kadar değerli. Sıradan bir nefes almak yerine yavaş ve derin teneffüs yapabilirsek bizim vagus isimli, son periyotların bilimsel açıdan da çok fazla araştırılan sonumuzu uyarabiliriz. Bu hudut sistemimiz bedenimizi sakinleştirir ve savaş sistemimizi kuvvetlendirir” tabirlerini kullandı.

İşte hem akciğerleri hem de bağışıklık sistemini güçlendiren nefes egzersizi

Son olarak hem akciğerleri hem de bağışıklık sistemini güçlendiren antrenmanları anlatan Ertürk, “Solunum esnasında nefesimizi alış süremizin iki katı müddette vermemiz gerekiyor. 2 çeşit nefes antrenman çeşidi var. Birincisi göğüs teneffüsü, ikincisi diyafragmatik teneffüs. Öncesinde hangi bölgeye nefes almak istiyorsak o bölgenin üzerine elimizi koyuyoruz. Yaklaşık 3 saniyede nefes alışı tamamlayıp sonrasında 7 saniyede nefesimizi veriyoruz. Hem göğüs için hem de diyafram için bu idmanları gün içerisinde 10’ar defa yaparsak şayet Covid’e karşı bağışıklık sistemimize dayanak olacaktır. Yalnızca antrenman esnasında değil her vakit teneffüs için nefes alışı burnumuzdan verişi ise ağzımızdan yapmalıyız. Kimi bireylerde birkaç teneffüs sonrasında baş dönmesi mide bulantısı üzere semptomlar ortaya çıkmakta. Şayet bu türlü bir durumla karşılaşırsak antrenmanları yapmayı sonlandıralım. Dinlenme haline geçelim” diyerek kelamlarını sonlandırdı.

The post Covid’den yıpranan akciğerleri güçlendirici nefes egzersizleri appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

İngiltere’de yapılan yeni çalışma, 2020’de Covid’in ilk dalgasında 302 hastanede tedavi gören her yaştan 73 bin 197 yetişkini inceledi. Çalışmayı yöneten Profesör Calum Semple, ” Veriler, Covid’in grip kadar basit olmadığı gerçeğini güçlendiriyor ve genç yetişkinlerin bile önemli komplikasyonlar yaşadığını gösteriyor” dedi.

İngiltere’deki yedi üniversite ve Sağlık ve Sosyal Bakım ve Halk Sağlığı Departmanı’ndaki araştırmacılar tarafından yürütülen çalışma, Covid-19 için hastanede tedaviye ihtiyaç duyanlarda meydana gelen “komplikasyon” sayısına baktı.

EN YAYGINI BÖBREK HASARI

Genel olarak, tüm yetişkin hastaların yaklaşık yarısı hastanede kaldıkları süre boyunca en az bir komplikasyon yaşadı. En yaygın olanı ise, böbrek hasarıydı, onu akciğer ve kalp hastalıkları izledi.

Bununla birlikte, en fazla komplikasyon sayısı 50 yaşın üzerindekilerde görüldü ve hastaların yüzde 51’i en az bir sorun bildirdi. Ancak daha genç yaş gruplarında da yaygın sorunlar görüldü.

30-39 yaşındakilerin yüzde 37’si ve 40-49 yaşındakilerin yüzde 44’ü, en az bir komplikasyona sahipti.

COVİD-19 ORGANLARA NASIL ZARAR VERİYOR?

Diğer taraftan doktorlar, ağır bir Covid hastalığının organ hasarına nasıl yol açtığını henüz tam olarak bilmiyorlar. Ancak, bazı durumlarda vücudun kendi bağışıklık sisteminin iltihaplanmaya neden olan bir yanıtı tetikleyebileceği ve sağlıklı dokuya zarar verebileceği düşünülüyor.

The Lancet adlı tıp dergisinde yayınlanan çalışma, önceden var olan rahatsızlıkları olanların komplikasyon bildirme olasılığının daha yüksek olduğunu, ancak daha önce sağlıklı olan genç bireylerde bile riskin yüksek olduğunu buldu.

Araştırma, pandeminin ilk dalgasında 17 Ocak ve 4 Ağustos 2020 tarihleri arasında, yani aşılar bulunmadan ve virüsün yeni varyantları tespit edilmeden önce gerçekleştirildi.

ŞİDDETLİ HASTALIĞI ÖNLEMEK İÇİN AŞI ŞART

Çalışmanın yazarları, verilerin, hastaneye başvuru sırasında daha şiddetli Covid semptomları olan kişilerin ciddi sağlık sorunları yaşama olasılıklarının daha yüksek olduğunu öne sürerek, bu son dalgada aşıların hastalığın şiddetini azaltmadaki önemini gösterdiğini söyledi.

UZUN COVİD’E DÖNÜŞEBİLİR

Öte yandan araştırma, yalnızca hastanede kalış sırasındaki kısa vadeli komplikasyonlara bakmak için tasarlandı, ancak bazı organ hasarlarının devam edebileceğine ve uzun Covid olarak bilinen bir form haline gelebileceğine dair kanıtlar var.

İskoçya’da yer alan Edinburgh Üniversitesi’nde kıdemli klinik öğretim görevlisi ve yoğun bakım tıbbı danışmanı Dr Annemarie Docherty, “Böbrekleriniz veya kalbinizle ilgili bu tür sorunların daha uzun vadeli komplikasyonlara dönüşebileceğini diğer bulaşıcı hastalıklardan biliyoruz. Bence bunun Covid-19 ile aynı olabileceğini beklemek mantıklı” diye konuştu.

The post 70 bini aşkın kişi incelendi: Yüzde 40’ında organ hasarı oluştu appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Koronavirüsü atlatanlarda yeni bir tehlikenin gözlemlendiğini açıklayan Dr. Serhat Koran, “Covid-19’a bağlı şikayetler 12 haftadan daha uzun sürüyorsa ‘post covid sendromu’ ortaya çıkıyor. Bu sendromun fizikî ve ruhsal olarak 25’e yakın semptomu var. Koronavirüsü ağır geçirdiyseniz, 50 yaş üstündeyseniz ya da kronik hastalığınız varsa post covid sendromuna yakalanma riskiniz yüksektir” dedi.

Medipol Mega Üniversitesi Hastanesi’nden Fitoterapi ve Akupunktur Uzmanı Dr. Serhat Koran, Covid-19 sonrası hastaları bekleyen tehlikelere ait açıklamalarda bulundu. Dr. Koran, “Covid-19 enfeksiyonunu geçirdiğiniz periyot tahminen de kuvvetli bir sürecin başlangıcı olabilir. Şayet Covid-19 hastalığı devri ortaya çıkan şikayetleriniz 12 haftadan daha uzun mühlet devam ediyorsa post covid sendromundasınız demektir. Bir öbür ismi uzamış covid sendromu olan post covid sendromu aslında Covid-19 virüsünün bedenden temizlenmesine karşın tesirlerinin devam etmesi durumudur” diye konuştu.

“Fiziksel ve ruhsal 25’e yakın yıkımı var”

Post covid sendromuna yakalanma risklerini pahalandıran Dr. Koran, kelamlarına şöyle devam etti: “Covid-19 enfeksiyonunu ağır geçirdiyseniz, rastgele bir kronik hastalığınız varsa ya da 50 yaş üstündeyseniz post covid sendromuna yakalanma riskiniz daha da artar. Bunun dışında hastalığın faal devrinde ortaya çıkan bir şikayetiniz birinci 2 hafta içinde gerilemiyorsa, bu durum da aylarca sizi rahatsız edecek bir tablonun habercisi olabilir. En sık bildirilen post covid semptomları; yorgunluk, nefes darlığı, öksürük, eklem ağrısı, göğüs ağrısı, düşünme ve konsantrasyon zahmeti, depresyon, kas ağrısı, baş ağrısı, aralıklı nedeni bulunamayan ateş, çarpıntı, miyokardit dediğimiz kalp kası iltihabı, akciğer ve böbrek rahatsızlıkları, ciltte döküntü, saç dökülmesi, koku ve tat bozukluğu, uyku sıkıntıları, konsantrasyon zahmeti, hafıza meseleleri ya da depresyon, anksiyete, ruh halindeki değişiklikler üzere ruhsal problemlere neden olabildiği bilimsel çalışmalarda bildirilmiştir. Neredeyse bedende etkilemediği yer bırakmayan post covid tablosunun bize söylediği gerçek şudur ki; Covid-19 enfeksiyonunun etkilemediği beden sistemi yok üzere. Tüm bedenin etkilendiği bu durumun temelinde bedenin yetersiz antikor üretmesi, bedene alınan virüs ölçüsünün fazla olması, genetik yapı ya da virüsün hücresel seviyede verdiği ziyanlar üzerinde durulmaktadır”.

“Geleneksel tıp usulleriyle tedavi edilmeli”

Dr. Koran, post covid sendromunda bedenin tüm sistemlerine hatta hasar görmüş hücrelere takviye verecek bir tedavinin uygulanması gerektiğini belirterek, “Geleneksel tıp formülleri bu noktada biz tabipler için değerli bir güçtür. Bu manada homeopati, akupunktur, ozon ve kupa tedavisi bize büyük dayanak sağlar. Homeopati tedavisi bilhassa Covid-19 virüsünün bedenimizde bıraktığı ruhsal ve fizikî şikayetlerde bütüncül bir takviye sağlar. Kas ağrıları, baş ağrıları, nörolojik belirtilerde, teneffüs şikayetleri ve ruhsal sıkıntılarda elimizdeki kıymetli bir silahtır. Akupunktur tedavisi bedenimizde enfeksiyonlar sonrası bozulmuş olan dengeyi tekrar yerine getirmede kıymetli bir güçtür. Kupa tedavisi de Covid-19 enfeksiyonu üzere bedende ağır hastalıklarından sonra birikmiş toksin ve atıkların temizlenmesinde kıymetli bir detoks tedavisidir. Yeniden ozon tedavisi de hücresel seviyede bedenin yenilenmesine takviye sağlar. Hangi hastada hangi tedavinin uygulanacağı hastaya, hastalığın şiddetine ve hastalığın bedende bıraktığı ize bağlı olarak değişmekle bir arada tecrübeli bir klasik tıp uzmanı doktorca belirlenecek bir tedavi planı uygulanması en hakikat yaklaşımdır” tabirlerini kullandı.

The post “Post covid sendromuna dikkat” appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.