Compare Dialysis Centers tarafından yayımlanan yeni bir rapora göre, kronik böbrek hastalığı, dünya genelinde ölümcül hastalıklar arasında en hızlı yükselişe geçen sağlık sorunlarından biri olarak öne çıkıyor.

Aynı şekilde, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) verileri de böbrek hastalığının küresel düzeyde ciddi bir halk sağlığı tehdidine dönüştüğünü doğruluyor.

Araştırmalarda, hastaların %90’ının, ancak hastalık ileri evrelere geldiğinde durumun farkına vardığı belirtiliyor. Bu geç teşhis, tedaviye başlanmasını geciktiriyor ve yaşam süresini kısaltabiliyor.

ÜÇ BÜYÜK RİSK FAKTÖRÜ: DİYABET, HİPERTANSİYON, OBEZİTE

CDC’nin analizlerine göre, böbrek rahatsızlıklarını tetikleyen en yaygın faktörler arasında diyabet, yüksek tansiyon ve obezite yer alıyor.

Bu üçlü, böbrek fonksiyonlarını sessizce tahrip ederek zamanla organ yetmezliğine yol açabiliyor.

Bunun yanında, genetik yatkınlık, kalp hastalıkları geçmişi ve aile öyküsü de böbrek sağlığı açısından önemli riskler taşıyor.

Uzmanlar, 2040 yılına kadar böbrek hastalıklarının dünyada ölüme neden olan hastalıklar listesinde üçüncü sıraya yükselmesini bekliyor.

Bu durum, önleyici sağlık hizmetlerinin ve erken tanının ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

The post Artık milyonlarca kişi tehdit altında! İşte, en hızlı bu hastalıklar öldürüyor appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Ülkemizde böbrek yetmezliği vakalarının giderek artış göstermesinin temel sebeplerinden bir tanesi, diyabet ve obezitenin hızla yaygın hale gelmesidir. Bu iki hastalık, yanlış beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam tarzı ve genetik faktörlerin etkisiyle kişilerin böbrek fonksiyonlarını zayıflatıyor ve zamanla kalıcı böbrek hasarlarına yol açıyor. Böbrek yetmezliğinin önemli bir nedenlerinden biri olarak gösterilen obezite ve diyabetin görmezden gelinmemesi ve hiç vakit kaybetmeden en uygun tedavi yönteminin uygulanması gerekiyor.

PROFESÖR DOKTOR, ‘TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR’ DEYİP UYARDI!

Güven Hastanesi Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Yakup Ekmekçi, “Ülkemizde kronik böbrek yetmezliği nedeni ile diyalize giren hasta sayısı ne yazık ki her yıl artış gösteriyor. Son 20 yılda diyaliz hasta sayısındaki artış mevcut sorunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Türk Nefroloji Derneği’nin verilerine göre, 2003 yılında ülkemizde diyalize giren hasta sayısı 26 bin 115 iken bu sayı 2023 yılında 67 bin 132’ye yükseldi. Diyalize giren hasta sayısı 20 yılda neredeyse 3 kat artarak tehlike çanlarını bizler için çalıyor.

EN ÖNEMLİ NEDENİ OBEZİTE, HİPERTANSİYON VE DİYABET!

Böbrek yetmezliği hastalığındaki artışın önemli nedeni, obezite, hipertansiyon ve diyabetteki vaka artışıdır. Obezite, sadece ülkemizde değil tüm dünyada çok önemli bir sağlık sorunu. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanıp, hareket etmeyi, egzersiz yapmayı yaşamımızın bir parçası haline getirmemiz şart. Bundan 40 yıl öncesine göre bugün insan hayatı neredeyse 20 yıl kadar uzadı. Tıp bilimindeki gelişmeler diyabet ve hipertansiyon gibi kronik hastalıklar ile daha uzun süre boyunca birlikteliğe neden olmuştur. Bu da kronik böbrek yetmezliğini artırmıştır. Böbrek yetmezliği hastalarının en önemli sorunlarından birisi de yeterli sayıda böbrek bulamayışından ötürü nakil imkânı bulamamalarıdır” diye konuştu.

SADECE BÖBREĞİ DEĞİL, PEK ÇOK ORGANI OLUMSUZ ETKİLİYOR!

Prof. Dr. Yakup Ekmekçi, sözlerine şöyle devam etti:

“Kronik böbrek yetmezliği birçok organ sisteminde sorunlara yol açar. En çok kalp ve damar sistemi etkilenir. Bu hastalarda koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği riski artmıştır. Ayrıca iskelet sisteminde oluşan sorunlar nedeni ile kemik erimesi, kemik deformiteleri görülebilir. Anemi, hipertansiyon, çeşitli cilt rahatsızlıkları, cinsel işlev bozuklukları görülebilen diğer sorunlardır.

Bu hastalığa nereden bakarsanız bakın, ciddi anlamda hayat kalitesini düşüren, insan hayatını zorlaştıran ve maliyet açısından da zorlu bir hastalıktır. Tuz, böbreklerimizin düşmanı. Toplumsal bir alışkanlık olarak genelde yemeğin tadını bile bakmadan elimize tuz alır ve yemeğe bolca tuz dökeriz. Bu alışkanlıkların değişmesi şart. Tuz, hipertansiyonu yükselten ve dolayısıyla böbrek yetmezliği riskini artıran önemli bir etken. Hipertansiyon ve kronik böbrek hastalığı birlikteliği hem böbrek hastalığının artırır hem de kardiyovasküler ve serebrovasküler olayların daha sık meydana gelmesine sebep olur.”

BÖBREK SAĞLIĞINI KORUMAK İÇİN NE YAPMALIYIZ?

Kronik böbrek yetmezliği tedavisinin bir nefroloji uzmanı tarafından yapılmasının önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Ekmekçi, “İlk olarak fazla kilolarımızı sağlıklı şekilde vermeliyiz. Düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme ile bunu kolay şekilde yapabiliriz. Sigara ve tütün ürünlerini bırakmalı ve kontrolsüz ilaç kullanımından kaçınmalıyız. Yeteri kadar sıvı tüketmeliyiz. Orta yaşlardaki bir insan için günlük 2-2,5 litre su idealdir. Yine diyabet hastalığı varsa iyi kan şekeri kontrolü, hipertansiyon durumunda iyi kan basıncı kontrolü, sağlıklı diyet, yeterli sıvı alımı önemlidir.

Kronik böbrek yetmezliğinin erken teşhisi aslında böbrek hastalığı için risk altında olan (diyabet hastalığı, hipertansiyon, böbrek taş hastalığı vb.) kişilerin düzenli olarak hekim kontrolüne gitmesinde yatar. Bu kişilerin düzenli olarak belirli aralıklarla tetkiki sorunun erken saptanmasını sağlar. Fakat hastalık ilerlemişse geriye maalesef iki tedavi şekli kalıyor; diyaliz ve böbrek nakli. Düzenli doktor kontrollerinizi yaptırarak, erken teşhisle böbreklerinizi koruyabilirsiniz” dedi.

The post Böbreği bozup hastaneye düşürüyor! Obezite ile diyabetin zararları saymakla bitmiyor appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Böbrek naklinde önemli bir adım atıldı. Bilim insanları donör böbreğinin kan grubunu değiştirmeyi başardı.

İngiltere’nin Cambridge Üniversitesi’ndeki çalışmada, oksijenli kanı böbrekten geçirmek için özel bir cihazdan yardım alındı.

Donördeki böbreğin kanı 0’a çevrildi

Özel bir enzimle yüklenmiş kan, böbrekteki damarlara verildi, buradaki kan grubu belirteçleri ortadan kaldırıldı. Donördeki böbreğin kanı tüm kan gruplarıyla uyum sağlayan “0 kan” grubuna çevrildi.

Araştırmacılar bir sonraki adımda, normal kan akışı sağlandığında organizmanın yeni organa nasıl tepki vereceğini inceleyecek.

Böbreklere zarar verecek mi?

Bilim insanları bu işlemin böbreklere zarar verip vermeyeceği sorusuna da yanıt arayacak.

Organ nakli üzerindeki etkisi henüz kanıtlanmamış araştırmanın gelecek çalışmalar için öncü olabileceği ifade ediliyor.

The post Bilim insanları donörden alınan böbreğin kan grubunu değiştirdi appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Medicana Bursa Hastanesi Nefroloji Uzmanı Dr. Burak Canver, iftar ve sahur arasında yeterli su tüketilmemesinin böbrek sağlığına zarar verebileceğini söyledi. Uzun süre ve yetersiz su tüketiminin böbrek taşı oluşma riski de arttığı için dikkatli olunması gerektiğini belirten Burak Canver, ramazan ayında böbrekleri korumak için iftar ve sahur arasında bol sıvı tüketilmesine, yeterli beslenmeye, ilaçların ihmal edilmemesinin önemine dikkat çekti. Canver, “Ramazan ayındaki uzun açlık ve susuzluk sürelerinin böbrek sağlığını tehdit etme riski her zaman vardır. Özellikle de yaşlı, kalp ve damar sorunları olan, yüksek kan şekeri ve kan basıncı değerleri sebebiyle çok sayıda ilaç kullanan hastalarda ve zaten belli bir derecede böbrek hastalığı olan kişilerde bu risk daha da fazladır” dedi.

İFTAR SAHUR ARASI YETERLİ SIVI ALINMALI

Uz. Dr. Burak Canver, “İftardan sahura kadar olan dönemde yeterli sıvı alınmaması, özellikle sahurda idrar artırıcı yiyecekler alınması kafein içeren çay ve kahve gibi içecekler, domates, patlıcan, sarımsak kişiyi susuz bırakarak taş oluşum riskini arttırabilir. Ayrıca sıcak saatlerde günlük aktivitelerin azaltılması, ağır işlerden ve tuz tüketiminden kaçınılması oldukça önemlidir. Yine su tüketiminin yetersiz olması yavaş yavaş ve ilerleyici bir şekilde böbrek fonksiyonlarının azalmasına yol açabilir. Sahurda birden fazla yumurta, aşırı süt ve süt ürünlerinin tüketilmesi, konserve yiyecekler, sakatat, muz, kavun, kuruyemiş ve içeriği tam bilinmeyen bitki çaylarının tüketiminden kaçınılmalıdır” diye konuştu.

The post Böbrek hastaları Ramazan’da su tüketimine dikkat etmeli appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Araştırmacılar, Kanada’nın Ontario eyaletinde 2007-2016 yılları arasında yaklaşık 6 milyon kişinin böbrek fonksiyonlarını inceledi.

Araştırmada, hafif ila orta derecede böbrek hastalığı olan kişilerin, sağlıklı böbreklere sahip olanlara kıyasla kansere yakalanma riskinin yüzde 8 daha fazla olduğu görüldü.

Araştırmacılardan Abhijat Kitchlu, böbrek hastalığı olan birçok insanın kalp hastalığı, yüksek tansiyon, Tip 2 diyabet ve obezite gibi diğer sağlık sorunlarına sahip olduğunu ve bunların hepsinin kanser riskini artırabileceğini söyledi.

Kitchlu, böbreklerin kandaki tüm toksinlerden kurtulamaması halinde bunun vücuttaki iltihabı, bunun ise kanser riskini artırabileceğini ifade etti. Kitchlu ayrıca, böbrek hastalığı olan kişilerin kanser taramasından geçmelerini tavsiye etti.

Uzmanlar, ABD’de yaklaşık 7 yetişkinden birinde, 37 milyon insanda böbrek hastalığı bulunduğunu belirtiyor.

Böbreklerin başta üre olmak üzere atıkları kandan süzerek su ile idrar olarak boşaltım sağladığı kaydediliyor.

Böbreklerin işlevlerini yerine getirememesi durumunda söz konusu atıkların vücutta kalarak kanda sağlıksız düzeyde su, tuz ve sodyum, kalsiyum, fosfor ve potasyum gibi mineraller oluşturduğu bunun ise kalp ve bağışıklık sistemi de dahil olmak üzere vücuttaki birden fazla organın işlevini tehlikeye atabildiği ifade ediliyor.

Araştırmanın sonuçları Amerikan Böbrek Hastalıkları Dergisi’nde yayımlandı.

The post Böbrek hastalarıyla ilgili şok tespit: Kanser riski çok daha yüksek appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

ABD’de Washington Üniversitesi Tıp Fakültesinin Gazi İşleri Bakanlığının sağlık sisteminde kayıtlı kişiler üzerinde yaptığı bir araştırmada, 2020 ve 2021’nin mart ayları arasında Kovid-19 teşhisi konulan 90 bine yakın ve tanı konulmamış 1,7 milyon dolayında kişinin verileri incelendi.

Araştırmada, Kovid-19 geçiren kişilerin, enfeksiyondan bir ila altı ay sonra böbrek yetersizliği ya da böbrek fonksiyonlarında önemli düşüşler yaşama riskinin diğerlerine oranla yüzde 35 daha yüksek olduğu sonucuna ulaşıldı.

Araştırma, böbrek hastalığı riskinin Kovid-19 enfeksiyonunun şiddetiyle doğru orantılı olduğunu gösterdi.

Kovid-19 geçirmemiş kişilerle kıyaslandığında, hastalığı hafif geçirenlerin kronik böbrek yetmezliği riskinin yüzde 15, akut böbrek yetmezliği riskinin yüzde 30, “son dönem böbrek yetmezliği” riskinin ise yüzde 215 oranında arttığı belirlendi.

Hastalığı ağır geçirenlerde risk yükselirken virüs nedeniyle yoğun bakımda kalanlarda ise, Kovid-19 geçirmemiş kişilere oranla kronik böbrek hastalığı riskinin 7 kat, akut böbrek hastalığı riskinin 8 kat, son aşama böbrek hastalığı riskinin ise 13 kat arttığı bildirildi.

Araştırmanın sonuçları, 1 Eylül’de Amerikan Nefroloji Derneğinin dergisinde yayımlandı.

Araştırmalarının Kovid-19 geçirmiş kişilerde böbrek fonksiyonlarını kontrol etmenin önemine işaret ettiğini söyleyen Washington Üniversitesi uzmanları, salgının başından beri Kovid-19 teşhisi konulan 38 milyon kişinin 510 bininin böbrek hastalığına yakalanacağı tahmininde bulunuyor.

ABD Ulusal Böbrek Vakfı, böbrek hastalıklarının genellikle semptom göstermediği konusunda uyarıyor ve böbrek sorunları olan kişilerin yüzde 90’ının durumdan haberi olmadığına dikkati çekiyor.

Uzmanlar, erken aşamada böbrek hastalıklarının ilaçla tedaviye yanıt verdiğini söylüyor.

37 milyon kişinin böbrek hastası olduğu ABD’de, böbrek hastalıkları ülkede ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda bulunuyor.

The post Koronavirüs, böbrek hastalığı riskini yüzde 35 artırıyor appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Üroloji Tabibi Op. Dr. Eyüp Coşar, böbrek rahatsızlığı olan hastaların Ramazan’da tabip denetiminde oruç tutmaları gerektiğini söyledi.

Medicana Sivas Hastanesi Üroloji Hekimi Op. Dr. Eyüp Coşar, Ramazan ayında oruç tutan böbrek hastalarına ihtarda bulundu. Dr. Eyüp Coşar, böbrek rahatsızlığı olan bireylerin oruç tutarken dikkatli olmaları gerektiğini belirterek, tabip denetiminde oruç tutmalarını ve Ramazan’da bol su içmelerini önerdi. Op. Dr. Coşar, “Ramazan’da böbrek rahatsızlığını önlemek için bedenin muhtaçlığı olan su ölçüsü istikrarlı bir formda tüketilmeli. İftar ve sahur ortasında ara orta su içilmesi gereklidir. Yeteri kadar sıvı alınmaması halinde böbrek taşı rahatsızlığı olanlarda önemli ağrılara, idrarda kanama olması, böbrek işlev bozukluğuna sebep olacağı ve tüm herkeste böbrekte taş riskini artırdığı konusunda uyarıyoruz. Ayrıyeten suyun yanı sıra sıvı tüketimi de önemlidir” dedi.

Lifli besinler taş oluşumunu engelliyor

Op. Dr. Eyüp Coşar, lifli besin tüketiminin taş oluşumunu engellediğini belirterek, “Hayvansal proteinin Ramazan’da fazla tüketilmesi kandaki kalsiyum ve ürik asit, idrarda ürik asit ve okzalat ölçüsünü artırır, idrardaki hami sitrat oranını azaltır. Bu da böbrek rahatsızlıklarını tetikler. Bu sebeple hayvansal protein yerine ziraî protein tüketilmesini tavsiye ederiz. Yemeklerde gereğinden fazla tuz tüketilmesi idrarda taş oluşumuna yol açan kalsiyumun atılımını artırabilir, böbrek taşına karşı kollayıcı misyon yapan sitrat ölçüsünü azaltabilir. Ramazan’da iftar ve sahur ortasında bilhassa tuzlu besinlerden uzak durulması konusunda uyarıyoruz. Ayrıyeten bütün vitaminlerin alınmasının değerli olduğunu söylüyoruz. Lifli besin tüketiminin artırılması taş oluşumunu engelleyebilir. Limonata sitrat üretimi için epey yararlıdır. Serinletici ferah tadı, bol ölçüde sitrat içermesi nedeniyle su dışında içilmesi yararlı değerli bir içecektir. Bununla birlikte çay ve kahvenin idrar söktürücü özelliği nedeniyle iftar ve sahurda fazla çay kahve tüketimi gün içinde fazla susamaya sebep olur” biçiminde konuştu.

The post Uzmanı uyardı, o hastalığınız varsa oruç doktor kontrolünde tutulmalı appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.