Sağlık – Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi https://memur70.com Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi Sun, 28 Jul 2024 14:00:10 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.6.2 https://memur70.com/wp-content/uploads/2020/11/cropped-favicon-32x32.png Sağlık – Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi https://memur70.com 32 32 185966257 Uzmanlar uyardı: Diz sorunları adeta salgın boyutunda https://memur70.com/uzmanlar-uyardi-diz-sorunlari-adeta-salgin-boyutunda.html https://memur70.com/uzmanlar-uyardi-diz-sorunlari-adeta-salgin-boyutunda.html#respond Sun, 28 Jul 2024 14:00:10 +0000 https://memur70.com/?p=68199

Uzmanlar, diz sorunları konusunda uyarıyor. 50 yaş üzerindeki kişilerin yaklaşık yüzde 35'inde minsküs hasarı olduğunu ve birçoğunda belirti görülmediğine dikkat çekti.

The post Uzmanlar uyardı: Diz sorunları adeta salgın boyutunda appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>

Oturmayı, kalkmayı, yürümeyi sağlayan diz eklemleri, adeta tüm vücudun yükünü çekiyor. Günümüzde diz sorunları genç yaşlı herkeste ortaya çıkabiliyor. Diz sorunları yaşam tarzı, genetik faktörler ve herhangi bir yaralanmaya bağlı olarak her yaşta başlayabiliyor. İleri yaş, kadın cinsiyet, aşırı kilo, yüksek fiziksel aktivite gerektiren işte çalışma, sporcular ve genetik olarak ailesel yatkınlık durumunda diz sorunları yaşanıyor. Diz kireçlenmesi en sık görülen eklem bozukluklarından biri. 60 yaş ve üzeri erkeklerin yaklaşık yüzde 10-13’ünü, kadınların ise yüzde 13-19’unu etkiliyor. Ön çapraz bağ yaralanmaları özellikle atletlerde yaygın, genel popülasyonda yaklaşık yılda 100 binde 70 kişide karşılaşılıyor ve futbol ve basketbol gibi belirli sporlarda bu oran daha yüksek. Menisküs yırtıkları özellikle yaşlı yetişkinler ve sporcular arasında yaygın. Araştırmalar, 50 yaşın üzerindeki kişilerin yaklaşık yüzde 35’inde menisküs hasarının olduğu ve çoğunlukla da belirtisiz olduğunu gösteriyor.

Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı, Prof. Dr. Serdar Hakan Başaran, diz ağrıları genellikle çocukluk ve ergenlik (10-19 yaş) çağında genellikle ön çapraz bağ, menisküs yaralanmaları ve kıkırdak hasarı gibi spor yaralanmaları şeklinde ortaya çıktığını kaydediyor.

Prof.Dr. Başaran 40-60 yaş arasında, yaşa bağlı aşınma ve yıpranmanın kireçlenmeye yol açabileceğini belirterek, “60 yaş üstündeki yetişkinlerde ise en sık kireçlenme görülüyor, ağrıya, sertliğe ve hareket kabiliyetinin azalmasına neden oluyor. Genel olarak diz sorunları her yaşta başlayabilir, ancak özellikle kireçlenme gibi dejeneratif durumlar yaş ilerledikçe daha yaygın ve belirgin hale geliyor. Sağlıklı bir kiloyu korumak, aktif kalmak ve yaralanmalardan kaçınmak, yaşam boyu diz sorunları riskini azaltmaya yardımcı olabilmektedir” ifadelerini kullandı.

Prof.Dr. Serdar Hakan Başaran, bazı yaygın hatalar diz hastalıklarının gelişmesine katkıda bulunduğunu vurgulayarak, “Fiziksel aktivitelere başlamadan önce uygun şekilde ısınmamak diz yaralanması riskini artırabilir. Benzer şekilde, yeterince esnememek kas gerginliğine ve dengesizliklere yol açarak dizlere ekstra baskı uygulayabilir. Özellikle zıplama veya atlama gibi hareketleri tekrar tekrar yapmak tendinit veya bursit gibi aşırı kullanım yaralanmalarına yol açabilir. Zıplarken yanlış iniş tekniği, yanlış düşme tekniği veya spor sırasındaki yanlış duruş ve hareket teknikleri dizlerde aşırı strese neden olabilir” şeklinde konuştu.

“YANLIŞ AYAKKABI DIZ SORUNLARINA YOL AÇABILIR”

Diz sorunlarında yanlış ayakkabı kullanımının da önemli bir etken olduğunu söyleyen Başaran, “Uygun desteği sağlamayan veya belirli bir aktiviteye uygun olmayan ayakkabılar giymek tüm bacağın dizilimini ve mekaniğini etkileyerek diz sorunlarına yol açabilir. Dinlenmemek ve altta yatan sorunu araştırmak yerine ağrının üstesinden gelmek, diz sorunlarını şiddetlendirebilir ve daha ciddi durumlara yol açabilir. Vücudun uyum sağlamasına izin vermeden fiziksel aktivitenin yoğunluğunu, süresini veya sıklığını aniden artırmak diz yaralanmalarına neden olabilir” diye konuştu.

Diz ağrısı durumunda mutlaka bir uzmana danışılması gerektiğinin altını çizen Başaran, “Diz ağrısı yaşandığında sağlık uzmanlarına danışmaktan kaçınmak veya bunları geciktirmek, küçük sorunların daha ciddi durumlara dönüşmesine neden olabilir. Bireyler bu yaygın hataların farkında olarak ve bunlardan kaçınmak için bilinçli önlemler alarak dizlerini korumaya ve diz hastalıklarına yakalanma riskini azaltmaya yardımcı olabilirler” açıklamalarında bulundu.

“DIZ PROTEZİ AMELIYATLARINDAN KORKULMAMALI”

Prof. Dr. Serdar Hakan Başaran, diz protezi ameliyatlarından korkulmaması gerektiğini savunarak, “Bu ameliyatlar şiddetli diz ağrısı ve işlev bozukluğu çekenler için çok önemli faydalar sağlar. Bir ortopedi travmatoloji uzmanına danışmak, riskleri ve faydaları anlamak ve iyileşme sürecine hazırlanmak başarılı sonuç alınmasına yardımcı olabilir. Diz artroplastisi olarak da bilinen diz protezi ameliyatı, hasar görmüş, aşınmış veya hastalıklı diz ekleminin yapay bir eklem (protez) ile değiştirilmesini içeren cerrahi bir işlemdir. Bu ameliyat tipik olarak ciddi diz kireçlenmesi olan hastalarda ağrıyı hafifletmek ve fonksiyonu yeniden sağlamak için yapılır. Kireçlenme durumunda yürüme, merdiven çıkma, oturma veya sandalyeden kalkma gibi günlük aktiviteleri kısıtlayan kalıcı ağrı, şişlik, sertlik ve gece ağrısı gibi durumlarda. Eklem romatizması durumunda ilaçlar ve diğer tedaviler semptomları yeterince kontrol edemediğinde, kırık veya bağ yırtılması gibi ciddi bir diz yaralanmasını takiben uzun dönemde eklem ağrısı ve işlev bozukluğunda, diz eklemindeki kemik ve kıkırdağın önemli ölçüde hasar gördüğü kanlanma bozukluklarında. İlaçlara, fizik tedaviye, kortikosteroid enjeksiyonlarına veya diğer cerrahi olmayan tedavilere yanıt vermeyen kalıcı diz ağrısı ve günlük aktiviteleri yerine getirememe durumlarında. Dizin ileri derecede eğriliklerinin neden olduğu ağrı ve fonksiyonel bozulma gibi durumlarda. Diz ekleminde hareket aralığını sınırlayan ve günlük aktiviteleri gerçekleştirme yeteneğini etkileyen şiddetli sertlik veya hareketsizlik durumlarında. Uykuyu engelleyecek kadar şiddetli diz ağrısı. Ruh sağlığını etkileyen, depresyona veya anksiyeteye neden olan kronik ağrı gibi durumlarda diz protezi ameliyatını önermekteyiz” dedi.

“DİZ PROTEZİ AMELIYATLARINDA TEKNOLOJIK GELİŞMELER YÜZ GÜLDÜRÜYOR”

Prof. Dr. Serdar Hakan Başaran, diz protezi ameliyatındaki yeniliklerin ameliyat sonuçlarını önemli ölçüde iyileştirdiğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Robotik sistemler, cerrahların diz protezi prosedürlerini yüksek hassasiyetle planlamasına ve yürütmesine yardımcı oluyor. Bu sistemler, hastanın dizinin 3 boyutlu modelini oluşturarak kişiselleştirilmiş cerrahi planlamaya ve protezin daha doğru yerleştirilmesine imkan tanıyor. Robotik yardım, minimal invaziv yaklaşımları kolaylaştırıyor, bu da yumuşak doku hasarını, ameliyat sonrası ağrıyı ve iyileşme süresini azaltıyor. Diz protezi ameliyatındaki bu yenilikler, teknoloji, malzeme bilimi ve tıbbi araştırmalardaki gelişmelerin etkisiyle sürekli olarak gelişmektedir. Daha iyi cerrahi sonuçlar, daha kısa iyileşme süreleri ve daha uzun süreli diz protezleri vaat ederek sonuçta bu prosedürleri geçiren hastaların yaşam kalitesini artırabilmektedir”

KAYNAK: İHA

The post Uzmanlar uyardı: Diz sorunları adeta salgın boyutunda appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>
https://memur70.com/uzmanlar-uyardi-diz-sorunlari-adeta-salgin-boyutunda.html/feed 0 68199
Demansı önlemek için 6 madde! Günde 7 bin 500 adım atılması tavsiye ediliyor https://memur70.com/demansi-onlemek-icin-6-madde-gunde-7-bin-500-adim-atilmasi-tavsiye-ediliyor.html https://memur70.com/demansi-onlemek-icin-6-madde-gunde-7-bin-500-adim-atilmasi-tavsiye-ediliyor.html#respond Fri, 26 Jul 2024 10:00:26 +0000 https://memur70.com/?p=68118

Belirli yaşam tarzı alışkanlıkları değiştirilerek demans hastalığının önlenebileceği düşünülüyor. Araştırmalar, beyin sağlığının önemine dikkat çekerek yapılması edilmesi gerekenleri işaret ediyor.

The post Demansı önlemek için 6 madde! Günde 7 bin 500 adım atılması tavsiye ediliyor appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>

Araştırmacılar demans vakalarının yaklaşık yüzde 40’ının önlenebileceği düşünüyor. Belirli yaşam tarzı alışkanlıklarında yapılacak değişiklikler, beyin sağlığını güçlendirerek, hayat kalitesini iyileştirebilir ve demans riskini düşürebilir.

The Conversation’da yayınlanan makaleye göre, demansı önlemek için takip edilmesi gereken 6 adım mevcut. İşte beyin sağlığı için yapılması gerekenler…

İYİ BESLENME

İyi beslenme, beyin sağlığı için önemli olan konulardan biri. Beyin, vücut ağırlığının sadece yüzde 2’sini oluşturmasına rağmen günlük enerji kaynağının yaklaşık %20’sini tüketir. Bu durum, iyi beslenmeyi beyin sağlığının önemli bir unsuru haline getirir.

Ayrıca iyi bir diyet sağlıklı bir kiloyu korumamıza yardımcı olur ve diyabet riskini düşürür. Bunların her ikisi de yüzde 1 daha fazla demans riskiyle ilişkilendiriliyor. Sağlıklı bir diyet, yüzde 2 daha fazla demans riskiyle ilişkilendirilen hipertansiyonu da önleyebiliyor.

Yayınlanan araştırmada, sağlıklı bir beyin için uygulayabileceğiniz en iyi diyetlerden biri Akdeniz diyeti olarak belirtiliyor. Birçok çalışma Akdeniz diyetinin daha iyi beyin fonksiyonu ve daha düşük bunama riski ile bağlantılı olduğunu gösteriyor.

Bu nedenle sağlıklı bir beyin istiyorsanız diyetinize bol miktarda tam tahıl, sebze, meyve (özellikle çilek), kuruyemiş, fasulye ve yağlı balık eklenmesi tavsiye ediliyor. Hamur işi, tatlı, kızarmış yiyecek ve peynir miktarının sınırlanması durumu hatırlatılıyor.

Çoğu kişi için, belirli vitamin ve mineral takviyeleri almak yerine beslenme durumunun iyileştirilmesinin beyin sağlığı için daha iyi olacağı belirtiliyor.

BOL SU İÇMEK

Araştırmalarda bahsedilen konulardan biri de bol sıvı tüketimi. Vücudun büyük kısmı, yaklaşık yüzde 60’ı sudan oluşuyor ve bu nedenle su içmek beyin fonksiyonu ve genel yaşam kalitesini destekliyor. Susuz kalmanın fiziksel ve zihinsel performansı birçok şekilde etkilediği biliniyor. Yeterli su içilmemesi yorgunluk hissini artırabiliyor ve beynin verimliliğini düşürebiliyor. Hafıza, dikkat, konsantrasyon ve tepki süresi de susuzluktan etkilenebiliyor. Yeterli sıvı tüketimi beynin en iyi şekilde çalışmasına yardımcı olur ve beyin fonksiyonlarındaki ani düşüşün önlenmesini sağlar.

ALKOL TÜKETMEMEK

Yapılan araştırmalar, aşırı alkol tüketiminin bunama riskini yüzde 1 oranında artırabileceğini gösteriyor. Alkol sadece beynin çalışmasını etkilemekle kalmaz, aynı zamanda beynin yapısını da değiştirir. Araştırmalar bunun nöron kaybı (beyin boyunca sinyaller gönderen hücreler), beyaz maddede azalma (beyin bölgeleri arasındaki iletişimi sağlayan sinir lifleri ağları) ve hacim kaybı ile bağlantılı olduğunu ortaya koymuştur. Tüm bu durumlar beynin çalışma durumunu etkiler. Alkolün bazı kanserlerin (ağız, boğaz ve meme kanseri dahil ) yanı sıra felç ve kalp hastalığı riskini de artırdığı hatırlatılıyor.

AKTİF OLMAK

Egzersiz yapmanın beyin için birçok faydası vardır. Beyne giden kan akışını artırır, bu da iyi işlev için faydalıdır, iltihabı azaltır ve hatta beyin aktivitesini ve hacmini artırarak daha verimli hale getirir. Tüm bu değişiklikler uzun vadeli beyin sağlığınız için oldukça faydalıdır ve bilişsel gerilemeye karşı koruma sağladığı düşünülmektedir. 

Haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta fiziksel aktivite veya haftada en az 75 dakika yüksek yoğunlukta egzersiz yapmayı hedefleyebilirsiniz. Ayrıca araştırmalar sağlıklı bir beyin için günde sadece 7 bin 500 adım atmanın yeterli olduğunu gösteriyor.

SOSYALLEŞMEK

The Conversation’da yer alan bilgilere göre sosyal izolasyon ve yalnızlık, depresyon ve bilişsel gerileme riskinin artmasıyla ilişkili görülüyor. Ancak araştırmalar, iyi sosyal bağlantıların daha yavaş bilişsel gerilemeyle ilişkili olduğunu gösteriyor. Örnek olarak diğer insanlarla yaşamak, haftalık bir topluluk grubuna katılmak veya her hafta aile ve arkadaşları görmek gibi aktivitelerden bahsediliyor. Sosyalleşmenin dikkat ve hafıza konusunda destekleyici özelliği bulunduğu belirtiliyor. 

ÖĞRENMEYE DEVAM ETMEK

Öğrenmenin beyin üzerinde koruyucu bir etkisi olduğu biliniyor ve araştırmalar, hayatları boyunca öğrenmeye devam eden kişilerin bunama riskinin yüzde 7 daha düşük olduğunu gösteriyor. Beyin sağlığı için yapılabilecek en iyi aktiviteler arasında yeni bir dil öğrenmek, yeni bir spor denemek, müzik aleti çalmak ve bulmaca çözmek yer alıyor.

UNUTULMAMASI GEREKENLER

Bu ipuçlarının yanı sıra, bunama riskinizi azaltmanın diğer yolları arasında işitme kaybı yaşıyorsanız işitme cihazı kullanmak, travmatik beyin hasarından kaçınmak ve her gece en az altı ila sekiz saat uyumayı hedeflemek yer alır.

Genç yaşta beyne ne kadar iyi bakılırsa, ileri yaşlarda düzgün çalışmaya devam etmesi o kadar mümkün olabilir.

 

KAYNAK: THE CONVERSATİON

The post Demansı önlemek için 6 madde! Günde 7 bin 500 adım atılması tavsiye ediliyor appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>
https://memur70.com/demansi-onlemek-icin-6-madde-gunde-7-bin-500-adim-atilmasi-tavsiye-ediliyor.html/feed 0 68118
Daha genç görünüm için farelerde denendi, insanlarda kullanılacak! https://memur70.com/daha-genc-gorunum-icin-farelerde-denendi-insanlarda-kullanilacak.html https://memur70.com/daha-genc-gorunum-icin-farelerde-denendi-insanlarda-kullanilacak.html#respond Thu, 18 Jul 2024 10:00:10 +0000 https://memur70.com/?p=67802

Bilim insanlarının geliştirdiği bir ilacın laboratuvar farelerinin ömrünü uzatabildiği tespit edildi. Bulunan ilacın insanların yaşlanmasını da yavaşlatabileceği belirtiliyor.

The post Daha genç görünüm için farelerde denendi, insanlarda kullanılacak! appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>

İnsan vücudunun gelişiminde önemli bir rol oynayan ve yaşlanmayı hızlandırdığı düşünülen İnterlökin-11 protein grubuna karşı geliştirilen bir antikor ilacının laboratuvar hayvanlarında başarılı olduğu “Nature” dergisinde yayımlandı. Yapılan araştırmaya göre %25 oranında ömürlerinin uzadığı tespit edildi.

DAHA CANLI GÖRÜNÜM

Araştırmaya göre, İngiltere ve Singapur’daki ekip, öncelikle interlökin-11 üretememeleri için laboratuvar farelerinin genetiğini değiştirdi. Araştırmacılar daha sonra farelerin insanda 55 yaşa karşılık gelen 75 haftalık olmasını bekledi ve vücutlarından İnterlökin-11’in tamamen temizlenmesi için düzenli olarak geliştirilen ilacı verdi.

Araştırma sonucunda farelerin daha canlı ve parlak göründüğü kaydedildi. İnterlökin-11 eksikliği yaşayan farelerin daha az hastalandığı sonucuna ulaşıldı.

Kullanım için uygun bulunan ilacın insanlarda test edildiği ancak bireylerdeki yaşlanma karşıtı sonuçlarının henüz bilinmediği ifade edildi.

Bilim insanları, farelerde ulaştıkları sonuçların insanlarda da etkili olacağını düşündüklerini belirtti.

KAYNAK: AA

The post Daha genç görünüm için farelerde denendi, insanlarda kullanılacak! appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>
https://memur70.com/daha-genc-gorunum-icin-farelerde-denendi-insanlarda-kullanilacak.html/feed 0 67802
Kanser görüntülerini okuyabilen çok yönlü bir yapay zeka modeli geliştirildi! https://memur70.com/kanser-goruntulerini-okuyabilen-cok-yonlu-bir-yapay-zeka-modeli-gelistirildi.html https://memur70.com/kanser-goruntulerini-okuyabilen-cok-yonlu-bir-yapay-zeka-modeli-gelistirildi.html#respond Thu, 18 Jul 2024 09:00:10 +0000 https://memur70.com/?p=67799

Modelin 50'ye yakın kanser vakasında yüzde 95'in üzerinde doğruluk oranına ulaştığı belirtildi.

The post Kanser görüntülerini okuyabilen çok yönlü bir yapay zeka modeli geliştirildi! appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>

Çinli bir bilimsel araştırma ekibi, kanserin patolojik görüntülerini detaylı okuyabilen çok yönlü bir yapay zeka modeli geliştirdi.

Çin’de bulunan Hava Kuvvetleri Tıp Üniversitesi, Tsinghua Üniversitesi ve yapay zekaya bağlı teknolojileri üreten SenseTime’dan araştırmacılar, ülkedeki yerel verilerden yaklaşık 300 bin dijital patoloji görüntüsü kullandı.

Araştırmada, çok yönlü yapay zeka modelinin 20’den fazla organı analiz edebildiği belirtildi. Bunların içerisinde pan-kanser sınıflandırması, lezyon tanımı, çoklu kanser ve biyobelirteç değerlendirmesi gibi maddelerin de bulunduğu aktarıldı.

“PathOrchestra” adı verilen çok yönlü yapay zeka uygulamasının 50’ye yakın kanser vakasında yüzde 95’i aşan bir doğruluk oranına ulaştığı kaydedildi.

Uygulamanın Çin’in yapay zeka alanındaki hızlı büyümesinin bir göstergesi olduğu da belirtildi.

 

KAYNAK: AA

The post Kanser görüntülerini okuyabilen çok yönlü bir yapay zeka modeli geliştirildi! appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>
https://memur70.com/kanser-goruntulerini-okuyabilen-cok-yonlu-bir-yapay-zeka-modeli-gelistirildi.html/feed 0 67799
Kanser türlerinin ortak belirtisi çıktı! Kadınlar daha çok hissediyor https://memur70.com/kanser-turlerinin-ortak-belirtisi-cikti-kadinlar-daha-cok-hissediyor.html https://memur70.com/kanser-turlerinin-ortak-belirtisi-cikti-kadinlar-daha-cok-hissediyor.html#respond Mon, 15 Jul 2024 13:00:08 +0000 https://memur70.com/?p=67688

Kanserin erken evrelerde tespit edilmesi tedavi sürecini kolaylaştıran bir unsur olarak biliniyor. BMC Palliative Care dergisinde yayımlanan bir araştırmada bu görüşü destekleyen sonuçlar ortaya çıktı.

The post Kanser türlerinin ortak belirtisi çıktı! Kadınlar daha çok hissediyor appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>

Kanserin başlangıç aşamasında tespit edilmesi, tedavi sürecini kolaylaştırdığı için erken dönem belirtileri dikkat çekiyor. BMC Palliative Care dergisinde yayımlanan bir araştırmada bu konu ele alındı ve elde edilen sonuçlar, bu görüşü destekliyor.

Yapılan araştırmada, palyatif bakım ünitesindeki hastaların en yaygın ve şiddetli semptomlarını belirlemek amacıyla bir hasta grubu incelendi. Bu çalışma, ilerlemiş kanser hastalarının semptom şiddetini değerlendirmek ve semptomların iyileşmesiyle ilişkili faktörleri araştırmak için yapıldı.

Cancer Research UK’ye göre, palyatif tedavinin amacı semptomları hafifletmek ve yaşam kalitesini artırmaktır. Ağrı veya rahatsız edici diğer semptomlar varsa, hastalığın herhangi bir aşamasında palyatif tedavi kullanılabilir.

Hayır kurumu, “İlerlemiş kanserde palyatif tedavi, tedavi edilemese bile birinin daha uzun ve daha rahat yaşamasına yardımcı olabilir” açıklamasında bulundu.

Çalışma, 2004 yılının Ekim ayından 2009 yılının Aralık ayına kadar Tayvan’da bir palyatif bakım ünitesinde gerçekleştirildi. Semptom yoğunluğu “Belirti Bildirim Formu” ile sıfırdan dörde kadar derecelendirildi (sıfır hiç yok, dört aşırı derecede var).

Bu değerlendirmeler palyatif bakım ünitesinde birinci, üçüncü, beşinci ve yedinci günlerde yapıldı. Çalışma verileri rutin klinik kayıtlar ve hastaların demografik bilgilerini de içeriyordu.

BELİRTİLER ERKEN EVRELERDE DE ÇIKABİLİYOR

824 ileri kanser hastası arasında ağrı, iştahsızlık ve kabızlık en yaygın ve şiddetli semptomlar olarak belirlendi. Bu semptomların hastalığın erken evrelerinde de ortaya çıkabileceğini bilmek büyük önem taşıyor. Katılımcıların yaşının da semptomların ciddiyeti üzerinde etkili olduğu belirlendi.

KADIN HASTALARDA BELİRTİLER DAHA YÜKSEK PUANLI

65 yaş ve üstü hastalar, ağrı, uyku bozukluğu, depresyon ve anksiyete ölçeklerinde 65 yaşın altındakilere göre anlamlı derecede daha düşük puanlar aldı. Ayrıca kadın hastalar kusma, iştahsızlık, ödem (şişme), depresyon ve anksiyete ölçeklerinde erkek hastalara göre daha yüksek puanlar aldı.

ÇEVRE DESTEĞİ ÖNEMLİ

İlerlemiş kansere karşı birçok farklı tepki ve duygu yaşamak yaygındır. Şok hissedebilir, anlamakta zorluk çekebilir ve gelecek hakkında korkmuş veya kızgın hissedebilirsiniz. Macmillan Cancer Support’a göre, bu duyguları zamanla yönetmek genellikle daha kolay hale gelir ve kararlar verilmeye, planlar yapılmaya başlanır.

Hayır kurumu, “İlerlemiş kanserle uğraşırken çevre, aile ve arkadaşlar önemli bir destek kaynağı olabilir” dedi ve son olarak şu sözlere yer verildi:

“Aileniz ve arkadaşlarınız, hastalığınız ve tedaviniz hakkında ne kadar konuşmak istediğinizden emin olmayabilir. Bu konuda konuşmanızı bekliyor olabilirler.”

KAYNAK: SABAH

The post Kanser türlerinin ortak belirtisi çıktı! Kadınlar daha çok hissediyor appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>
https://memur70.com/kanser-turlerinin-ortak-belirtisi-cikti-kadinlar-daha-cok-hissediyor.html/feed 0 67688
Kemoterapinin kıyısından döndü: 100 binde 5 kişide görülüyor https://memur70.com/kemoterapinin-kiyisindan-dondu-100-binde-5-kiside-goruluyor.html https://memur70.com/kemoterapinin-kiyisindan-dondu-100-binde-5-kiside-goruluyor.html#respond Sun, 14 Jul 2024 16:00:22 +0000 https://memur70.com/?p=67652

İstanbul'da yaşayan Şükran Ayalp, ilk teşhislerde pankreas kanseri gibi görülen "Otoimmün pankreatit” hastalığına yakalandı. Yüz binde 5 kişide görülen hastalığa yakalanan Ayalp, kemoterapinin kıyısından döndü.

The post Kemoterapinin kıyısından döndü: 100 binde 5 kişide görülüyor appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>

İstanbul’da yaşayan Şükran Ayalp isimli kadın, midesinde dolgunluk, ani kilo kaybı, iştahsızlık gibi şikayetlerle hastaneye gitti. Ayalp’ın ilk sonuçları pankreas kanserini işaret etti ancak Otoimmün pankreatit” olduğu çok geç olmadan anlaşıldı. Yüz binde 5 kişide görülen hastalık hakkında Prof. Dr. Özdil açıklamalarda bulundu.

Ani kilo kaybı, iştahsızlık gibi şikayetlerle Biruni Üniversite Hastanesi’ne başvuran Ayalp’in pankreasında kitle olduğu tespit edildi. Kitle, ilk tetkiklerde pankreas kanseri gibi görülse de durumdan şüphelenen Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Kamil Özdil, yeniden biyopsi istedi. Tetkikleri değerlendiren Özdil, Şükran Ayalp’in aslında kanser olmadığını fark etti ve kanser kitlesine çok benzeyen, yüz binde 5 kişide görülen “Otoimmün pankreatit” hastalığı teşhisini koydu. 55 yaşındaki kadın hasta ilaçla tedavi altına alınırken kitlede küçülme tespit edildi.

KİTLE KANSERE İŞARET EDİYORDU

Teşhis ve tedavi sürecini anlatan Prof. Dr. Kamil Özdil, “Ayrıntılı tetkikler ve görüntülemelerde hastanın pankreasında 5 cm civarında bir kitle tespit ettik. Radyolojik görüntülere göre kitle oradaki damarlara tutunmuş olduğu için ameliyat aşamasını da geçmiş olan bir pankreas kitlesiydi, tamamen kanser görünümüne sahipti. Bunu üzerine kemoterapi alabilmesi için EUS (endoskopik ultrasonografi) dediğimiz yöntemle pankreastan biyopsi aldık. Biyopside kötü hastalığı çağrıştıran hücre saptayamadık. Bundan emin olmak için bir kez daha biyopsi alıp başka bir merkezde de bunu değerlendirdik. Tüm bulguları üst üste topladığımız zaman hastada kanser görünümünde ortaya çıkan ama kanser olmayan, ottiomun pankreatit denilen hastalığı tespit ettik” dedi.

BİYOPSİ AVANTAJ OLDU

Başlanan tedavi ile kitlenin neredeyse tamamının kaybolduğunu belirten Prof. Dr. Özdil, birçok vakada ancak ameliyat aşamasında ottiomun pankreatit tanısının koyulabildiğini ifade ederek, “Hasta, bu hastalığın tespit edilememesi nedeniyle aslında ameliyat gereksinimi olmadığı halde ameliyata alınabilmekte. EUS’la yapılan biyopsi ile tanının tam netleşmiş olması, bu hasta için bir avantaj oldu. Hasta, kemoterapi veya ameliyat gereksinimi olmadan tedavi görmüş oldu” şeklinde konuştu.

Her kitlenin kötü huylu tümör olmayacağını, bunun çok dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Kamil Özdil, sözlerini şöyle noktaladı:
“Otoimmün pankreatit nadir görülen bir hastalık. 100 binde 5 ila 3 civarında görülme oranı mevcut. Her gördüğümüz kitle kanser olmayabilir. Onun için hastayı iyi değerlendirdikten sonra ona uygun testleri yapıp gerekiyorsa mutlaka biyopsi alıp değerlendirilmeli. Bu vakada da gördüğümüz gibi nadir de olsa birey için hayatın akışını değiştirebiliyor.”

İKİ DEFA BİYOPSİ YAPILDI

Gittiği başka bir merkezde de kitlenin pankreas kanseri olarak değerlendirilmesi üzerine zor günler yaşayan Şükran Ayalp, “Kamil hocanın bilim ahlakı bizi doğru yola götürdü. Ona çok teşekkür ediyorum. Hastalığımın üzerinde tekrar durdu. ‘Bunun ne olduğunu bilmemiz gerekir ki tedaviyi ona göre yapalım’ dedi. Onun üzerine ikinci bir biyopsi daha yapıldı ve neticede kanser olmadığı anlaşıldı. Gereksiz yere ameliyat olmadan ya da kemoterapi almadan, otoimmün pankreatit adı verilen hastalık olması sebebiyle tedavinin steroidler üzerinden yapılacağı ortaya çıktı” diye konuştu.

‘DİBE GİTTİM, TEKRAR YUKARI ÇIKTIM’

Kısa sürede yaşadığı karmaşık duyguları da anlatan Ayalp, “Dibe gittim, tekrar yukarı çıktım. İlk kanser ihtimalinde ölümü çok düşündüm ama sağ olsun eşim bana çok destek oldu, ilgisini gösterdi. O beni biraz daha güçlü tutmaya çalıştı. Şimdi soru işaretlerim var ama hayata olumlu bakıyorum” dedi.

Tedavisi bir aydır devam eden Şükran Ayalp’in durumu hızla iyiye gidiyor.

KAYNAK: İHA

The post Kemoterapinin kıyısından döndü: 100 binde 5 kişide görülüyor appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>
https://memur70.com/kemoterapinin-kiyisindan-dondu-100-binde-5-kiside-goruluyor.html/feed 0 67652
Kozmetik ürünlerde büyük tehlike! Deneylerin ardından ‘talk’ çıktı https://memur70.com/kozmetik-urunlerde-buyuk-tehlike-deneylerin-ardindan-talk-cikti.html https://memur70.com/kozmetik-urunlerde-buyuk-tehlike-deneylerin-ardindan-talk-cikti.html#respond Tue, 09 Jul 2024 19:00:09 +0000 https://memur70.com/?p=67455

IARC, kozmetik ürünlerde yer alan talk mineralinin "insanlarda kansere sebebiyet verebilen muhtemel kanserojen" olarak sınıflandırıldığını açıkladı.

The post Kozmetik ürünlerde büyük tehlike! Deneylerin ardından ‘talk’ çıktı appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>

Dünya Sağlık Örgütü’ne bağlı Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı’ndan (IARC) yapılan açıklamada, 29 araştırmacının kozmetik ürünlerde bulunan “talk” hakkındaki bilimsel araştırmaları incelediği belirtildi.

Açıklamada, insanların madenlerde ve kağıt endüstrisinde çalışarak veya kozmetik ürünlerin kullanımıyla “talk” mineraline maruz kaldığı aktarılırken, “perineal bölgede” talk barındıran vücut pudrası kullandığını bildiren kadınlarda yumurtalık kanseri vakalarında sürekli artış olduğu vurgulandı.

DENEY SONUÇLARINDAN KANSER ÇIKTI

Asbest minerallerinin yakınında doğal olarak bulunan “talk”ın “2A Grubu (muhtemel)” kanserojen madde olarak sınıflandırıldığı açıklamada, mineralin denek hayvanlarında kansere neden olması hakkında “yeterli kanıt” bulunduğuna dikkati çekildi. Açıklamada, incelenen bilimsel makalelerdeki bulguların “talk”a maruz bırakılan dişi farelerde kötü huylu, erkek farelerde ise hem iyi hem de kötü huylu tümörlere rastlandığını ortaya koyduğu belirtildi.

IARC’ın söz konusu bulgularına “The Lancet Oncology” adlı dergide yayımlanan makalede yer verildi.

ABD’li kozmetik ve hijyenik ürünler üreticisi Johnson & Johnson şirketi 12 Haziran’da, bebek pudrası ve talk bazlı diğer ürünlerinin kansere neden olduğu iddiasıyla 42 eyalet ile başkent Washington tarafından yürütülen soruşturmaları çözüme kavuşturmak için 700 milyon dolar ödemeyi kabul etmişti.

KAYNAK: AA

The post Kozmetik ürünlerde büyük tehlike! Deneylerin ardından ‘talk’ çıktı appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>
https://memur70.com/kozmetik-urunlerde-buyuk-tehlike-deneylerin-ardindan-talk-cikti.html/feed 0 67455
Kaynak suyu içen 236 kişi hastenelik oldu https://memur70.com/kaynak-suyu-icen-236-kisi-hastenelik-oldu.html https://memur70.com/kaynak-suyu-icen-236-kisi-hastenelik-oldu.html#respond Tue, 09 Jul 2024 18:00:12 +0000 https://memur70.com/?p=67452

Hatay'da kaynak suyu içen 236 kişi zehirlenme şüphesiyle hastaneye başvurdu. Yapılan açıklamaya göre zehirlenmeler hakkında inceleme devam ediyor.

The post Kaynak suyu içen 236 kişi hastenelik oldu appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>

Hatay’ın Arsuz ilçesine bağlı 3 mahallede yaşayan 236 kişi, tükettikleri kaynak suyu sonrası zehirlenme şüphesiyle hastaneye başvurdu.

Arsuz ilçesinin Tatarlı, Işıklı ve Konacık mahallelerinde önceki gün dağdan çıkan kaynak suyundan içen vatandaşlar, karın ağrısı ve kusma yaşamaya başladı. Son 2 günde, Arsuz’un 3 mahallesinden toplam 236 kişi, benzer şikayetlerle Arsuz Devlet Hastanesi’ne başvurdu.

Tedavi altına alınan 236 kişiden ikisinin hamile ve ikisinin çocuk olduğu öğrenildi. Hatay Büyükşehir Belediyesi HATSU ve ilçe sağlık müdürlüğü ekipleri bölgeye gelerek sudan örnek aldı. Kaynak suyunun bölge halkının isteği doğrultusunda klorlanmadığı ve zehirlenmelerin bu yüzden yaşandığı tahmin ediliyor. Öte yandan HATSU ekiplerinin kaynak suyunun bulunduğu noktaya klorlama ünitesini kurdukları ve kısa sürede faaliyete geçeceği öğrenildi.

İNCELEME DEVAM EDİYOR

Işıklı Mahallesi Muhtarı Erol Kuyucu, kaynak suyunun kendi istekleri doğrultusunda klorlanmadığını belirterek, “Zehirlenmenin nedeni klor değil. Nüfusumuz 878 yani 880 ama yüzde 40’ı etkilendi herhalde. Kusma, karın ağrısı halsizlik şikayetiyle hastaneye başvuruldu. Tatarlı ve Işıklı mahallesinin hem sulama suyu hem içme suyu. Sıkıntının neden olduğu belli olacak. Klor mu, bakteri mi ne olduğu bugün belli olacak büyük ihtimalle” ifadelerini kullandı.

KAYNAK: İHA

The post Kaynak suyu içen 236 kişi hastenelik oldu appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>
https://memur70.com/kaynak-suyu-icen-236-kisi-hastenelik-oldu.html/feed 0 67452
30’lu yaşlarda bunu yaşayanlar dikkat! Alzheimer riski kapıda… https://memur70.com/30lu-yaslarda-bunu-yasayanlar-dikkat-alzheimer-riski-kapida.html https://memur70.com/30lu-yaslarda-bunu-yasayanlar-dikkat-alzheimer-riski-kapida.html#respond Tue, 09 Jul 2024 10:00:08 +0000 https://memur70.com/?p=67428

Genç yaşlarda yaşanan bazı sorunların Alzheimer hastalığına etki ettiği yönünde açıklamalar dikkat çekti. Araştırmacılar, özellikle 30'lu yaşlar konusunda açıklama yaptı.

The post 30’lu yaşlarda bunu yaşayanlar dikkat! Alzheimer riski kapıda… appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>

Yapılan araştırmalar, 30’lu yaşlarda ortaya çıkan bir belirtinin “beyin küçülmesi” hakkında önemli bir uyarı olduğunu ortaya koydu. Genç yaşlarda yaşanan bazı sorunlar, Alzheimer’ın ardındaki en büyük etkenlerden biri olarak gösterildi. İşte 30’lu yaşlarda es geçmemeniz gereken o durum…

University College London tarafından yapılan yeni bir araştırma, aşırı beyin yaşlanmasına bağlı zayıf kalp sağlığı, bunamaya bağlı bir hastalığın başlangıcı olabileceğini gösterdi.

Araştırmada uzmanlar, beynin bilişsel yaşı ile kalp sağlığı arasındaki ilişkiyi keşfettiler.

Elde edilen bulgular, 30’lu yaşların ortalarında kalp sağlığını ihmal etmenin “beyin küçülmesine” neden olabildiği yönünde.

BEYNİ 20 YIL YAŞLANDIRIYOR

University College London (UCL) araştırmacıları, katılımcıların beyinlerinin büyüklüğünü uzun bir süre boyunca izleyerek, sağlıksız bir kalbe sahip olmanın beyinlerini yaşlandırabileceğini keşfetti.

Kalp sağlığı daha kötü olan 36 ve daha sonra 69 yaşlarında olanların beyinlerinin biyolojik yaşlarından bazen on veya yirmi yıl daha büyük olduğu bulundu.

KAYNAK: SABAH

The post 30’lu yaşlarda bunu yaşayanlar dikkat! Alzheimer riski kapıda… appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>
https://memur70.com/30lu-yaslarda-bunu-yasayanlar-dikkat-alzheimer-riski-kapida.html/feed 0 67428
Uzun yaşamasının sırrı mercek altında! Bu köpekbalığı kalp sağlığı için çare olabilir https://memur70.com/uzun-yasamasinin-sirri-mercek-altinda-bu-kopekbaligi-kalp-sagligi-icin-care-olabilir.html https://memur70.com/uzun-yasamasinin-sirri-mercek-altinda-bu-kopekbaligi-kalp-sagligi-icin-care-olabilir.html#respond Fri, 05 Jul 2024 11:00:25 +0000 https://memur70.com/?p=67273

500 yıl yaşayabilen Grönland köpekbalığının uzun ömrünün sırrı araştırıldı. Yapılan çalışmalar, insanların kalp sağlığının iyileştirilebilecek önemli katkılar sağlanabileceği yönünde.

The post Uzun yaşamasının sırrı mercek altında! Bu köpekbalığı kalp sağlığı için çare olabilir appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>

Grönland köpekbalığının uzun ömürlü olması dikkat çekti ve araştırmacılar insan sağlığına katkı sağlama konusunda çalışmalara başladı.

Yapılan araştırmada bilinen en uzun ömürlü omurgalı olan Grönland köpekbalığının nasıl hayatta kaldığına dair yeni bulgular edinildi. Araştırmacılar yeni keşfin, insanların kalp sağlığını iyileştirebilecek çalışmalara önemli katkılar sunmasını bekliyor. Ortalama yaşam süresi 270’le 500 yıl arasında değişen Grönland köpekbalıkları, Kuzey Atlas ve Antarktika okyanuslarında yaşıyor. Fakat bu hayvanların nasıl bu kadar uzun yaşadığı gizemini büyük ölçüde koruyor.

UZUN YAŞAMASININ SIRLARINDAN BİRİ BELLİ OLDU

Deneysel Biyoloji Derneği’nin Prag’da düzenlenen yıllık toplantısında dün sunulan bir araştırmada Grönland köpekbalığının kaslarının kendine has metabolizması sayesinde uzun süre yaşıyor olabileceği bulundu.

Araştırmacılar Grönland köpekbalıklarına ait kas dokusu örneklerindeki 5 farklı enzimi inceledi. Bu enzimlerin metabolik aktivitesinin, çeşitli yaş ve sıcaklıklarda nasıl değiştiği analiz edildi. Bilim insanları yaptıkları basın açıklamasında, hayvanların kas metabolizmasında yaşa bağlı bir değişim olmadığını saptadıklarını aktardı.

Çalışmaya liderlik eden Ewan Camplisson, “Bu durum, yaşlandıkça metabolik enzim aktivitelerinde bir miktar değişiklik gösterme eğiliminde olan çoğu hayvandan epey farklı” diyor.

Sonuçlar Grönland köpekbalığının diğer hayvanlarla aynı klasik yaşlanma belirtilerini göstermediği hipotezimizi destekliyor.

Camplisson daha fazla çalışmanın, köpekbalıklarının uzun ömründe metabolizmanın ne dereceye kadar rol oynadığını göstereceğini söylüyor. 

KALP SAĞLIĞI İÇİN ARAŞTIRMALAR DEVAM EDİYOR

Bilim insanları hücre düzeyinde insan kalbine benzediğini söyledikleri köpekbalığı kalbinin incelenmesinin, insan sağlığı açısından kıymetli sonuçlar doğuracağını umuyor. 

Camplisson “Grönland köpekbalıklarının kalp ve damar hastalıklarından ciddi şekilde etkilenmeden bu kadar uzun yaşamasını sağlayan adaptasyonları anlayabilirsek, kalp sağlığını iyileştirmek için bunlardan bazılarını insanlara uyarlayabiliriz” ifadelerini kullanıyor:

Bunlar, yaşlandıkça daha yaygın ve şiddetli hale gelen sorunlar.

Araştırmacılar ayrıca sıcaklık artışının Grönland köpekbalıklarının metabolizmasında önemli değişiklikler yarattığını kaydetti. Bu nedenle iklim kriziyle bu türün yaşam alanının da tehlikeye gireceğinden endişeleniyorlar. 

“Isınan okyanuslar muhtemelen bu tür açısından büyük sorunlara yol açacak” diyen Camplisson ekliyor: 

Bu durum yüksek ihtimalle Grönland köpekbalıklarının soğuk sularda kalabilmek için giderek daralan bir coğrafi alana sıkışmasıyla sonuçlanacak.

KAYNAK: INDEPENDENT

The post Uzun yaşamasının sırrı mercek altında! Bu köpekbalığı kalp sağlığı için çare olabilir appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

]]>
https://memur70.com/uzun-yasamasinin-sirri-mercek-altinda-bu-kopekbaligi-kalp-sagligi-icin-care-olabilir.html/feed 0 67273