TOGG’dan yapılan açıklamaya göre, TOGG’da üretim sorumluluğu, otomotiv sektöründe 20 yılı aşkın tecrübeye sahip olan Murat Akdaş’a verildi.

Verilen bilgiye göre, son olarak, 1997 yılında çalışmaya başladığı Honda Türkiye’de Fabrika Direktörlüğü görevini yürüten Akdaş, bugünden itibaren TOGG’da inşaat proje yönetimi ve üretim sorumluluğu pozisyonlarında görev yapacak.

Lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Makinaları Mühendisliği’nde tamamlayan Murat Akdaş, yüksek lisans eğitimini de İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Makine Mühendisliği bölümünde gerçekleştirdi.

Meslek hayatına 1991 yılında Pendik Tersanesi’nde Mekanik Montaj Kontrol Mühendisi olarak başlayan Akdaş, üç yıl boyunca bu görevi sürdürdükten sonra otomotiv sektörüne adım atarak Türk Pirelli AŞ’de Kaizen Mühendisi olarak iki yıl boyunca görev yaptı.

Honda Türkiye’deki kariyerine 1997 yılında kalite bölümünde başlayan Murat Akdaş, bugüne kadar üretimin birçok farklı ve önemli pozisyonunda yöneticilik yaptı.

TOGG’da tüm üretim süreçlerinin yönetiminde yer alacak Murat Akdaş inşaat proje yönetimi, üretim operasyonları, üretim mühendisliği, üretim kalitesi, malzeme yönetimi ve çalışma ilişkilerinden sorumlu olacak.

The post TOGG’da üretimin başına Murat Akdaş geldi (Honda’dan transfer) appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Bayern Münih ile geçen yıl dolan sponsorluk sözleşmesini 2029’a kadar uzatan Audi, takımın oyuncularının ve teknik ekibin kullanıma sunduğu elektrikli model ailesi e-tron araçların teslimatını gerçekleştirdi.

Covid-19 önlemleri nedeniyle Münih Havaalanı’nda gerçekleşen ve takımın da yer aldığı teslimatta, Bayern Münih Teknik Direktörü Hansi Flick başta olmak üzere Takım Kaptanı Manuel Neuer ile Robert Lewandowski, diğer takım oyuncuları ve Kulüp Başkanı Karl Heinz Rummenigge katıldı.

19 e-tron modelinin teslimiyle, Bayern Münih filosuna elektrikli otomobil katan ilk futbol takımı oldu. Neuer ise yaptığı konuşmada, “Bayern’de oynadığım süre boyunca, Audi modellerine tanık oldum. 10 yıl önce ilk otomobilim dizel Q7 TDI idi. Şimdi ise elektrikli bir Audi kullanıyorum” diye konuştu.

The post Bayern Münih Audi ile elektriklendi! appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Alman otomobil üreticisi Volkswagen, Çin’de ortak girişimlerle elektrikli araç üretimine 15 milyar euro yatırım yapacağını duyurdu.

Volkswagen Group China tarafından yapılan açıklamada, Alman şirketin Çin’deki ortak girişimleri SAIC VOLKSWAGEN, FAW-Volkswagen ve JAC Volkswagen’in, 2020-2024’te e-hareketliliğe15 milyar euro yatırım yapacağı belirtildi.

15 FARKLI MODEL

Açıklamada, Çin’de 2025’e kadar Volkswagen’in 15 farklı elektrikli modelinin üretileceği ve şirketin ürün portföyünün yüzde 35’inin elektrikli modellerden oluşacağı kaydedildi.

HEDEF SATIŞLARI İKİYE KATLAMAK

Elektrikli araçların üretiminin gelecek ay başlayacağı bildirilen açıklamada, Alman şirketin Çin’de gelecek yıl elektrikli araç satışlarını ikiye katlamayı hedeflediği belirtildi.

Açıklamada, Çin hükümetinin elektrikli araçlar için şarj altyapısına şimdiden büyük yatırım yaptığı, Volkswagen’in Çin’de batarya teknolojisi ve şarj altyapısında ortaklıklar geliştirmeye devam ettiği aktarıldı.

The post Volkswagen’den elektrikli otomobile 15 miyar euro appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Honda, 2020 Pekin Uluslararası Otomotiv Fuarı’nda (Auto China 2020) tanıtımlarını gerçekleştirdi. Honda’nın fuarda öne çıkan en önemli yeniliği ise “Honda SUV e:concept” oldu. 

Fuarda geniş ürün gamını sergileyen Honda, elektrikliye geçiş stratejisi kapsamında Çin’de satışa sunulacak ilk şarj edilebilir hibrit aracı olan CR-V PHEV modelini de fuar ziyaretçileri ile buluşturdu. Sadece yeni modellerini tanıtmakla kalmayan Honda ayrıca yeni nesil çok yönlü sürüş destek sistemleri ADAS (Advanced Driver Assist System) ile ilgili bir teknoloji sunumu da yaptı.

Honda, 2030 Küresel Vizyon stratejisi kapsamında karbondan ve kazalardan arındırılmış bir toplum oluşturma hedefleri olduğunu belirterek bu hedefe paralel olarak herkesin güvende olduğu ve trafik kazalarının olmadığı bir toplum gerçekleştirmeye yardımcı olmayı amaçladıklarını belirtti. Herkes için Güvenlik” yaklaşımına dayanan kazasız bir topluma ivedilikle ulaşmak için çalışmalarını sürdüğünü açıklayan Honda, bu hedefe doğru atılan önemli bir adım olan ADAS için bu yıl Çin’de yol testlerine başlamayı planladığını da duyurdu.

HONDA SUV E:CONCEPT

Pekin Otomobil Fuarı’nın en çok dikkat çeken yeniliklerinden biri olan Honda SUV e:concept, sadece çevreci bir elektrikli otomobil olarak değil çok yönlü gelişmiş sürüş yardım sistemlerinin yanı sıra yeni nesil Honda Sensing güvenlik paketi ve Honda Connect bilgi-eğlence sistemi ile de öne çıkıyor.  

Honda SUV e:concept’te yer alan sürüş destek sistemi ADAS (Advanced Driver Assist System), Honda Sensing’in yeni nesil ve gelişmiş formunu gözler önüne seriyor. Daha geniş bir ön kamera açısı ve sistemin araç çevresini daha doğru algılamasını sağlayan ADAS, 360 derecelik bir radarın benimsenmesi sayesinde gelişmiş tanıma, tahmin ve karar verme performansı sunuyor. Yeni sistem, otoyollarda ve ara yollarda çok daha karmaşık yol koşullarında ve çok daha fazla sürüş senaryosunda daha güvenli sürüş için sürücüyü destekliyor.

Honda Connect ise bir yapay zeka asistan arayüzü, akıllı telefon bağlantısı ve gelişmiş bağlantı ile kablosuz güncellemeler alarak gelecek teknolojilerini kullanıma sunuyor.

İLK ŞARJ EDİLEBİLİR HİBRİT ARAÇ: CR-V PHEV

Honda CR-V PHEV, Çin’de satışa sunulan şarj edilebilir hibrit sistemle donatılan ilk Honda modeli olacak. Çin’de 2021 yılının Ocak ayında satışa sunulması planlanan Honda CR-V PHEV, Sport Hybrid i-MMD iki motorlu hibrit sistemi ile daha verimli bir pile ve konvertör sisteme sahip. Bu sistem, sürüş performansı, tepkiler ve sessizlik dahil olmak üzere neredeyse tüm günlük sürüş koşullarında elektrikli araca en yakın sürüş hissini sunuyor.

The post Honda yeni SUV e:concept’in dünya prömiyerini gerçekleştirdi appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Elektrikli otomobil üreticisi eski yönetim kurulu başkanı Trevor Milton iki kadın tarafından tacizle suçlandı. Kadınlardan birinin Milton’ın kuzeni Aubrey Smith olduğu ifade edilirken diğerinin adı açıklanmadı.

İki kadını temsil eden Utahlı avukat Craig Johnson, olayların 1999 ve 2004’te iddia sahiplerinin 15 yaşında olduğu zaman yaşandığını ifade etti. 1999’da yaşanan olay sırasında Milton’ın da 17 yaşında olduğu belirtildi.

Trevor Milton’ın sözcüsü Brandon Messina olayları kesin bir dille yalanlarken Trevor Milton’ın hayatının hiçbir döneminde hiç kimseye uygunsuz bir şekilde dokunmadığını belirtti.

Bu iddialar, Trevor Milton’ın abartılmış rakamlar ve öngörüler öne sürdüğünün anlaşılmasının ve Nikola’nın yönetim kurulu başkanlığından ayrılmasından 1 hafta sonra gerçekleşti.

Nikola, 2014’te Trevor Milton tarafından bir girişim olarak, hidrojen ve elektrikli TIR üretmek üzere kurulmuş ve Haziran ayında borsaya açılmıştı. 10 milyar doların üzerini de gören şirketin şu anda 6 milyar doların üzerinde bir hisse değeri bulunuyor.

The post Nikola’nın eski yönetim kurulu başkanı Trevor Milton’a taciz suçlaması appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

AB Komisyonu’nun Kıdemli Başkan Yardımcısı Margrethe Vestager, Alman Brose ve Kiekert ile Kanada merkezli Magna firmalarının arabaların kapı ve cam sistemlerini içeren parçaların üretiminde kartel oluşturduklarının belirlendiğini açıkladı.

Açıklamada, araba parça üreticisi firmaların 2009 ila 2012 yılları arasında iki farklı kartel oluşturarak fiyatlarını ortak belirledikleri, hassas ticari verileri paylaştıkları ve rekabeti önledikleri kaydedildi.

Magna firmasının söz konusu kartel oluşumlarını ifşa ettiği için para cezası almadığına dikkati çekilen açıklamada, Kiekert firmasına 14 milyon 971 bin euro, Brose firmasına da 3 milyon 225 bin euro para cezası verildiği bildirildi.

AB’de faaliyet gösteren şirketlerin sektörlerinde rekabete aykırı bir durum olup olmadığını denetleme yetkisi AB Komisyonu’nda bulunuyor. AB Komisyonu, söz konusu incelemede rekabete veya antitröst yasalarına aykırı bir durum tespit ederse buna son veriyor ve firmalara yüksek para cezaları uyguluyor.

The post AB’den araba parçası üreticilerine kartel cezası appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bilaloğlu, Türkiye’de otomotiv sektörü için bakanlıklar üstü bir bakışla tüm paydaşların avantajını gözeten bir makamın olması gerektiğini belirterek, “Benim kafamdaki yapı şu; bir devlet makamı sadece otomotivden sorumlu olsun” dedi.

Bilaloğlu, zoom üzerinden video konferans yöntemiyle otomotiv sektörüne ilişkin sorularını yanıtladı.

ÖTV değişikliği konusuna değinen Bilaloğlu, baremlerin düzelmesini beklediklerini ve bunu sürekli talep ettiklerini vurgulayarak, en son barem düzenlemesinin üzerinden 1 yıla aşkın bir süre geçtiğine dikkati çekti.

Bilaloğlu, Türkiye’deki otomotiv sektörünün hem yerli hem de ithalatçı firmalar açısından avro kuruna bağlı olduğunu aktararak, “İthalat yüzde 100 avro kuruna bağlı. Üretici de kısmen kurlara bağlı. Çünkü yerlilik oranları yüzde 30 ila 60 arasında değişiyor aşağı yukarı. Geri kalan kısmı ithal olduğundan orası da euro kuruna bağlı. Enerji de zaten dövize bağlı. Türkiye net enerji ithal eden bir ülke. Hal böyleyken, tabii ki fiyat baremlerinde hiçbir şekilde düzeltme olmadığından ama döviz kurlarında artış yukarı yönlü olduğundan, en düşük fiyat bareminde neredeyse ürün kalmıyor.” diye konuştu.

İki yıl kadar önce en düşük fiyat bareminde yaklaşık 25 model bulunduğunu ve düzeltme öncesi bu model sayısının ikiye düştüğünü anlatan Bilaloğlu, “ÖTV veya bir ülkenin vergi sisteminin sadece bir sektöre göre yapılması mümkün değil. Ülkenin tabii ki bir bütçe dengesi, bir genel politikası oluyor. Bunları da devlet büyüklerimiz ve bakanlarımız sorumlu bir şekilde, geçmişte yaptığı gibi şimdi ve gelecekte yapacaktır.” ifadelerini kullandı.

“ÇAĞDAŞ BİR VERGİ SİSTEMİNE GEÇME VAKTİ GELDİ”

Bilaloğlu, ÖTV çatı yapısının değişmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Bizim ÖTV’yle ilgili otomotiv sektörü olarak daha somut önerilerimiz var. Birincisi, bu ÖTV sisteminin omurgası, çatısı yani yapısı yaklaşık 30-35 yıldır değişmedi ama sektör çok değişti. Gerek araçların motorları gerekse motor teknolojileri değişti. Artık hibrit, gazlı, elektrikli otomobiller var. Bunların hepsini göz önünde bulundurduğumuzda, Türkiye’nin daha çağdaş bir vergi sistemine geçme vakti geldi de geçti bile. Daha önce bu öneriyi de defalarca yaptık; bir çalıştayla farklı dernek ve bakanlıkların bu ÖTV sistemini artık temelinden, geleceğe ve gelecek modellere ve teknolojilere hitaben bir ÖTV sistemini değiştirmenin zamanı geldi.”

ÖTV artışları öncesinde bir adaptasyon süresinin tanınmasını önerdiklerini de dile getiren Bilaloğlu, “Artışlar hazırlıksız, yani bugünden yarına açıklandığında çok ciddi iki problem yaşanıyor. Birincisi vatandaş problem yaşıyor. Yatıyorsunuz, sabah kalktığınızda ÖTV artışı olduğunda, aldığınız aracın fiyatı değişmiş oluyor ve bunu ödemek zorunda kalıyorsunuz. Belli bir süre, bir adaptasyon süresi verilse, vatandaş ve müşteri arabayı alıp almama kararını gözden geçirebilir veya çare arayabilir. Hazırlıklı olabilir. Aynı şey sektör için de geçerli.” dedi.

Bilaloğlu, mevcut ÖTV sistemine göre, gerek yerli üretici, gerekse ithalatçı şirketlerin öncesinden bir model, ithalat ve üretim programı yaptığından bahsederek, üretim programının yan sanayiye kadar gittiğini ve ÖTV değişikliklerinde toplam pazarın kompozisyonun da bir anda değiştiğini vurguladı.

“TEZAT KARARLAR OLABİLİYOR”

Ali Bilaloğlu, otomotiv sektöründe yeni bir mekanizma kurulmasına yönelik tavsiyelerini de paylaştı.

Türkiye otomotiv sektörünün dünyadaki en iyilerle yarışması gerektiğini belirten Bilaloğlu, şunları kaydetti:

“Otomotiv sektörü ve ekosistemi, çok boyutlu olduğundan farklı farklı bakanlıkları ve alanları kapsıyor. Bu yüzden tabii ki bir bakanlıktan alınmış karar bazen tezat durumlar yaratabiliyor diğer bakanlıklar için. O yüzden bizim bir önerimizi de buradan resmi olarak bir kere daha duyurmuş olayım. Belki sektöre bir danışman, belki bir Cumhurbaşkanı Danışmanı atanabilir. Tek görevi otomotiv sanayisi olacak bu danışmanın yanına 8-10 kişilik de bir konsey kurulursa, sektörün gelişmesini daha koordineli ve bilinçli bir şekilde sağlanabileceğini düşünüyorum. Çünkü ister istemez şu anki yapıda, tabii ki her bakanlık sadece kendi kısmından sorumlu olduğundan, bazı kararlar başka bakanlığın veya sektöründe çıkarına olmayabiliyor. Bakanlıklar üstü bir bakışla tüm paydaşların avantajını gözeten bir makamın olması gerektiğini düşünüyorum.”

Bilaloğlu, sektörde bulunan bütün paydaşların bulunduğu bir yapı kurulmasının faydalı olacağını savunarak, “Benim kafamdaki yapı şu; bir devlet makamı sadece otomotivden sorumlu olsun. Niye sadece otomotiv? Çünkü otomotiv dünyada da nüfusu belli bir yükseklikte olan bizim gibi ülkelerde de en önemli sektör, en önemli sanayi. Türkiye’nin amacı çok net bir şekilde şu olması lazım: 10 yıl sonra otomotiv sanayisinde dünyadaki ilk 3 ülkeye girmek… Bunun için ne yapmamız gerekiyorsa, oturup konuşalım.” değerlendirmelerini yaptı.

Konuya tek yönlü bakılmaması gerektiğini vurgulayan Bilaloğlu, sektörde elektronik çözümler gibi yeni ve çok farklı alanlar bulunduğunu, Türkiye’nin buralara hızlı girebileceğini söyledi.

“ÜRETİM PANDEMİ ÖNCESİNE ULAŞAMADI”

Ali Bilaloğlu, dünyada otomotiv için önerdikleri mekanizmanın örneklerinin olduğundan bahsederek, Japonya ve Almanya’da sektörün bu şekilde geliştiğini söyledi.

Bu ülkelerde bir kişinin sektörden sorumlu olduğunu anlatan Bilaloğlu, “Almanya da halen daha başbakanın ana görevlerinden biri otomotiv sanayisi. Senede 4 kere otomotiv sanayisiyle bir araya gelip work-shoplar yapıyorlar. Geçenlerde Sayın Merkel otomotiv sanayisini topladı ve otomotivin geleceğini konuştu. Bir başbakan olarak kendisi bu konun üzerinde. Geçmişte de böyleydi, çünkü otomotiv sanayisi büyük sanayi ülkelerindeki diğer sanayiyi hızlandırabilecek veya yavaşlatabilecek potansiyele sahip. Bu bir gerçek.” dedi.

Bilaloğlu, yeni tip corona virüs (Covid-19) salgınının sektöre etkilerine ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, şöyle devam etti:

“Ocak ayından beri halen daha otomotiv sektörü henüz tüm üretim kapasitelerini global anlamda kullanma noktasına gelemedi. Çünkü bir bölge açıyor üretimi, diğer bölge kapatıyor. Önce Çin’de durdu, sonra Avrupa’da… Oradan Güney Amerika’ya sıçradı. Pandemi dünyanın muhtelif yerlerinde devam ediyor, buralarda üretim hala başlamış değil. Mesela Brezilya’dan size iki tane vida geliyorsa ve bu size gelmiyorsa, onla da siz aksı sıkıyorsanız, arabaları bitiremiyorsunuz. Arabalar duruyor. O yüzden hala daha üretim kapasitesi dünya çapında baktığınızda, pandemi öncesine gelmiş değil. Bu ne zaman olacak? Tabii pandemi bittiğinde olacak. Çünkü hala pandemi süreçlerinin nasıl etkileyeceğini öngörmek, en azından benim açımdan bir miktar zor. Aşı çıktığında ve pandemi bittiğinde, otomotiv sanayisi yine eski organize haline gelecektir diye düşünüyorum”

“DÖVİZDEKİ ARTIŞ FİYATLARA YANSIYACAK”

Ali Bilaloğlu, döviz kurlarındaki artışın araç fiyatlarına yansımasının kaçınılmaz olduğunu belirterek, çünkü malın maliyetinin tamamen euro kuruna bağlı bulunduğunu vurguladı.

Fiyatların euro bazında artmadığına, sadece vergi artışı kadar değişim yaşandığına dikkati çeken Bilaloğlu, “Euro bazında fiyatlar düşüyor, artmıyor ama TL bazında artıyor. Çünkü kurlar artıyor. Yapacak bir şey yok orada.” değerlendirmesinde bulundu.

Bilaloğlu, ikinci eldeki fiyat artışlarında, sıfır araç bulunurluğunun azalmasının ve ikinci ele sağlanan kredi desteği gibi farklı birçok faktörün etkili olduğunu anlattı.

Türkiye otomotiv pazarının yeniden 1 milyon adetli rakamlara dönmesi noktasında görüşlerini de paylaşan Bilaloğlu, bu bağlamda tavsiye ettikleri oluşumun faydalı olacağını söyledi.

Bilaloğlu, “Türkiye’deki yaklaşık 16 milyon arabanın 3’te 1’i 15 yaş üzeri. Bu Avrupa’daki en yaşlı araç parkı. Türkiye yine kısa ve orta vadede 1 milyon civarında pazara rahatlıkla tekrar ulaşabilecek potansiyele sahip bir pazar. Ekonomik anlamda dünya düzelmeye başlarsa, Türkiye’nin bu rakama ulaşması için bir engel görmüyorum.” diye konuştu.

“HURDA TEŞVİKİ SANAYİ POLİTİKASI HALİNE GELSİN”

ODD Yönetim Kurulu Başkanı Bilaloğlu, hükümet tarafından sektöre sunulan hurda teşvikinin amacına ulaştığını söyledi.

Söz konusu teşvikin otomobil pazarını canlandırma programı olarak algılandığını, bunun yanlış olduğunu vurgulayan Bilaloğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu yanlış. Türkiye çevreci bir politika çizeceğini her yaptığı kararla gösteriyor. Otomobil sektörüne dönersek en net karar elektrikli otomobil yapıyoruz, içten yanmalı bir motor yapmıyoruz. Yerli otomobilimizin elektrikli olacağına karar verdik. O zaman dönüp mevcut araç parkını da o şekil de şekillendirecek bir düzenleme yapmamız gerekiyor. Hurda teşvikini sanayi politikası haline getirmemiz gerekiyor. Sektörü canlandırma politikasından kurtarıp bir sanayi politikası ve çevre politikası haline getirmemiz gerekiyor. Vatandaşı uzun vadede eski araçlarını bırakmayı teşvik etmemiz gerekiyor. Bundan 12 sene önce üretilen bir aracın salgıladığı emisyon bugün üretilen yaklaşık 13 araca bedel. Buradaki aktif güvenlik, pasif güvenlik konularına hiç girmiyorum bile. Bunlar çok daha kötü o otomobillerde, çünkü konuştuğumuz araçlar 15 yaşında. Bunların süratle trafikten çıkması gerekiyor ki bahsetmiş olduğum çevreci ve güvenlik konularında ülkemizi daha refah bir düzeye taşıyalım.”

The post Otomotivcilerden ÖTV talebi: Sistemin değişme vakti geldi appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Pandemi döneminin sona ermesi ile birlikte gündeme gelen motosikletlere ek ÖTV’ye rağmen yaz aylarında motosiklet satışları her geçen ay yükseldi. Ağustos ayında ise bu yükseliş zirve yaptı.

Hürriyet gazetesinden Cem Özenen’in haberinde yer verdiği TÜİK verilerine göre, ağustos ayında trafiğe kaydı yapılan motosiklet sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 94 oranında artarak 25 bin 425 oldu. 2019 yılı aynı ayında ise bu rakam13 bin 77’ydi. Ocak-ağustos döneminde de artış gözlemlendi. 2020 yılı ilk 8 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre tescil adetleri yüzde 29 oranında arttı ve toplam rakam 143 bin 237 oldu. Sene sonu tahminleri ise 175-180 bin aralığına güncellendi.

DÜŞÜK MALİYET 

Tüketicinin motosiklete yönelmesindeki en önemli sebeplerden bir tanesi toplu taşımadan uzaklaşmak olurken bununla birlikte maliyetlerin düşük olması da rol oynadı. Motosiklet pazarındaki artışın büyük bölümünü 250 cc altı ve 50 cc motosikletlerin oluşturduğu göz önüne alındığında, hem fiyat avantajı hem MTV avantajı hem de bakım maliyetlerindeki avantajlar ortaya çıkıyor. Motosiklet Endüstrisi Derneği (MOTED) Başkanı Başarı Erbaş “Büyümeyi tetikleyen 250 cc altındaki motosikletler oldu. Özellikle 50 ve 100 cc’de artış çok yüksek. Bu önemli bir veri çünkü çoğunun yeni motosiklete başlayan insanlar olduğunu düşünüyoruz. Tabii ki toplu taşımadan uzaklaşma isteği bu talebi artırdı. Bireysel ve ucuz olması 50 cc’de MTV olmaması, ehliyet avantajı gibi sebepler tercihi bu alana kaydırdı” dedi.

“GÜNEYDE ARTIŞ ÇOK FAZLA OLDU”

Yaz aylarında motosiklet satışlarındaki artışın büyük bölümü güney illerinde olduğunu belirten Erbaş, “Artışta pandemi dönemi ile birlikte hayatımıza giren uzaktan çalışmanın etkili olduğunu düşünüyorum. Bu gelişmeyi yazlık sahiplerinin daha uzun süre orada kalabilme imkanına bağlayabiliriz. İki tekerlek, yakın çevrede ulaşım imkanını çok kolaylaştırıyor” şeklinde konuştu.

“BÜYÜK CC’DE ADETLER DÜŞÜYOR”

Tıpkı geçtiğimiz aylarda otomotiv sektöründe çok tartışma yaratan ÖTV düzenlemesi gibi motosiklette de yaz aylarının başında konulan ek vergi fiyatların artmasına sebep olmuştu. Bu ek vergi normal şartlarda eylül ayı itibariyle kalkacaktı ancak yıl sonuna kadar uzatıldı. Vergilendirmedeki bu değişim özellikle büyük cc motosiklet fiyatlarını ve satışlarını etkiliyor. Başarı Erbaş: “Büyük cc motosiklet satışlarında adetler düşüyor ama alımlarının çoğu fiyatların daha da artma endişesi ve bazıları için de yatırım olarak görmesinden kaynaklanıyor diyebiliriz. Tabii ki diğer bir olumsuz yönü de var işin, fiyatların yükselmesi günden güne büyük cc motosikletleri erişilebilir olmaktan çıkartıyor” dedi.

The post Pandemi motosiklete ilgiyi artırdı appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

Otomotiv Distribütörleri Derneği, 2020 Eylül ayı Otomobil ve Hafif Ticari Araç Pazarı verilerini paylaştı.

Buna göre, ilk 9 ayık dönemde Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 75,5 artarak 493 bin 621 adet olarak gerçekleşti.

Otomobil satışları, aynı dönemde geçen yıla göre yüzde 70 oranında artarak 388 bin 690 adet olurken, hafif ticari araç pazarı da yüzde 99,2 artarak 104 bin 931 adede ulaştı.

Otomobil ve hafif ticari araç pazarı 2020 eylül ayında yüzde 115,8, otomobil pazarı yüzde 101,9 ve hafif ticari araç pazarı yüzde 189,1 oranında arttı.

Eylül ayında otomobil ve hafif ticari araç pazarı 2019 yılı eylül ayına göre yüzde 115,8 artarak 90 bin 619 adet oldu.

OTOMOBİL SATIŞLARI 2 KAT ARTTI

Eylül ayında otomobil satışları yıllık bazda yüzde 101,9 artarak 71 bin 296 adet olurken, hafif ticari araç pazarı yüzde 189,1 artarak 19 bin 323 adet oldu.

Otomobil ve hafif ticari araç pazarı, 10 yıllık eylül ayı ortalama satışlara göre yüzde 52 arttı. Otomobil pazarı, 10 yıllık eylül ayı ortalama satışlara göre yüzde 62,5 artış gösterdi. Hafif ticari araç pazarı, 10 yıllık eylül ayı ortalama satışlara göre yüzde 22,8 arttı.

The post Otomobil satışları yıllık yüzde 101,9 arttı appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.

İngiliz Motorlu Araç Üreticileri Topluluğu (SMMT) eylül ayına ilişkin araç satış verilerini açıkladı.

Buna göre ülkede eylül ayında aylık bazda toplam araç satışı yüzde 4,4 azalarak 328 bin 41’e geriledi.

İngiltere’de yıllık bazda ise eylül ayında toplam araç satışı geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 33,2 azalarak toplam 1 milyon 243 bin adet olarak kaydedildi.

Verilere ilişkin olarak değerlendirmede bulunan SMMT Başkanı Mike Hawes, “Son derece zor bir dönemde, İngiliz otomotiv sektörü inanılmaz bir direnç gösterdi” ifadesini kullandı.

Hawes, bununla birlikte cazip kampanyalara rağmen İngiliz otomotiv sektörünün eylül ayında son 21 yılın en düşük performansını sergilediğini söyledi.

İngiltere’nin Avrupa Birliği’nin (AB) ayrılık sürecine ilişkin belirsizliklerin yüksek seyretmesi ve tarafların daralan süreye rağmen henüz bir serbest ticaret anlaşması konusunda anlaşmaya varamaması da İngiliz otomotiv sektörü üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor.

The post İngiliz otomotiv sektöründe son 21 yılın en düşük araç satışı appeared first on Memur70 Memurlar Kamudanhaber Memur Haber Sitesi.